bugün

Ayıların kıskandıran uykularidir. Hayat ayilara güzel be!
nbc'nin köylü zekasıyla entellik kasmaya çalıştığı uzun ve gereksiz film.
'Biz niye dalmıyoruz?!' Dedirten uykudur,niye sadece yılanlar,ayılar ve diğer bilmediklerim dalıyo?!?!?!
çok güzel bir filmdi. Hani mükemmel değildi ama epey başarılı olduğunu söyleyebilirim. Neleri hoşuma gitti neleri gitmedi yavaş yavaş başlayalım.
(hafif spoiler olabilir de olmayabilir de ama film zevkinizi kaybettirecek bir şey yazmayacağım)
oyunculardan çok beğendiğim oyuncular vardı. ki bence ayberk pekcan(hidayet), tamer levent(suavi), demet akbağ(Necla), Nadir sarıbacak(levent),melisa sözen(nihal)

bir kere hidayet tam bir yardımcı idi. yani gerçekte birebir böyle adamlar gördüğüm için kameranın karşısında bu doğallığı görebilmek çok hoştu. suavi'nin şu son içki sahnesinde sarhoşken oo bak adam haklı, sen yanlış anlattın falan sohbete arkadan destek oluşuna hayran kaldım ki böyle adamlar da gerçekten var. çok gerçekçi oynamış. necla'nın koltukta uzanırken hımbılca devrilişi oradan yorum yapması falan böyle kadınlar da mevcut. levent öğretmen tam böyle nasıl desem güvenilmeyecek hafif elitist kültür kasan tipleri çok iyi oynamış. yani gerçekte böyle tipler de mevcut. rolüne kıl kapabildiysem bu onun oyunculuğu sayesindedir. nihal ise yine günlük hayatta görebileceğimiz bir insan. böyle insanın içini kemiren, hayat enerjisini emen bir kadını gayet iyi canlandırmış. böyle insanlar da epey gördüm. ki ben aydın karakterinin yerinde olsam defol git ulan derdim. bir dakika tahammül etmezdim. nereden olduğunu söylemiyorum çünkü izleyin görün.

mehmet ali nuroğlu(motosikletçi) bir de rol yapan imamın oğlu dışında aslında hepsi gayet iyiydi.

ismail(nejat işler) de fena değildi ki hidayet ile kavga sahneleri gerçekten çok gerçekçiydi. sokaktan iki adam birbirine öyle girer işte *

sonra turistle aydın karakterinin konuşması falan gerçekten durumu iyi özetlemiş hani bunu bir turiste izletirseniz türk insanının how are you i am glad hello dan ibaret olmadığını göstermiş olursunuz

bi tek senaryo çok ilgimi çekmedi. izlerken hiç sıkılmadım oyunculuklar sayesinde ama hikaye biraz havada kalmış gibiydi.

ödülden mödülden pek anlamam nitekim ülkemizi gururlandırmış oldular. başarılarının devamını dilerim
ben bunu izleyeceğim. evet. şimdi. rayttt navvv.

ttnet in donmaları ile beraber 5 saate çıkabilir , film normalde 3 saat 16 dk.
gömlek , çirkin süveter , atkı ve kemik gözlüğümü aldım.
muhtemelen cumartesi gününün ilk saatleri biter.
hakkınızı helal edin.
Yapmak istediğimdir. Kışı keşke uyuyarak gecirebilsem.
aldığı her ödülü hak eden, diyalogları dahiyane ve uğraşılarak yazılmış, içerisinde haluk bilginer gibi bir ustayı barındıran nuri bilge ceylan filmi.
başarılı bir tiyatro eseri izlermiş ya da bir roman okuyormuşcasına gözünüzün önünden kayıp geçen bir film.

oyunculuklar harikulade fakat beni esas etkileyen yanı diyalogların çarpıcılığıydı. karşılıklı serzenişler, hepsinin haklı yanları yanlışları var.

hep içinizde tuttuğunuz bir fırsatını bulup söyleyemediğiniz sizi kemiren düşüncelerin dışa vurumu; bu aslında konuşmaların özü. fakat kendi adıma söyleyim aklıma gelen bu denli yoğun düşünceleri bir çırpıda toparlayıp söyleyemedim hiçbir zaman. necla karakterinin söylediği gibi karşımdakinden bekler oldum hatasını görmesini, yanlışını yüzüne vurmamayı bir erdem saydım kimi zaman. kim bilir belki bir nebze de korkaklık neden oldu buna.

böyle kesik kesik düşünceler hepsini yazıp toparlamaya üşendim. her izleyen kendince bir anlam çıkarır, uzatmanın da anlamı yok aslında. izleyin, tavsiye ederim.
nuri bilge ceylan. bence türkiye'nin psikolojisi en bozuk adamı. böyle film yapılır mı abi. biz şurada küçük şeylerden mutlu olan gariban insanlarız. filmden sonra insanın yaşama sevinci kalmıyor valla. filmi gerçeklerden kaçmak için izliyorsanız sakın bu filmi izlemeyin. şöyle kısaca tahlil etmek gerekirse, öncelikle bana göre bir zamanlar anadolu hem görsel olarak hem de hikaye bağlamında çok daha iyiydi kış uykusu'ndan. ancak kış uykusu'ndaki dialogların ve psikolojik çözümlemelerin dünyada eşi benzerine rastlamak zor. ben kelimelerle değil görüntülerle konuşuyorum diyen birisinin filmine benzemiyor pek. başka birinin filmi gibi. nuri bilge bu filminde adeta elinde kör bi bıçakla deşiyor karakterlerini en derinlerine kadar. hem izleyene hem karaktere acı çektirmekten zevk alıyor adam. yani o kadar insanın önünde tabiri uygunsa psikolojik otopsi yapıyor. üstelik daha ölmemiş olanlara.. ve bunu alnının akıyla da başarıyor. bir iki sahne vardı ki unutulmazlar arasına girmiştir.

--spoiler--

filmin son kısmında süha bey'in sarhoş olduğu öğretmen levent'in aydın'la olan anlaşmazlığını gösteren sahne mesela, mükemmeldi. ilk kısımdaki aydın ve necla'nın tartışması filmin zirve noktasıydı.

--spoiler--

necla karakteri mesela, sinema filmlerinde çok zor bulunan birisi. romanlardan fırlamış gibiydi. tema itibariyle ise örnek aldığı tarkovski'ye en yaklaştığı film bu, şayet temayı doğru anladıysam tabii. doku olarak uzak'a çok benzese de onun kadar kötümser değil bu sefer. bi de söylemeden geçemiyicem, filmin kurgusu çok kötü. filmin ilk kısmında hep necla ikinci kısmında hep nihal var. biraz harmanlasana be güzel abim. illaki vardır bi anlamı ama boğuluyor insan otuz dakika aynı sahneyi izlemekten. oyunculuklara gelince mükemmel. hepsi çok gerçek. adamlar rol yapmamış kendilerini oynamışlar sanki. nadir sarıbacak çok büyük oyuncu. neyse dostlarım kısacası film güzel.. her ne kadar hikayesiz de olsa, geçen hikayelerin hepsi geçmişte yaşanmış da olsa izlenesi bi film. zaten psikolojik de olsa bir otopsiyi üç buçuk saat boyunca izletmek kolay değil. burdan nuri abi'me selamlar. haa bi de bu sefer filmde müzik var. geçen bi ara uğramıştı yanıma, çay içmeye. dedim nuricim arada müzik neyim koy şu filmlerine. olmuyor böyle kuru kuru diye. sağolsun düşünmüş. unutmamış beni.
filmin herhangi bir anını durdurup print screen yapsanız tablo diye duvara asarsınız.
yukarıdaki entryi yazan arkadaş olayı özetlemiş lakin bu film nbc'nın görselliğin yanında harika bir içerikte üretebilirim ve bu karekter yani aydın'ı sizin gözünüze tüm haliyle sokarım isimli bir film olmuş.
Bir bakıma the grand budapest hotel e benzeyen film. Filmin içinde geçtiği sahne/dekor ne diyorlarsa artık çok iyi, oyuncular ve oyunculuk çok çok çok iyi, diyaloglar ve karakterlerin birbirleri ilişkileri çok iyi kurgulanmış ama senaryo çöp.

Yukarıda da belirtilmiş burjuva dertleri üzerine kurulmuş bir senaryosu var. Ateşte para yakma sahnesinde filmi izlemeyi bıraktım sonra bitsin diye devam ettim.

Film iyi ama mükemmel değil. Bu yıl cannes i takip edemedim. Ama bence bu film ödülü haketmiyordu.
the grand budapest hotel'e hiç bir açıdan benzemeyen film. iki filmde de otel olması dışında. iki filmde de adamlar var mesela, bak bilemedim.
imdb sıralamasında 248. sıraya yerleşmiş olan oldukça başarılı filmdir.
kamera arkası görüntüleri akıllara ziyan bir şekilde mükemmeldir. nuri bilge ceylan'ın oyuncularla olan diyalogu ve onlara sağladığı doğaçlama imkanı filmin başarısını açıklamaya yetecek niteliktedir. elbette bazı sahneler var ki senaryoya birebir bağlı kalınıyor ancak örneğin aydın(haluk bilginer) nihal(melisa sözen) ve necla(demet akbağ)nın kahvaltı sofrasında "kötülüğe izin vermek" konulu konuşmalarının doğaçlama yapılması ve nuri bilge'nin demet akbağ'a necla'nın repliklerini okuyup "buradan ne anlıyorsan söyle" tipi yönlendirmeleri şahsen beni mest etmiştir. ayrıca göze çarpan bir nokta da nuri bilge'nin haluk bilginer'e bazı sahnelerde danışmasıdır. haluk bilginer'in tartışılmaz oyunculuğunun nuri bilge'ye dahi yol gösterebiliyor olması insanı mest ediyor. izlemek isteyenler için (ki filmi izlemiş olan herkes kesinlikle izlemeli) linki şuraya konduruyorum : http://www.youtube.com/watch?v=ZYMiR1VC-XU

komikli bir kamera arkası için de (ismail'in yani nejat işlerin hidayet yani ayberk pekcan'la olan kavga sahnesi) : http://www.youtube.com/watch?v=Y5aHjIDOpeM
Ayıların tercih ettiği bir uyku.

Kutup ayıları müstesna.
izlenmesini tavsiye edebileceğim güzel bir türk filmidir.
müptelaları için ilginç bir bilgi

ekip, suavi'nin evinde içtikten sonra, sabah ava çıkar. ekrana, karda bata çıka ilerledikleri bir sahne gelir. işte bu sahneyi,bilge ceylan, oyunculardan habersiz çekiyor. oyuncular o sırada kayıtta olunduğunu cannes'da filmi izlerken öğreniyorlar.
nuri bilge ceylan ın kendi youtube kanalında filmin kesilen ve sahne arkası görüntülerini izledikten sonra bitirmeme rağmen , yeniden açıp kendisini bu sefer daha dikkatli ve şaşırtarak izlettiren filmdir. filmin kendisi ayrı sahne arkası görüntüleri ayrı bir şekilde nuri bilge ceylan ın neden bu kadar başarılı bir yönetmen olduğunu ve neden bu filmle cannes de ödül aldığını anlatıyor.
yeni izleme fırsatı bulduğum nuri bilge ceyhan filmi. diğer filmlerinden tecrübeyle beni şaşırtmayan, ilk 10-15 dakika içerisinde sizi adeta filmin bi karakteri/parçası gibiymişcesine sizi içine çeken bi yapısı var. neden bilmiyorum nuri bilge ceyhanın filmlerinde hep bu duyguyu yaşıyorum. karakterler sanki o kadar tanıdık ki her yerde görebileceğiniz tanıyabileceğiniz insanlar. tüm karakterinizi belli parçalara bölüp filmdeki her karaktere birer parça düşmüş gibi. galiba o yüzden tek bir karaktere bağlanmıyorsunuz. hepsinde bi haklı/onayladığınız yön görüyorsunuz ama bir de kızdığınız bi yön görüyorsunuz. tıpkı sıradan insanlar gibi hepsi yani. hiç biri bize yabancı değil. bu durum da beni 3 boyutlu gözlükle izlenen tırt filmlerin bol bol cgı teknolojisi ile beni içine çekmesinden yüzlerce kat daha fazla içine çekiyor filmi yaşatıyor. dedim ya çünkü hepsi sıradan sizin gibi benim gibi onlar gibi insanlar. kimsenin hayatta onlara başrol vermediği sıradan insanların hayatlarına kısa bi bakış atıyoruz ve 'görüşürüz' diyerek ayrılıyoruz. şahsi fikrime göre nuri bilge ceyhanın filmleri sanatsal film değil, aksine ne kadar sıradan olursak daha bi anlamlı geliyor filmleri. belki de işin sanat yönü buradadır işin o kadar teknik boyutunu bilmiyorum sadece sıradan bi izleyici olarak söylüyorum.

haluk bilginer ile ilgili bir şey söylemeden geçemeyeceğim. oyunculuğuyla, ses tonuyla beni kendine hayran bırakıyor. adam tirad yapmak için özellikle yaratılmış gibi.

--spoiler--

senden ayrılmanın benim için ne derece korkunç hatta olanaksız olduğunu çok iyi biliyorum.
tıpkı artık beni sevmediğini bildiğim gibi.
biliyorum eski günlere dönemeyiz.
gerek de yok buna.
beni bir uşağın gibi bir kölen gibi yanına al.
ve hayatımıza senin istediğin gibi de olsa devam etmemize izin ver.
beni affet.

--spoiler--
Bi uyku çeşidi.
Ayılara kaptırmakla çok büyük bi hata yapmışız bence.
imrendiğim uykudur.
nuri bilge ceylan ın mükemmel beyin yakan filmidir. nbc filmin üç ana karakteri ile bencil modern sözümona aydın insanın psikanalizini yapar 2014 te cannes en iyi film ödülünü alan nbc ödülü aldığında kameralara yıllar önce aynı ödülü alan yılmaz güney ile aynı pozu vererek gönüllerimize taht kurmuştur.

tembel üstelik aydın geçinen aydın karakteri genç ve güzel karısı nihal ve hayatındaki tüm olumsuzlıklar için hep başkalarını sorumlu tutmuş ablası necla ile birlikte kapadokya da ailelerinden kalma bir otelde yaşarlar. büyük şehirin debdebesinden kaçan ama kasaba insanını da beğenmeyen üçlü gayrimenkullerinin getirleri ile bohem bir hayat sürmektedirler. birlikte yaşadıkları kasabanın küçük insanlarına ve sorunlarına bir o kadar uzak ve yabancı. sürekli kasabasından ülkesiden şikayet eden herşeyin en doğrusunu bildiğinden etrafındaki kimsenin kendi hayatını yaşamasına izin vermeyen bir nevi günümüz sözümona aydının eleştirisi mahiyetindeki aydın ın sürekli laf sokan ablası necla ile olan uzun diyalogları geçmiş hesaplaşmaları. kendinden yaşça büyük hayranı olduğu bir adamla güvensizlik ve yetersizlik duygularıyla alınmış mutsuz bir evlilik kararından pişman genç ve güzel nihal in kendine ait birşeyler yapma üretme adına çabaladığı ve fakat aydın tarafından hep yetersiz görülme sen beceremezsin bakışları imaları yüzünden nafile çabalarının konu edildiği nuri bilge ceylan ın mükemmel bir kişilik analizi filmidir. görüntüler de cabasıdır. sabrı ve hastası olan mutlaka izlemelidir.
4 saati kaldırabileceğime inansam izleyeceğim film..
" Birkaç gündür içime yerleşen yeni adam, gitmeme izin vermiyor. "