bugün

(bkz: uludağ üniversitesi kütüphanesi)
dünyayı yaratmadan önce tanrının dünyanın bölgelerinden olan kutupları sakladığı yerdir.

not: günümüzde ortalama insan kütüphanelere kutuplar kadar uzaktır.
ders boş geçtiği için, muhteşem sessizliği sayesinde ders çalışmak için uygun bir yer olduğunu düşünen badhabit ve arkadaşları kütüphaneye iner ve nöbetçiler sorar;
n:hooop!! höööy! bu saatte dersiniz yokmu sizin?
bh:boş geçiyo e bizde ders çalışalım dedik..
n:puhahahahah boş saatlerinde kütüphaneye mi iniyosunuz? biz çıkalım siz rahat olun. *
(bkz: çok yalnızım be sozluk)
kokusu ve sessizliği ile huzur veren mekan. her biri aynı kokuda aynı sessizlikte ve aynı bilgidedir.
son zamanlarda internet bağlantılı bilgisayarların da gelmesi ile insanlara ücretsiz internet hizmeti sunan yer *.
(bkz: igloo) *
kitap okumak, ögrenmek, kafa dinlemek, hatta uyumak icin bile esi benzeri olmayan bir mekandir.
işinde gücünde insanı olunca, işi düşmedikçe gitmiyor insan.. hayır, işim olmasa bile neden gideyim ki lan?

çıkarım hatay istikametine, yardırırım ordan. korsan kitapçıyla yaparım pazarlığımı (2 kitap alcam 14tl'ye bırak olayı) gider evimde, g.tümü devire devire okurum. devamını da tuvalette okurum hatta.

geçenlerde alsancak'taki kütüphaneye girdim. hepsi erkek. bi köşeye bir iki hatun koymuşlar, kasaya da hatun koymuşlar (giriş tabi.vizyon güzel) camekandan bakınca, ''olm hatuna bak gel girelim.okuyomuş gibi yaparız'' diyen adamları dikizledim bir süre..

zihni uçkurunda iki bacaklı (üç aslında) adamlar 2dk. içinde kütüphaneyi terkettiler tabi. zira, toplasan 3 hatun var. dışardan bakıldığında ''bunlardan çok var'' falan zannediyor insan.

zaten hatunlar da böyle emo mu desem gotik mi desem.. bilemedim.

neyse.
aldığım korsan kitaplarla mutluyum ben.
kütüphanenizde çok değerli kitaplarınız varsa, afedersiniz kimse şeyinize osuramaz...
wireless'ine kurban olunasi mekan.
(bkz: milli kütüphane)
iki kitap iadesine gidilip 4 kitap ödünç alınarak beni benden alan yerdir. **
kocaman olmalıdır, dolu dolu kitaplarla.. böyle eskilerden yenilere, dedenin sana verdiği o incecik kitaplardan, lisede ingilzce öğretmeninin sana aldırdığı ''english grammar in use'' a hepsi.. renkli, yaşanmış, yıpranmış ya da kapağı hiç açılmamış.. olmalıdır işte, hemde evin baş köşesinde.. ölee bakıp dinlenmelisin, hayat bulmalısın içinde..
(bkz: mübalağa ediyorsun)
serdar ortaç kliplerinde dekor niyetine kullanılan yer.
adam ya uyuyor ya da kızları tavlayıp dans ediyor filan.
sanırım kendisi hiç kütüphaneye gitmemiş ve kafasında kütüphane denince bunlar canlanıyor. normal.
Kütüphane, belli bir sisteme göre düzenlenen kitap ve benzeri materyallerin toplandığı, saklandığı, okuyucu ve araştırmacıların istifadesine sunulduğu yer.
kimilerinin 'kütüp' şeklinde kısalttığı ama enerjiden maksimum tasarruf amacıyla 'küt' denmesi gereken ulvi hizmet mekanı.
Arapça "ketebe" (yazmak) sözcüğünden gelir. Çağımızda sessiz mekan bulmak imkansızken, kütüphaneler sessizliği ile insanı rahatlatan, içini huzurla dolduran, her tarafta kitap bulunan hoş mekanlardır. Bu arada Konya şehrimize de yeni, büyük bir kütüphane açılmakta.
bide böyle ağır dekore edilmişse uf büyülü bir yer izlenimi verir.
kötü kokan güzel yer.
yalnız gittiğinizde dikkat çekmeyeceğiniz tek yerdir.
Ne yazık ki ülkemizde yerini cemaat evlerine, internetteki o muhteşem bilgi kirliliğine bırakmış olan eğitimin kutsal mekandır.
özellikle geniş, çok sayıda yıllanmış kitaba ulaşma imkanınızın olduğu kütüphaneler nefes aldırıyor insana , bambaşka bir dünyaya yolculuk gibi geliyor kitapların arasında dolaşmak. hele o eski kitapların kokusu yaşanmışlıkları geçen onlarca yılı düşündürüyor size.
ilginç sahnelerin yaşanabileceği öğrenim yuvası:

-Burası boş mu?
+Hayır arkadaşım gelecek.
-Ne zaman gelecek.
+Bilmiyorum yarım saate gelir herhalde.
-O zaman o gelene kadar oturayım.

Sonraki her 10 dakikada 'Tam olarak ne zaman geliceğini biliyor musun?' sorusu sorulur, sonunda geliyor 5 dk sonra denilip kıza çıldırmış gözlerle bakılarak kız kovulur.

Bu kız hukuk okuyor, bir avukat/hakim/savcı bu kadar salak olmamalı.
gerekli yiyecek ve içecek verilmesi durumunda ömrümü geçirebileceğim yer. okulda hep bir çadır verseler de burada kalsam diyordum. hatta sevgiliyle yapmayı düşlediğim şeylerin başındaydı kütüphanede oturup kitap, dergi okumak, araştırma yapmak. yazık ki gerçekleştirmedim. içimde kaldı. çok ciddiyim. saçmasapan şeyler isteseydim olurdu eminim. belki de görece 'sıkıcı' olduğumdan kaybediyorum hep. kayıp da değil esasında. neyse işte...
Sabah girip akşam çıktığım çoğunlukla yalnız ve ya birkaç kişi olduğum yer, ah o kitap kokusu yok mudur mısralarda gizlenmiş harika cümlelerin baskı evinden yeni çıkmış taze kitapların kokusu, eski kitapların yıllanmış cümlelerin verdiği tecrübe kokusu. Tarihi sığdırmış ansiklopedilerin asilliği. Milyonlarca aşkı başlatmış, milyonlarca aşkı körüklemiş olan şiir kitapları. Ve tabi ki de okurken dalıp gitmek evet orası kütüphane sadece seni anlayan kişilerin geldiği yer. bende son bir yıldır evimde küçük çaplı bir kütüphane kurdum ve genişletmeyi düşünüyorum paylaşayım istedim sizlerle saygılar.

Hazır kütüphane dedik biraz genel kültür yapmadan olur mu? Tabi ki de olmaz. *
Evet efendim, dünyadaki en büyük kütüphaneleri sayarsak saymadan önce şunu söylemek istiyorum kütüphane yapmak kolay değildir tarihe göre, konuya göre, yazara göre ayırmak gerçekten çok zor bir iştir her neyse konumuza dönelim dünyadaki en büyük kütüphaneler şu şekildedir, sizin için görsel olarak'ta yazacağım.

1. Dublin Üniversitesi Trinity College Kütüphanesi
görsel

2. Kirby Kütüphanesi, Lafayette Koleji, Easton, Pennsylvania, ABD
görsel

3. Kongre Kütüphanesi, Washington, DC
görsel

4. Minsk Beyaz Rusya Ulusal Kütüphanesi
görsel

5. isviçre St Gall Manastırı Kütüphanesi
görsel

6. Avusturya Graz Üniversitesi kütüphanesi
görsel

7. Geisel Kütüphanesi, University of California, San Diego
görsel

8. Delft Üniversitesi Teknoloji Kütüphanesi, Hollanda
görsel

9. Stockholm Halk Kütüphanesi, isveç
görsel

10. iskenderiye Kütüphanesi, iskenderiye, Mısır *
görsel

11. Londra'daki British Museum
görsel

12. Halk Kütüphanesi, Seattle, Washington, ABD
görsel

13. Portekiz Coimbra Üniversitesi Kütüphanesi
görsel

14. Vancouver, British Columbia, Kanada Halk Kütüphanesi
görsel

Kütüphane demişken şöyle bir zamana yolculuk yapmaya ne dersiniz?
evet evet bence'de zamana yolculuk yapalım.

--spoiler--

Nivie'de i.Ö. 626 tarihinde kurulan Asur Bani Pal kitaplığı ilk kütüphane sayılır.Daha sonra Ozymandias Teb'te dinsel yazılar için ayrı bir kitaplık daha kurulmuştur:bu kitaplığın 20.000'den çok papirus tomarı bulunduğu sanılmaktadır. Eski Yunan'da ilk kitaplık i.Ö. 540 yılında Pisistratus'un Atina'da kurduğu kitaplıktır.Daha sonraları tapınaklara bitişik pek çok kitaplık kuruldu en önemlileri iskenderiye'de Musaion Anadolu'da Efes ve Bergama kitaplıklarıdır. ilk büyük Hıristiyan kitaplıkları Kayseri, Urfa, ve istanbul'da kuruldular.i.S. 150 yıllarında parşömenin kullanılmaya başlamasından sonra da papirüs tomarları yerlerini Codex'lere bırakmaya başladılar ; yani bugün bildiğimiz kitabın temel görünümü ortaya çıktı. Ortaçağda kitaplar genellikle manastırlarda ve piskoposluklarda toplanayorlardı.ilk manastır kitaplığı i.S. 540'da, Romalı komutan Cassiodorus'un Vivarium'daki çiftliğinde kurulmuştur.Benediktin tarikatının kurucusu Benediktus von Nursia, keşişlerin yaşama kuralları arasında kitap çoğaltma görevini de koymuştu.Monte Cassino, Cluny, St. Gallen manastır kitaplıklarının en tanınmışlarıdır. Ortaçağ boyunca batıda, kitaplıkların ellerinde bulunan kitapların sayısı çok seyerek olarak 1000'i aşmıştır.Onüçüncü yüzyılda Roma Papalık Kitaplığı'nın yalnızca 500 kadar kitabı vardı.Kitaplar büyük salonlarda rahleler üzerine konuyor ve rahleye zincirlerle bağlanıyorlardı.Bu zincirli kitaplıkların tanınmış örneklerinden Cesena, Hereford, Goldberg ve Zuthpen bugün müze olarak kullanılmaktadır. Üniversitelerin kuruluşundan sonra üniversite kitaplıkları ortaya çıktılar.1243'de Salamanca, 1257'de Paris üniversite kitaplıkları kuruludu.Bunları Oxford, Prag, Viyana, Heidelberg üniversite kitaplıkları izlediler. Hümanizma ve Rönesans hareketi kitaplıklara canlılık getirmiş, 1441'de Floransa'da Cosimo Di Medici "Laurenziana", Venedikte Marciana, Roma'da Vaticana kitaplıkları humanizmanın yarattığı kitaplıklar olarak ortaya çıkmışlardır. Reformasyondan sonra manastır kitaplıkları kalkmış, yerlerini ilk şehir kitaplıkları almışlardır.Sonradan bu kitaplıklardan eyaletlerin "Devlet Kitaplıkları" ve "Ulusal Kitaplıklar" doğmuşlardır. Zincirli ve rahleli kitaplığın yerini 16. yüzyılda cağın barok beğenisine uygun, çok süslü "salon kitaplığı" denilen kitaplık biçimi almıştır. Yeni zamanların günlük çalışmalar ve araştırmalar için "kullanılan kitaplık" yaratma düşüncesi ilk ürününü 1735'de Göttingen Üniversite Kitaplığı ile verdi.Dünyanın ilk modern üniversitesi diye bilinen Göttingen Üniversitesi'nin kitaplığı değil, modern bir anlayışla kurulan ve bu çok başarılı kitaplığın Göttingen Üniversitesi'ni yarattığı savunulmaktadır.
--spoiler--
Dünyayı bitirdiğimize göre kendi tarihimize geçebiliriz,

Türkiye'de ki ilk kütüphane,

--spoiler--
Türkiyede ilk Kütüphane
T ürkiye’de 900 yıllık bir kütüphane geleneği vardır. Osmanlı imparatorluğu’nun ilk dönemlerinde kütüphaneler; camii, türbe, medrese ve imarethane gibi kurumlar içinde yer almıştır. Daha sonraları yönetim olarak her ne kadar vakıflar bünyesinde yer alıyor olsalar da ayrı birer kuruluş olarak kütüphaneler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu nitelikteki ilk kütüphane, 1678 yılında Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından istanbul’da kurulan "Köprülü Kütüphanesi"dir. imparatorluğun büyümesi ile birlikte Anadolu’nun bir çok yerinde de kütüphaneler kurulmuştur. Dönemin devlet ve din büyükleri tarafından kurulan vakıflar yoluyla yaşatılan bu kütüphanelerden bazıları, koleksiyonları ile günümüzde de varlığını sürdürmektedir. 1884 yılında kurulan ve bugün de "Beyazıt Devlet Kütüphanesi" adıyla hizmet veren "Kütüphane-i Osmaniye" ise Osmanlı döneminde devlet eliyle kurulmuş olan ilk kütüphanedir.

1920 yılında TBMM Hükümeti’nin kurulmasından sonra Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bir "Kültür Dairesi" oluşturulmuş ve kütüphaneler bu daireye bağlanmıştır. 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu ile bütün vakıf kütüphaneleri MEB bünyesinde toplanmıştır. 1946 yılında, halen Ankara’da hizmet vermekte olan "Milli Kütüphane" kurulmuştur. 1954’ten itibaren üç üniversitede kütüphanecilik bölümleri açılmış ve kütüphanecilik konusunda lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim verilmeye başlanmıştır.

Ayrıca AB üye ve aday ülkelerinin 2001 yılında başlattıkları ve bu ülkelerde bulunan halk kütüphaneleri, müzeler ve arşivler arasında enformasyon teknolojilerine dayalı bir işbirliği olan PULMAN-XT (Public Libraries, Museums and Archives Network) projesine Türkiye 2002’de tam üye olarak kabul edilmiştir. Proje kapsamında Ankara Adnan Ötüken, istanbul Orhan Kemal ve izmir Atatürk il Halk Kütüphaneleri 2003’te otomasyona geçirilecektir.
--spoiler--

Umarım sizin için bir şeyler yapmışımdır saygılarımı sunuyorum efendim...