bugün
- bik bik'in balona binmesi27
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim14
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- cumaya gidenlerin çok azalması16
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- futbolcu ismiyle nick almak10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- vatandaşlık farkı alan otel15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü18
- kanınıza rengini verir misiniz11
- abır nerede sorunsalı8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı32
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir10
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım12
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş8
entry'ler (39)
öyleeee miii??? yada
demek öylee haa?
demek öylee haa?
çocukken uğruna ölecek kadar çok sevdiği amcasını ve dedesini toprağa verdiği an..
bugün çok sevdiğim birinin, artık bana ihtiyacı kalmadığını anladım.. bencilce belki ama, onun bana ihtiyacı olması demek, sonsuz sevgisi demekti.. şimdi ihtiyaç gitti, sevgisi kaldı..
onu benden daha iyi veren birini bulduğu gün, o da gidicek diye ödüm patlıyor..
onu benden daha iyi veren birini bulduğu gün, o da gidicek diye ödüm patlıyor..
eğer kavga edipte ayrıldıysan sevdiğinin yanından.. ve bu yüzden deli deli yürüyorsan, içten içe seni durdurmasını beklersin.. "nereye gidiyorsun?" "dur, dinle" demesini beklersin.. eğer gelmezse yürüyüp sonunda pes edip, paşa paşa evine dönersin.
"belki" lerledir bekleyiş, "ama" larla kandırırsın kalbini, "keşke" lerle acını hatırlatırsın sevdiklerine, ama "emin" olduğun şeyleri tekrarlayamazsın kendine.. "o gelmeyecek çünkü.."
en yakın arkadaşını aramak, onunla mümkünse deniz kenarında bir yere gidip, iki lafın belini kırmak...
eğer olmazsa, bir kadeh içki almak, ışıkları kapatmak ve rahatlamak..
eğer olmazsa, bir kadeh içki almak, ışıkları kapatmak ve rahatlamak..
dakika ile saat aynı rakamı gösterdiğinde, onun seni düşündüğüne inanmak..
"ben nereye gidersem yalnızlığımın başkenti orası"
nesilden nesile geçmek uğraşır durur.
annemin digiturk plus kumandasıyla yaşadığı tek ilişki..
"Uzun bir tartışma her iki tarafında haksız olduğunun delilidir. "
Voltaire
Voltaire
o gitti..
onunla aynı dili konuştuğunu farkettirdiğin an.. ne dediğini anladığın, saygı duydugun, gözlerinin içine baktığın ve gerçek olduğunu hissettirdiğin o andır..
"En güzel beraberlik seninle olmak diyorum, nasıl en korkunç yalnızlık sensiz olmaksa... Biraz önce buradaydın. Aradan geçen zaman henüz kokunu bile dağıtamadı. Oturduğun koltukta ağırlığının izi duruyor. Dokunduğun her yerde sıcaklığın var, baktığın her şey de aydınlığın.
Gittin mi? Ben şimdi yalnız mıyım? Duvarlar üzerime yıkılıyor, yüzümde parçalanıyor aynalar, resim çerçeveleri. Tarifi mümkün olmayan bir boşluk içindeyim. Gözlerim kapıda, belki yine gelirsin diyorum. Uzaktan ayak sesleri geliyor. Sen değilsin gelen biliyorum, ama yine de bir ümit var içimde vazgeçemediğim.
Bir sigara yakıyorum ve seni arıyorum dumanın havada çizdiği şekillerde. Sonra ne yapacağını bilmeyen ellerime bakıyorum bir zaman. Ellerim hala ayrılırken ellerine temas etmenin hazzı içinde şaşkın ve kararsız. Oysa , o ellerle şimdi şiirler yazabilirim senin için, sana yokluğumun dayanılmazlığını anlatabilirim.
Zaman hayli ilerledi. Evine varmış olmalısın. Kulağım telefon sesinde. Beni aramanı bekliyorum. Telefonun her çalışında umutla uzanıyor ellerim ahizeye. Oysa hep bir başkası çıkıyor karşıma. Kahroluyorum. Senden başkasının varlığına değil, sesine bile tahammülüm yok artık.
Ağır dayanılmaz saatler geçiyor. Nihayet senin sesin telefonda. Beni anlayan, o özlemli kısık sesin. < Nasılsın > derken bile yüreğimi heyecanla dolduran, kanımı tutuşturan sesini işitmenin sevinci sarıyor her yerimi. Hiç bitmesin istiyorum konuşmamız. Senden başka bir şey düşündüğüm yok, dünya umurumda değil. Konuşuyor konuşuyoruz ve < Allahaısmarladık> diyorsun. Sana düşündüklerimi söyleyemiyorum.< Ne olur, yine gel ve hiç gitme artık> diyemiyorum. Boğazıma bir şeyler düğümleniyor. Ellerimde soğuk, hissiz bir aletle yapayalnız kalıyorum. Biraz önce sesini bana ileten telefon düşmanım şimdi.
Hırsla ve kinle bakıyorum bir zaman. Sonra sevdiğin bir plağı çalmak geliyor aklıma. Birden seviniyorum. Herşeye rağmen yine seninleyim, ne iyi. Beşinci senfoniyi dinliyorum. Odayı orkestranın güçlü, tanrısal sesi dolduruyor. Hiç ayrılmadığımıza ve ayrılmayacağımıza inanıyorum. Yüzyılların ardından bir Beethoven sesleniyor, isyan ediyor zamana. Ve sonra bir başka plakta Schumann ağlıyor, ben ağlıyorum, uzaklarda sen ağlıyorsun. Aşkın ve sanatın ölümsüzlüğüne bir kere daha inanıyorum.
Artık seni sevdiğime pişman değilim."
Gittin mi? Ben şimdi yalnız mıyım? Duvarlar üzerime yıkılıyor, yüzümde parçalanıyor aynalar, resim çerçeveleri. Tarifi mümkün olmayan bir boşluk içindeyim. Gözlerim kapıda, belki yine gelirsin diyorum. Uzaktan ayak sesleri geliyor. Sen değilsin gelen biliyorum, ama yine de bir ümit var içimde vazgeçemediğim.
Bir sigara yakıyorum ve seni arıyorum dumanın havada çizdiği şekillerde. Sonra ne yapacağını bilmeyen ellerime bakıyorum bir zaman. Ellerim hala ayrılırken ellerine temas etmenin hazzı içinde şaşkın ve kararsız. Oysa , o ellerle şimdi şiirler yazabilirim senin için, sana yokluğumun dayanılmazlığını anlatabilirim.
Zaman hayli ilerledi. Evine varmış olmalısın. Kulağım telefon sesinde. Beni aramanı bekliyorum. Telefonun her çalışında umutla uzanıyor ellerim ahizeye. Oysa hep bir başkası çıkıyor karşıma. Kahroluyorum. Senden başkasının varlığına değil, sesine bile tahammülüm yok artık.
Ağır dayanılmaz saatler geçiyor. Nihayet senin sesin telefonda. Beni anlayan, o özlemli kısık sesin. < Nasılsın > derken bile yüreğimi heyecanla dolduran, kanımı tutuşturan sesini işitmenin sevinci sarıyor her yerimi. Hiç bitmesin istiyorum konuşmamız. Senden başka bir şey düşündüğüm yok, dünya umurumda değil. Konuşuyor konuşuyoruz ve < Allahaısmarladık> diyorsun. Sana düşündüklerimi söyleyemiyorum.< Ne olur, yine gel ve hiç gitme artık> diyemiyorum. Boğazıma bir şeyler düğümleniyor. Ellerimde soğuk, hissiz bir aletle yapayalnız kalıyorum. Biraz önce sesini bana ileten telefon düşmanım şimdi.
Hırsla ve kinle bakıyorum bir zaman. Sonra sevdiğin bir plağı çalmak geliyor aklıma. Birden seviniyorum. Herşeye rağmen yine seninleyim, ne iyi. Beşinci senfoniyi dinliyorum. Odayı orkestranın güçlü, tanrısal sesi dolduruyor. Hiç ayrılmadığımıza ve ayrılmayacağımıza inanıyorum. Yüzyılların ardından bir Beethoven sesleniyor, isyan ediyor zamana. Ve sonra bir başka plakta Schumann ağlıyor, ben ağlıyorum, uzaklarda sen ağlıyorsun. Aşkın ve sanatın ölümsüzlüğüne bir kere daha inanıyorum.
Artık seni sevdiğime pişman değilim."
Mustafa Kemal Atatürk köşkte önemli bir davet verir, ülkenin ileri gelenleri köşkte buluşacaktır. Tüm köşk çalışanları o gece için tembihli ve çok özenlidir. ingiltere başbakanına servis yapan garson'un ayağı takılır ve tepsiyle birlikte yere düşer.
Gazi şöyle der;
"Efendim görüyorsunuz milletime herşeyi öğrettim ama uşaklık etmeyi öğretemedim."
Gazi şöyle der;
"Efendim görüyorsunuz milletime herşeyi öğrettim ama uşaklık etmeyi öğretemedim."
Deniz Baykal "yakında yine beraberiz" diye açıklama yaptı..
cep telefonu faturası çok gelen kıza söylenenler;
baba: işte bu faturan, bak incele.
kız: ...
baba: işte bu harcadığın para dördümüzün annenin senin kardeşinin ve benim paramız, dilediğin gibi harca.
baba odadan gider.. (bkz: tokat atsan daha iyi değil miydi)
baba: işte bu faturan, bak incele.
kız: ...
baba: işte bu harcadığın para dördümüzün annenin senin kardeşinin ve benim paramız, dilediğin gibi harca.
baba odadan gider.. (bkz: tokat atsan daha iyi değil miydi)
yemekleri müthiş, şivesi kendine özgüde olsa akılda kalıcak kadar aksanlı, sargı burmanın, tepsi kebabın kesin yenilmesi gereken yer.. bazende öyle dükkanlara girersiniz ki, masanın altından orjinal sony dvd satar ama dükkanda satılan ürünlerin hepsi squny'dir.. neşelidir insanı, tersi pistir, dolandırıcıdır ama arkadaşına kazık atmaz..