bugün

Dildeki tad alma duygusudur, olmasa veya sonradan yitirilse yaşamınız zehir olur.

(Ağızdaki kuvve-i zaika bir kapıcıdır; mide, cesedin idaresi noktasında bir efendi ve bir hakimdir. O saraya veyahut o şehre gelen ve sarayın hakimine verilen hediyenin yüz derece kıymeti varsa, kapıcıya bahşiş nev'inden ancak beş derecesi muvafık olur.. fazla olamaz. Ta ki; kapıcı gururlanıp, baştan çıkıp, vazifeyi unutup, fazla bahşiş veren ihtilalcileri saray dahiline sokmasın. işte bu sırra binaen, şimdi iki lokma farzediyoruz.

Bir lokma, peynir ve yumurta gibi mugaddi maddeden kırk para; diğer lokma, en ala baklavadan on kuruş olsa.. bu iki lokma ağıza girmeden, beden itibariyle farkları yoktur, müsavidirler; boğazdan geçtikten sonra, cesed beslemesinde yine müsavidirler. Belki, bazan kırk paralık peynir, daha iyi besler. Yalnız, ağızdaki kuvve-i zaikayı okşamak noktasında yarım dakika bir fark var. Yarım dakika hatırı için kırk paradan on kuruşa çıkmak, ne kadar manasız ve zararlı bir israf olduğu kıyas edilsin. Şimdi, saray hakimine gelen hediye kırk para olmakla beraber, kapıcıya dokuz defa fazla bahşiş vermek, kapıcıyı baştan çıkarır, "hakim benim" der.

Kim fazla bahşiş ve lezzet verse; onu içeriye sokacak. ihtilal verecek, yangın çıkaracak, "Aman doktor gelsin, hararetimi teskin etsin, ateşimi söndürsün." dedirmeye mecbur edecek. işte, iktisad ve kanaat, hikmet-i ilahiyyeye tevfik-ı harekettir. Kuvve-i zaikayı kapıcı hükmünde tutup, ona göre bahşiş verir. israf ise; o hikmete zıt hareket ettiği için çabuk tokat yer, mideyi karıştırır, iştiha-yı hakikiyi kaybeder. Tenevvü-ü et'imeden gelen sun'i bir iştiha-yı kazibe ile yedirir, hazımsızlığa sebebiyet verir, hasta eder. L.)

(bkz: Ondokuzuncu Lema)
güncel Önemli Başlıklar