bugün

Hem Tanrıya Hem Paraya ibadet Edemezsiniz!

incil/Matta
Bu kez anladım Salomon! Ben kimim biliyor musun? Shakespeare'in kurbanıyım ben. O ihtiyar vampiri tekrar yaşatacağım diye ben geberiyorum!
(Jean Paul Sartre. - Toplu Oyunlar 2 - Kean)
“...sevgili dost!
Hafız, “hiçbir yol yoktur ki sonu olmasın,” demiş ama ne çıkar! bizim otobüslerimizin aynalarında hâlâ “ömür biter yol bitmez,” yazıyor. “düz yolda da sürçer insan,” deyince çehov, âşık dertli cevap veriyor: “ doğru gitsem yollar komaz / bükük yollar boynum gibi.”...”
Sanatçı güzel şeyler yaratandır. Sanatı göz önüne serip, sanatçıyı gizlemek sanatın amacıdır. Eleştirmen, güzel şeylerden edindiği izlenimi başka bir üsluba ya da yeni bir malzemeye dönüştürendir. En alçak eleştirinin en yüce biçimi özyaşamöyküsüdür. Güzel şeylerde çirkin anlam bulanlar, sevimli olamadan yozlaşmışlardır. Bu bir hatadır
itham ediyorum... Kendimi para ve şöhret başta olmak üzere eleştirdiğim her şeye tapmakla itham ediyorum... Kendimi burnumun ucundan ötesini görmemekle itham ediyorum... Kendimi, kendini keşfetme kisvesi altında kendimden hoşnut olmakla itham ediyorum. (FREDERiC BEIGBEDER / Kuzey Kulesi 107. Kat)

***
Yaşa. Anı yakala. Yatak odasındaki yatağın önünde duruyorum ve insanın anı nasıl yakalayacağını bilmiyorum. Sonunda her zaman yaptığım gibi ölüm ilanlarından başlamaya karar veriyorum. (KJERSTI SKOMSVOLD / Hızlandıkça Azalıyorum)
***
Kendinize mutlu olup olmadığınızı sorduğunuz anda, artık mutsuzsunuzdur... (ZYGMUNT BAUMAN / Yaşam Sanatı)
***
Mutluluk masal, mutsuzluk öyküdür. (HARUKi MURAKAMi / Sahilde Kafka)
***
Sağlığı mutluluğun eşdeğeri haline getirmek, kendinin farkında olmayan ve can çekişme halindeki kişiler olduğumuzu ima etmektir. Tedavi ideali, hiçbir zaman yakamızı bırakmayan, yakınlarımızın ve medyanın sürekli hatırlattığı bir sabit fikir haline gelir. Bu bağlamda, işleyeceğimiz tek suç, gece gündüz sağlığımızı düşünmemek! (PASCAL BRUCKNER / Ömür Boyu Esenlik)
***
insan çeşitli yöntemlerle yalnızlaştırılabilir. Terk ederek, korkutarak, güçsüzleştirerek. Punduna getirdiğinde de hapsederek tabii. Ama en korkuncu başkalarına muhtaç ederek yalnızlaştırmaktır. (HAKAN iŞCEN / Borges Çetesi)
***
Evlerde insanlar değil, adeta eşyalar oturuyor. (CAHiT ZARiFOĞLU / Zengin Hayaller Peşinde)
***
Burada, bu taraçalar üzerinde manzaraya hakim olduğum gibi kendi hayatıma da hakim olabilme duygusu içimde beliriyor. Belki de her birimiz, hayat boyunca ahengini aradığımız bir iklime, bir manzaraya aitizdir. (HELENE GRIMAUD / Özel Dersler)
***
Her şeyi unuttuğundan bu yana çok daha fazla şey biliyor. (ELIAS CANETTI / Saatin Gizli Yüreği)
***
Hiçbir şey göründüğü gibi, hatta yaşandığı gibi değil; her şey hatırlandığı gibi. (BARIŞ BIÇAKÇI / Aramızdaki En Kısa Mesafe)
***
Kavga savaşçının kutsal vazifesi. Düşmana sırtını çeviren yiğit, herkesi kendine güldürür. (CEMiL MERiÇ / Bir Dünyanın Eşiğinde)
görsel (resim bu kitabın yazarlarının birinin gönderilerinden alıntıdır isteyen oradan da inceleyebilir) eğitici, bilgi veren ve aklı düşündüren olmak kaydıyla kitap her zaman her yaş kategorisine faydalıdır ve her ne kadar erken ve severek tanışıp alışkanlık edinirse o kadar iyidir. hem böylelikle umarım ki belki ülkenin geleceği iyiye, güzele, doğruya, faydalıya doğru kayar.
tanrı onu cezalandırdı ve bir kadının eline bıraktı.*
''çünkü, talihsizlikler içinde en berbatı; bir zamanlar mutlu olmuş olmaktır.''

haksız yere idama mahkum edilip gözlerine sicim çekilerek öldürülen bir filozof olduğu düşünüldüğünde daha da derin izler bırakıyor. daha geniş bilgi için (#41118344)
(bkz: anicius manlius severinu boethius)
(bkz: felsefenin tesellisi)
"Benim için bir taburenin üstünde kahvaltı bulaşıklarını yıkamaktı çocukluk. Onun ötesine hiç boyum yetmedi."

Küf Kokulu Çocuklar
bilgi, bilene; sevgi, sevene; ümit, ümit edene; imân, sahibine;
dava ise, "madem ki ben varım, öyleyse bu dava var!" diyebilene var!
ve bütün bunlar, fikir, ahlâk, aşk, edâ, tavır ve iş tezahürlerinin mânâlandırılması...
atmasyonculuk yok!..

salih mirzabeyoğlu /istikbal islamındır syf :149
Medeniyetin, gelişme düşüncesinin amacı birbirini öldürmeye uğraşmak mıdır, yoksa kardeşliğin kurulmasına çare aramak mı..? Neden insan öldürme tekniğinde en ileri olan, savaş aletlerini en iyi yapan milletleri en medeni, en ileri sayıyorlar..? Şimdiki milletlerin hiçbirisi meğerse medeni sıfatına layık değilmiş...

Kuyrukluyıldız Altında Bir izdivaç/ (bkz: Hüseyin Rahmi Gürpınar)
“...sevgiyi sözde ya da kelimede değil; davranışta ve gerçekte yaşayalım...”

tolstoy-insan ne ile yaşar

bugün durduk yere karşıma çıkan ve hepsi tek bir konuyla alakalı olan bir dizi olay yaşamışken bir de bu cümleye rastladım satır arasında.

kuru kuru seviyorum işte yetmez mi diyeni değil de hissettirmek için çaba gösteren, kaybetmekten korkan insanları sevin. ilki bi’ değişik çünkü.
“Beni hala tanımadınız mı? Evet, ben gaddarım ve – siz sadece bu kelimeyi duyduğunuzda dahi zevk aldığınız için – buna hakkım yok mu? Erkek arzulayan, kadın da arzulanandır. işte bu da kadının bütün, ama nihai avantajıdır. Doğa ona erkeği, tutkusu üzerinden teslim etmiştir ve erkeği kendi kulu, kölesi, hatta oyuncağı yapmayı ve onu gülerek aldatmayı bilmeyen kadın, akıllı değildir.” *
görsel
Kış ortasında bir akşam vaktiydi. Denizin en derin yerinde, yaşlı mı yaşlı bir balık nine sayıları on iki bini bulan çocuklarıyla torunlarını çevresine toplamış, onlara bir masal anlatıyordu.
Küçük Kara Balık
'' Doğudan bahar yeli eserek geldi, dünyayı süslemek için cennet yolunu açtı. Kafur gitti, kara toprak misk ile doldu; dünya kendini süsleyerek bezenmek istiyor. Bahar yeli eziyetli kışı sürüp götürdü, parlak bahar yeniden mutluluk yayını kurdu. Güneş yine yerine, balık kuyruğundan kuzu burnuna dönmüş olacak. Kumuş ağaçlar yeşiller giyindi ; doğa mor, al, yeşil ve kızıl renklerle süslendi. Kara toprak yüzüne yeşil ipek bağladı, Hıtay kervanı da üstüne çin kumaşı yaydı. ''

(bkz: Kutadgu Bilig)

(bkz: Yusuf Has Hacip)
Cehennemde krallık, cennette hizmetçilikten iyidir.

Demiryolu serserileri.
(bkz: jack london)
Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim" dedi: Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: "Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda..."
Oğuz Atay Tutunamayanlar
insansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir sey değil... Bütün bunlar kötü resimler gibi...
"Fakat fırtına veya bunaltıcı sıcak kadar, havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilir, aynı şekilde ılımlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir ve isteksizlik çeken pek çok kadın için, umutsuzluğun getirdiği sürekli bir doyumsuzluktan daha tekinsizdir. Tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir."

Stefan zweig-korku
Yorgan bitti, kavga bitti. / nazım hikmet ran.
“Kumar oynar mısın? Hiç sanmıyorum. Kaybedecek çok şeyin var çünkü. Kumar masasına oturamayacak kadar zenginsin. Her ne kadar sahip olduklarının hiçbiri gerçek hayatta para etmiyor olsa da çok zengin olmalısın. Korkaklığını başka türlü açıklamak mümkün değil. Dünyanın en zengin adamı kadar korkaksın! Oysa yoksulsun. Neden? Yoksulluğunun nedenini sormuyorum. Korkaklığını kastediyorum. Neden?Çünkü hiçbir bankaya yatıramayacağın kadar hayat dolusun. Çok berbat bir durum bu, asker. Hayata bu kadar bağlanmak. Acıdan bu denli uzak kalmaya çalışmak..”

Ziyan
Hakan Günday
“insan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla aşık olur. O yüzden de, aşık olduğu insanı düşünürken, kişisine göre değişmekle birlikte, az ya da çok hüzünlenir."

Haruki Murakami - Sahilde Kafka
Gözlerim yaşararak ve sesim titreyerek ona aramızdaki yakınlığı, iki insanın birbirini bulması bu kadar güç olan bu dünyada bizim böyle manasız sebeplerle ayrılmamızın imkânsızlığını anlatıyordum...

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali
görsel