bugün

içki içmek için meydandaki harman pub'ı ya da hilton roof bar'ı kullanabileceğiniz şehir.
polisinin gece yarısından sonra sokakta alkollü gezen gençleri(ki sadece bir iki bira içmişlerdir ve yolda yürümekten başka bir halt yememişlerdir.) acayip şekilde dövdüğü şehir. (bkz: ben bugün bunu gördüm)
marco paşa diye güzel bir cafe barındıran şehir.
son birkaç gündür depremlerle içli dışlı olan memleketim. dün de yine 4.9 şiddetinde bir deprem olmuş. 12 kasım allah'tan daha fazla acı yaşatmadı bize...
sııfınızda on beş tane K(G)ayserili varsa kesinlikle nefret edeceğiniz şehir.
pastırmasıyla ünlü şehir. son zamanlarda sanayi konusundaki gelişmeleri sayasende her geçen gün çehresi değişen şehir.
kışları erzurumla yarışacak kadar soğuk olabilen ve akşamları hayat belirtilerinin ortadan kalktığı bir şehir. zorunlu olmadıkça uğranmamalı, mecburen yaşamak zorunda kaldıysanız da alışılmamalı. nekadar nefret etseniz de alışınca terk etmek kolay olmuyor.
Açık gözlü, aptallarının okutulduğu, zekilerin hayata atıldığı bir şehir..
eski stadın yıkım işlerinin başlaması nedeniyle; özlediğimiz tramvay inşaatını izleyen amcaların tekrar ortaya çıkacağı şehir.
18 yılımı geçirdiğim ordayken çok küfür ettiğim sövdüğüm saydığım ama daha kötülerinin de olduğunu anladıktan sonra (bkz: usak) kndime kızdığım biricik memleketim. ama hala kafaların değişmesi gerekiyor o ayrı.
yobazlığıyla meşhur şehir.bunuda sonuna kadar hak eder.kendilerinin tabiriyle hacı emmiler vatandaşı rahatça kazıklamakta buna da ticarette uyanıklık ismi verilmekte.halkta bu adam hacı kazıklamaz gibi bir kanı oluşmuş.şehirleşme olarak süper bir yer ama kültür olarak eksilerde.bir de hacı dedesi gibi mi olmalı yoksa kendi mi olmalı diyen gençleri var.kıza laf atan sakal sıvazlıyan hacı emmileri dinini sonuna kadar yaşayan gerçek insanlarıyla kayseri garip bir yer.
bütün türkiye'nin şehir planlaması konusunda örnek alması gereken bir şehirdir. caddeleri ve sokakları cetvel ile çizilmiştir. her cadde üç gidiş, üç geliş, altı şeritlidir. birbirine bitişik bina çok azdır. her apartmanın kendisine ait bahçesi ve otoparkı bulunur ve asla park sorunu yaşamazsınız. bir sürü yeşillik, park, oyun bahçeleri ve spor sahaları vardır. fabrikaları ve üretim tesisleri tertemizdir ve düzenli sanayi siteleri oluşturulmuştur. ayrıca şimdi türkiye'nin en modern stadlarından birine sahip olmuştur.

insanı da zannedildiği kadar muhafazakar değildir. yeni açılan alışveriş merkezlerinde istanbul'dan farksız modern bir yaşam vardır. sokakları istanbul'dan biraz daha muhafazakar gözükebilir. ama doğru mekanlarda takılırsanız gayet açık fikirli genç insanlar ile tanışabilirsiniz. alkol içebileceğiniz bar ve gece klubü hiç yok ama gayet güzel müzik çalan grupların canlı performans yaptıkları kaliteli, alkolsüz kafeler vardır. alkol de her mahallede bulunan tekel bayilerinden satın alınabilir. kimse size bu yüzden yan göz ile bakmaz, elinizde poşetler ile sokakta rahatça yürüyebilirsiniz. ev dışında alkol içebileceğiniz tek mekan hilton otelinin barıdır ve bu barın bütün şehiri gören mükemmel bir manzarası vardır. tavsiye ederim.

ama herşeye rağmen bir kaç aydan fazla kalamadım. maalesef kayseri'nin bir istiklal caddesi, bir ortaköy'ü yok. istanbul'a alışan insan sıkılır. ama evlenip, düzenli bir hayat yaşamak isteyen insan için ideal bir şehirdir.
bu şehir e anadolunun en güzel şehri demekle eskişehir e hakaret etmiş olursunuz. gerek bilimsel çalışmalarda gerekse subjektif görüşlerde anadolunun en yaşanabilir ve güzel şehri olan eskişehir ise bu tip şehir kayırmacılıklarından hiç hoşlanmaz ve tepkisi sert olabilir.

ha anadolu sınırları içindeki en büyük köy desen anlarım. boru değil bir küsür milyonluk nüfusu var.
hormonsal bozuklugu olan koca popolu kızların bulundugu, bir hanımefendinin sokaklarında yanlız yürüyemeyecegi, oralı olmama rağmen nefret ettiğim şehir.
dümdüz memleket, bu genel tanım.

memleketim, memleketim, memleketim...

çocukken alemdar sinemasının kapısından boynu bükük ayrıldığım, gültepe parkının her ağacında bir çentiğim, düvenönü, sivas caddesi, hunat ve bilumum yoğun kaldırımlarında ayak izim olan, yaz kış, heybetli erciyes manzaralı, gadasını aldığım memleketim.

özledim ulan...
anadolu sermayesinin merkezlerinden.
akp hükümetine bir çok vekil vermiş ilimiz.
osmanlı'dan hitit medeniyetine kadar uzanan zengin kültür birikimini bir yana koyarsak bugünkü kayseri beş para etmez bir kent. bu beş para etmezliğe içinde yaşayan birçok insanı da dahil. gerçi eskiden daha geri bir yermiş; şimdi para girmiş, sanayi girmiş biraz düzelmişler; fakat halan daha gelenek diye inatla savunulan ilkel tutuculuk, ikiyüzlü köylü kurnazlığı sokaklarda hayalet gibi dolanmakta. 300-400 yıl hatta binlerce yıl önce gerçekten şehirdi, şehir kültürü varmış o zamanlar; şimdi ise haritalarda şehir olarak gösteriliyor ama şehir olmaktan çok uzak bir şehir. gezmek için gidilir, yaşanmaz.
insanları bakımındanda hızla gelişiyor bunu görebildiğimiz şehir.. ama hala sokakta öküzlerle muhattap olmak zorunda kaldığınız rahat olamadığınız memleketim.. önümüzdeki 5 yıl içinde çok daha gelişmiş olmasını umuyorum polatlardan mematilerden kurtulmakta en büyük dileğimiz...
kayseri denildiğinde insanların ilk aklına gelen (yanlış bir duyum olan) pinti ve uyanık insanlarıdır. hayır efendim öyle değildir o iş. o insanlar zamanında çok fazla yokluk görüp sahip oldukları mal varlığın bırakın arslanın ağzından götünden tutup çıkardıkları için, parayı sağda solda çarçur etmeyi sevmezler. ama gerektiğinde de örneğin bir yardım olsun, bakıma muhtaç bir insan olsun insanın ayaklarının dibine dökerler parayı. yani denildiği gibi paraya verdikleri değer hiçbir zaman insanlara verdikleri değeri geçmemiştir. hee ben inanmıyorum arkadaşım yok böyle bir şey ben tanıştım bizzat paragözün tekidir diyenlere sesleniyorum; ankara, adana, bingöl, bitlis vs. bu şehirlerde hiç mi pinti bir insan bulunmamakta? birkaç kişi için tüm bir şehir kötülemek yanlış değil midir efendim?

ayrıca kayserililer bağnaz değil, muhafazakardır. bu iki kelimenin anlamları ise çok farklı bildiğiniz gibi. açığı da var kapalısı da efenim, kimse kimsenin etinde sütünde değil. hee, yalnız çok açık bir giyim şekli içerisine girerseniz her şehirde olduğu gibi burda da bakanlar ve laf atanlar olacaktır.

yardımlaşmanın tam anlamıyla dibine vururlar kayserililer efendim. bir düğündür, dernektir, ölüdür hiçbir zaman bana ne benim düğünüm mü? cenazem mi? diye düşünmezler. gecenin kaçı olursa olsun hani derler ya iki eli hamurda da olsa koşa koşa gelirler.

öyle işte. genel olarak kayserililer hakkında yanlış bilinenlerin düzelmiş hali bu şekildedir.

(bkz: oh be rahatladım)
2 kere 2 nin alırken 3 satarken 5 ettiği şehirdir.

ulaşımın şehrin her yerine tek bir vasıta ile sağlanabildiği gayet düzenli bir şehirdir, sakindir, trafiği son zamanlarda yoğunlaşsa da çok sürmez düzelir.
sivas caddesinde çekirdek çiterek yürümek, emirgan parkına oturup acı çayından içmek, parkın olduğu köşedeki dondurmacaların en iş yapmayanından alınan dondurmayı afiyetle mideye indirmek, otobüste teyzelerin gelinleri hakkında atıp tutmalarını dinlemek, şehrin gadasını almak için geçerli sebeplerdir. memlekettir, candır.
içinde bulunduğum ve yaşamaktan keyif aldığım şehirdir. tam bir aile şehridir, güvenlidir. son zamanlarda aşırı göç almıştır. şehrin zenginlerinin bu göç işi işlerine gelirken normal vatandaşın yaşam alanlarını daralması sebebiyle pek hoşlarına gitmemektedir.
parayı çok sevdiği gibi, aynı oranda verimli kullanabilen insanların şehri. bol anosonlu bir nevizade gecesinden çıkıp, o kafayla elindeki tek bir çiçeği 15 liraya kakalamaya çalışan uyanık girişimciyi sıkı bir pazarlıkla bertaraf ederek sadece 5 liraya alan ve "bizim hatun başımızın etini yemesin" diye de espri yaptıktan sonra, birlikte yürüdüğümüz meydanı teğet geçen cadde üzerinde özel şoförünün kapısını açtığı bentley marka otomobiline binen birinden bahsederken, nereli olduğunu vurgulamaya gerek yoktur diye düşünüyorum.
gittikçe gelişen, güzelleşen şehir. sivas caddesinin yanı sıra bahar caddesi, ankara bahçelievler gibisinden bir yerdir. takılacak yer azdır ama yine iyi mekanlar bulunmaktadır bu caddede.

insanları muhafazakardır, yobaz degildirler. ancak el ele tutuşma, hafiften açık ya da dar giyinme yabancı karşılanmaktadır bu şehirde. bu tür şeylere ayak uyduramamıştır.

üniversitesi pek gelişmiş olmasa da çogu üniversiteden daha çok fakülte bulundurmaktadır. tıp ile mühendisligi bir arada bulunduran nadir üniversitelerdendir.

meydanı bayagı bir düzenlidir, ayrıca hoştur, güzel görünür.

pek bar yoktur ama içki içilecek yerler de yok degildir hilton'un barı dışında manchester adındaki bir cafede içki içilebiliyor yanılmıyorsam.

piknik yapalım, rahat bir nefes alalım diyenler içinse kıranardı kent ormanı vardır. otobüsle rahatlıkla gidilebilir.

ulaşım kolaydır.her yere rahatlıkla gidilebilir. ancak taksiler diger büyükşehirlere göre daha pahalıdır. o nedenle pek tavsiye etmiyorum. ama yine de kayseray ve otobüsler rahattır.

kayseri park şimdilik en önemli sosyal mekandır. haftasonları çogu insan oraya gider, orada takılır. elbet zaman geçtikçe sosyal ortamların çogalacagı bir gerçek. zira kayseri halkı artık eskisi gibi evinde oturup mantı sıkmıyor. bir yerlere gidip, gezmek insanlarla sohbet etme istegi var. üniversite de bunun en büyük nedeni.

alışveriş olarak pahalı bir şehirdir. outletler felan azdır. yine de ucuz yerler bulunabilir.

stadı, terminali felan anlatmayacagım, gerek yok sanırım.

insanları yardımseverdir. sıcaktır. cana yakındır. paraya deger verirler. dindardırlar. ancak hala şehirdeki gelişim insanlara etki etmemesi de bir gerçektir. hala kaba insanları boldur ama kibar, kültürlü insanları da fazladır.

sanatsal etkinlikler yok gibi görünse de oldukça fazladır. ancak katılım pek fazla degildir.

ama güzel şehirdir. 4 mevsimi yaşamayı sevenler için hoş bir şehirdir.

tabi bir eskişehir kadar degildir. abartmayın.
insanlarının saf bir kurnazlıkla anıldığı içanadolu kenti..
ticarete kafası fazlasıyla basan,tarihi güzellikleri içersinde barındıran güzellikdeki bir şehrimiz. fakat insanları biraz yabani daha insancıl ve daha hoşgorulu olabılırler.