bugün

össde sorular karşısında herkes eşit olmalı ve eşit puanlandırılmalıdır. böylece ak g.t kara g.t ortaya çıkacaktır. oysa liselerde bir sürü bölüm var şimdilerde. sanki bölümünü kendisi seçmiş gibi çocuk...
yok alanın dışındakine giremezsin, girmek istersen 40-50 puan dezavantajın olurmuş. bunlar hikaye. sırf türk milletini uğraştırmak ve kandırmak için uydurulmuş masaldır.

sen nasıl olur da aynı sorular karşısında 120 net yapan kişi yerine 75 net yapan adamı alırsın. hangisi daha zeki? hangisi daha çok hak ediyor? zaten söz konusu kişi alanı dışında pek eğitim de almıyor. zaten dezavantajlı.

meslek lisesi memleket meselesiymiş... peh.
zamanında aklınız neredeydi? meslek lisesi mezunu neden katsayıya takılıyor? ya da neden üç beş kuruşa ara eleman olarak çalışmak zorunda bırakılıyor? ya da bu adam mecbur mu ara eleman olarak kalmaya? kendisi mi seçti okulunu o genç yaşta (15-16 yaşlarında aile tercihi)?

madem meslek lisesi memleket meselesi. o zaman kaldır katsayıyı. gelişmiş ülkelerdeki gibi adam zekiyse kazansın üniversitesini. çekirdekten mühendis olsun, doktor olsun, mesleki öğretmen olsun vs. kazanamayan da ara elmanın olsun.

ha bi de şu var. saçmalıklar dizisi. bir öğrenci mesela ziraat meslek lisesinde okuyor, ancak ziraat fakültesi onun alanı olmuyor da, düz lise (sayısal) mezunu olan birinin alanı oluyor. bunun örnekleri çok. endüstri meslek lisesi (motor, makine vs.)mezunu eleman endüstri veya makine mühendisliğine alanı olmadığı için giremiyor da düz lise, süper lise veya anadolu lisesi mezununun alanı oluyor. bak baak baaak. örnekleri çoğaltmak mümkün, çünkü çok fazla. neden bir sağlık memurluğu, ebelik, hemşirelik mezunu tıp fakültesine giremiyor (alanı değil)? sizce de doktor çekirdekten yetişseydi daha da iyi olmaz mıydı?

kimseye katsayı puanı verilmesin kardeşim. herkes eşit olsun. ortaöğretim başarı puanı mantıklı hadi. ama bu katsayı resmen saçmalık. senin türkiye derecesi yapmış bir meslek lisesi/ ihl mezunun hiç bir bölüme yerleşemeyecek, onun yerine 5.000'inci sıradaki adam onun yerine girebilecek. var mı lan böyle bi şey?
'oss'de katsayi sorunu' olarak ele alinmasi gerekli konu.

katsayi, doga bilimlerinde olmazsa olmaz bir unsurdur.
yök kuklasının çözdüğü(!) olmayan sorundur.

efendim, bakıyoruz; bahsi geçen - uğruna kıyamet kopartılan - imam hatipler, genel manada meslek liselerinin sadece yüzde onunu oluşturuyor. yüzde on için yüzde doksanı yok mu saydılar ne?

onun dışında bakıyoruz; anadolu liseli üniversiteye girmek için not ortalaması yapmak zorunda ki en azından iki soru az çözsün, yok efendim dersaneye gidiyor ki hem derslerine yardımcı olsun hem de össde adam gibi bir bölüme girebilsin...

tabii şunu düşünelim; anadolu/ fen liseli bir yere giremezse yarraa yiyor ama meslek liseli bir üniversitenin kapısına bile yanaşmasa da mesleği eline veriliyor...

eee, nedir bu ikili oyun?
meslek liselerini sadece endüstri meslek lisesi, ticaret meslek lisesi ve sanat okullarından ibaret sananlara birkaç örnek daha vermek isterim; adalet, tarım, ziraat, laborant, ev ekonomisi, tapu ve kadastro, meteoroloji, veteriner sağlık, sağlık, çevre sağlık. bu dalların da meslek liseleri var. çok değil bundan 8-9 yıl öncesine kadar bu meslek liselerinin çoğuna girmek için oldukça yüksek puanlar almak gerekiyordu ve bu okulları tercih edenler genelde fakir ve orta halli ailelerin çocuklarıydı. hem o zamanlar toplumda ve ailelerde okullar açısından bu kadar bilinçlenme de yoktu. genelde bu tip aileler çocuklarını kolayca meslek sahibi olsunlar diye meslek liselerine gönderirlerdi. 15-16 yaşındaki bir çocuk sizce nerden bilebilir tarım meslek lisesini veya bir veteriner sağlık meslek lisesini? burada olay ailenin seçimidir. çocuk pişmandır o okula gittiği için. zaten bu okulların çoğu parasız yatılı okullardır ve sadece mesleki eğitim verilmektedir. böylece aileler verdikleri bir harçlıkla büyük bir yükten kurtulmaktalar idi.
ancak daha sonraları meslek lisesi memleket meselesi haline gelince bu okulların bir kısmı kapatıldı, azaltıldı veya her ilçede bir tanesi açılarak bit gibi çoğaldılar. tabi bu memleket meselesiydi...
vakti geçen zamanlarda bu okullara giren öğrenciler 250 bin kişi içinde ilk 1000 lere giren kişilerdi. zeki çocuklardı. türkiye'de adalet meslek lisesi 1 tane (ankara), tarım -ziraat meslek lisesi 8 tane (van, malatya, manisa beydere, amasya gökhöyük, konya çumra, aydın söke, istanbul halkalı ve bursa), tapu ve kadastro 1 tane (ankara), laborant 1 tane (ankara), meteoroloji 1 tane (ankara), ev ekonomisi 3 tane (ankara, siirt, trabzon), veteriner sağlık neslek lisesi 4 tane (isparta şarkikaraağaç, konya, samsun, istanbul selimiye) bulunmaktaydı.
velhasıl kelam bu okullardan mezun olan kişiler yine üniversite sınavlarında oldukça başarılı bir grafik çizerek önemli üniversiteleri/ bölümleri kazanarak kariyerlerine devam ederlerdi. bu okullarda dediğim gibi bir matematik, fiziktir, kimyadır, biyolojidir, edebiyattır, coğrafyadır, tarihtir bu dersler sadece lise 1. sınıfta verilir (o da trişka)(din bilgisi öğretmeni ne anlar biyolojiden?), daha sonraki yıllarda ise sadece mesleki dersler öğretilirdi. böyle olmasına rağmen yine de üniversite sınavında türkiye derecesi yapan öğrenciler vardı. bu okulların lisans açısından öss başarıları % 90 lardaydı.
ancak daha sonraları katsayı sorunu ortaya atılınca bu öğrenciler öss de başarılı olamaz hale geldi. zaten o zamanlarda meslek liselerine giriş puanları dibe vurdu ve bu eski tip (zeki) öğrenciler meslek liselerinde kalmadı veya azaldı.
neyse konumuz o değil...
bu zihniyete karşıyım arkadaş. katsayıymış??? bu bir yarışsa (söz konusu sınav ya da sınavlar) kimse doping alamaz arkadaş. herkes aynı seviyede / eşit olmalı yarışa başlarken. sayısal, sözel ya da eşit ağırlık veya meslek lisesi ha sen de dedin imam hatipli kardeşimiz. hepsi aynı. buyur koş arkadaşım. pist/ mesafe ayrımı yapmanın alemi ne. isteyen istediği bölüm/ dal/ kol a girsin arkadaşım ne var bunda. bir kişi lisedeyken sözelci olabilir. evet, adam zevkine sözel okumuştur, ancak şimdi üniversiteyi de sayısal ağırlıklı bir bölümde okumak istiyordur. buyur yap sayısalını gir kardeşim. niye katsayıyla bu adamın puanını kesiyorsun. yok alanı değilmiş 0,3 le çarpıcakmışsın bilmem ne. hikaye... ulan adam zaten sözel okumuş, görmemiş sayısal ders falan. zaten büyük bir handikapı var. haa bu halde bile başarıyorsa onda vardır bir istikbal arkadaşım. o zaman o el öpülesi eldir işte.
yok ara eleman lazımmış falan peşmekan. hadi bakalım seni alalım araya. ne dersin?
ya da sırf senin üniversiteyi kazanman kolay olsun diye bir kısım insanları saf dışı bırakalım, hile yapalım ha?
bir de anlayamadığım nokta şu var. meslek lisesine giren herkes iş sahibi olmuş sanki ülkede. hemen hazırmış işi. yok canım. çık ara bakalım iş. hadi kovala. bulursun tabi asgari ücrete bir yıl ararsan, onu bunu devreye sokarsan. o imkanlara herkes sahip. git garsonluk, komilik yap, çay ocağı veya lokantada çalış, sana yine verirler o kadar para. bu meslekler de tabi kötü meslek değil ama bir geçiş dönemi olarak görülür genelde, profesyonel manada değilse tabi. düz lise mezununun iş/ meslek imkanı yokmuş bak hele. o imkanın yok diye oldu buyur gel sana üniversite kazandıralım. senin ıq' n, zekan bir meslek liselinin altında olsun. o giremesin üniversiteye. ama sana ek puan, katsayı verelim. tabi tabi. bu çok mantıklı değil mi?
üniversitelere giriş sınavında meslek liselilerin alanları dışında bölüm seçmeleri halinde puanlarının düşürülmesi durumudur.

benim aklımın almadığı bir durum var. bu katsayı problemi sadece imam hatiplilerin mi sorunu. sokaktaki eylemlerde sadece kafaları sarılı kızları görüyoruz. başka hiç bir meslek liseliyi sokakta görmüyoruz. vardır elbet ama sayıları çok az. çünkü çok azı yaptığı tercihten pişman. ama geri kalan bir çok kişi de sessiz. çünkü başlarına ne geleceğini biliyorlardı. sistemi biliyorlardı. ama türbanlı arkadaşların hepsi sokakta. ayrıca üniversitelere türbanla giriş de yasak. işte bu katsayı sorunu çözülürse o zaman başka şenliği seyredin sokaklarda.

bir çift söz de hükümete. küçük sabi sübyanlar kulakları tırmalayan seslerle danıştaya, baroya aşağılayıcı sözlerle saldırıyorlar ve onları polisler koruyor; ancak yök ü eleştiren, onları protesto eden gençler dayak yiyor,gözaltına alınıyor; bazıları tutuklanıyor. acaba gerçekten bu ülkede demokrasi var mı?
kaldırıldığı zaman yök'e şükrettiğim, yeniden konulduğu zaman da bunu yapanlara sövdüğüm durumdur. insan sonradan karar değiştiremez mi kardeşim?

edit: eksileyen arkadaşlar hiç kimya okumak zorunda kalırken hayatta en baştan çok istediği bir sözel bölüme gitmeyi düşünmüş müdür acaba. ayrıca meslek lisesi mezunları sadece öğretmen olabiliyor, mühendis bile değil.
ülkede biraz olsun demokrasiden söz ediliyorsa danıştayın kararına uyulup kaldırılmaması gereken şeydir.Katsayı farkları insanların keyfine göre yaptıkları birşey değildir insanlar emek harcayıp o farkı oluştururlar ancak başımızdakiler birkaç imam için emeklerimizi boşa harcamaya uğraşmaktadır.
sorun aslında katsayı değil seçim sorunudur. bu katasyı uygulaması aslında doğru bir uyuglama olmakla beraber devamında bazı bölümelere geçişte kolaylık sağlaması gerekir.
örneğin makine bölümünde okumu bir adamı makine mühendisliğine alırken kolaylık sağlarsınız ki temelini lise yıllarında almış bir adamı makineyi ilk kez gören bir adama tercih etmek kadar doğal bir durum olamaz.

ama bizim ülkemizde bu engellenip katsayı farkı sorunmuş gibi gösteriliyor.
mesleki eğitim iyi kullanıldığında çok güzel bir silahtır aslında. kendi yetiştirdiğin meslek elemanını daha çabuk ve daha verimli kullanmanı sağlar. ama bizde amaç farklı olduğundan durum bu noktaya gelmiştir.

işin kilit noktası da burada aslında. imam hatiplileri kaldıracak kadar ilahiyat yok, ihtiyaç da yok. ama insanların beyinlerinde öyle bir yargı var ki...
ihl'ye gitmeyen kız kötü yola düşüp orospu oluyor, erkek de bardan pavyondan çıkmıyor sanırsın. orayı alternatif eğitim gibi gösterip birilerine arka bahçe yaptılar. şimdi de mezunlarını koyacak yer arıyorlar. bugüne kadar akıllıları yerleşti zaten ama gerideki binlercesi bir türlü bu katsayıyı aşamadı şimdi iktidar eldeyken bunu da geçiriverelim düşüncesi ile yök'e böyle bir proje hazırlattılar ama bu sefer gerçekten bir soruna sebep oldular.

bu yazdıklarımdan meslek liselerini hor gördüğümü flaan düşünmeyin. meslek lisesinden mezun olan adamın doğrudan(sınavsız) kendi bölümüyle alakalı bir bölüme girebilmesini en çok ben isterim hatta bu şekilde meslek liseleri özendirilmiş olur.
imam haitp mezunu doğrudan ilahiyat fakültesine girsin. kimsenin bir itirazı olacağını sanmıyorum ama amaç ilahiyat, din kültürü öğretmenliği bölümleri dışında bir bölüme girmekse o zaman liseyi ihl'de okumasın. orası bir meslek lisesi. meslek lisesinin amacı bellidir!

işte bu yüzden ihl dışında meslek liselilerden ses çıkmıyor. onların amacı ben okuduğum bölüme gireyim yeterken diğerlerinin amcı farklı.
birilerini, adaletsizliğin çemberinde yorarken; başka birilerinin malum yerlerine kına yaktıran sorun.
türkiye bir gün gelecek, uyanacak ama, toparlanması çok zor olacak.

sanırım ilerde çocuklarımız, sizin zamanınızda böyle saçma sapan şeyler mi vardı diye de gülecekler bize.
imam doktorların, imam mühendislerin, imam yöneticilerin yetişmesini engelleyen sorun(!).
aslında hüsamettin cindoruk'un son açıklamasında açıkça nedeni anlaşılan sorunun adıdır.

Sorun nedeni şu; dini eğitim almış bir vatandaşın, mezun olunulduğu taktirde devletin tepe yönetiminde görev yapabilecek bölümlerinde okumasını engellemektir. ahmet davutoğlu gibi bir adamın neden dış işleri bakanı yapıldığına anlam veremeyen zihniyetin yol açtığı bu sorun türkiye'nin 3.dünya ülkesi olarak kalmasına neden olmaktadır. bu yasağa direten insanların tamamı dindar insanlara ya açıktan ya da içten içe büyük bir nefret duymaktadır.

kargaların bile kıçıyla güldüğü bu yasağın savunucularının olduğunu görmek tüylerimi diken diken etti. Allah akıl fikir versin.
2009 yılında en çok kadro açığı bulunan devlet kurumunun diyanet işleri başkanlığı olduğunu görünce ihl'lilerin gerçek amaçlarını ortaya koyan varmış gibi gösterilen sorun.
olmayan sorundur.

şöyle ki; sen imam hatip lisesine gitmişsen baştan dinle ilgili bir eğitim almak istediğini kabul ve beyan etmiş olursun. bu seçimi 15-16 yaşında da yapsan o yaştaki bi insanın sağlıklı düşünme fonksiyonları olduğunu zannediyorum. eğitim sisteminde daha ilkokul bebelerine 'büyüyünce ne olacaksın?' sorusu sorulup idealist öğrenci yetiştirilmeye çalışılıyor. o yaşa kadar gelmiş ve hala gelecekte ne halt yiyeceğine karar verememiş biri öyle zannediyorum ki yoktur, olamaz.

erişkinliğine 2 yıl kala gelecekten hiç bir beklentisi olmayan bir genç hayal edemiyorum.

meslek liseleri, teknik eleman yetiştirmek için kurulmuş meslek kazandıran eğitim kurumlarıdır. buraya giden zaten 'ben teknik eleman olmak istiyorum.' diyerek gidiyor. kaldı ki; meslek lisesinde okuduğu bölüm (bilgisayar olsun, elektrik-elektronik olsun, makina olsun, mobilya olsun) ile alakalı üniversite bölümü seçtiğinde gelen ortaöğretim başarı puanı (oöbp), 100 üzerinden hesaplanıyor. yani; anadolu lisesindekiler gibi, düz lisedekiler gibi 0.8 ile çarpılmadan öss ham puana yansıtılıyor. bu bi avantaj mı dezavantaj mı yorumunu size bırakıyorum...

öğretmenlik liselerinde de kişi öğretmenlik bölümü tercih ederse öss ham puanına, oöbp eklenir. bu eklenmiş puanın üzerine bir de 25puan eklenir. çünkü; öğretmenlik lisesi okuyan insan evladı, oraya öğretmen olmak istediği için gitmiştir. ordaki adam diyor mu ben biyoloji öğretmenliği okumayacağım, biyoloji bölümü okuyacağım diye? zaten derse fazladan alacağı 25 puandan olacaktır haybeye.

sistem senin keyfinin kahyası değil. ister onu seçersin ister başka şeyi. ama sistem senden sadece tutarlı davranmanı bekliyor. senden sadece baştan kabul ettiğin şartları yerine getirmeni bekliyor.

yok katsayıydı, yok kıldı yündü bu tartışmaların altında siyasi ideolojilerin barındığı su götürmez bir gerçektir.
Olmayan değil olan sorundur.
Efendim bir öğrenci düşünün Anadolu Teknik Lisesi bilgisayar bölümünde okuyan, bir öğrenci daha düşünün düz lisede okuyan.
1.Öğrenci bilgisayar dalında kendini geliştirmiş, Pascaldır , Visual Basic dir, C++ dır alayının mantığını çözmüş artık çat pat firmaların istediği coder kıvamına gelmek üzere, eli torna tutabilen ve aynı zamanda Matematikdir,Fiziktir, Kimyadır hiç bir dersten normal düz liseliye göre eksiği olmayan tam tamına alayını görmüş ve günde 10-12 ders saati okulda geçirmiş... Aynı zaman içinde 2. öğrenci günde 6 ders yaparak, eline torna versen tutamayacak durumda, önüne Visual Basic koysan aval aval bakar durumda ( hatta bilgisayarı sadece msn ve facebook dan ibaret sanmakta) yani lise hayatı boyunca labaratuvar yüzü görmemiş, sadece ezbere kültür dersleri görmüştür.

Şimdi bu iki öğrenciyi de el ele kol kola kardeşce Öss yeni adıyla YGS/LYS'ye sokalım . ikisininde aynı neti yaptıklarını varsayıp tercih formlarını ellerine tutuşturalım. ikiside Bilgisayar Mühendisliği istiyor, fakat eski sisteme göre yalnızca 2. olan orayı yazabiliyor.
Eh nihayetinde güzel vatanımda kaliteli eleman yetişmiyor, bu nasıl mühendis daha çizim yapamıyor gibi lafları sürekli işitiriz. işte sorunun kaynağı burda yatıyor.

Üstüne anlayamadığım nokta Düz ve anadolu lisesi öğrencilerinin neden bu kadar kaygılandığıdır. Kendileri madem meslek liselerini küçük görüyor e o zaman bir zahmet geçiverin sınavda. Neden kaygılanıp duruyorsunuz? Size soruyorum ! Neden ?
yök'ün herkesin puanını kullandığı kalem ucuyla çarparak (misal: 0.5, 0.7) işi çözmesi beklenen problem.

not: alıntıdır. sanırım uykusuzdu. değilse penguendir elbet.
(bkz: YAVŞAKLık katsayısı)*
sorunlar olmayınca mezun olacak herkes iş mi bulacak, önce başka sorunlara bakmak lazım diye düşündüren derdimiz.
aihm'ne kadar ulaşan sorundur. ayrıca koca bir nesilin hayatının içine eden sorundur; ilerde kimse bu nesil niye böyle dengesiz oldu demesin.

danıştayın yökün itirazını reddetmesinden sonra konya'lı bir meslek lisesi öğrencisi avukatları aracılığı ile avrupa insan hakları mahkemesine başvurmuş.

imam hatiplerin önünü keselim diye folloş edilmiş bir sınav sisteminin sorunudur ayrıca. bari bu konuya siyaset bulaşmasın; onu da geçtim, meslek liseleri ve kendi bölümü dışında tercih yapacak adaylar da etkileniyor bu karardan. kendi görüşünden olmayan insanları geri plana atmak için koca bir nesili harcayan danıştay'a karşı aihm'den gelecek karar bekleniyor.*
kendi kafalarına uymayan adamlar devlette kadrolaşmasın diye meslek lisesinden saydıkları imam hatiplerle beraber tüm meslek lisesi mezunlarının eğitim hakkını kısıtladılar bunlar.
yalvardı, süründü çoğu; aklı başına sonradan gelenler. hata yaptım, yerim burası değil, bırakın istediğim işi yapayım kimseye zararım olmadan diye. gözleri kulakları kanun değişikliklerinde, yıllarca beklediler.
olmadı, tek bir hayatları vardı ve onlar ne dediyse onu yapmak zorunda kaldılar o hayatla.
o şemsiyede bir daha açılmadı, bu kadar.
olmayan sorundu.

hatta daha da belirginleştirilip, sayısal okuyanların sadece sayısalda eşit ağırlık okuyanların sadece eşit ağırlıkta okuması sağlanmalıydı.

ama böyle olmadı tabi. bizim çok bilen yöneticilerimiz sırf siyasi sebeplerden ötürü, sırf ideolojilerinden ötürü eğitim sisteminin bok olmasını önemsemeden bu katsayı farkını kaldırdılar.

bu şekilde bir çözümü(!) savunmak gerçek koyunluktur.

hani nerede kaldı alanında uzman kişiler yetiştirmek ?

sırf bencillikleriniz uğruna saçma sapan sistemleri savunabiliyorsunuz.

evet sayısalcılar çok zekisiniz tmcileri geçebiliyorsunuz

evet eşit ağırlıkçılar çok zekisiniz siz de ts'ye geçebiliyorsunuz.

ülkeyi sizin zihniyetleriniz yönetiyor merak etmeyin.

tıpkı sizin gibi bencil sadece kendi menfaatini düşünen ülke eğitim sistemi şeyinde olmayan insanlar.

bunu savunan akp karşıtları da var, özellikle de onlara selam.