bugün

devletin bir birimi olarak dini konularda karar vermesi gereken kurum. fakat türkiye de dini konular denince akla sadece islamın gelmesi sebebiyle sadece islam ile ilgili konularda karar veren ve laikliğin gözüne çomak sokan bir kurum.
bir benzeri için (bkz: din kültürü ve ahlak bilgisi dersi)
laik ülkemin aşırı müslüman kurumu.

(bkz: islamiyet isleri baskanligi)
ankarada eskişehir yolu üzerinde görkemli bir binaya sahiptir.
düşününce, devletin gözetimi altında olmazsa başkalarının * kolayca at oynatabilecekleri, olması gereken bir kurum.
2007 bütçesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bayındırlık ve iskan Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı gibi icracı bakanlıkların bütçesini dahi 2 ila 4 katına ulaşmış durumda olan kurum, kuruluş. liste için:

http://www.hurriyet.com.t...2&srid=3429&oid=2#
Diyanet işleri Başkanlığı, Kurban Bayramı'na ilişkin haram parayla kesilen kurban kabul edilir mi? şeklindeki bir soruyu şöyle cevaplamış sitesinde:
"ibadet helal parayla olur. Bununla birlikte kişi haram parayla kurban kesmişse, bu da geçerli olur..."

Bu cevap, dini bir yorumun ötesinde, toplumda yozlaşmanın, soygunculuğun nerelere kadar uzanmış olduğunu göstermesi açısından çarpıcıdır.

Hangi din haramı meşrulaştırabilir? Hangi din harama helâl işlemi yapabilir?.. Kaldı ki, islam dini "harama göz dikeni" bile lanetler, "midesinde bir tek haram lokma bulunanın ibadetinin sayılmayacağını" belirtir.

Peki Diyanet işleri Başkanlığı, haram üzerine bu ayetleri, sureleri bilmez mi? Bilir. Haram kurbanla ilgili verdiği cevap işte bu yüzden çok daha vahimdir ya.
esasında laikligi korumak üzere kurulmuştur. dinin uygulanışını cemaatlere bırakmamak için devletin gözetimi altındadır. fakat son zamanlarda başka inançlara hizmet götürmemesi ve islam dini içinde de sadece tek bir mezhepe hizmet götürmesi noktasında eleştirilir. varlıgı olumlu fakat yeniden yapılanması şart olan bir kurumdur.
dinin denetimini devlet kontrolünde tutmak amaçlı kurulan, tek parti yönetimi * döneminde bu işlevini başarıyla gerçekleştiren fakat dp iktidarı ile değişime uğrayıp yetkileri genişletilen kurumdur.
laik bir devlette bulunmaması gereken, anayasaya ve devletin temel niteliklerine aykırı olan bir kurumdur. ustune birde bu kurumun bırakın her dine esit mesafede durmasını tek mezhebe ait olmasıda tuzdur, biberdir.
Diyanet işleri Başkanlığının yıl yıl bütçesi;
1997'de 66 trilyon.
1998'de 119...
1999'da 180...
2000'de 270...
2001'de 302...
2002'de 553...
2003'te 771...
2004'te 1 katrilyon...
2005'te 1 katrilyon...
2006'da 1,3 katrilyon...
2007'de 2.7 katrilyon...

kaynakta http://www.milliyet.com.t...7/06/21/yazar/dundar.html

muhtemelen devletin resmi rakamlarıdır kullanılanlar..
kuruluşunda maturidilik esasları baz alınan kurum.
diyanet işleri başkanlığına yönelen en büyük eleştiri: devletin dini işleyişi kontrol eden bir mekanizmayı "memuru" yapmasıdır. yani devletin din üzerindeki organik kontrolüdür.

lakin bu eleştiri yapanların, büyük özlemle andıkları osmanlı uygulamalarında da işleyişin bu yönde olduğundan habersiz olmaları manidardır.

peki bu işleyiş osmanlı'ya nerden gelmiştir? bizans'tan. yani "büyük düşman" bizans gavurunun bize bıraktığı en büyük miras budur. çünkü bizans imparatoru, roma imparatoru dışında bir papalık kabul etmemektedir. bunun yerine konan patriklik imparatorun memurudur. bunun işleyişi osmanlı'da da şeyhül islamlık memuriyeti ile yansıma göstermiştir. şimdi bazılarının "ama osmanlı'da şeriat hukuku vardı" dediklerini duyar gibi olmaktayım. şeriat osmanlı'da asla örfi hukuk kadar etkili olamamıştır. yalnızca boşanma ve miras gibi konularda şeriat hukukundan söz edilir. yani söz konusu olan "devletin bekası" ise her zaman örfi hukuk etkili olmuştur.

yani, devletin dini konrtol etmesi cumhuriyet dönemi ile doğmamıştır. bu noktada padişah'ın halifeliği konusu akıllara takılabilir. lakin görüleceği gibi "halife'nin padişahlığı" değil de "padişah'ın halifeliğinden" bahsetmekteyiz. yani devletin elindeki dini güç, dinin elindeki değil.

son olarak tüm bu bilgiler ışığında osmanlı'nın teokratik olmadığı rahatça görülebilir.
türk filmleri konusunda uzmanlık geliştirmiş olan güzide kurumumuzdur. kendilerine sormadan hangi filmi seyrededip hangisini seyretmeyeceğimize karar verirsek büyük günaha girmiş oluruz.
http://www.aksam.com.tr/h...69,3&tarih=01.02.2007
(bkz: şeyhülislamlık)
faydalı bir kurumdur. en azından bazı yobaz kesimlerce güdülen dinin sahipsiz olduğu fikrini bastırarak çirkin atılımlara geçmelerini engeller. tabi tek faydası bu değil, en azından şimdiki gibi adam gibi adamlar getirildiği sürece bu kuruma.
laik bir ülkeye yakışmayan devlet kurumu. ha, bizim ülkemizde herşey devletin gözetimi altında olmalı düsturu olduğu için, biz böyle bir birim kuralım, buradan da istediğmiz gibi yönlendiririz müslümanları gibi bir amacı vardır. kaç laik ülkede devletin böyle bir kurumu vardır sorarım size? fakat bu kurum devlet elinden çıksa, kendine ait malları mülkleri olsa mesela, sonra bağışlardan geçinse, bu da birilerine batar eminim. yaygarayı basarlar. birilerinin çıkarlarını zedeler.

zaten bi' nevi "kızı bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya" mantığının tezahürüde hemen görülmüş efendim başlıkla birlikte. (bkz: #391584)

eh, güzel ülkemde devletin izin verdiği kadar solcu, devletin izin verdiği kadar sağcı, devletin izin verdiği kadar müslüman olabiliyorsun sonuçta. oh be. özgürüz hakkaten.
aile ve evlilik ile ilgili medeni kanun olduğundan haberdar olmayan kurum, kendisini ilgili ilgisiz her konuda fetva vermeye adamış, korkarım türkiye nin kör topal da olsa hukuk devleti olduğundan bile haberleri yok.
medeni kanuna uyarak fetva vermek zorunda olmayan kurum. her nasıl din devlet işlerine karışamaz ise devlet de din işlerine karışacak değildir. sonuçta dini kurallar insan yapımı kurallar yüzünden değiştirilemez.
din kurallarıyla yönetilmeyen ülkelerde sosyal hayatı düzenleyen konularda konuşmaya hele hele fetva vermeye yetkili olmayan kurumdur. asıl görevi din farkı gözetmeden din hizmetlerinin sağlıklı ve tarafsız verilmesidir. anayasal kurum olduğundan kanunları bilmemek ve uymamak gibi bir lüksü de yoktur.
laik olduğu iddia edilen bir ülkede ne işe yaradığı üzerine çok kafa patlatılan, ama sonunda "olsun yaa.. biz kuralım başkanlığı zarar mı ederiz? bir kenarda bulunsun" mantığıyla kurulan, başkanına ramazan ayları dışında pek de bir iş düşmeyen bakanlıktır.
saçma sapan açıklamalar yapıp insanların akıllarını bulandırmaktan kendi insanlık dışı düşüncelerini din başlığı altına sokup insanların inanç zaafından yararlanan yanlış bilmiyorsam büyükçe de bir bütcesi olan kurum. ha ne işe yarar derseniz anca işte saçma sapan açıklamalar yapar özel günler düzenler. başka da bi işe yaramaz. kesilip atılması gerekmektedir zira kuruluş amacından çok uzaktadır.
geçen yıl ülke çapında kutlu doğum haftası münasebetiyle 748 bin 122 gül dağıtan kurum.
laik bir ülkenin medar-ı iftiharı. sünni müslümanları kontrol altına almak için kurulmuş, alevi ve hıristiyan vatandaşlarımızı iplemeyen devlet kurumu.
3 Mart 1924 tarihinde 429 Sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı bir teşkilat olarak kurulan kurumdur
yetkisini anayasadan alan bir kurum olarak, teorideki amacı laikliği korumak olan kurum.
türkiye'de hakim olan islam dini, avrupa'daki laik devletlerde hakim olan hristiyanlıktan farklı olarak, kişilerin içsel hayatlarıyla beraber toplum yaşamını da düzenleyen kurallar bulundurduğundan, hatta islam hukuku gibi toplum hayatını bütünüyle yönlendirmeye yönelik bir hukuk sisteminin varlığı, dinin "kontrolünün" devlet eliyle yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. bu kontrol, devletin din yayıcılığı veya sahiplenişi anlamına gelmemekte, belirli kişi ve cemaatlerin dini kullanmasından doğan sakıncıları giderme amacını gütmektedir.
din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile kardeş olan bu kurum, pratikte çürük çıkan düşünceler silsilesinden bir tanesidir sadece.