bugün

hani batı toplumlarında belli bir gelişmişlik var, bu doğru. fakat bu nasıl bir gelişmişliktir ona bakmak lazım.

bu sistem batıda kanla ve barut kokusuyla gelmiştir. insanları sömürerek gelişmiş ve şimdi sömürdüğü insanlara- bu yaşaması için zorunluydu yoksa kimse malları tüketemediğinden, sistem iflasa sürüklenmekteydi- belli ekonomik bir gelir vermiştir. fakat her şey ekonomik midir? insan deiğimiz canlının bir bilinci vardır ve buna göre yaşar. hayatlarımız sadece ekonimik değil, insanların bir yaşama bilinci var. daha iyiye ve daha güzele sahip olmak gibi. batı toplumlarının en iyisi olan iskandinavya topraklarından insanlar gelirlerine göre değerlenidirilerler ve basit işler yapanlar ölseler dahi sigorta yaptıramazlar.

kapitalizm denen sistem özünde güzel gibi gözküse de, belli bir ehlileştirilmeye gidilemez, kendi içinde yarattığı tahribatlar ve kanserli dokuları bunu engeller. kanserli bir insan gibi geriye dönüşü yoktur bu sistemin ya ölecektir ya da çevreye hsatalık bulaştırmaya devam edecektir. savaşlarıda ardına sürükleyerek gelecektir. şimid olduğu gibi asla değişmeden devam edecek ve kendisinin sonunu hazırlayacaktır. yapabileceği tek şey yaşam süresini uzatmak olacaktır.
çarkının dişlisi yaptıklarına göre kendinden beklenmeyecek kadar zekice ilerleyen , artık kanımıza girmiş , iliğimizi sömürmüş , bağışıklık sistemimizin içine etmiş ve bizi birilerine - bir şeylere - muhtaç hale getirmiş..

kendi içinde geliştirdiği bütün terimleri bir kenara bırakıp , emek-sermaye ilişkisini reddedip , şah damarımızdan yakınlarda bitivermiş -allah kahrı bela , bitmiyor anam! her gün bir kere daha doğuyor- alın yazımış olmuş..

en sonunda nolmuş biliyor musun ?

çok değil 9 yaşındaki bir çocuk , babasının pantolonun çekmiş '' ben de onlar gibi giyinmek istiyorum '' demiş..

düşünebiliyor musun o babanın hissedeceklerini ?

((kapitalizm düşünmez , yapar..))

daha adını yazamayan çocuk , annesine '' ben de bu ayakkabıdan istiyorum'' der olmuş..

annesi o ayakkabıyı alamayacak ama.. nolacak ?

((kapitalizmin umrunda değildir ki sonuç. o sadece kendini düşünen , her gün bir başka egotramplende zıp zıplayan kaka bir çocuktur.))

hiç kabul edemeyeceğin , hayır hayır olmaz olamaz bu iş nalan! diyeceğin olayların sebebi iştee..

anormal olanı normal gibi gösterme , kabul ettirme -iteleme diyelim- sanatı. lakin öyle siyah beyaz değil. rengarenk. alacalı bulacalı.

istemesek de içinde olmaktan bir türlü kurtulamayacağımız şeytan icadı. (oh , topu şeytana attım , hobatey!)

'' sol öldü , nasıl bilirdiniz ? helva.. ımm , ceviz olmasın içinde. sevmem. ''
* üretim araçlarının özel mülkiyetini destekleyen, işçilerin emeğini sömürerek bütün ekonomik gücü, politik iktidarı, ideolojik hakimiyeti elinde topladığı sınıflı bir toplum. özünde mali sermayenin dünya çapında egemenliği.*

* serbest piyasa ekonomisiyle işçileri rekabet unsuru haline getirir, özel mülkiyet temelinde sömürür. ekonomiyi, holdinglerin cenneti haline getirir.

* farklı ülkelerin burjuvazilerinin çıkar çatışmaları uğruna, işçi yığınlarını din ve millet temelinde birleştirerek savaşların çıkmasını sağlar.

* emperyalizme tabi ülkelerde ezen uluslar ve ezilen uluslar yaratır.*
* kadınların ezilmesinin en önemli kaynağıdır. kadınlar kapitalizmde en büyük yedek işçi ordusunu oluşturur. sistemin ataerkil yapısından dolayı daha fazla sömürülür.

* sadece insanı değil, doğayı ve diğer canlı türlerini yok olma tehdidiyle karşı karşıya bırakır. ekolojik dengeyi bozar, bozmuştur.

* işleyen demokrasi, burjuva demokrasisidir. rejimin tehlikeye girmesiyle askeri diktatörlük devreye girer ve faşizmi işçi yığınlarının üzerine kusar.

* işçilere grev hakkı, aylık ücret arttırımı gibi reformist yaklaşımlarla zihinleri bulandırır.

* kapitalizmi oluşturan, burjuvanın emeğini sömürdüğü işçi sınıfıdır. sistemini yıkacak olan ise yine bu emeği sömürülenlerdir. amaç proleterya diktatörlüğünü kurmaktır.
insanlar karınları agrısa kapitalizme suc bulacak hale gelmisler.
cehaletiniz beni ne kadar yoruyor tahmin edemezsiniz. dedigim gibi
senin kapitalizm dedigine onlar ozgur dunya diyor. gotunde don yokken
sekiz on tane cocuk yapıp sonra kapitalizmden-somuruden sikayet ediyorlar.
isci sınıfıymıs,ben burada kisi yok, kisilik hakları yok, hukuk yok diyorum ama
adam hala bana isci sınıfı diyor. bugun kendi kadınını-cocugunu somuren ezen
isci sınıfının kendisi. isci sınıfının kendisi ayaktakımı olmus, ayaga dusmus.
yoksulluktan degil, soysuzluktan.12 yasındaki kıza bir sene boyunca tecavuz eden
o altmıs tane orospu cocugu burjuva mıydı.?sokaktaki sıradan insanlar degil miydi?
bu insanları mı "bilinclendirip" "devrim" yapacaksın?
her turlu marjinal akım hukuksuzluktan beslenir.
kurtculuk-ulkuculuk-seriatcılık-marjinal sol vs. vs..hepsinin ortaya cıkmasına yasamasına ve palazlanmasına yolacan sey kisiyi ve kisilik haklarını merkeze koyan saglıklı bir hukuk sistemine sahip olmamamızdan kaynaklanıyor.

internet onunde ister porno sitelere girersin, istersen internet uzerinden birseyler ogrenmeye calısırsın.hem sen kendi iradenle porno sitelere dadanacaksın hem de kapitalizm ahlaksızlastırıyor diye sikayet edeceksin. batıda bir kadın genelevde,striptiz club da calısıyorsa kendi iradesiyle calısıyor, kimse orada calısma ya da calısmama yonunde o kadını zorlayamaz dahası kınayamaz.hukuk var, kisilik hakları var, herkesin ahlakı kendine.sen hem geneleve dadanacaksın hem de ahlaksızlıktan sikayet edeceksin.batı kapitalizmi seni ozgur bırakır.ask arayan ask bulur, seks arayan seks bulur.bir duzen-disiplin icinde herkes istedigini yasar.

gecenlerde turkiyede hakim-savcı pavyonda yakalandı.
ickili restoran ya da bar degil, pavyon.batıdaki karsılıgı striptiz club dır.
batıda bir hakim striptiz club da gorunsun bakalım,ne oluyor.?
o adama hakimlik yaptırmazlar, meslekten atarlar.
sorun kapitalizm degil hukuk sorunudur.
burjuvanın kayıtsız şartsız sahip çıktığı kendilerine göre özgür dünyası. hakkında yapılan yorumlarla beni yaran sistem. "bugun kendi kadınını çocuğunu sömüren ezen işçi sınıfının kendisi olması", kapitalizmin yarattığı parası olmayana eğitim yok sisteminin ürünüdür. bunu göremeyecek kadar kör olmak üzücü. evet bu kadar cahil olunup bir de bilmişlik taslamak. "12 yasındaki kıza bir sene boyunca tecavuz eden o altmıs tane orospu cocugu burjuva mıydı.?" burjuva olmaması sistemi haklı mı gösteriyor. nasıl bir yorum bu? 60 kişinin 12 yaşındaki çocuğa tecavüz etmesinde, yine o çok sevdiğin kapitalist sistemin verdiği eğitimin payı olmasın sakın. "batıda bir kadın genelevde, striptiz club da calısıyorsa kendi iradesiyle calısıyor, kimse orada calısma ya da calısmama yonunde o kadını zorlayamaz dahası kınayamaz." evet akıl ve fikirin buluşmadığı an. zaten genelevler kadınları koruma kulübü. senin gibiler gidip onlara yardım ediyor. hangi kadın kendi bedenini satmak ister soruyorum, bu nasıl bir zihniyet, kadının meta olarak kullanılması ancak böyle bir düşünceyle birleşebilirdi, tebrik ediyorum. kapitalizmi savunurken akla yatkın şeylerden bahsedin diyeceğim ama o da yok ki, sen de haklısın be burjuva.
(bkz: #2346713)
kadınların kendilerini satma meselesine gelince bu tamamen ozgur irade ile alakalıdır.
babaları hatta dedeleri yasındaki adamlarla birlikte olan
genc kızlara-kadınlara sormak lazım bunu.bana ne ya da sana ne.?
kendi tercihi,bana bir giren-cıkan yok.kendi kisisel iradesiyle-istegiyle
beraber olduktan sonra kimse hesap soramaz.batıda porno sektorunde calısan
kadınlar hicte oyle silah zoruyla calısmıyorlar,herkesin ahlakı kendine.

ayrıca ben "burjuva" degilim,halihazırda metelige kursun atıyorum.
ama lotodan-totodan birseyler cıkarsa guzelcene yemeyi dusunuyorum.
benim tercihim bu.sana cıkarsa sen yoksullara dagıt,o da senin tercihin.
komunistlerin bildikleri 2 kelimeden biri.
diğeri ise;
(bkz: emperyalizm)
(bkz: kapitalizmin kölesi olmuşsun olm sen)
(bkz: emperyalizmin kölesi olmuşsun olm sen)
size 500 milyon maa$ verip, sizin üzerinizden en az 50 milyar kazanan $irketinizin, yüzde bilmem kaçlara varan kar payının sisteme dönü$mü$ halidir. ne kadar çok i$gücü, o kadar para. i$te kapitalizm budur.
bir mağazanın taksim şubesinde tesettürlü bir hanımın çalışmasına izin verilmiyorken, aynı mağazanın fatih şubesi çalışanlarının tamamının tesettürlü hanımlardan oluşması kapitalizmdir.
Serbet piyasanın varlığından bahsedilebilen,mülkiyet hakkının olduğu,devlet kontrolünde pazarın olmadıgı ekonomik sistem.
bugün birey olarak kendimizi gerçekleştirmemizi sağlayabilen fikir.*
huxley'in cesur yeni dünya'sından şu cümle kanımca mottosu olabilir ve de kendisini özetler: "atıp kurtulmak onarmaktan iyidir, yama artarsa refah düşer."
yeni destekçi akımı için (bkz: neo feodalizm)
fayda sağlamak için her yolun mübah olduğunu düşünen akım.
sahip olduğumuz şeylerin aslında bize sahip olmasıdır. (bkz: terbiyesiz/@oh bebek)
meta tagleri özgürlük*, sermaye, patron, fırii ekınımi falan fişmek olan sistem. her sistemde her daim köpekler, ve insanlar olarak iki sınıfın bulunacağını gözler önüne seren, şamar gibi yüze çarpan izm. komünizmden aslen tek farkı sizin, benim aslında kulübe köpeği yerine sokak köpeği olduğumuzdur. lakin bunun farkında değilizdir.* farkında olan azınlık da malesef ki genellikle komünist olmayı(kulübede yaşamak istemeyi) tercih eder. ilginçtir. güldürür bu homuna gaydımın sistemleri beni.

(bkz: hepimiz köpeğiz bundan kaçış yok)
bir dönme dolaptır ki, bineni döndürür durur piyasa içinde ve kazanan sadece lunaparkın sahibi olur...
sömürmek, sonuna kadar kanını emmek. kısacası insanların üste çıkabilmek için birbirlerini ezmek zorunda olduğu ekonomik sömürü düzeni olan sistem. (bkz: altta kalanın canı çıksın)
(bkz: para) *
(bkz: tefecilik)
avrupa'da sanayi devrimi'nin ortaya çıkmasıyla birlikte ortaya çıkan üretim fazlasını "nasıl pazarlarız"endişesiyle ortaya çıkan kavram,çelişkiler yumağı,kötü niyetler bileşkesi.

sanayi devrimi'nin -özellikle dönemin büyük devleti britanya'da-büyük bir sanayi üretimi fazlası vermesi ve iç talebin bu üretimi karşılamaması sonucunda yeni pazar ihtiyacı arayan avrupa,ürünlerini pazarlayabilmek ve bunu meşrulaştırabilmek için önce teoriye ihtiyaç duymuştur.adam smith,tam da bu aşamada devreye girer ve bakın ne kadar masum(!)ve sevgi dolu cümleler sarfeder:"bireylerin amacı,karlarını maksimize etmektir.zaten bireylerin kendi karları için çalışması,devletin de refahını artırıcı birşeydir.dolayısıyla bireyin ticaretinin önündeki tüm engellerin kalkması demek,devletlerin refahının da artması demektir." bu veciz(!)cümleleri elbette birey mirey için değil,basbayağı sistemin yeni versiyonu için etmiştir a.smith,bu teorisine "klasik iktisat teorisi"denmektedir."laissez faire,laissez passer"(bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler"cümlesiyle özetlenebilecek bu olgu,bireyin refahı artacak kılıfına bir güzel yerleştirildikten sonra pratiğe geçmiştir.

kapitalizmin en büyük iddiası olan "serbestlik",aynı zamanda onun en büyük açmazıdır.çünkü serbest piyasa demek,kurtlarla kuzuların aynı piyasada rekabet edebileceğine inandırmak oldukça saçmadır.serbestleşme olgusu her zaman daha güçlü olanın atılım gücünü pekiştiren bir unsur olarak belirmiştir.bu durum da küçük yatırımcıyı ve sanayileşememiş orta sınıf tüccarı tüketmiştir,büyük daha büyük,küçük daha küçük olmuştur moda tabirle.

yine adam smith'in ortaya attığı iddiaya göre kapitalizm demek "an invisible hand divits"yani "görünmez el müdahalesi" demektir.buna göre piyasalar belli bir kurum tarafından yönetilmemektedir,süreç kendi kendini yönetme sorumluluğunu üstlenmektedir.bu iddia oldukça çürük ve mesnetsizdir.piyasanın tek bir elden yönetilen bir olgu olmadığı doğrudur,lakin bunu yönetenlerin kimlikleri ve nitelikleri oldukça belirgindir,hiç de kıyıda köşede değildirler.bu "invisible hand"lerin kimi zaman meclislerde güçlü lobileri,kimi zaman çok okunan gazeteleri,kimi zaman çok satılan çikolataları,kimi zaman çok sağlam arkalı akrabaları vardır ve bütün bu kişiler birbirlerinin tavuğuna kışt demeyen büyük yatırımcılardır,aralarına yeni bir dev katılacağı zaman bu başka bir devin tasfiyesini gerektirir.kısacası kişiler değişir,ama işleyen sistem asla değişmez.

dünyanın neredeyse her döneminde kapital ve para önemli kavramlar olagelmişlerdir.ancak wallerstein gibi birtakım uzmanların ifadesine göre bu dönemin ayırıcı vasfı,sonsuz sermaye birikiminin ana hedef olması ve kutsanmasıdır.

bu sistem yıkılacak mı?

wallerstein abimize sorulacak olursa,kapitalizm 25-50 yıl arasında nihai krizini yaşayacaktır.bunun sebepleri ise kabaca şunlardır:

büyüyen çevre sorunları,fabrika atıklarıyla bu sorunu körükleyen dev şirketler önünde büyük bir sorun doğuracaktır.çünkü sebep oldukları korkunç çevre tahribinin kendi ceplerinden düzeltilmesi demek,karlarında büyük bir sıkışma olması demektir,bunu göze alamazlar.ama maliyetlerini dışsallaştırıp bunun bedelini doğaya ve hükümetlere,dolayısıyla halklara yüklemeye edvam ettikleri takdirde de çevre sorunu sebebiyle dünyanın ömrü iyice kısalacak ve bu maddi-manevi bedele halkların sabrı kalmayacaktır.

diğer bir sebep ise,işçilerin kentleşmesidir wallerstein'e göre.eskiden şirketler köylerden topladıkları ve az maaşa çalışmaya razı olan insanlarla istihdam sağlarken,dünyanın kırsallıktan çıkarak yüzde 70lerin üzerindeki dünya kentli nüfusunun artması ve işçilerin maaş zammı taleplerinin doruğa yükselmesi sebebiyle az maaşa razı olmamaya başlaması sorun olacaktır.şirketler işçilere zam yapmayı kabul ederse karlarını kısacaklar,kabul etmezlerse de yakın zamanda dev grevlerle ve istifalarla sarsılacaklardır.

birkaç sebep daha sayıyor wallerstein ve sistemin 25-50 yıl arasında çökmeye mahkum olduğunu iddia ediyor.lakin ismet özel'in bu konudaki bir tesbiti konuyu daha da karmaşıklaştırıyor zihinlerimizde:"bir sistemin yıkılması ve yerine yenisinin gelmesi için,o sistemi yıkma iradesi gösteren insanların zuhur etmesi gerekir".bu tesbite hak verirsek-ki vermemek mümkün değil-,rahatını bozmayı sevmeyen ve bir şekilde yaşayabildiği müddetçe risk almaktan ve bedel ödemekten kaçınan insanoğlunun çok da doğru bir tutum izlemesini beklemek mantıklı olmayacaktır.bu durumda,bir sistem yıkılsa da yerine geçecek düzenin eski düzen ile bir mahiyet farkı olmayacaktır,karın maksimizasyonu ve sonsuz sermaye birikimi öncülü ile hareket eden neo-kapitalizmi doğurabilecektir,bunun da yeni bir sistem olmasından elbette söz edilemez.
dini imanı para olmak. bakın abd dolarının üzerine in god we trust yazmışlar. ürettiği malları satabilmek için türlü türlü katakulliler yapıp paranın üzerine bunu yazmak dalga geçmekten başka bir şey değildir.
insan oglunun icindeki hirsin, bencilligin, guce olan tutkunun sonucu dogmus bir sistemdir. dengesizlik uzerine kurulmustur, kazananin oldugu yerde mutlaka kaybedende olucaktir. bir kesim zenginlesirken, diger kesim fakirlesicektir. iste devletin islevi bu dengesizligi minimize etmektir. avrupa'da bu kismen basarili bir sekilde yapilmaktadir.
şöyle bir olay var. bu sistem yıkılır mı yıkılmaz mı konusuna gelirsek, bu sistemden kasıt "dünya liberal ekonomik birliği" ise, yıkıla da bilir, çöke de bilir, sonsuza kadar da gidebilir vs. amma velakin, "bulduğum/aldığım/sahip olduğum/kapattığım benimdir" fikriatıysa bahsedilen, sizleri çevirimiçi nah çekme servisine yönlendirmek isterim. lakin, şimdi hatırlayamadım adresi.
sömürü düzenine hızlı intibak oryantasyonu.