bugün

tek kelimeyle gidilmesi gereken bir film...

belki de lise ve üniversitenin ilk yıllarında sevilen kişi için; küçük roma'yı yaktığımızdandır, etkiledi gerçekten beni... ve kızın gerizekalılığı da gözden kaçmadı; sevdiği insan için tetiği çekemeyen birini tercih etti... halbuki; devran; tabir caizliğinde ortalığın amına koydu o kız için...
hayat her zaman adaletli davranmıyor...
zaten kızlar sünepelerin peşinden gidiyor hep...

senaryoya gelelim;
bizden bir film olmuş... küfürler, diyaloglar... oldukça yerindeydi...

bardan kaçan insanların mimikleri ve patlama sahneleri dışında göze çarpan bir şey yoktu, kötü olarak adlandırılabilecek...

- yüzüme vurma artık, karaca beğenmeyecek yoksa... gerçi şimdi de pek tuttuğu söylenemez ya...
özetliyor aslında...***
kenan imirzalioglunun oyunculugunu anladigim filmdir.
bir de bir kadin(asli tandogan,karaca)ortaligi bu kadar mi karistirir be dedirtti.
rasim oztekin de rolunu pek bi guzel oynamis,civitmadan,gozumuze batirmadan,tadinda
--spoiler--
+ dördünüz bir sürmeli etmezsiniz!
--spoiler--

filmde escinsel rolü oynayan rasim öztekin in ustalıgına diyecek yok. filmde onu ilk gördüğünüz karede daha hiç bir jest yapmadan eşcinsel biri oldugunu anlıyorsunuz. yani bu kadar iyi rol yapılabilir. tebrikler. ancak sunu da eklemek isterim ki, bundan yıllar önce filmlerde escinsel karakterler hep kötü, basit, vasıfsız insanları yansıtırken artık daha karakterli, daha düzgün insanları yansıtıyor. ya toplumun bakış açısı değişti ve bu sanata yansıyor ya da sanat inceden inceden insanların düşüncelerini değiştirmeye çalışıyor. belki farkında bile degil yumurcak.
şener şen ve kenan imirzalıoğlu ' nun oynadığı, gişe bakımından rekora koşan film...

aynı zamanda mahalle delikanlısı...
kenan imirzalıoğlu'nun muhteşem bir oyunculuk çıkardığı, aslı tandoğan'ın hayatımda gördüğüm en güzel gotik hatun olarak hala hafızamdan çıkmadığı film. filmin senaryosu çok iyi değil ancak yinede seyretmeye değer. rasim öztekinde çok başarılı. şener şen her zaman ki gibi harika. ama aslı hakikaten çok güzel yaa..
"fena değil" denicek tarzda bir film. "kurtlar vadisinin bir bölümü mü?" yoksa "kabadayı filmininin tamamı mı?" diye sorulacak olursa, "tabiki kurtlar vadisinin bir bölümü" diye cevaplanacak olması muhtemel film ayrıca.
hıncal uluç un film hakkındaki eleştirisi;

http://www.sabah.com.tr/2...4885A02E8FD7CF70AB0B.html

* bir laf bu kadar mı uzatılır? çizdiği karakterler için yavuz turgul u övmüş bir de.*
(bkz: bırak allaseven)
evet film fena halde eşkiya kokuyor ara ara mementodan kopya da çekilmiş ama yinede güzel olmuş izlenmelidir.ha şimdi sormak lazım şener şen,kenan imirzalıoğlu,rasim öztekin gibi oyuncuların yerine başka oyuncuları koysan filme izlenir mi?hiç sanmıyorum.
filmin sonunda devran ile muratın karşılıklı küfürleşerek rulet oynamaları barda filmini getirdi aklıma ismail hacıoğlunun yerine nejat işler oynayacaktı ki ahhh
kenan imirzalıoğlu hakkatten heybetli bi adam jeep yanında bisiklet gibi kalıyor takımları giyip gözlükleri de taktımı olay bitiyor.şener şen bildiğiniz şener şen anlatmaya gerek yok o kenana tokadı bastıkca ben rahatladım ohh bee.son olarak filmin son sahnesinde bekledik murat rolündeki ismail hacıoğlu şöyle 3 numara saçlar küpeleri çıkartmış bi halde olsun diye ama yok olmadı...
kabadayı olacağıma eşcinsel olurum dedirten film.
sürmeli nin ali osman dan yediği mercimek çorbası gibi yıllarca unutulmayacak diyaloglara sahip olan dizi.ama;

--spoiler--
devran senin değiminle eşek yüküyle para kaçırdın katil oldun sevdiğin kız için, e madem bu kadar delicesine seviyon neden o zaman vurulduğu anda götünü çevirip neden terkettin neden kucağa alıp hastaneye kendin götürmedin

harbiden de ali osman ın evinden çıkarken dediğin gibi salakmışsın..
--spoiler--
manidar karakterlere sahip olan bir film. eşcinsel vardır fakat delikanlıdır. burdaki mesaj güzel. günümüz mafyasına ise şu mesaj verilmiştir; siz eski kabadayılar yanında pon pon kız kalırsınız.

ayrıca; ali osman'ın * mafyalık yapmadığı söylerken verdiği örneklerde çok yerinde iğnelemelerdir.
kıymeti 2008de daha da anlaşılacak 2007ye damgasını vurmuş filmdir. *
esref saati dizisinin dramatik hali, biraz da eskiya filminin esintilerini tasıyan sinema biletinin hakkını veren film.
(bkz: kulağıma küpe olsun)
son zamanların; babam ve oğlum, mutluluk gibi filmlerini aratmayacak kalitede olduğuna inandığım film...

--spoiler--
Şener Şen' i öldürmekle güzel bir son yapmışlar, ölmeseydi film bir işe yaramazdı, burdan senaristleri tebrik ediyorum...
--spoiler--
film beklentileri altüst edecek derecede ilginç. abartısız olması gereken yerlerde abartılı; abartılı olması gereken yerlerde ise tam tersi bir durum izlenmiş.

--spoiler--
örneğin son sahnelerin gerilim ve dramatik olması gereken yanları var. ama devran adlı karakterin karaca hakkında yaptığı espriler silsilesi olayın tadını kaçırıyor.
mesela ali osman (şener şen'in) diğer kabadayı arkadaşlarından son ana kadar sürpriz bir hareket bekleniyor ama gelmiyor.
adam patronunun boğazını kesiyor ama üstüne bir damla kan bile sıçramıyor. ve sanki yönetmen de bunu farkındaymış gibi, devran üstüne bakıyor sıçramış mı diye? /kontrol çekiyor ama yine de tık yok.
--spoiler--
(bkz: alaattin çakıcı)

kendi deyimiyle;

--spoiler--
"en çok kızdığım şeylerden biri, bana mafya denilmesi. mafya silah kaçakçılığı, uyuşturucu ve kara para ile uğraşır. allahıma binlerce şükür, benim bu konularla yakından uzaktan ilgim yok. zaten suçlandığım konular bellidir. onun için diyorum ki, ben mafya değilim, kabadayıyım. hatta iddia ediyorum, en son kabadayıyım. zira gerçek kabadayı kalmadı. eline silah alarak savunmasız insanları korkutan, uyuşturucu, silah kaçakçılığı yapan, büyüğüne saygı, küçüğüne sevgi göstermeyen kişiler mafyadır. ben, yaşı benden bir ay bile büyük olan kişiye ağabey diye hitap ederim. halen annem bağırdığında cevap vermez, susar, siniri geçince sarılır elini öperim. bu saygı, gelenek göreneklerimizde vardır. kabadayı gücü ne olursa olsun düşmanı bile misafir gelse, o an husumeti bir kenara bırakır, ayağa kalkar en iyi şekilde ağırladıktan sonra gönderir. kabadayı savunmasız insanlara korku salmaz, tam tersine yardım elini uzatır, ama ülkeyi soyanların haksız kara para kazananların korkulu rüyasıdır."
--spoiler--

filmdeki ali osman karakterinin savunduğu da tam olarak budur. acaba...?
rasim öztekin in bendeki g.t hiçbirinizde yok repliğiyle yerlere yatırmış filmdir.
mutlak surette gidilmesi gereken başarılı türk filmi.
ömer vargı yönetiminde, yavuz turgulun başarılı senaryosuyla buluşan film, ilk denebilecek sahneleri, replikleriyle kendine çeken dehşetül vahşet bir şey.
ilk yarım saati beni pek sarmayan daha sonra özellikle ikinci bölümde insanı alıp götüren süper ötesi bir film. ayrıca kenan imirzalıoğlu ilkleri yaşatmıştır. ilk kez kötü adam oynamıştır ve ilk kez süper esprilerle yarmıştır. kötü adam olmasının sebebi sonradan anlaşılıyor* ama sonuçta kötü karakter olmasını değiştirmedi. ayrıca bir insana takım elbise bu kadar çok mu yakışır. üstüne bir de karizmatik gözlük takma sahneleri çekince kenan imirzalıoğlu bendeki sevgisini ikiye, üçe katlamıştır. bir tek o dansöz elbiseli resimleri çektirmeyecekti.*
eşcinsel olan sürmeli karakteriyle rasim öztekin filmde bombalar patlatarak seyirciyi epey güldürmüştür.

şener şeni zaten hepimiz biliyoruz anlatmaya bile gerek yok. özellikle filmin bir bölümünde aynaya attığı bakış hala süper oyunculuk yapabildiğinin en iyi göstergelerinden biriydi.

kısacası izlenmesi farz olan türk filmlerinden.
genel olarak güldüren, şener şen'in ölümünde bile iç sızlatamayan bir film. devran'nın patronun boğazını kesişi oldukça temiz iş olmuştur. * *
--spoiler--
(bkz: bendeki göt hiçbirinizde yok da ondan!)
--spoiler--
spoiler ihtiva ediyor diye silinmesi üzerine düzeltme:

--spoiler--
eski topraklarda arkadaşlığın ne demek olduğunu ve hangi şartlarda dostun satılacağını, aşkı işe karıştırmanın nelere sebebiyet verdiğini, mertliğin ve ortaya yüreğini koyarak sevdiklerini savunmanın kısaca "baba" olmanın getirdiklerini götürdüklerini ve hatta günü geldiğinde bir eşcinselin de ne kadar "delikanlı" olabileceğini, baba bildiği kişi için ölüme posta koyabileceğini anlatan usta işi bir türk yapımı. sinema salonunda maskeli beşler bilmem nerde, çılgın dersane gençliği ne frikikler veriyor tarzı tek organa hitap eden filmler arasında adını görmek bile insana bataklıkta açan çiçeği görmüş etkisi yapıyor.
ayrıca;
rasim öztekin'in izlerken helal olsun "ibneye" dedirten bir performans çıkardığı "sürmeli" karakteri ve kenan imirzalioğlu'nun adını sözlükte
unutulmayan kotu karakterler başlığına "devran" diye bakınız verdirecek kadar mükemmel bir aşık, bıçkın bir muhbir, aşk uğruna adım adım kendi sonunu hazırlayan psikopat mafya karakteri kompozisyonu çizdiğini,
son olarak da şener şen'in eşkiya'daki baran'dan sonra kabadayı'daki ali osman rolü ile yine benzer bir karakteri kendine has tarzıyla ve olağanüstü oyunculuğuyla kotardığını, biz sinemaseverleri mest ettiğini şener ustanın önünde saygıyla eğilerek belirtmek gerekir.

filme damgasını vuran cümle ise : dördünüz toplansanız bir sürmeli etmezsiniz...
--spoiler--
hüznün eksik kalmasına rağmen, son karelerin izlenmeye değdiği yapıt.
şener şen'in oyunculukta artık en üst noktalardan birine ulaştığını bize gösterdiği filmdir. gönül yarası'ndaki oyunculuğu da muhteşemdi. öyle ki ben sinemanın teknik yönünden anlamayan sıradan bir izleyici olarak bile şener şen'in mimklerindeki, bakışlarındaki ustalığı anlayabiliyorsam bu adam bu konuda aşmış artık diyordum. kabadayı'yı izlerken de şener şen'in oyunculuğuna odaklandım, yüzünü izledim ve duyguyu mimikleriyle bu kadar iyi anlatabilen bir oyuncuyu izlemenin tadına vardım.