bugün

her üniversiteli mezunun hayalidir polis olmak..
Tamam da maaşlar az. Mühendislik okumuş adamı üç kuruşa köpek gibi çalıştıramazsın.
iş cok ama hepsi akplilere ayrılmış.
sabahtan akşama kadar a haber izlemenin zararları.
işletme okudu diye ceo olacağını sanan gençler için doğru önerme. kıçı kırık bir üniversitede kıçı kırık bir bölüm okumuşsun işte geçiceksin garsonluğun başına, başka bir iş verilmez sana. ha iyi bir üniversitede iyi bir bölüm okuyanlar zaten şikayet etmiyor.
gençler siksin sizi ve o olmayan beyninizi. herkes sizin gibi yarı aç yaşamayı gururuna yediremiyor, yıllarca okuduğu için iyi bir hayatı hak ettiğini düşünüyor.

lisans mezunu adama konfeksiyon işçisi olarak istihdam sağladığını zannediyorsan iş var evet.
cnc tezgahta, ağır sanayide atolyelerde çalışacak adam yok.

o sıkıya gelmiyorlar. eleman bulunmuyor.
Doğru olmayan bir cümle.
Göbekli patron koktu buralar.
emekli amcaların klasik sözüdür.
bu iş beğenmeyenlerin kulaklarını çekeceksin... diye devam eder.
Asılsız bir demeçtir.
Sigortasız günde 12 saat asgari ücrete çalışmak istersen iş var. Evet.
Ne diyim bilemedim...

20 senedir aynı şirkette çalışıyorum..
20 sene önce yatacak yer karşılığı , yatacak yerim olmadığı için girmiştim... Üvey dede kovunca evden..

Ama bizim zamanımızda tüm gençler ne iş olsa yaparım cı idi .

Şimdiki gibi sigorta asgari ücret hayaldi..

ilk girdiğimde bana otelin bir tek çöplerini toplatırlar.. Süpürge yaptırırlar idi..

Şimdi o departmanın müdürüyüm.. 5 asgari ücret kadar maaş alıyorum..

Şimdiki gençlerde problem sabaat etmek..

Ben bu işimi yapacam.. Masa başı iş yok mu vs vs ..

Hepiniz gönlünüze göre işler bulun öpüyorum...
bunu diyenler bulsa ya bi iş, bir şey deneyeceğim.

büdüt: gonclor os bogonmoyor diyen tuzu kurular, gözümde şu videodaki akademisyen bozuntusu gibisiniz.

https://youtu.be/lmVaYBv9HCc

ben de zamanında çektim, bunlar da sürünsün kafasından çıkın artık. çünkü yeterince sürünüyoruz. bu ülkede sürünme şekilleri zamana göre değişiyor. senin zamanında tuvalet temizlemek, sokakta yatmak sürünmek iken; şimdilerde,
belki bir şey çıkar diyerek, cebindeki son paranı bilmemnesınavı'na yatırıp içinde son kalan umut taneciklerini de yeşertip ders çalışmak.
55 yaşında hala çalışan babandan harçlık alıp, güya kendini geliştirme uğruna sertifika toplamaya çalışmak.
tüm bunları yaparken gençliğinin masa başında dirsek çürüterek bir belirsizlik uğruna eridiğine şahit olmak.
ve tüm bunların sonunda birilerinin eşi, dostu diye el altından senin hak ettiğin kadroyu başkasının aldığını öğrenmek.

tüm bunlardan yılmadıysan eğer, süreci baştan yaşayıp; ukala bir ik'cının yeni mezun değilsin, bunca yıl ne yaptın ya da biz deneyim istiyoruz seni alamayız şeklinde ithamları sonucunda yine kendini babanın eline bakarken bulmak.

bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız.
Sapına kadar haklı söylem. 3 kuruş paraya haftanın 7 günü, günde 14 saat çalışıyordum sırf beğendiğim için. Sonra gerekçe bile gösterilmeden işten çıkarıldım. işte bunlar hep beğenmekten. Sonra işleri o kadar beğendim ki kendi işimi kurmaya karar verdim. Siz hayırdır lan şımarık veletler? Utanmadan iş beğenmiyorsunuz bir de. Tüh sizin kalıbınıza.
Gençler kölelik sistemini beğenmiyor, haklılarda.
Bu kölelik sistemini değiştirecek olanda zaten onlar. Evet iş var ancak bu işler karın tokluğuna çalıştırmak isteyen işletmelerde. iş yok masalıyla ucuz iş gücü peşindeler. Eğer paraları o kadar değerliyse, o işlerini kendileri görsünler. Ya da herkese hakettiği değer ve emeğinin tam karşılığı verilsin.

Sırf bu işletmeler para kazanacak diye hakkından azına razı olmayanlara ayrıca helal olsun.
siz o gençleri, beceri ve yetenekleri haricinde "köle" statüsünde çalıştırmak istedikçe o gençler de o işleri beğenmeyecek.

bu fikir, sistemi aklayıp, ekonomideki tüm problemlere kulaklarını tıkayıp tek suçu gençlere atan yoz bir düşüncedir.

gençlerin kendi becerilerine göre bir iş aramaları kadar doğal bir durum yoktur.

birileri hiçbir şey üretmeden, keyfine göre maaşını 18bin lira yapacak, benim ülkemin yoksul genci okuduğu bölüme uygun iş aradığı için suçlu olacak öyle mi? yok öyle!

edit: imla.
aslında doğrudur iş çok. mesela ben bu donanım ve tecrübemle bir görüşmeye gitsem ve istediğim miktarı işveren fazla bulsa o ik cıyı yatırır oracıkta skerim. madem işine geliyorsa mantığı hakim o zaman sizin de işinize geliyorsa canlarım.
doğru önermedir.

ama neden beğenmiyor kimse o kısımla ilgilenmiyor. bu kadar adi ve kan emici iş veren varken gençler ne yapsın?
ülkede alım gücü düştükçe düşüyor, iş verenler maaşı düşürdükçe düşürüyor sonra da bu andavallar gelip gençler iş beğenmiyor diyor.

ulan neyini beğensinler şerefsizler.
iş yok gençlerin beğenip beğenmeme seçimi de yok.
Yüzlerce başvuru yapıp geri dönüş alamadığım bir düzen. Soran olusa ''ben iş beğenmiyorum''
üç kuruşa adam sikmeye ''iş'' diyen ibnelerin derdidir.
tanım:bir cümle/tespit.

o kadar uzun uzun yazabilecek şeyler var ki içimde bu konuyla ilgili. bu sebeple girdim haddinden fazla uzun olursa şimdiden özür diliyorum.

ülkenin hala her şeye rağmen ele gelir, az çok iş bulur bölümlerinden birinden mezunum. ve kendi işimi yapacak kadar şanslıyım. ama çevremdekiler bu kadar şanslı olamadı. hepinizin bildiği ve benim de bizzat tanık olduğum örneklerle açıklayacağım durumu. başlayalım.

bir kişi düşünün ki fen lisesi mezunu olsun. onu 15 sene önce tanımış insanlar bugün bile lafı geçtiğinde karakterinden önce ne derece zeki olduğundan bahsetsin. o girdiği güne lanet ettiği üniversite sınavından aldığı puanla diş hekimliği gibi görece "iş garanti" bölümleri tercih edebilecekken idealist davranıp şu üniversitenin şu mühendisliği bölümünü istiyorum diyerek istediği üniversitenin istediği bölümüne yerleşsin. dandik bir üniversite dandik bir bölüm demiyorum bakın. ülkenin önde gelen üniversitelerinden birinde iyi bir mühendislik. bölümde sorunlar yaşamasına rağmen ite kaka bir şekilde bitirsin ve bittiğinde iş aramaya başlasın. 2 yıl boyunca her gün çaldığı tüm kapılar yüzüne kapansın. donanım olarak ondan çok daha alt seviyedeki insanlar onun bunun desteği ile hiç ihtiyaç olmamasına rağmen çeşitli işlere yerleştirilsin. ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum nedeni ile zaten kötü olan istihdam olasılığı böylece tamamen sıfırlansın. bu kişinin psikolojisi bozulsun. kendisini kaybetsin. başka biri olsun çıksın. mesleğiyle alakasız işlere başvursun. idealistliğin bir boka yaramadığını, bu ülkede idealist, zeki ve çalışkan olmanın kendisine sadece zulüm olduğunu zor yoldan öğrenmiş olsun. ben değilim ama bu sürece bizzat şahidim. benim hayat arkadaşım bu kişi. 9 yıldır elini tuttuğum insan. dün itibari ile 17 yıllık eğitim hayatının tamamen hikaye olduğunu farkedip zincir marketlerden birinde kasiyer/depo görevlisi/raf düzenlemeci olarak işe girdi. kendisi de yapacağı işin tam olarak ne olduğunu bilmediği için bu şekilde nitelendiriyor.

ikinci kişimiz de en yakın arkadaşlarımdan biri. marmara üniversitesinden 2 adet mühendislik diplomasına sahip. 1 buçuk yıl iş aradı. bakın 1 buçuk yıl. çok şükür ki o şanslıydı. şuan iki diplomada da yazan değil ama yine de bölümüyle alakalı bir işi yapabiliyor. biraz mecburiyetten tabi. zira iş yok; olanların da istediği sen değilsin.

üçüncü kişimiz de kötü gün dostlarımdan. mimar kendisi. 3 dil biliyor anadili gibi. çat pat anlaştıkları da hariç. burada iş olmayacağını, dayısız bulduğu işin finansal kölelik olduğunu anladığında çekti gitti. italya'da şuan. keyfi yerinde. kıymet ve takdir görüyor.

dördüncü kişimiz de bir avukat. stajını yaptıktan sonra kendini alanında geliştirmek istedi ama durum malum. duramam burada dedi. başvurabildiği tüm yerlere başvurdu. belçika'da staj yapıyor şimdi o da. burada meslek sahibi olmaktansa orada stajyer olarak hayatına devam edip kendi tabiriyle "nefes alabilmek ve neler olacağını görmeyi" tercih etti.

örnekleri çoğaltabilirim. kaldı ki sadece ben yaşamıyorum bunları. hepimiz yaşıyoruz hepimiz görüyoruz. içimin ne kadar yandığını tarif edemiyorum. iş çok ya hani. hani gençler beğenmiyor ya. doğru iş çok. ama hayatının 17 yılını eğitime vermiş insanlar da bırakın da o işleri beğenmesin. bir gün kalburüstü bir mesleği olacağına inanan insanlar bırakın da okumasa da yapabileceği bir mesleği seçmek istemesin. yani bırakın da biz yitip giden yıllarımıza bir zahmet acıyabilelim. buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. ne diyeyim.
gerzek beyanı. yöneticilikten, vasıfsız işlere kadar hepsine başvuruyorum. bakan bile yok.
geçenlerde başvurduğum bir yerin önünden geçerken bizzat sorayım dedim. bildiğin ara sokakta bir bilgisayarcı dükkanına eleman işi. kıç kadar dükkanda 3 kişilerdi. form doldurdum verdim. yaptığım işleri anlattım. 5 yıl bilgisayar, sarf malzeme ve teknik servis üzerine kendi iş yerim olduğunu da anlattım. sallamadı bile, biz sizi ararız dedi. ulan o kıçı kırık dükkanınızı tek başıma parmağımda çeviririm. sen kim ulan köpek, vereceğin sikindirik asgari ücrete artislik yapıyorsun, denyo.
Aynen iş dedikleri de bulaşıkçılık, ayakçılık falan, ne iş ama amk.
bir gerçek. işsizlik yok yalan.