içki içen birini sevebilmek

(bkz: her akşam bir litre light süt içmek)

önemli olan, bir insanın içki içip kendisinden geçmemesidir. kendini bildiği sürece nema problema.

(bkz: bekri mustafa)

olduğunda o kişinin içki içmesinden kaynaklanmayan, kişinin başka özellikleriyle ortaya çıkmış bir sevme-sayma hali.

(bkz: aydın boysan)*

içki içmeden bütün şerefsizlikleri yapan birini sevebiliyorsan içki içeni bayıla bayıla seversin. etrafına zararı yoksa kendine içiyorsa sana ne...

sevmenin ne olduğunu anlayamamış kişi söylemi.

bilen bilir;
(bkz: sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir)

içki içen birini seven, içki içen biridir.
(bkz: kizilginca)

bi dakika ya. alkol almak bir problem değildir. alkolik olmak bir problemdir. bu ince çizgiyi görebilmek gerekir. içki içen birini sevmenin anormal bir şeymiş gibi yansıtılması çok komik.

''yaradılanı sev yaradandan ötürü'' şekerim iyi gelir.

içki içen birini sevmek gayet doğaldır. içki içmek kötü bir şey değildir. asıl kötü olan içki içiyor diye birini sevmemektir.

ama isterseniz başlıkta ve de tanım da eksik kalan bir şeyin ayrımını yapalım.

içki içip normal bir yaşam sürmek ayrı ber şeydir, içki içip hayatı kendine ve etrafındakilere zehir etmek ayrı bir şeydir. iş bu sebepten eğer bahse konu kişi ikinci şıktaki insan ise evet kesinlikle durup düşünmek gerekir. ve fakat birinci şıktaki hanfendi veyahut beyfendiyse bence hiç durmadan sevmek gerekir. bir kere muhabbeti hoş olur öyle insanların. sevilmeye değer yani.

yurdum insanının içki takıntısını anlayabilmiş değilim, nedir lan içkiyle derdiniz. ailesinde veya çevresinde yer alan, içki içmeyi bilmeyen içip saçmalayan bi kaç insan yüzünden içki içen herkesin böyle olduğunu yada olacağını düşünürler. bu tür insancıkların konuya ilişkin kalıp cümlelerinin hastasıyız, içki içen insanın hayatımda yeri olamaz...

benim içki içen adamla birebir sevişmiş arkadaşım var. sana onu da getiricem...

içki içen birini sevebilmek başlangıçta zor değildir.kolay gelir.herhangi birini sevebilmekle aynı şeydir aslında başlarda. sonra ilerleyen zamanlarda alkolün bi insana neler yaptırdığını görürsünüz.herkes bu konuda bişeyler bilir ancak bildikleri alkolün bir bünyeye verdiği hasar ve değişimin yanında küçücük kalır.gözle görülenin ötesinde o insanın çaresizliğine şahit olursunuz.defalarca bu son der,artık içmeyeceğine dair kendine,etrafındakilere sözler verir ama tutamaz. tutamadığı sözlerin altında ezilen ruhu,onu sevenlere ettiği ihanetten ziyade kendine ettiği ihaneti kabullenemez. gece yarıları kentin ışıkları söndüğünde hayatını sonlandırmaya dair kararlar verir.bu konuda onu ikna etmek gerçekten zordur.sözler biter,cümleler anlamsızlaşır.aklından geçen hiç bişeyi tahmin edemezsiniz,senaryolar yazar,olmayan sonlara hazırlar kendini. neden hala onun yanında olduğunuzu anlayamaz.ona verdiğiniz desteği kaybetmemek için uğraşırken bi taraftan size zarar vermemek için uğraşır ama ne çare. bilinçsizce kurduğu cümleleri hatırlayamadığı sabahlarda,telefonu açmak bile istemez.hatta uzun süre sizi görmek istemez.sancıları azar içmeyince.

küfreder,herkese,herşeye. kimseyi sevmek istemez çünkü kendini sevemez.kişilik bölünmeleri yaşar. bi gün inandığı Allah'tan kendisine yardım etmesini isterken diğer gün ona yardım etmeyen bişeyin varlığına inanmadığını söyler.
gözlerinin altında mor halkalar vardır ve kollarında kesikler.bedeninin sınırlarını zorladığı her an,kendine gözle görülebilecek zararlar vererek,içini rahatlatmaya uğraşır.güçsüzdür ve çaresiz...

tedavi olması gerektiğini bilir ama yapamaz.gücü yoktur çünkü ve kendisini bu hale getirdiğine inandığı ailesi onun için koca bi hiçtir.

sığındığı tek şey siz olunca,içki içen birini sevmek dünyanın en zor işidir.ona yardım edemezken yıpranır yıprandıkça saldırganlaşır ve gittikçe ona benzediğinizi farkedersiniz.
onu bu halde bırakmak aklınızın ucundan bile geçmezken,bir gün o gider.giderken de o hep bilinen cümleyi kurar "senin için,senden vazgeçiyorum der,sadece senin için..."

şimdi yapılacak tek şey vardır: oda onun için her gece bazen bi cümle bazen uzun bi kaç cümleyle dua etmek...

neresiyle içtiğine bağlı değişen durumdur. ağzıyla içerse sorun oluşturmaz.

içkiyi içtikten sonra kendinden tiksindirecek,huzur kaçıracak davranışlar sergilemiyorsa o kişiyi sevmek için fazladan bir çaba sarf etmeye gerek yoktur.içki güzeldir insanı daha da güzelleştirir bu nedenle o kişiyi daha çok sevmene bile neden olabilir.**

aşk engel tanımaz sözünü doğrulayan eylem.

sevgi ölçütü içki mi oldu ya. veya herhangi bir prensip mi. kusura bakmayın ama zaten sevmek için kriterleriniz varsa o sevgi değildir ki. ne saçma sapan bir mantıktır bu, başlığı görünce yok artık dedim gerçekten, sev-e bilmek ne demek. seni sevmiyorum. neden? çünkü çok içiyorsun. karşıdaki de size küfürü basar ve gider, çok da haklıdır yani.

olur mu kardeşim , içki içen insandan her kötülük gelebilir diye düşünülse de sonuçta o da bir insandır , onun da bir kalbi var ve unutmayın dünya sadece sevgiyle değişir.

(bkz: 40 yıldır içerim böyle kafa görmedim)

içki içen birisi, ancak içmediği zaman sevilebilir, çünkü sürekli "öpüjem, öpüjem " diyen birine ancak acınır. Ha yaşı genç, sohbeti güzel biri içkiyi mabadıyla değil ağzıyla içiyorsa eyvallah yakışır!
Tavsiyem odur ki; yolun yarısını geçmiş olanlar içmesin kaldıramazlar, zira içki onları kaldırır.

içki içmeyen birini sevememek.

içmemesi için uğraş verilir 1 2 yıl baktık hala içiyor, saldım çayıra mevlam kayıra havalarına bürünmenize sebeb olur.*

"içki içenin içki bardağıyla dertleşmiyorsun, aşk acını, dost kazığını, hayat kavganı o bardağa anlatmıyorsun, o bardağın sahibine döküyorsun içini, sırlarını, yaşamını... o bardağı değil, o insanı seviyorsun"

bu çoğu şeyi özetliyor...

kendine benzetmeye çalışmayıp, tercihlere saygı duymaktır.

namümkün.

--spoiler--
(bkz: leaving las vegas)
--spoiler--