bugün

Bana dedi bir isim ver, varlığım olsun.durdu,aklından yeni birşey geçti.bana, dedi,sen isim ver, varlığım senin olsun.bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.seni anan beni de ansın.seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.bir "ile" koy aramıza bizi birbirimize bağlasın.
Nazan Bekiroğlu "la"
emrah serbes - erken kaybedenler

' ... öne çıktım, biber gazı sıkmanıza gerek yok memur bey, dedim. Arkadaşlar zaten yeterince duygusal insanlar. '
avuç avuç korkuların arasında yarattığım güven duygusu vardı. Sonu geldiğinde oynayacağım. Son bir hamle, son kez aşk için kimbilir?
cümleleri tam hatırlamıyorum da şöyle diyeyim;

OD (iskender pala) 'un 118. sayfasının ikini paragrafı.

sen açtın o sayfayı ve bir çırpıda okuduğunu tut. (okuynca bunu bir daha oku)
mutsuzken,başkalarının mutsuzluğunu daha güçlü hissederiz;duygu parçalanmaz, yoğunlaşır... (dostoyevski-beyaz geceler)
Az bir zaman sonra marie bana mektup yazdı. işte, o andan sonra hiçbir zaman sözünü etmek istemediğim şeyler başladı. Herhalde hiçbir şeyi gereğinden fazla büyütmemeli insan. Ama bu şeyler, başkalarına oranla benim için çok daha zararsız oldu. Tutukluluğumun başlarında, bana en ağır gelen şey, özgür bir insan gibi düşünmemdı. Örneğin, içimden kumsalda olmak, denize doğru yürümek geliyordu. Ilk dalgaların sesini tabanlarımın altında duymayı, bedenimin suya girişimi ve bundaki ferahlığı hayal edince, hücre duvarlarının birbirine çok yakın olduğunu hissediyordum.

Albet Camus - Yabancı
şahsen benim hayatımda iz bıraktığı için çizdiğim kitap cümleleridir.
eğer ne için orda durduğunu anlamayı başaramadıysan, yolunda duran kayayı asla yerinden kaldırma.

john verdon - aklından bir sayı tut
Sokaklarında vor denmiyorsa artık bir kentin,
istanbul değildir, kentim değildir benim.
Beni yaratan bir başka kenttir.
Onu bilir ben, onu söyler,
Onu özlerim.
roni margulies - bilirim niye yanık öter ney / vor
Kuzey'deki halkların Güneydekilere göre daha çalışkan olduklarını, çünkü başka türlü yapamayacaklarını söyleyebilirim. Doğa sanki toprağa vermediği verimliliği akıl gücüne vererek işleri dengelemek ister gibidir.

Jean Jacques Rousseau - insanlar Arasındaki eşitsizliğin kaynağı ve temelleri üzerine
mutsuz olmak siz modern insanlar için bir hayat anlamıdır.

umut sarıkaya benim de söyliyeceklerim var
doğumunuz, hayatınız boyunca düzeltmeye çalıştığınız bir hatadır.

(bkz: chuck palahniuk) (bkz: görünmez canavarlar)
savaşta yetkisi büyüktür komutanın. komutan ölüme yollar, kimse mırın kırın etmez. çünkü birinin ölümü onlarca kişi kurtarır, çünkü öyle gerekmiştir.
(bkz: seni halk adına ölüme mahkum ediyorum)
"Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne incitir, ne acıtır. Ne yaralar ne kanatır. Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek..... Uzaktan sevmek en güzelidir bazen." (Firariperest / Elif Şafak)
"bir karga bir kralın etini yiyebiliyorken, bir tacın değeri ne olabilir ki?
“...durup dururken, “En mutsuz olduğun gün hangisiydi?” diye sordu. Bu kız içimden geçenleri mi okuyordu? Dikkatle baktım yüzüne Kahverengiyle yeşil arasında gidip gelen, bal rengine yakın gözleri vardı. Pansiyon sahanlığına vuran sokak lambasının ölgün ışığında, lazer gibi parlıyorlardı üstelik.

“Neden öyle bakıyorsun?”

“Hiç,” dedim.

“Neden susuyorsun?”

“Düşünüyorum.”

“Neyi?”

“Neyi anlatmam gerektiğini.” Ona ikinci sınıfa başladığım gibi anlatmalıydım belki de, o pabucu dama atılmışlığı, o biricikliğini yitirme endişesini, o dehşeti anlatmalıydım ama vazgeçtim. “Ben mutsuzluğa karşıyım,” dedim.

“Neden?”

“Çok fazla mutsuz insan var.”


emrah serbes erken kaybedenler.
- Hem o şimdi o onu özlediğimi sanıyor, fotoğraflarımıza baktığımı, sürekli aklıma geldiğini, gün içinde bir mesajını veya telefonunu deliler gibi beklediğimi, hep onu düşündüğümü, onsuz nefes bile alamadığımı sanıyor. Baktığım her yerde onun yokluğunu gördüğümü, acı çektiğimi sanıyor.
- Yanılmıyor..
"senin hayatın benim sana demediklerim kadar noksan gökçe gelin."

kayıp hayaller kitabı- hasan ali toptaş
milletimin ayrılam bölünme endişesi
mezarımda dahi rahatsız eder beni.
saldırgan düşmanlar karşıbirleşmek iken çaremiz,
birlik olmazsa , kızgın demirle dağlanmış gibi yanarım.

selimi
"bu göl, sanki bir martıymışım gibi beni kendisine çekiyor; bir martının denizi özlediği gibi özlüyorum burayı..."

(anton çehov- martı)
Arkana bile bakmadan gitmek istersin. Öyle herşeyi bırakmana falan da gerek yok. Anıları bırakabilsen yeter.
gökyüzüne baktığım ve gözlerimin biraz daha güzel baktığı her anım da biraz daha sen vardın.
"Selim ne yaptı? Hep düşündü mü? Bunu
öğrenmeliyiz. Ölmüş, çürümüş, soluk, yarısı
kaybolmuş hayalleri; kenarları sararmış, eksik,
kopuk, silik, dağılmış, iplerle tutturulmuş hatıraları;
dosyaların, rafların, hafızaların köşesinde kalmış
yaşantıları bulup çıkarmalıyım: Tozlarını silkelemeliyim. Daha düne kadar başka bir yaşantı
sürdüren ben, ölümden kaçarken ölümün kucağına
düşen ben, ucuz yaşantıların asil kahramanı, ucuz
şövalye romanlarının nesli tükenmiş son temsilcisi
ben, bunu nasıl yapacağım? Ucuz geçmişimi nasıl
inkâr edeceğim? Son aylarda kurmuş olduğum Yumuşakçalar Kırallığının nimetlerini nasıl
terkedeceğim? Yas yakışır Turgut Özben’e diyerek
gülünç karalar mı giyeceğim?"
"Şahane bir aşk çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir." Sultanı Öldürmek-Ahmet Ümit
Riyayı kaldırırsanız mesele yoktur, kötüler hemen saflarına iyiyi alıverirler. Önemli olan kötülüğü iyilikle beraber ortadan kaldırmaktır. O zaman insanlık denilen şey kafasını kaldırır: 'Durun bakalım', der, 'biz de varız.”

çok iyi demiş öykünün üstadı.

sait faik abasıyanık-kayıp aranıyor