bugün

'' Karanlık. Karanlık. Kapkaranlık.

Bazen insan ruhu yüzünü geceye döner ve o zaman hiç güneş doğmaz. Gün bir döngü değil, monoton bir çizgi halini alır ve dünya tıpkı bir kağıt gibi dümdüz olurken, hayat engebeli olmaktan çıkıp engebenin kendisine dönüşür. Kötü günler denen vakitlerdir bunlar. Aslında ölü günler denmesi gereken, her insanın, ömrünün değişik zamanlarında içine düştüğü bataklık günleridir. Hatıralarda hep çoksiyah, azbeyaz ve hiçrenkli olarak yer eden, doğduğuna pişman olma zamanları.. Sadece yaşayanın bildiği, dışarıdan bakanın küçümsediği günler, geceler.. Herkesin kıyameti kendine koptuğundan ve herkesin yangını kendini yaktığından, içinde olduğunuz karanlığın ne kadar koyu olduğunu kimse göremez. Geçer derler sadece, geçer merak etme. Doğrudur söyledikleri, gerçekten de geçer ama ancak sen tek başına, o karanlıkta yeterince uzun süre yürüdükten sonra.. ''
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
kopmaz kökler salmaktır oraya

kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

insan balıklama dalmalı içine hayatın
bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

ataol behramoğlu
-siz demi müslümansınız?
-dörtte bir.
- ana tarafında mı baba tarafından mı ?
-bir kadın tarafından.

(bkz: sevdalinka)
mürekkebin kuruduğu yerde kan akar.

(bkz: durdurun dünyayı inecek var)
Ahmet Altan- Tehlikeli Masallar
''yalnız olduğum için yalnız değilim ben. Yalnızlığımı dile getirecek kimse olmadığı için yalnızım ben''
Çok sevgili günlük, bugün büyük bir karar aldım. Hiç ölmeyeceğim. Süper Acıklı Gerçek Bir Aşk Hikayesi-Gary Shteyngart.
'işte benim sırrım. çok basit: insan sadece yüreğiyle iyi görebilir. asıl görülmesi gerekeni gözler göremez.' küçük prens.
her takımı temsil eden sembolün zamanla fanatik taraftarları için fetişleşme sürecine girdiğini görebiliyoruz.

--spoiler--
bu forma kutsaldır, çok yakıştı sizlere.
--spoiler--
"ben insan işlerinin ciddi olduğuna hiçbir zaman derinlemesine inanamamışımdır."
"artık ortada oyun, tiyatro kalmayınca, gerçeğin içindeydim kuşkusuz. ama gerçek, aziz dostum, can sıkıcıdır."
belki de hayat yanlış anlayınca güzeldi. sadece yanlış anlayınca. ama her şeyi.
Oyuncagın kırıldı diye üzülme cocuk.. Büyüyünce kalbini paramparça yapıcaklar…
"sabahları hasta uyanmanı istiyorum. hastaysan eğer yaşıyorsun demektir." (mavi saçlı kız)
Yola çıkmak önemli bir adımdır.
Ama sadece yola çıkmış olmak yolun sonuna kadar gideceğin anlamına gelmez.
Yolda her zaman bir ara sokak çıkacaktır karşına, çıkmaz sokaklar, geriye dönen sokaklar, bir eve açılan sokaklar… Bin türlü sokak çıkacaktır karşına.

Yola devam etmek güçtür.
Her an geriye dönmek için bahane üreteceksin.
Yolda ilerlemek inanç ister, azim ister,
Ve her yol illa ki iyi bir yere ulaştıracak da değildir seni.
Yolun bitiminde pişman olma riski de vardır.
Yola çıkmak önemli bir adımdır, ama sadece bir ilk adımdır. Macera devam eder.
Ve yine de en güzel yol, sonu bilinmeyen yoldur.

ateş güneş ve ada -------- ertürk akşun
“beni yanına çağırdı, hemen unuttum onu sevmediğimi. ben ilgi görünce, hemen unuturum her şeyi albayım, biliyorsunuz.”
Kötü biri olamamak bir yana, herhangi bir şey olmayı da beceremedim. Ne kötü ne iyi ne alçak ne namuslu ne kahraman ne de haşerenin biriyim. *
hayatım boyunca hep bir böcek olmak istedim.
yeraltından notlar - dostoyevski
kardeş katli değildir vacip olan bir insanın kendisin, ve duygularını devletın bekasına kurban vermesidir.atalarım ve dedelerim ve babam kendilerini ve duygularını kurban vermişlerdir bu devleti bu günlere getirebilmek için.kanunname-i ali osman.
kardeş katli değildir vacip olan der fatih sultan mehmet, bir insanın kendisin, ve duygularını devletın bekasına kurban vermesidir. atalarım ve dedelerim ve babam kendilerini ve duygularını kurban vermişlerdir bu devleti bu günlere getirebilmek için. kanunname-i ali osman kitabından.
kimileri gül dediler, ömür boyu güldüler, kimileri de gül dediler, gül uğruna öldüler.
"kadın dedi ki : meğer ne kadar vefasızmışsın. bunca yıl geçti aradan ne bir mektup ne bir haber?

adam dedi ki : ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu, senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım ?"

katre-i matem
"Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi, boş yere mağaramdan çıkarma beni. alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna." *
"Erkek yorgun düştüğü için evlenir, kadın merak duyduğu için. ikisi de hayal kırıklığına uğrarlar." *
"ona öyle kötü sözler söylemeyecektin. o, öldü!"
''o şafakta yaşıyor olmak saadetti. ama genç olmak cennetin ta kendisiydi.''