diye birşey yoktur. constantin'in fethi olmuştur. (bkz: basit mantık hataları)
bir çağ kapatılıp yeni bir çağ açılmıştır, sanırım önemi buradan gayet net anlaşılmaktadır.

not: türk tarihinde istanbul iki kere elde edilmiştir, birincisi istanbul'un fethidir
ikincisi ise atatürk tarafından işgalden kurtarılmasıdır, (bkz: 6 ekim istanbul un kurtuluşu).
ikisi birbirinden farklı ve son derece önemli olaylardır, kıyaslamak anlamsızdır.
Türk tarihi açısından şanlı bir olay ve şu an bu güzel şehirde yaşayabilmemizin nedeni fakat bu tarihi olay pek çok safsata ve hikayeyle anlatılıyor tarihimizde, tabi yunan tarihindede aynı safsatalar var örneğin ayasofyadan ışık çıkmış heryer zifiri sis olmuş, bir melek gelmiş imparatoru uçurmuş, tekrar şehir elegeçirilince rahipler tekrar görünecekmiş falan filan. Benim anlayışıma göre Türk toprakları arasında çük gibi kalmış olan istanbul tarihçilere göre 80000 -300000 arasında asker sayısı olan Türk ordusu tarafından çepeçevre sarılmıştı ve şehri savunan 7000 askerin surlarda açılacak bir gedik karşısında hiç bir şansları yoktu. John Julius Norwich ve Alexander Vasiliev gibi tarihçilere göre şehir fethedildikten sonra katliam yağma tecavüz gırla gitti, venedikli cerrah Nicolo Barbaro da şehirde büyük bir katliamın olduğunu yazdı. ingiliz tarihçi David Nicolle şehir halkının latin işgalindekinden daha iyi düzeyde muamele edildiğini yazdı. Tüm tarihçilere göre Ayasofya gibi önemli yerler hariç şehrin 3 gün boyunca yağma edilmesine izinverildi, şehir halkının büyük kısmıda ayasofyaya sığındı. 3 gün sonra Fatih orduları surların dışına çıkarttı . istanbulun 1200 lü yıllardaki nüfusu 500000 iken 1453 de şehir nüfusu 30000 e kadar düşmüştü, bunun nedenide Türklerin şehri fethedeceği belli oldukça insanların şehirden kaçmasıydı. Birde hadis var bu istanbulun fethi ile ilgili , kafamı kurcalayan olay eğer bu hadis sahih ise istanbulun fethinde osmanlıya katılmış binlerce sırp askerinin durumu nedir.
Gün itibarıyla üzerinden 558 yıl geçmiş olan ve çağ açan bir fetihtir.

O'nu feth eden komutan ne güzel komutan ve O'nu feth eden asker ne güzel askerdir.
Gemilerin karadan yürütüldüğü bir savaştır.

Haliç'e çekilen zinciri yok etmek tabiki akıllara gelmiş bir şeydir. Fakat zincire müdahale olacağını tahmin eden bizans, zinciri harika bir pusu ile güvence altına almıştır. Zinciri yakmak için gemi yaklaşırsa anında bertaraf edilebilirdi. Bunun için gemiler karadan yürütüldü. Yürütülen gemiler öyle devasa gemiler değildi. Osmanlı zamanında kullanılar kadırga tarzı tekneydi. Büyük küçük birçok boyutu olan bu kadırgaların en küçüğü yürütüldü. Aynı zamanda bu yaşanan olay bizans surlarından görülmüştür. Fakat gemiler o kadar hızlı bir şekilde suya indirilidiği için yeterli tedbiri alamadan kendilerini savaşın içinde bulmuşlardır. Bu olay böyledir.
bu fetih çok çok iyi bir filmle tüm dünyaya anlatılmalı.
ayasofya'nın camiye çevrildiği gün başlamış ve müzeye çevrildiği güne kadar sürmüştür. ikinci bir fetih şart oldu.
şşş fatih be istanbulu fethedmendeki sebeb cihad dimi birader, peki niye cihadın usüllerine uymadın niye askerlere ganimet vermedin, niye kendine ben artık roma imparatorluğunun padişahıyım dedin osmanlı yetmedimi canım sana ne ayak birader kendi egoların vardı onlarımı tatmin ettin.
bu yıl 558. yıldönümü olan fetih. 2. fetih şart oldu orası ayrı bi konu.
Trabzon'dan başlamış sanırsam.

Ya da trabzonuda böyle alacaklar.

http://www.facebook.com/v...108279196661&comments
(bkz: II Mehmet)
yapılmış en güzel fetih eylemidir.
1951 yapımı siyah beyaz türk filmi. yönetmen ve senaryo aydın arakon, yapımcı nazif duru ve murat köseoğlu, müzik nedim otyam. oyuncu kadrosu sami ayanoğlu, reşit gürzap, müfit kiper, cahit irgat, atıf avcı, kemal ergüvenç, turan seyfioğlu, nubar terziyan, vedat örfi bengü, türkan can, filiz tekin, neşet berküren, faruk savun, süheyl eğriboz, ercüment behzat lav, kemal tözem, vedat karaokçu, eşref vural, cem salur bulunmakta.
türklerin çok hassas olduğu konudur. nitekim yunanlar istanbul'u işgal ettiniz dediğinde türkler gereksiz yere kızar; fakat bu serzeniş mantıksızdır. neden ? türkler açısından bu topraklar fethedilmiştir; diğer bütün uluslar açısından işgal edilmiştir. nitekim fetih kavramı islamiyetin getirdiği bir kavramdır, ki müslüman uluslar bile istanbul'un işgal edildiğini söyler.

örnek vermek gerekirse yunanların makedonya'yı, italyanların sardunya'yı, ingilizlerin irlanda'yı alması da kendileri açısından ''almak''tır, bizler açısından ve diğer herkes açısından işgaldir.

bu konuda hassas olmaya gerek yok yani. yunanlar kendi açılarından çok haklılar ve işgal olduğuna inanıyorlar, ki o açıdan ve objektif bakıldığında öyledir. evet, çoğu ulus işgalcidir.

bunun yanında osmanlı'ya ne kadar olumlu yansıdıysa bir o kadar da olumsuz yansımıştır bu olay. nitekim avrupa'nın gelişmesine reform ve rönesans'ın temellerinin atılmasına sebebiyet vermiştir. bu açıdan bir anlamda da osmanlı'nın sonunu hazırlamıştır.
hz.fatihten öncede sonrada feth edilmiştir ama fatihin eriştiği yüce mertebeye kimse erişmemiştir.

konstantinopol, birgün mutlaka fetholunacaktır. ne güzel askerdir o asker. ne büyük kumandandır o kumandan. [hz.muhammed (s.a.v)]
istanbulun fethi değil arkadaşlar doğrusu istanbulun işgali.
bazılarına göre fetih, bazılarına göre işgal. her ne olursa olsun büyük zaferdir.
içimizdeki bizanslılara feci batan büyük zaferdir.
(bkz: istanbul un son fatihi)
büyük padişah 2.mehmed tarafından gerçekleştirilmiştir. fethi sırasında yeniçerilerin başrol oynadığı tarihi olay. çağ kapatıp, çağ açmış savaştır. gemilerin karadan yürüdüğü, ulubatlı hasanların öldüğü, osmanlının yeniden doğduğu fetihtir.

edit: eksileyen bizans tohumlarına buradan selam yolluyorum, yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum.
en az atatürk kadar abartılmıştır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/%c4%b0stanbul'un_fethi
Baska bir millet basarmis olsa envayi cesit filmini yaparak tum dunyanin gozune sokacagi Osmanli zaferi. Fetih 1453 umarim guzel olmustur.
tarih gariptir, mesela sırp isyanı osmanlı tarihinde sadece bir ayaklanma iken; sırp tarihinde kurtuluş savaşıdır. yani dağın tepesindeyken gördüğünüz yer ile, aşağı indiğiniz de baktığınız yer siz de farklı izlenimler uyandırır; ve bir olayı objektivize ederek, yargı vermeden, yani çocuğun adını koymadan da tarih yazıcılığı zor gözüküyor. tabi olaya dayalı bir tarih anlayışı gelişirse eğer konuştuğumuz bambaşka bir şey olur.

tarih üstüne bu ufak anekdottan sonra konumuza geleyim; istanbul' un fethi fena halde efsaneleşmiş ve artık içinde barındırmadığı özelliklerle dolu bir muharebedir. bunun üstüne bir de ben anlatayım dedim bu fetihi:

öğrenmeden önce hayallerinden, sonrada parça parça mitlerden söz edeceğim; kolaylık olsun diye bölümleri sayılarla ayırıyorum;

1- savaşa dair beklentiler
2- önde gelen mitler ve aslında olanlar
3- genel anlatı, olay anlatısının içinde yine mitler ve cevapları
4- final

1.

karıştırmışlığım var eskiden bol bol kısıtlı kaynakları, yani elimin altında dünya yokken, bir tek türkçe biliyorken okuyabileceklerimi bir savaş canlanıyor ki gözümde vay vay;

gemileri binlerce yeni çeri tarafından çekiliyor. hazırlıklar yapılıyor, devasa toplar bizans surlarını yerle bir ediyor ve iki tane kalabalık düşman ordusu birbirine giriyor, savaş bir ona bir buna gidiyor, ve sonunda ulubatlı çıkıyor bayrağı sura dikiyor ve istanbul bu inanılmaz zaferle türklere geçiyor.

2.

mit 1: istanbul defalarca kuşatılıp alınamamıştır, - fatih,hz. muhammed' in kutlu komutan övgüsüne layîk olmuştur.

- 4. haçlı seferi sırasında, katolik haçlı ordusu, ortadoks bizans' ı ele geçirmiş ve kendi hükümdarları ile elli sene yönetmiştir. tabi sonrasında ortadoks bizans, katolik haçlılara isyan etmiş ve istanbulu' u gerçi almıştır, bu da tarihe yanılmıyorsam 57 yıl arayla gerçekleşen ikinci fetihtir. fatih' in fethi ise bundan ancak 200 küsür sene sonraya denk gelir. yurt dışına çıkıp, bir kız arkadaşınız olursa orada; seni istanbul gibi seviyorum, fethi zor fatihi tek demeyin fena dalga geçer, haçlılar düdükledi sen uyurken diyebilir.

mit 2: istanbul yağmalanmamıştır.

efendim, biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz bilemem ama yeneçeri ordusunun temel geçim kaynağı ganimet idi. yani gidilen yerlerin fethinden sonra asker yüklenebildiğini yüklenir savaştan payını alırdı. ve osmanlı da her fetih sonrası yağma süresi 3 gün idi, 3 gün boyunca yağma aralıksız sürer. üçüncü günün sonunda yeniçeriler köşelerine çekilip ırzına geçilmiş bir halk, elinde ne varsa alınmış insanlar bırakırdı; yani o zamanlarda da güçlünün borusu ötüyordu. tarihe geçen bir anekdottan bahsetmem gerekirse, 2. viyana kuşatmasından yağmaya izin verilmiyor, ve yeniçeriler kendilerini geri çekiyor; ve viyana kalelerinden avusturyalı askerler bundan mütevellit kuşatmanın kalkacağını anlayarak bizimkilere el kol hareketi yapıyor.

istanbul' da diğer her fetih de olduğu gibi 3 gün boyunca yağmalanmış, sonrasında sevgili fatih sultan mehmet şehre girerek fethi ilan etmişti.

mit 3: bizans ordusu ile baş etmek güç idi.

aslında bu da teknik açıdan komik. istanbul o eski istanbul olmaktan çok uzakta, elinde şuan ki türkiye' nin 10' da biri etmeyecek toprakları olan bir şehir devletine dönüşmüştü. fetihi zorlaştıran tek etken dönemin en ileri surları idi. dönemin bizans kayıtlarına göre, şehir nüfusu elli bin kişi; ordu ise ancak 8 bin kişilik bir topluluk, bunların yüzde otuzunu da paralı askerler oluşturuyor. karşılarında ki osmanlı ordusu ise dönemin ileri lojistiğine sahip, ve bizansdan katbekat güçlü, aynı zamanda 200 bin kişilik dev bir orduları var. yani osmanlının karşısında öyle çok büyük bir kuvvet yok, bizansın hali içler acısı.

3.

entry' nin bu kısmını okuma kolaylığı açısından 3 entry olarak yazacağım, illa bir gün biri gelir okumak ister, zorlanmasın.

entry dizisi bölüm 1/3 fetih öncesi genel durum

selçuklu dönemine dönelim, işte bizans ile ilk karşılaşma ve selçuklu devleti. nam – ı değer, türklere anadolunun kapısının açılduğu rivayet olunan malazgirt savaşı. savaş öncesi türk boyları bizans sınırlarına akınlar düzenliyor, bizans içinde ise sınırlarında yaşanan bu yağma akınlarından rahatsızlık var. müslüman abbasiler ile fatimiler ile arasındaki anlaşmazlıkta fatimilere destek veren bizans bu hareketi ile aynı zamanda anadoluyu yağmalayan selçuklu akıncılarına da göz dağı vermek istiyor. sonuç olarak selçuklunun göz bebeği alparslan

- ulan bu diyojen bir puştluk edip fatimiler ile ittifak kuruyor olmasın.

diyerekten, bu seferi kendi üstüne alınıyor, ve bizans üstüne akın ediyor, ve bizans ordusu içinde bulunan uz ve peçenek boyları savaşta selçuklu tarafına geçiyor; sonuç olarak bizans yenilgiye uğratılıyor. ve alparslana kan dökmek kimseye fayda sağlamaz, yapma etme diyenler alparslan kazandı ama insanlık kaybetti, fuck the sytem diyor.

işte bu bizans ile türklerin ilk karşılaşması idi.

sonrasında alparslan geri çekilirken, müslüman ak sakallı dedeler kazanılan topraklarda kalmayı tercih ediyor ve selçuklunun kontrolsüz sınır ucu oluşmuş oluyor, tabi bu böyle olmaz diyerekten kılıç arslan anadoluya geliyor ve kontrol altına alınan gaziler bir süre sakince bekliyor.

sonra bir gece, i.s. yıl 1243' ü gösterirken sabaha karşı moğollar, cengiz baba, cengiz baba nidaları ile selçukluları önünde sürüklüyor. sonuç olarak anadolu da bağımsız türk beylikleri oluşmuş oluyor. gel gelim beylik dediysem, sınırlar da hala başı bozukluk hakim ve bizans üstüne devamlı yağma akınları düzenleniyor ufaktan ufaktan.

bu sırada bizans da ise yukarıda bahsettiğim mitlerden biri hakim, yani 1204 4. haçlı seferi sırasında kutsal toprakları almak için çıkılan yol, değişmeye başlayan ekonomik düzen yüzünden çıkmazda, yani feodalite yavaş yavaş yerini burjuvaziye bırakıyor, krallar tüccarlara borçalnıyor, devamlı hak veriyorlar falan, baktılar olmayacak borçları kapatmak lazım, komutan baştaki gemiye

tam yol kuzeye, diye bağırıyor.

tam ege denizini geçiyorken, ve istanbul fethediliyor, 57 yıl süren bir hükümranlıktan sonra ortadoks bizans topraklarını tekrar geri kazanıyor, ve alacağını almış olan katolik haçlı ordusu da geri çekiliyor.

aslında bizans' ın yıkılacağını gösteren en önemli gelişme bu, istanbul' un yüzyıl başlarında milyonla ifade edilen nüfusu, iki yüz içinde sadece 50 bine geriliyor. imparatorluk sırbistan krallığı tarafından her an yok edilme tehlikesi altında, daha vahimi yunan dünyası gittikçe ufalmış, trabzon da ayrı bir rum imparatorluğu baş göstermiş, deniz ticaretinde ceneviz ve venedik yelkenlileri söz sahibi olmuş, bizans fethedilmeden önce zaten tamamen bitmiş.

- - - - bu sıralarda beylikler - - -

yukarıda bahsettiğim gazilerden biri olan osman bey, sınırda cukka bir yer ediniyor, ticari açıdan iyi gelirler elde edilebilecek olan çevreyi tutan osman bey, bizans üstüne düzenlediği ancak aylık ihtiyacı karşılayacak küçük akınlarla da kendine bağlılığı sağlıyor. aslında zamanında bizans bu küçük beyliklerin sorun olacağını düşünmüyor, avrupadan trakya sınırlarını zorlayan ve ufak bir gelirle kandırılan barbar topluluklarından ayırt etmiyor. gel gelelim buna dair önlem alınmayınca işler pek öyle iyi gitmiyor.

ölümüne doğru osman bey, bursa çevresini ele geçiriyor.

- - - - bu sırada bizans - - -

1341 yılında bizans, çocuk imparator ve 4. cantacuzenus çekişmesinden doğan iç savaş ortaya çıkıyor, iç savaş sırasında iki tarafta birbirlerine karşı askerleri içerisinde türkleri de kullanıyor, ve osmanlıyı büyütecek olan ilk adım atılıyor, 4. cantacuzenus asker için osman bey' in oğlu, orhan bey' e orhancığım bana yardım et diye rica da bulunyor. bu fırsatı kaçırmayan orhan bey, yollayacağı askerlere karşılık 4. cantacuzenus' in kızını kendine istiyor. yani anlayacağınız 6000 adam 1 tane kadın ediyor. - böylece akrabalık ilişkisi kurulacak ve osmanlının önü iyice açılacaktı. -

iç savaştan galip çıkan yeni imparator, batıdaki sırp tehlikesine karşı orhan bey' in askerlerini kullanıyor, ve böylece osmanlı beyliği, trakya toprakları ile tanışmış oluyor. sınırları genişleyen beylik, süvari birliklerinin yanına, piyadeleri, ve paralı asklerlerini ekliyor. ve taht sırası orhan bey' in oğlu murat 1' e geliyor.

- - - - -
1. bölüm sonu.

- - - - - - - - - - - - - - i.s. 1458, ayasofya' ya son bir kez bakıyorken, akheramosis.

ben buradan buraya aktarıldım: http://www.sozlukeko.com/...ocess=eid&eid=1017549
(bkz: istanbul un fethi ni yeniden keşfetmek)
6 Nisan 1453 sabahı kuşatma başlamış.
21 22 Nisan gecesi 72 parça donanma haliç e indirilmiştir.
29 Mayıs 1453 günü istanbul fethedilmiştir.
istanbul başkent yapılmış.
Osmanlı devleti için imparatorluk dönemi başlamıştır.
Dünya ticaret yollarının önemli noktaları Osmanlıların eline geçmiştir.
Osmanlı toprak bütünlüğü sağlanmıştır.

Orta çağ kapanmış yeni çağ başlamıştır.
Bizans yıkılmıştır.
Feodalizm in yıkılış süreci hızlanmıştır.
Ticaret yollarının Osmanlının eline geçmesiyle coğrafi keşifler zorunlu hal almıştır.