bugün

cumhuriyetimizden önce, anadolu türk topraklarını ve halkını zorbaca yönetimi altında tutan osmanlı aşiretinin hala hayırla(!) anılmasına vesile olan anlaşılmaz gösterilere neden olan olaydır.

türkiye cumhuriyeti devleti'nin osmanlı sşiretinin fethi ile ne ilgisi alakası olabilir.

bir zamanlar sultan mehmet adlı biri tarafından istanbul zaptedilmiş, eee onun torunları aynı istanbul'u düşmanlara altın tepside sundular, mustafa kemal atatürk çıktı mücadele etti anadolu halkıyla ve istanbul'ı düşman güçlerine bırakmadı.

kimin sayesinde bizimdir istanbul sorarım? ya da 1922'den önce bizim mi sanıyorsunuz istanbul'u?
Tarihi bir olay olmasından öte adı tarihten günümüze kin taşımak amacıyla kullanılan bir islamcı/milliyetçi propaganda malzemesidir. Çocuklar için hazırlanan bir kutlama programında :
- Bolca hristiyanlara küfür edilir. ( Hristiyanların haçlarını nasıl devirdiklerinden, kaleye bayrağı nasıl dikdiklerinden bahsedilerek)
- Bolca palavra atılarak elde edilen zafer dini semboller ve laf salataları ile süslenir ve tarih bilimin içine sıçılır.
( Gemileri yağlı kızaklar ile haliç'e indirmekten tutun da içeri girdikten sonra sanki yağma yapılmamış ve hristiyanlarca çok sevilmiş olmak gibi)

Bir de vakit gazetesi yazarımsısı Abdurrahman Dilipak gibi "yılın 3 günü(1 mayıs, 19 mayıs, 27 mayıs) onların günü, bizim ise sadece 1 günümüz var o da 29 mayıs" cümleler ile ötekileştirmenin(faşizmin) beyanatını yapanlar var.

Edit: Unutmadan ekleyelim. Bir de peygamber hadisleri ile desteklenen lüzumsuz çıkarımlara da gebe olur kutlama programları. "Kostantiniye(istanbul)muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden emir ne güzel emir; onu fetheden ordu ne güzel ordudur." - Fetih Hadisi. *
kutlu olsun
ön ek: hiçbir Türkçü Türk'ün kanı aktığı bir savaşı küçümsemez. Türkçü 2. dünya savaşında Sovyetler adına savaşmak zorunda kalan ve Şehit olan (evet altını çize çize söylüyorum şehit olan!) Türk'e bile ağıt yakar, onun askeri kahramanlığını görür, kutsar. Türkçülerin fetih kutlamasıyla alakalı bir rahatsızlığı olamaz olduklarını iddia edenler ümmetçi sümsük Türk düşmanı soysuzlardır. Türkçü olsa olsa fetih kutlamalarında kutlayan soysuz yobazların beyinsizliklerini eleştirir.

cumhuriyet adına!

Barışçıllık adına!

Ne adına olursa olsun kutlamasına saldırılamayacak Fetihtir.

Cumhuriyet adına fethin kutlamasına saldıranlar. Cumhuriyeti Türkçüler kurdu! Cumhuriyeti Türkçüler yaşattı! Osmanlı'nın hatalarını da türkçüler gördü düzeltti, ancak hiçbir zaman ecdadın kahramanca dökülen kanlarını hiçe saymadı!

Barışçıllık adına geyikler çevirenler.

Gün gelip Kerkükte, Musulda Tanklarımız Türkmen kardeşlerimizin Sevinç nidalarıyla karşılanınca!
Gün gelip Karabağda Azerbaycan ordusuyla Türkiye ordusu omuz omuza Hocalı Katliamlarının yenisini olmamasını sağlayınca Sizin barışçıllığınızın geyikten öteye geçmediğini bütün Türklük anlayacak.

Gün gelip Batı trakya'da yeniden Türkler azınlık değil de asli sahip olunca, Yunan da gerçekleri görecek dünya da.

Tıpkı hala görmemezlikten gelmeye çalıştıkları Kıbrıs gerçeği gibi!

Anlayacağınız bizim var olanları kaybetme korkumuz yok.
bizim bizim olanları geri alma ülkümüz var!

Ha Anadolu gençlik vakfıymış
AKPlilermiş
Yobazlarmış Fatihi sahiplenmiş çok mu.

Yeri gelir bu ülkü adına onları en ön safta savaşa yollarız onlar üzerine düşen askerlik görevini yaparlar biz ise Türklük adına Cumhuriyet adına, Misak-ı Milli adına kontrolü tekrardan ele alırız!
yunanistan'la kıbrıs sorununun çıktığı 1953'e kadar kutlanmamış tarihi olay. fetih kutlamaları,sabetayist sedat simavi'nin sahip olduğu hürriyet gazetesi ve yine sabetayist ekrem hakkı ayverdi ve samiha ayverdi kardeşlerin kurduğu istanbul fetih derneği'nin yarattığı kamuoyu sayesinde başlamıştır.
atatürk'ün kurtardığı istanbul osmanlı aşiret ağalarının taht şehri, harem lehri istanbul değilk, 7000 senelik türk yurdu: anadolu'nun bir parçası olan istanbul'du. atatürk hiç bir zaman osmanlı olmadı, o dünyaya geldiği andan itibaren türk'tü.

tarihte türk milleti'ne hiç bir başka millet yoktur ki osmanlı'nın türklere yaptığı eziyeti yapsın.

osmanlı, türk'ün dilini yok etmiştir.

osmanlı türk'ün dinini mahvetmiştir, arap kültürünü din diye pompalamıştır.

osmanlı türk'ün kültürünü araplaştırmıştır.

osmanlı bütün dinlere hoş görü ile yaklaşmıştır, ancak alevileri kılıçtan geçirmiştir.

osmanlı osmanlı osmanlı diye anlatılan şey, türk tarihinde ilk ve son defa türk milleti'nin her türlü varlığına zorla, cebren ve hile ile el koymuş bir aşiretten başka bir şey değildir. ne mutlu ki bu zorba aşiret 600 sene sürdürdüğü zorbalıkları sonunda kendisine yakışan bir biçimde düşmanlarla iş birliği etmiş ve türk milleti düşmanla birlikte kendisini de sille tokat yerin dibine gömmüştür.

osmanlı denen aşireti yerin yedi kat dibinden çıkartmaya hiç bir güç muvaffak olamayacaktır.

hiçbir türkçü ve sosyalist bu melunları övmeyecektir.
türk'lerin tarih boyunca yaptığı en son büyük başarı.
belediyelerin oyuncağı haline gelmiş tarihi olay. kim ne derse desin bu iş tam bir gösteriş olayına dönüşmüştür. bir fetih kutlamasının bütçesi 7 milyon tl olur mu yahu el insaf. bu sene krizden yarıya bölmüşler allah'tan. bak tamam atılan havai fişekler fatih'in silüeti, lazer gösterileri iyi güzel fatih'i ve fethi unutmayalım, tarihimize sahip çıkalım ancak paralarımızı da gökyüzüne savurmayalım değil mi yani? sen hacı ahmet'e, devrim bey'e yedirecen diye imanımız gevredi. bu paralarla kalıcı tıpkı truva ve cennetin krallığı tadında filmler çekilebilirdi. milletin parasını ona buna peşkeş çekmeyelim. fetih kutlaması bir bakıyorsun birilerinin rant kavgasına dönüşmüş birileri bu siyaset üstü başarıyı kendince yorumlamak ve sahiplenmek istiyor bre kimin haddine. sen ki şimdiye kadar dünya çapında bir fetih filmi yapamamışsın,bir tiyatro oyunu sahneleyememişsin sonra çıkıyosun fatih şöyle büyük böyle büyük ulan meszarından çıksa seni beni sikimizden tavana asmazsa namertim. senin fatih'ini en iyi anlatan kitabı bir alman yazmışsa sana gavur yapıyor hacı demek düşer, nerde yalnış yapıyoruz ühü diye ağlamak düşer. hadi şimdi küçük hesaplarımıza geri dönelim...
her sene aynı terane. fatih'i temsilen ata bindirilmiş takma sakkalı kişi at sırtında stadyuma vs. girer, önünde yeniçeriler arakasında mehteran bir kaç tur atılır sonra havaifişekler, mehter marşı eşliğinde gaza getirici bir kaç parça, ardından bazı kişilerin günün öneminden çok siyasi hamaset dolu konuşmaları yapılır ve biter! ya yıllardır aynı şeylere bir sürü para harcandı, başta büyükşehir belediyesi s.kik sokuk aktivitelere dünya para harcadı; ama "şu şanlı olayın kaliteli uzun soluklu bir animasyonunu yapalım da hem ülkemiz hem dünya görsün" demek kimsenin aklına gelmedi mi? gelmiştir mutlaka ama ellerinden tutan olmamıştır. gerçi bir kaç deneme yapılmış vaktiyle ama pahalı işler olduğu için kısa soluklu şeyler olmuş. zaten bu denemlerin çoğu da bireysel, tamamen kendi emekleri ile, yardım falan yok yani. neyse seneye yine bir takma sakkalı temsili fatih'in endam ettiği bol havaifişekli stadyum gösterisinde buluşmak üzere hoşçakalın.
''270.000 askerle zor aldınız'' bahanesiyle bazılarınca küçümsenen destandır.

girişi olmayan kalede 6000 askerin üstten üstten bizimkileri kızgın yağlarla yakarken, üstlerine ok atarken, fatih gemileri karadan geçirerek dur demiştir bu zaiyata.

kale almak o zaman kolay değildi, özel toplar yapıldı, askerler getirildi.

zamanında nasıl kanije kalesini bizden alamadılarsa, bizde fatih olmasa istanbul gibi binlerce yıl kimsenin topraklarını katamadığı bir yeri alamazdık.
Türk tarihinin en şanlı sayfasını oluşturmasına rağmen , hala bir filminin yapılmamış olmasından dolayı son derece üzüntü duyduğum ,muhteşem bir olaydır.
fetihten önce de kostantinopole'de bir türk mahallesi varmış. hatta fetih esnasında bu türkler bizans saflarında yer almış. fatihin de akrabası orhan adında bir zat eleftros kapısını savunmuş.

(bkz: cennetin dibi)
fatih şehr i istanbul'u fethedip de surlardan içeri girdiğinde 10.000 bizanslının ayasofya'ya saklandıgını görür. kapıyı açtırır ve o insanlara rumca '' hiç birinizin canına bir zeval gelmeyecek, özgürsünüz'' der.
gemilerin karadan yürütülmesine hala inanılamayan fetihtir. insanın böyle bir soydan gelmesine sevinmesi gereken bir durumdur.
peygamberin övgüsünün türklere nasip olduğunu gösteren muhteşem olay.
150,000 kişi 7000 kişinin savunduğu istanbulu 53 günde fethetmiştir.
Bir savaşta insan sadece kendi teknolojisinin durumunu değil, rakibinin de hangi yeni teknolojileri karşısına çıkarabileceğini hesaplamalıdır.

Konstantinopol şehri yedi yüzyıldan daha uzun bir süre islam dünyasının saldırısına uğramıştır. Önce 7. ve 9. yüzyıllar arasında Araplar, sonra da 12. yüzyılda bölgeye gelen Türkler. Şehri kurtaran o gün için ileri teknoloji sayılabilecek Rum Ateşiydi. Neft ve ziftten oluşan bir karşımdı bu. O günün napalm bombası diyebileceğimiz formülü saklı olan bu gizli madde gemilere yükleniyor ve bronz bir toptan ateşleniyordu.

Elli metreden daha geniş bir alan içerisinde tahtadan yapılmış hiçbir gemi yaklaşamıyordu. Buna benzer alev atan mancınıklar da kale duvarlarında sabit bir biçimde duruyorlardı. Böylece yedi yüzyıl boyunca şehir saldırılara göğüs gerebilmişti. imparatorluğun geri kalanı parça parça elden çıktıysa bile şehir Bizans'ın elindeydi.

15. yüzyıl başlarında Roma imparatorluğu'ndan geriye kalan bu şehir ve birkaç küçük Ege adaşıydı. 1451'de daha sonra "Fatih" unvanını alan II. Mehmet tahta geçti ve yedi yüzyıllık amacı gerçekleştireceğine ant içti. Güçlü Konstantinopol şehri Osmanlı kılıcına boyun eğecekti. Mehmet, kenti alma konusunda parlak fikirlerle gelen herkesin Hıristiyan, Müslüman ya da Musevi olmasını önemsemeksizin ödüllendirileceği haberini her yere saldı.

Top yapımındaki yeniliklerin yaygınlaşması henüz birkaç nesillik bir olaydı. Önceki toplar küçüktü, yararsızdı ve hedefi tutturamıyordu. Ancak kısa bir mesafe içinde isabet sağlayabiliyorlardı. Barut zamansız patlayabilirdi, tehlikeliydi ve içindeki kömür, sülfür gibi maddeler nakliye sırasında ayrılıyordu. Bunları bir arada tutmak için geliştirilen teknikler henüz piyasada değildi.

Dolayısıyla bu yeni silah sistemi çok ses çıkaran bir oyuncaktan daha fazlası gibi gözükmüyordu. Aslında Wright Kardeşlerin yaptığı ilk uçak da tehlikeli bir uçurtmaydı ancak arkasından gelen Messerschmitt ve Spitfire'lar çok şeyi değiştirdi.

Macaristan hükümdarı Urban toplara bayılırdı. Barutun zamansız patlaması ve isabet sorunlarına bir çare bulmayı başardı. Eğer topların boyutu ve güçleri artırılırsa doğru yere isabet etmesinin çok önemi kalmayacaktı. Devasa büyüklükteki top mermisi nereye düşerse düşsün büyük bir alana zarar verecekti. Hayallerindeki silah tam bir canavardı, bir tondan daha ağır ve 120 cm. çapındaki bir top mermisini atabilecek bir top. Bu süper topu destekleyecek 90 cm. çaplı mermi atabilen küçük toplar, küçük taşlarla yüklü mancınıklar kuşatılmış bir şehirden gelebilecek her türlü saldırıya karşı bu büyük topu da koruyabilirdi.

Bu silahların imal edilmesinin büyük bir paraya mal olacağını söylemeye gerek yok. Süper silah beraberinde büyük bir asker gücü ve yüzlerce ton barut gerektirecekti.

Urban bu silahın zafer kazandıracağını biliyordu ve iyi bir silah tüccarı gibi bu fikri satmak için dolaşmaya başladı. Akla ilk gelen müşteri adayı tabii ki Konstantinopol'dü. II. Mehmet'in orduları Çanakkale Boğazının doğu tarafında toplanıyordu ve Osmanlı Türkleri Bizans'a karşı kutsal bir savaş ilan etmişti. Urban'ın teklifini ilk olarak imparator XI. Konstantin'e götürülmesinde mutlaka az da olsa din ve ırk birliğinin etkisi vardı.

Hazırladığı süper silahların planlarını göstererek buna sahip olacak herhangi bir şehrin tüm saldırıları kolayca püskürtebileceğini anlattı. Bu güçlü silahtan atılacak bir mermi, yüzlerce saldırganı öldürebilir ya da bir gemiyi batırabilirdi. Düşman karşılarına aynı büyüklükteki silahlarla çıksa bile onları daha kullanamadan etkisiz hale getirilebilirdi.

Ancak Urban reddedildi. Danışmanlar denenmemiş silahlara para harcamaktansa o parayla biraz daha kiralık asker tutulabileceğine karar verdi. Herhalde Bizans, Urban'ın bir silah tüccarı olduğunu ve bir dahaki durağının Boğazın öte yakası olacağını düşünememişti. II. Mehmet teklifi hemen kabul etti ve Urban'la bu silahları hazırlaması için anlaştı.

Bir yıl sonra Mehmet'in ordusu şehri kuşattı. Kuşatmanın kaderini Urban'ın dev topları belirledi. Silahlar Bizanslıların Rum Ateşlerinin menzili dışına yerleştirildi. Ayrıca bu silahların yapılması için harcanabilecek parayla tutulan askerlerin oklarından da uzaktı.

Surlar yıkıldı, Türkler içeri girdi ve XI. Konstantin öldürüldü. Urban'ın silahlarını reddeden danışmanların da Konstantin ile birlikte öldüğünü düşünmek isteyebilirsiniz ancak bu tür bir adalet nadiren gerçekleşir.

Urban'ın silahları Türklere satma fikri uzun vadede yanlış bir karar olabilirdi. istanbul artık Türklerin önünde bir engel değildi, dahası Osmanlı imparatorluğu'nun başkenti olmuştu. Bu da tüm Güneydoğu Avrupa'nın savaş alanı haline gelmesi demekti. Dahası Türkler Viyana'ya kadar uzanacak ve Urban'ın kendi ülkesi bir savaş alanına dönecekti. Malını satıp para kazanma tutkusu Macaristan'ın bugün bile korkulu rüyası olan, beş yüz yıllık bir çatışmaya neden olmuştu.
güzeldir güzel fatih sultan mehmet gibi adam lazım bize.
(bkz: #9135345)
mustafa kemal in ingilizlerden geri almasıdır.
ikinci fethini başbakan yapmıştır. meşrutiyet e geçince cuma selamlığına çıkacağı şehirdir.
devasa surlarla çevrili viran bir kasabanın fethidir.
gerçek adım olmasının yanın, o 21 yaşında ne yaptı ben 21 yaşında ne yaptım diye düşündüğümde kahrolduğum andır. ama abi bu sistem o zaman yoktu ki.
(bkz: fatih sultan mehmet/#8178602)
1453 te gerçekleşen türklerin istanbulu yurt edinmeye başladığı tarih..
fatih sultan mehmedin başarısı ve bizansın o tarihlerde yok denecek kadar zayıflaması ve az askerinin olması sayesinde kazanılmış bir zaferdir
evet istanbul 557 yıldır bizde 558 olmayada şunun şurasında ne kaldı ..