bugün

islamın, kendine has, evrim teorisiyle tabanda örtüşen, yaradılış olgusudur.

daha önce de üzerinde durduğumuz, din mensubunun din hakkında kendini eğitmemesi, yalnış eğitmesi veya yalnış eğitime göz yumması sonucu ortaya çıkan din cahilliğinin, bilim cahilliğinin de eklemesiyle önümüze getirdiği başka bir tezahuru yine karşımızda. gelinen nokta şu :

a) tanrı varsa evrim yok
b) evrim varsa tanrı yok

yalnışın büyüklüğüne bak! elmayla ile armutu karşılaştırma yoluna gidiliyor. bi kere asıl sorulması gereken "evrim ile din örtüşüyor mu?" sorusu.

soru denklemizde din yerine islamı koyarsak ve islam ile evrimi detaylı bir şekilde incelersek, cevabın tamamen olmasa da tabanda evet olduğunu görüyoruz. sorumuza hayır cevabı veren kendini müslüman sanan kişiler, hayatlarını kapalı gözlük ve dilbağı ile koştukları için evrim kelimesini gördükleri anda deliriyorlar. çünkü bin kere de olsa bağıra bağıra söylemek istiyorum ki dinleri hakkında bir bok bilmiyorlar. dinlerindeki kader kavramını alınyazısı olarak yorumlayarak daha oracıkta dinden çıkmış bu kimseler, evrim teorisiyle cebelleşirken dinlerindeki kader kavramının derin manasını, derin içeriğini göremeyecek kadar acizler. halbuki dinlerindeki kader olgusunu anlayabilselerdi ne kadar da gurur duyarlardı allahlarıyla!

daha önce düştüğüm hataya tekrar düşüp, konu hakkında deliler gibi yazarak, detaylı bilgi vererek kendimi yormayı düşünmüyorum. istisnaların kaideyi bozmadığını hesaba katarsak, burda sayfalarca detaya insek bile sadece hakaret içeren bkz'larla karşılaşağımı biliyorum. tekrar aynı sahneleri yaşayıp midemi bulandırmak istemiyorum. din seninse aç, bak, oku, araştır, anlamaya çalış kardeşim banane. ne de olsa herkezin evinde en az bir tane var bu kitaptan. önünde internetin var. daha ne istiyosun? ben sana kısayolu da gösteriyorum bak. kitabın hepsini taramana gerek yok. evrimle karşılaştırmak istiyorsan direk kadere bak.

edit : sanırım büyük bir yalnış anlaşılma var. lafı götünden anlayanlar benim islamı savunduğum, evrimi islama yamamaya çalıştığım gibisinden cümleler kurmuş. tek yaptığım objektif olup sezarın hakkını sezara vermektir. evrimi tanrılaştırıp kafa açan kişiler, kendini müslüman sanan yobazlardan daha kötü durumdalar. "bu adamlar en azından doğduklarından beri toplum tarafından ağır baskı yiyorlar, senin derdin ne, ne bu nefret!" derler adama. islam hakkındaki acizane görüşlerim için,

(bkz: hazreti muhammed/@mystiko)
(bkz: ilkokuldaki kardeşim bile kurandan iyi kitap yazar)
''allah’ın ve ahiretin varlığı veya yokluğu bilimin konusu değildir. imanın ve bilincin konusudur. çünkü allah dış dünyada bir “nesne”, ahiret de henüz olmuş bir olay değildir. bu nedenle de bilimin, araştırmanın, ispatın veya değillemenin konusu olamazlar. deneye tabi tutulamaz, laboratuarda test edilemezler.

bilakis kişinin vicdanında “olacaktı…” şeklinde bir arayış olarak belirir ve kesin bir içsel itminana dönüşerek sanki allah’ı “görmüşcesine” ve sanki ahirete “gidip de gelmişcesine” bir iman olur. bir duygu, hissiyat, bilinç ve heyecan olarak yaşanır. buna saf bir yürek temizliği içinde inanmak (ihlas) ve “allah bilinci ile yaşamak” (takva) denir.

bu duygu, hissiyat, bilinç ve heyecandan yoksun olanlar içinse ne allah ne de ahiret vardır. “o gün” gelince, “gerçeğin ta kendisi” (hak) bütün görkemi ile yerleri ve gökleri kuşatacak ve insanlar “demek elçilerin haber verip durduğu gün bugünmüş, eyvah!” diyecekler ve fakat iş işten geçmiş olacaktır.

***

şu halde başta “evrim teorisi” olmak üzere, bilimin konusu olan araştırmalardan yola çıkarak allah’ı ve ahiret gününü ispata veya çürütmeye kalkışmak ham hayal olup abesle iştigaldir.

şu ana kadar yapılıp durduğu gibi “evrim var demek ki allah yok” veya “allah var demek ki evrim yok” mantığının her ikisi de yanlış…

ister öyle ister böyle; ister topraktan ister havadan, ister sudan ister ağaçtan, ister maymundan ister böcekten; nerden ve ne şekilde gelmişsek gelelim “allah” her zaman var. bütün bunlar “allah ile” oluyor. o’na rağmen veya o’nsuz değil…

keza evrim teorisinde islam itikadını sarsacak bir durum yok, hiçbir halde de olmaz. ama hristıyan itikadı için var çünkü onlara göre isa tanrı, ona maymundan geldik derseniz itikadının kökünü dinamitlersiniz. bize göre ise isa’yı da, adem’i de, insanları da, maymunları da, börtüyü de, böceği de allah yarattı. bunlar birbirine dönüşüyorsa yine o’ndandır: “de ki (birbirinin içinden) yarılıp çıkanın rabbi’ne sığınırım” (gul e’uzu bi rabbi’l-felag)

bu nedenle evrim teorisine gösterilen tepkinin islam iklimi ile alakası yok. kilise endişelerinin buralara taşınmasından başka bir şey değil.

ben burada evrim teorisinin ayrıntısına girmiyorum. biyolog veya antropolog değilim. bu türden bilimsel araştırmalara dini (islami) açıdan nasıl bakmamız gerektiğine dair konuşuyorum.

isterse kesin ispatlasınlar hiç sorun değil. çünkü imanın konusu değil. hatta daha da ileri gideyim: diyelim ki insanın maymundan geldiği “kesinlikle” ispatlandı. o zaman bu şu anlama gelir: demek ki allah yaratılışı evrim süreçlerine bağlamış…

hem bu tür araştırmaları sen de yapsana? araştırmanda onlarla aynı bulgulara ulaştın diyelim: korkma! allah’ın yaratışını araştırıyorsun, bulduğun her ne ise ondan başka bir şey değil. bu durumda fark bilimde değil; imanda, dışta değil; içte, fosilde değil; kalpte…

bunlar karşı karşıya getirip paniklemenin ne alemi var?

benim içimdeki iman bilimle, deneyle, fosille, laboratuarla çürütülemez çünkü onlarla inanmış değilim.''

http://ihsaneliacik.org/makaleler/islam-ve-evrim-teorisi.html
evrimin evrim geçirmesidir. evrimin temel savunucuları, materyalistlere göre tanrı yoktur, ürettikleri evrim teorisi kapsamında hayatın başladığına inanırlar. aynı evrimi islami bir topluma dayatmak için evrimi yaratılışla yamıyorlar. nasıl evrim yamalı bir teoriyse...
söz konusu islamın evrimi yani değişip, dönüşmesi ve günümüze uygun hale getirilmesiyse
öncelikle;
(bkz: yaşar nuri öztürk)
sonrasında;
(bkz: değişmeyen tek şey değişimin kendisidir)
allah'ın yaratma sistemidir. o, hiçbir şeyi sihirbaz gibi yaratmaz. herşeyi belli sistemler dahilinde ortaya koyar. öyle olsaydı evren bu denli kaotik ve aynı zamanda düzenli olmazdı.

"o birşeyi yaratmayı diler ve o 'na ol der o da oluverir" şiarı olaya allah tarafından bakıldığında doğrudur. allah için zaman kavramı olmadığından ol dediğinin olması zaman almaz. oysa zaman mekan ikilisine bağlı yaşayan bizlere göre bu "oluş" uzun zamanlar içersinde yaşanır. allah da canlıları yaratırken buna göre hareket etmiştir. "ol" demiştir ve bir sürü zincirleme hareketle "oluş" tamamlanmaya devam etmektedir. milyarlarca yıllık bir yaratıştır bu ve o'nun şanına yakışan da budur.

diriyi ölüden, ölüyü diriden çıkartmak evrimdir.
evet arkadaşlar, evrimin doğruluğu her geçen gün biraz daha ispatlanıyor. Yeni ara formlar, yeni ortaya çıkan türler vs.. Avrupa ve dünyada ilahi dinlere inanç da her geçen gün azalmakta. Bununla birlikte ilahi din savunucuları son çare olarak evrimi dine yamamaya girişmişlerdir. Bu sadece islam için geçerli değildir.
--spoiler--
"andolsun biz insanı, çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık." (müminûn-12)

"o (allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır." (secde-7)

"sizi topraktan yaratması, o'nun (varlığının) delillerindendir. sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz." (rûm-20)

"insanı bir parça sudan yaratıp da soy ve evlilik bağından oluşan bir sülale haline getiren de o'dur. senin rabbin her şeye kadirdir." (furkân-54)

"inkar edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? yine de inanmazlar mı?" (enbiyâ-30)

"allah, her canlıyı sudan yarattı. işte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... allah dilediğini yaratır; şüphesiz allah her şeye kadirdir." (nur-45)
--spoiler--
https://www.youtube.com/watch?v=N6symPCBMLE