bugün

yakın zamanlarda the stoning of soraya m. ile gündeme gelen ve dünya genelinde nam salmış bir sinemadır iran sineması. (bkz: the stoning of soraya m/@la paz)

iran sinemasına başlayacaklara; bahman ghobadi'den başlamalarını öneriyorum. zamanı baraye masti asbha güzel bir giriş olacaktır. (bkz: zamanı baraye masti asbha/@la paz) sonrasında, lakposhtha ham parvaz mikonand ile ghobadi'nin çocuklar ile ne derece etkileyici olduğuna tanıklık edecekler.

(bkz: lakposhtha ham parvaz mikonand/@la paz)
(bkz: bahman ghobadi/@la paz)

majid majidi'ye çevirmelisiniz yüzünüzü sonra. majidi'nin, sanki gizli kamera saklamış bir yerlerde öyle çektiği filmlerine tanıklık ediyorsunuz. bacheha-ye aseman ile baran ile uzaklarda tozlanmışları bir üflüyorsunuz.

(bkz: bacheha-ye aseman/@la paz)
(bkz: majid majidi/@la paz)

abbas kiarostami ile saklanmışları/unutulmuşları avucunuzun içine alıyorsunuz. ta'm e guilass! (bkz: ta m e guilass/@la paz) ayrıca kendisinin güzelde serisi var.

(bkz: khane-ye doust kodjast) (bkz: zire darakhatan zeyton) (bkz: zendegi va digar hich)

(bkz: abbas kiyarüstemi/@la paz)

dikkat edilirse, iran sineması'nda çocukların çok ön planda olduğu anlaşılır. çocukların gözünden olaylar aktarılır. aile/kadın/açlık/savaş/gelenek/inanış/dram genel olarak temadır. iranlı yönetmenlerinde ben françois truffaut formatı gördüm. ama gayet hoş. izlenilmesi gereken filmleri içinde barındırıyor iran sineması, adamı bir silker, kendine getirir. arşivliktir.

(bkz: françois truffaut/@la paz)
1900 yılında Mirza ibrahim Han Akkasbaşi , Kaçar şahı Muzafferuddin Şah'ın emriyle film kamerasını ilk olarak iran'a getirerek iran sinemanın kurucusu ünvanını almıştır.
iran'da filme alınan ilk görüntüler, Mirza ibrahim Han'ın , Şah ve saray halkını eğlendirmek için hazırladığı görüntülerdi. iran'ın ilk uzun ve konulu filmi ise 1929 yılında Avans Oganyats'ın yönetmenliğinde çekilen Mavi ve Rabi'dir. 1900-1979 arası dönemde iran filmlerinin pek çoğunun karakteristik özelliği, sinema dili ve tekniğinin iptidai şekilde kullanıldığı, biraz da cinsellik ve şiddet katılmış, yüzeysel ve özensiz melodramlar olmalarıdır. Zamanla iran sineması kendi kimliğine yeniden kavuşmuş ve gerek form gerekse içerik bakımından kimi iniş çıkışlardan sonra layık olduğu yere ulaşarak, tüm dünyanın övgüsünü kazanmıştır. iran sinemasının uluslararası alandaki en önemli başarıları, Gökyüzünün Çocukları filminin Oscar adayı olması, Kirazın Tadı filminin Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye ödülünü almasıdır. *

kaynak: http://www.irankulturevi.com
.
oncelikle bu sinemanın filmlerini izlemek istiyorsanız büyük bir sabra sahip olmanız lazım.
sonrasında sizi alice harikalar diyarından çok daha fazla şey bekler.

öyle aşklar sunar ki size günlerce etkisinden kurtulamazsiniz hemde bunu hayali tasvirlerle göstermez. gerçek aşkın gerçek dünyadan nasıl kopamadigini nasıl onunla harmanlandigini gösterir bize.

bu sinemada işlenen aşklar kelime bulma zahmetine de girmez mesela . bir bakışla herseyi birbirlerine anlatırlar bize anlattıkları gibi.

hani vardı ya selvi boylum al yazmalı'mın bakislariyla aşkını sere serpe bize gösteren asyasi. iran sinemasinin asyasidir heiran, latif, hüseyin'lerde.

"sen gidiyorsun, tozlar içinde kayboluyorsun.
ben sözümden çıkmadım, sen de sözünden çıkma.
bu defa öyle döndün ki sonsuza kadar birlikte olacağız.
şimdi ne zaman bir yağmur yağsa çiçekli başörtümü örtüyorum.
kırmızı yeleğim ve o çiçekler ki sen benim için getirmiştin.
bisikletin önünde sen oturuyorsun, arkasında ben...
bisiklet ilerledikçe o eski günlere geri dönüyorum."
başörtülü kadınların oynadığı filmlerin de sanat filmi olabileceğini ispat etmiş sinema. kıt imkanlarla büyük işler başaran bir yönetmenler kuşağının yarattığı sinema ekolü
oyuncu kullanmadan, bacak, göğüs filan göstermeden, kan dökmeden ve dövüş etmeden mükemmel filmler çıkaran sinema. her şey simgesel ve çok yalın. derin filmler hepsi... kimse de oynamıyor, mesela bir inşaatçı mı lazım, gerçeğinden oynatıyorlar ve insanlar bunu şahane yapıyor çünkü zaten inşaatçı! bir film boyunca eli eline değmiyor aşıkların, ama hollywood'da işlenen aşklar bunun yanında devede kulak bile değil.
görsel
ülkemizce pek bilinmeyen ve bu sebeple hor görülen iran'ın yüz akıdır iran sineması. iran sinemasının bugün dünyada çok saygın bir yeri vardır. asya'nın birçok ülkesine ilham kaynağı olan iran sineması'nın bu kadar saygı kazanmasının altında yatan neden ise entellektüel birikimdir. bugün ülkemizle kıyaslayacak olursak okuma oranının daha yüksek olduğu iran, zor şartlar altında rejime rağmen bağımsız bir sinema oluşturabilmiştir.
(bkz: süreyya yı taşlamak)
Khaneh siah ast - Forugh Farrokhzad

http://video.google.com/v...ocid=-1561739339112653088#

(kalite kötü, ingilizce altyazılı, cüzzamlı hastalar hakkında bir kısa film)
asghar farhadi, ali vazirian, abbas kiyarüstemi ve mecid mecidi'nin harikalar yarattığı, her karesi fotoğraf gibi olan, metaforlarla dolu sinema.
zannımca en güzel filmleri:
cennetin rengi
serçelerin şarkısı
baran
zeytin ağaçları altında
allah yakındır
bir ayrılık
güzel şehir
geçmiş
About elly, yakın plan, satici kirazın tadı,bir ayrılık, taksi, ofsayt, inek, arkadaşımın evi nerde, bisikletçi yüzlerce filmini severek izlediğim gibime oldu artik.eger izlenecek de bu filmler altyazılı izlenirse daha çok zevk alır Farsça in ahengine hayran kalır bir çok kelimenin Türkçeye Burdan geçtiğini gorursunuz.
ülkede uygulanan tüm yasaklara ve de çok düşük bütçelerle çekilmiş olmalarına rağmen oldukça başarılı örneklerini çeşitli festivallerde gördüğümüz filmler bütünü. en dikkat çekici özellikleri simgesel filmler olmalarıdır. uygulanan sansürler iranlı yönetmenlere istediklerini istedikleri gbi anlatma özgürlüğü vermeyerek onları simgesel bir dil oluşturmaya itmiştir.
(bkz: söğüt ağacı)
(bkz: 20 parmak)
en güzel örneği için;

Children of Heaven - Majid Majidi

http://video.google.com/v...docid=4446569992841777902

http://video.google.com/v...docid=7456943903723475033

(türkçe, sadece iran değil dünya sineması için bir başyapıt)
iran'la ilgili en en en güzel şeylerden biridir kanımca.
son günlerde izlediğim sarhoş atlar zamanı , the wıllow tree, kirazın tadı gibi filmler sonrası tüm dikkatimi üzerine çeken kendi deyimimle "işte benim tarzım" dediğim kendisine özgü çok başarılı bir tarzı bulunan sinema.