bugün

Brendan Fraser'ın artık benimsediğimiz tarzının filmlerinden birisi. yine çok beğendim. Konusu oldukça orjinaldi ve anlatımı masalsıydı; kafa dağıtıp biraz rahatlamak için izlenecek ideal bir film. Herhalde bir süre sonra bir kez daha izlerim.
kitap sevgisini aşılamak istiyorsanız belirli bir yaş grubuna bu kitabı eline tutuşturun derim.
Filmi de oldukça keyifli.

Ana tema başta söylendiği gibi;

"Yazılı kelimeler çok büyük güçtür"
Şu an itibariyle trt1 de oynayan yapıt.
ayrıntılarda boğulmadıkça pekala da izlenebilir bir film olmuş. en azından insanı sıkmadan vakit geçiriyor. ayrıntılara takılan biriyseniz sakın izlemeyin zaten.

yalnız bir şeye kafayı çok taktım dünden beri düşünüp duruyorum. şimdi bu haramilerden biri olan farid dustfinger gibi elinden nasıl ateş çıkartıyor arkadaş? ben deniyorum deniyorum olmuyor. neyi yanlış yapıyorum ki?
"Sesli okudukları zaman karakterlere hayat veren hikayeciler" var evrende yani "gümüşdil"ler...be hey fantastik akım be hey; sen nelere kadirsin.

çocukken bile çok fazla sevmezdim seni. büyüler, öcüler, saçmalıklar ve dandik mutlu sonlar bayardı körpe dimağımı. sıpadan eşekliğe terfi ettik lakin değişen pek bir şey yok. bi türlü sevemedim karabüyülüm seni doyunca...

özünde fikir iyi. fikir iyi de, çevresi kötü be kardeş. neyse bir de şu cümle iyi:

"Onun hakkında hikayeler uyduruyorum...Kelimeler onu bana geri getirecekmiş gibi hissediyorum."
farklı bi hikayeyle ilgimi çekmiş fantastik filmdir.

mo; "okuyucu" sıfatıyla sesli okuduğu tüm kitaplardaki kahramanları gerçek hayata transfer eder. zaten filmde kırmızı başlıklı kızın şalının gökten düşmesiyle başlıyor. tamam çok hoş, farklı falan.

mo'nun tatlı mı tatlı bi kızı var meggie diye. filmin sonlarına doğru meggie'ninde okuyucu olduğu anlaşılıyor.

inkheart adlı kitaptaki kötü karakter, kekeme okuyucusunu yetersiz bulduğundan mo'ya emr-i vakinin kralını yapıp kitabın tamamını okutma çabasında. çünkü kitap iyi sonla değil kötü sonla bitiyor. bi kere shadow diye bi yaratık var kötü adamın emrinde, amaç onu dünyaya kazandırmak. spoilerın combosu yaptım, afedin. neysem tevfik, meggie'nin okuyucu olduğunu keşfeden lanet adam, kitabı okutmak için bi tören düzenletiyor. yalnız bu tören olurken iyi adamlar iyi son için bi iç savaşta ve bunun herkes farkında. fakat sklemiyor kimse. iyici bokunu çıkartmadan söylemek istediklerimi söyleyeyim.

- öncelikle şunu bilesiniz, yaprak kitap evinden çıkmasına gerek yok kitabın. kız koluna yazıp kolundan okuyor, tüm hikaye iyi sonla bitiyor. e madem bunun olabilitesi var, mapushane köşelerinde volta atacağın zamanı, anında iyi sona bağlayayıp sonsuza dek mutlu yaşayabilirdin.

- asıl okuyucu mo'da bu olayın farkında, ama içindeki maceraperestlikten midir nedir, sürekli ekşın halinde adam. ordan oraya atlıyor burdan buraya zıplıyor. doğalgaz varkene tüplü kombi kullanıcım tadında yaşıyor hayatı. hadi bunuda geçtim.

- rapunzel geliyor bi sahnede. taş gibi rapunzel lan. altın sarısı saçları bembeyaz teni var, yerler olm o hatunu burda. sen zindana kapatıyosun. allah belanı versin.

- filmde herkes ingilizce konuşuyor. tamam normal bi şey ama; 40 haramilerden kesit okuduklarında, arabistanlardan gelen arap çocuk ingilizceyi nerden biliyor? o yıllarda daha present perfect tenslerin keşfi yapılmamış. aynı çocuk avuçlarını ovuşturarak ateş çıkartan elemandan özenerek, ateş çıkartmayı başarıyor. e ne özelliği kaldı o adamın bizim bakkal hayrullahtan? bende ovuşturayim, zippo'da sponsorluk parası alayım. koyim öyle mantığa.

- unicorn var filmde. unicorn bilindiği üzere fantastik bi yaratık ve bu yaratığa sadece bakire kızlar yaklaşabiliyor. ama filmde hayvan folloş olmuş, kekeme okuyucusundan tut zindan görevlesine kadar başını okşatıyor. mnakor lan o at adamın? harry potter okumadınız mı hiç? bi sahnesinde 50-60 yaşlarında bi kadın dıgıdık nidalarıyla koşturuyor unicorn'u. fantastik kitap, fantastik film, folloş unicorn?

kısacası, bir seri yaratma çabasında çekilmiş, harry potter, lord of the rings etkisinde kalınılmış film.

sinir sahibi etti beni.
Meggie'nin babası Mo'nun olağanüstü bir yeteneği vardır. Sesli okuduğu kitapların kahramanları, kitaptan çıkarak gerçek olurlar. Mo, bu yeteneğini, Meggie bebekken ona "Inkheart" adlı romanı okuduğu sırada keşfeder. Mo sayesinde "Inkheart"tan çıkan Dustfinger, romana geri dönemek için çaresizce Mo'yu takip etmeye başlarken, kitabın kötü karaktesi Capricorn'da, dünyayı korkunç bir yere dönüştürmek için, ihtiyacı olan canavarı da dünyaya taşıması için Mo'nun peşine düşer. Mo'nun tek yapabileceği ise, henüz bunlardan haberi olmayan kitap kurdu kızı Meggie'yi korumak için izini kaybettirmektir.
birçok genç bünye tarafından beğenilmeyen bir film *. Ancak gerçekten hayatı boyunca çok kitap okumuş ve yaşı oldukça büyük bir insanın film hakkında ki ilginç yorumlarını duyduktan sonra ve filmi birkezdaha irdeledikten sonra anladımki hayallerinde yaşayabilen insanlar için harika bir mesaj veren harika bir filmdir *. Bu arada Brendam Fraser artık fantastik filmlerden sıkılmış olucak ki pek etkileyici olmaya çalışmamış. Tabi insan birgün mumyalarla savaşıp öbürgün dünyanın merkezinde dinazorla savaşıp bir başka gün kitaplardanki karakterleri gerçek hayata ışınladığında piskolijik bir buhran geçirir.
Sienna Guillory için gidip izlediğim fakat Sienna Guillory dışında kimsenin performansını tatmin edici bulmadığım filmdir. Bir kere kitabı kadar sağlam ilerlememekte film. Harry Potter veya Eragon'a bakarsak ayrıntılar filme direk aktarılmış ama burda kitap ve film arasında uçurumlar var. Çok kısa süren ve bir anda biten bir film. Görseller gayet güzel ama bize yeni bir dünya vaadetmemekte. Film bir evde başlıyor, ordan kitapçılara gidiliyor, ordan italya'ya gidilip bir şatoya giriliyor, ordan da başka bir şatoya geçiliyor. 4 tane mekanda çekmişler filmi.
kadrosunda brendan fraser, helen mirren gibi yıldız oyuncuların bulunduğu yeni bir üçleme. bugün gösterime girmiştir.
güncel Önemli Başlıklar