başkalarının parasını veya malını çalmak. *
küçük yaşta bakkalda veya meyve bahçesinde mahallenin çocuklarıyla takım oyunu gerektiren ve zihinselve bedensel gelişime büyük katkılar sunan etkinliktir.çocukken hırsızlık yapmayan insan yok denecek kadar azdır..ileriki yaşlarda yapıldığında ise adi bi suçtur ve hapis cezası gerektirir.
gittiğim otelde iki bardağı beğenip yürütmem ve unuttuğum çantanın bulunmasıyla ortaya çıkan rezilliğim. tatile gitmediğim bir yer olduğu için iş hayatımında muhtemelen bittiğini gösteren ilk eylemim. son olacağı kesin.

rezilliğin boyutuysa paha biçilemez. ağlamaktan şişen gözlerime de kimse acımadı hani. hay ben o bardağın.
günümüzde insanların kleptomaniyim ben diyerek yırtmaya çalıştığı durum.
Dünyanın en eski mesleklerindendir. Bir başkasına ait malın yarar sağlamak amacı ile sahibinden izinsiz alınması eylemidir.
kişinin kendisine ait olmayan mal veya paraları izinsiz bir şekilde zimmete geçirmeye verilen isimdir. bir çok dinde günah olarak belirtilmiştir.
mevcut sistem altında aslında herkesi yaptığı.

ama bu ettiğim lafın, hele de bugünlerde anlaşılması -haklı olarak- zor bir şey.

çok kısaca açıklamam gerekirse 1 bardak çay bugün 5 liraya satılıyor. maliyeti olsa olsa 50 kuruş olabilir.

bunu da hırsızlık olarak yorumlayabilirsin. ama aynı anda yorumlayamazsın.

çünkü bunun içinde kira var, vergi var, muhtasar var, sigortalar var, garson var, gaz var... baksana masraf kalemine.

o bakımdan en büyük hırsız kim bence ona bakmak lazım.

he hırsızlık yapmak... adi hırsızlık, cepçilik, yankesicilik falan. aslı budur elbet hırsızlığın.

daha önemlisi anlattığım gibi legal hırsızlık.

kâr etmek belli oranda hakedişse, belli oranda da haksız kazançtır. e haksız kazanç da hırsızlıktır.

gelgelelim sana bu parayı gelip ödemek isteyen varsa o artık hırsızlık değildir.

olay arz ve talebe dönüşmüştür.
ülkemizde bazıları cezalandırılana kadar suç olmayan eylem.
bir çok nedeni vardır, her çalan hırsız değildir.

hırsızlık nedir?
başkasına ait olanı çalmaktır, ya ben onu daha çok hakediyorsam?

sen hiç birinin sahip olduklarını kıskanmadın mı? boşuna hayır deme, çünkü sen kimi kandırıyorsun? bunun koca bir yalan olduğunu ikimizde biliyoruz.

ben kötü biriyim, çalmak yaptığım en iyi şey. ama sen de melek değilsin, hadi itiraf et!
komşunun sıfır arabasını, arkadaşının seksi karısını, patronun kasadaki paralarını en az bir kere arzuladın. niye senin olmasınlar? "yeterince ister ve çalışırsan senin de olur" yalanını aklından çıkar, mezarlıklar ömür boyu çalışanlarla dolu ..
yo hayır vicdanımı böyle rahatlatmıyorum, sadece gerçekleri söylüyorum. hadi hayal et, istediğin her şeyi alabildiğini düşün. arzuladığın şeye kavuşmanın verdiği hazzı hissedebiliyor musun? inan bana o bile, sahip oldukları için benim kadar çaba göstermedi. benim daha çok ihtiyacım var, ben daha çok istiyorum. kimse isteyerek sahip olduğu şeyleri paylaşmaz, ve birilerinin yokluk çektiği için öldüğünü umursamaz. çünkü dünya adaletsizdir, bazılarının önüne altın tepside sunar hayatı, kimilerine de siktiri çeker. işte biz siktir çekilenleriz, bu yüzden kendi adaletimizi sağlamak zorundayız. bu yüzden vicdanım rahat, ben suçsuzum. kimsenin rızkını, son çaresini, ümidini, hayallerini çalmadım ..
küçükken sıkça yaptığımız.
id ve ego ile hareket etmektir. superegodan yoksun olmaktır kpssciler bilir.
birinin kalbini çalarakta yapılabilendir. yapmayın, yaptirmayin.
Kaynakçalari belirtmeden Hocaya tezi sunmak.
Telif hakkı hırsızlıktir. Kaynaklari köpurtup adamın önüne koyarsan o da sana olmamis git çaldığin kaynakları yaz der.
Bilgi hırsızlığı da en büyük hırsızlık.

Üniversiteden atilirsiniz yüksek lisans doktora tezinin % 70i çalıntı çıkar mı ya ?
Sonuc isim vermeyeceğim ama bir öğretim üyesi atılmış üniversiteden.
Bir daha akademik çalışma yapma yasağı ile hemde.
(bkz: kolay bir din olarak akp dini) ne göre her müslümana farzdır.
Cok asagilik durumdur. insan duser zor durumdadir caresizdir bunlar anlayisla karsilanabilir ancak baska kimsenin malina goz dikmek asagilik durumdur.
kendine ait olmayan bir malı, dusunceyi veya hakkı sahibinin izni olmaksizin almak seklinde tanimlanabilir.

turkiye'de bol miktarda yapilir. en yaygin olani "hak" hirsizligidir. en acısı bu hirsizlik 99%'u musluman olan bir ulkede olmaktadir ve kendini dindar diye tanimlayan insanlar arasinda daha cok yaygindir.
cezası ağırdır.
http://www.hurriyet.com.t...0113384&utm_term=post
çalıyor ama çalışıyorsa günah olmayandır. hatta desteklenir.

ilginç ve acınası.
Keyiflidir, daha çok haz verir.
En şerefsizce suçtur. O kadar bayağı basit ve adicedir.

Para karşılığı seks yapan kadın/ gay bile hırsızdan daha şereflidir.

Hiç yoktan onlar kendilerinden birşeyler veriyorlar.

Ama hırsız öyle mi amk, başkasının malını rızkını alıp faydalanıyor.
özellikle yasınız ve konumunuz itibariyle belli bir mertebeye gelmişseniz iyice zorlaşmıştır artık hırsızlık yapmak.. zira çocuklukta gittiğiniz bi yerden veya marketten bir şey çaldığınızda bu olay büyük ölçüde çocukluğunuza ve yeterince ahlaki terbiye alamadığınıza verilirken artık maalesef ciddi suç unsuru oluşturmaktadır.

söyle bir anımsıyorum da, çocukken her gittiğimiz misafirlikten bir şey çalardım. ya bi odaya girer, evdeki bi süs eşyasını yahut kırtasiye malzemesini aşırtır, ya da buzdolabını acar ve direkt mideme gomerdim. hiç yoksa bir kalem ya da ne bileyim tuvalete girer kağıt zulalardım cebime...

bu yaşadığım hazzı ve tatminkarlığı yaşamdaki hiçbir seyde kolay kolay bulamam ve bulamadım da... okulda da aynı şekilde arkadaşlarımın çantasından ilgimi çeken ne olursa bir şekilde çarpardım...

ailemle birlikte gittiğimiz alışverişlerde ise marketten ya bi çikolata ya bi sakız; götürürdüm mutlaka.. tabii sevimli ve sempatik bi velet olduğum için yakalansam da yırtardım bi şekilde...

şimdiye kadarki en zevkli hırsızlık maceram mahalle bakalinda olmustu. bakkala girdiğimde bakkal amca sırtı dönük halde namaz kılıyordu. ben de fırsattan istifade bi poşet alıp ne gördüysem koymuştum içine... ama iyi niyetimden ve dürüstlüğümden olsa gerek kasayı açmayı akıl edememiştim bi türlü. amca rükuya yöneldiğinde ise kaçıp gitmiş ve gizli bi yerde çaldığım seyleri tıka basa indirmiştim mideme..

tabii ergenlik döneminde kaldı bu da... şimdi büyüdük, okuduk ve bir şekilde iş hayatına girdik. şimdi de arada zevkine arkadaşların odalarına girip bir seyler çaldığım olur yine. belki bi kalem, masalarında duran çakmak, ne bileyim evrak parçası filan alırım mutlaka...

ah be.. yeniden çocuk olmak vardı şimdi. özledim yahu, çok özledim...
bence "don" unu çalmışlardır.