bugün

Allah emrettiyse konu kapanmıştır.

Bizim saf aklımızla bu olayı yorumlamamız doğru değil.
Hz. Muhammed 56 zeynep de 35 yaşından büyükmüş. Yani bazı sapıkların uydurduğu gibi cinsel çekimle alakalı bir evlilik olmadığı burdan bile bellidir.
"Peygamber ile kan bağı bulunmayan evlatlığı Zeyd’in eski eşinin evlenmesini ensest olarak nitelemesine rağmen, kendisi ensestlik konusunda dar bir felsefe içine sıkışan kişiler ateistlerdir.

Zeyd olayı şu: Peygamber, Zeyd’i bir kadınla yakıştırıyor; bu kadın ahlaklı ve soylu bir kadın. Zeyd ise “soylu” biri değil, fakat islam insanlar arasındaki para-mal-konum farkını değil de imanı önemsediği için, bunun vurgusu maksadıyla ikisini evlendiriyor. Bizzat kendisi Zeyd ve Zeynep’e evlilik adına tavsiyede bulunuyor. Evlilik törenlerinde aracı oluyor.

Bir süre evlilikleri süren Zeynep ve Zeyd ise anlaşamıyorlar. Her ne kadar ortak noktaları islam olsa da, aralarında bir kültürel uyumsuzluk meydana geliyor ve ayrılmak istediklerini söylüyorlar.

Bu anlaşmazlıkları sürecinde, peygamber ikisine de sabrı ve evliliğin devam etmesi gerektiğini tavsiye ediyor. Zira islam’da nikah hayırlı görünen bir kavram olduğu için, bozulmasının engellenmesi ise bir ibadet niteliğinde oluyor.

Peygamberin çabalarına rağmen ikisi ayrılma kararlarının kesin olduğunu bildiriyor ve 1 yıl süren evlilik sonucu ayrılıyorlar.

Nikah tamamen bittikten, Zeynep de iddet dönemi bekledikten sonra da, peygamber Zeynep’le evleniyor. Olay bundan ibarettir.

Burada ahlaki yönden ne gibi bir problem var?

1) Peygamberin Zeyd’le kan bağı yok, yani onun önceden boşandığı bir kadın ile evlenmesinde problem olduğunu ifade edemeyiz.

2) Zeyd’le Zeynep’i evlendiren kendisidir. eğer Zeynep’de gözü olsa neden baştan bu nikahı kendisi kıydırsın? Zaten o dönemki kadınlar, dini sebeplerle peygamberi çok sevdikleri için kendisiyle evlenmek istiyordu. Araya Zeyd’i sokmadan, kendisi evlenme teklif edemez miydi? Bir yıl önce beğenmediği kadını bir anda beğenir ve sever mi oldu?

3) Peygamberin Zeynep’de gözü olmaya devam etse, neden Zeyd ve Zeynep ayrılmak istediğini söylediğinde ayette de geçtiği gibi: “Eşini yanında tut, Allah’tan kork”. cümlesini kuruyor? “Madem anlaşamıyorsunuz ayrılın” diyemez miydi?

4) Nikah bağı tamamen koptuktan sonra ise evleniyor. bu olay da ayette ifade ediliyor.

Gördüğünüz gibi burada zorlamalarla çıkarmaya çalıştığınız herhangi bir etik-ahlaki problem yoktur.

Bu noktada itirazınız “Neden peygamberin özel hayatı kuran’da geçiyor?” olarak olacaksa, ona da şöyle cevap veririz:

– Allah bazen dinin bir hükmünü peygamber üzerinden anlatır, bazen sahabeler üzerinden anlatır, bazen de hiçbir olay örneği ortaya koymadan direkt bir hüküm şeklinde ifade eder.

Burada anlatılan hüküm ise salt olarak “evlatlığınızın eski eşleriyle evlenebilirsiniz” gibi bir mesaj değildir. Buradaki esas mesaj, evlatlık ilişkilerinizde kan bağı bulunmadığı için; nikahın düşeceği durumunun vurgusu üzerinden, aynı ortamda da tesettür ve ahlaki kurallara dikkat edilmesi gerektiğidir.

Zira Arap müşriklerinde böyle bir hassasiyet yoktu. Eğer bir çocuk evlatlık ise o, tamamen çocuğu oldu gibi görülür ve ahlaki hususlara; diğer kardeşleri ile münasebetlerine dikkat edilmezdi. isterse bu çocuk ergenlikten sonra ellerinde olsun!

Oysa islam’da, söz gelimi bir aile kimsesiz bir çocuğun bakımını onu gözetmek maksadı ile üstlense, bu çocuk belirli yaşa ulaştığında, ona bakan ebeveyn bu hususlara dikkat etmek zorunda olduğunu bilmelidir.

Bunu “ensest” olarak niteleyen ateiste soralım:

Senin felsefe ve algına göre, iki kardeşin evlenmesini engelleyen etik değer nedir? çocuk yapmadıkları sürece; bir kız kendi erkek kardeşi ile veya bir kız da kendi babasıyla neden evlenemez?

“Karşıyım çünkü evrim yakın genden daha sağlıksız gen çıkarır” iddianı da, “bu iki birey çocuk yapmadıkları sürece” şeklindeki kaide ile ortadan kaldırdık.

Buna neden karşısın? hani “değer” namına karşı çıkabiliyorsun?

Mesele salt özgür irade değil mi? Sen bu özgür iradeden hareketle, doğaya aykırı olmasına karşın eşcinsel evliliklerin de özgürlük olduğunu savunmuyor musun?

Bir insan neden ağaçla evlenemesin? Canı öyle istiyor. Veya neden evindeki küçük bir maymunla nikah akdi yapamasın?

Bunu etik bağlamda engelleme hakkın var mı?

Daha bir erkeğin annesi ile beraber olmasını engellemek için bile, doyurucu bir argüman alt yapısı olmayan bir felsefenin, dinlere karşı ahlak eleştirisi oldukça komik kalıyor.

Bu yüzden de ateizme dayanan felsefe ve bu felsefenin yaygın olduğu yerler, temel ahlak kurallarını belirli dinlerden kalma kültürlere dayandırmak zorundadırlar. Aksi takdirde elimizde argüman bazında açıklanamayan durumlar ortaya çıkıyor. Oysa bir felsefe, hayatın varlığına bir açıklama olduğunu iddia ediyorsa, hayatın her alanını kuşatan bir etik-ahlak temeli de sunabilmelidir. Fakat ateizm felsefesi, temel olarak bunu üretebilmekten yoksun kalmaktadır."

- dusunenmusluman.com
Daha akla uygun iftiralar bulmanız gerekiyor artık.

--spoiler--

Ayetlerden de biliyoruz. Ona inanmayanlar, ona “deli, büyücü, büyülenmiş, şair” dediler, ama hiçbir zaman “ahlaksız” demediler.

Evet, Hz Hatice ile 25 yıl evliydi. Evet, eşi vefat ettiğinde 50 yaşındaydı. Biz bu evliliği hep kitaplardan okuduk. Ama ashap, bu evliliği yaşadı. Onu, tanıyorlardı.

Eşi ölünce, her yaşta hanımla evlenebilecek ünvana sahip olmasına karşın, 50 yaşında, dul bir hanım olan Hz Sevde ile evlendi. Ateist ve deistlerin iddia ettikleri gibi biri olsaydı, genç ve bakire bir hanımla evlenmesi gerekmez miydi?

Ve işin yine enteresan olan kısmı Sevde validemizle olan evliliğinin ilk “3” yılında da başka hiç kimseyle evlenmedi.

Bugün Türkiye’de yaşayan evli birini çevirip “neden tek eşlisin” diye bir soru sormayız. Çünkü toplumumuzda normal olan bu.

Cahiliye dönemi toplumunda da, çok eşlilik vardı.

Çok eşliliğe zaten izin veren bir toplumda, “sınırsızca ilişki yaşamak isteyen birinin”, bu uğurda onlarca çetin savaşa girip, kitap yazmasına gerek yok ki, bunca zorluğa neden girsin.

Yani ateist ve deistlerin iddiası gibi, peygamber bu kitabı kendi yazmış olsa, zaten var olan bir hakkı Kuran’ın içine yazmasına gerek yok.

--spoiler--
Helal olsun peygamberime allahın emrini yerine getirip dönemin bir tabusunu cehaletini daha yıkmış.
milyarlarca yıldız barındıran galaksilerin her birinden milyarlarcasının bulunduğu bu evreni yaratan bir tanrı var. ve tanrı işi gücü bırakıp bu koca evrendeki bir çöl insanına halasının kızı olan zeynep'in kocasını boşayıp onunla evlenmesini söylüyor.
samimi soruyorum...

bunun neresi mantıklı?

buradaki arkadaşların bir kısmı kulaklarını kapatıp hakaretler yağdırıyor fakat 7-8 sene önceki halimden biliyorum bal gibi de bunun resmen saçmalık olduğu ve bir dümen çevrildiği gerçeği içten içe içinizi kemiriyor. bize saldırarak aslında içinizdeki bu şüpheyi susturmaya çalışıyorsunuz.
Zeynep, Zeyd ile evlendiğinde otuzların ortasında ve peygamberin halasının kızı. Yani peygamber onu ilk kez görmüyor. Tesettür ayetleri de bu anlatılan müthiş mantıklı olaydan sonra inmiştir zaten. Ama nedense hz. Muhammed önce onu zeyd ile kendisi evlendirmiş, sonra ilk kez görmüş gibi birden aşık olup boşatmış. Yav Müslüman olmana gerek yok, boş ver dini falan sosyal bir olay olarak değerlendir şunu.
(bkz: yüksek zeka)
Dinsiz ve ateistlerin islama saldırmak için siper aldıkları bir nokta. Oysaki iman edenler bilirler ki peygamberler allahın emri haricinde hiçbir iş yapamazlar. Kafirler kabul etse de etmese de Allah (c.c.) dilediğini yapar.

Herif dinsiz kalkmış peygamberi eleştiriyor..ya sen ateist dinsizin tekisin zaten kime konuşuyorsun??

Edit: yüksek zekaymış. Toprak Beynini kemirdiğinde, görürüm o öve öve bitiremediğin zekanı..
Zeyd'in karisiyla evlendikten sonra şaka gibi 3000 kisilik orduyla zeyd'i istanbulu fethi ye yani ölüme yollamıştır.
Tek cevap yok.

Hakaret, küfür...

Çünkü inanmak istemiyorlar.

Kendilerine çocukken anlatılmış masallarda bu gerçek yoktu.

internet çağı başlayana kadar bu gerçeklerden kimsenin haberi yoktu.

deve kuşu gibi kafalarını kuma gömenler dışında gençler uyanıyor.
olasılığı vardır.

(bkz: steal his girl)
Küfür etmek dısında müslümanların savunamadığı durum.
iftiradirrr.
kendi aşağılık düşüncelerini, kendi iğrenç anlatımıyla kusan yaratıklar gördüm. insan diyemeyeceğim.
Bana göre burada dul kadını koruma işi tamamen yalandır. her dul kadını peygamber korumaya kalksaydı etrafta kadın kalmazdı. muhammedin evlenmek istediği kişiyi kılıfına uydurarak onunla evlenmesinden ibarettir. milattan önce de olsa 21.yy da da olsa hoş karşılanmayacak durumdur.
buralar orospu evladı din karşıtı dolmuş. nerede bir kahpe var islam'a hakaretler yağdırmış. siz bir azınlıksınız, kör bağırsak gibi tükendiniz. allah beter etsin!
Tanrı insanı yönlendirecekken, anlatılan hikayede bariz bir şekilde insan tanrıyı yönlendirmiştir.
Peygamber bir şeyler yaşadıkça, amacında zorluklarla karşılaştıkça sürekli olarak işini kolaylayan ayetler inmiş. insanlara ise katı kurallar kalmıştır.

Ulan bu dünya harbiden peygamberin yüzü hürmetine yaratılmış he.
(bkz: bu konuda ben de kendisine kırgınım)
islam devletinin lideri olan peygamberimiz Zeyd ile zeynepi bizzat kendisi evlendirmiştir. isteseydi daha en baştan kendisi evlenirdi ve kimse buna hayır demezdi.

Peygamberimiz eski bir köle olan ve Azad edilip özgürlüğünü kazananların toplumda hala ikinci sınıf muamelesi görmesinin önüne geçmek için eski köle ile hürleri evlendirip eski köleleri hürler ile akraba yapmak ve onların statülerini eşitleştirmek istiyordu.

işe en yakınlarından başladı fakat bu evlilik yürümedi.

Ve o islam toplumunda boşanma hakkı erkektedir. Zeyd peygamberimiz defalarca kendisini boşanma isteğinden vazgeçirmiş eşini yanında tutmasını öğütlemiştir. Fakat Zeyd sonunda gene boşanmıştır. Hz Zeynep boşanmamamıştır. Zeyd onu boşamıştır. O dönemki toplumda erkek kadından boşanıyordu.

Zeynep ise ileri yaşında eski bir kölenin boşadığı kadın olarak kalmıştı. Zeyd ise orduda en yukarılardaydı. Aslında Zeyd iyi durumda iken Zeynep zor bir durumdaydı.

Peygamberimiz de bir insandı ve iyi birşey yapmak isterken sonucu kötü oldu. Zeyd ile zeynepi o evlendirmişti. Fakat 2000li yıllarda değil; Ms 600lü yıllarda bir kadın ileri yaşında dul kalmıştı. Nereden bakılırsa bakılsın hz Zeynep zor durumdaydı.

işte Allah'ın ayeti ile hem Zeynep birinin himayesine girerek toplumdaki yeri, maddi hayatı ve güvenliği sağlanmış oldu, hem peygamberimizin iyi niyetle olsa da sebep olduğu bu olumsuz durum bir nebze olsa toparladı, hem de evlatlık müessesi ile ilgili geleneklerden gelen yanlış uygulamaya Allah bariz bir kural getirdi.

Ortada zeydin terkettiği kadın ile Allahın emri sonrası evlenen biri var.
yapılan iğrençlikten çok, böyle bir iğlerçliği ölümüne savunan karaktersizler midesini bulandırıyor insanın.
işin komik kısmı karısını kaybeden bahtsız zeyd in sonra muhammed in emri ile şaka gibi 3000 kişilik ekible istanbulu almaya ölüme gönderilmesidir.

hem karısından hem canından olmuştur gariban.
yine kemoş beynin islam dinine saldırayım da nasıl olursa olsun iblisliğidir. efenim olay şöyle vuku bulmuştur...

Nebimizin Zeydin eski eşi Zeynep ile evliliği malum Ahzab Suresinde anlatılmaktadır. Kendi konteksti içerisinde sadece tek ayetle değil başka ayetlerle de bağlantılı olarak anlatılmaktadır. Sadece bu konuyla bağlantılı değil, çok müthiş mesajlar veren bir ayettir. Zeyd örneği tarihselci tezle Kurʼanʼı izah etmeye çalışan grupların en sık kullandığı hususlardan biridir. Aslında Zeyd ve Zeydʼin eski eşiyle nebimizin evlenmesi tarihselci tezi çökerten bir olaydır. Bu durumu şöyle ifade edebiliriz ki tarihselciler Kurʼanʼda günümüzde kabul edilemeyecek bir takım hususlar var (örn. Talak Suresi 65/4. Ayette geçen çocukların evlendirilmesi meselesi) bu hususlar olduğu gibi anlaşılmalı, farklı bir anlam yüklenmemelidir ama bunda da şunda da şaşılacak bir durum yoktur ki on dört asır önceki Arap toplumu böyleydi, Arap örfünde bunlar vardı. Dolayısıyla o gün için bunlar vardı çok şaşırmamak lazım derler. işte durum tam da bunun aksini göstermektedir. Örneğin bu Zeyd meselesinde Araplara göre evlatlık edinilen bir kişi, evlatlık edindiği kişinin oğlu kabul edilirdi. Arap örfüne göre nebimize Zeyd in babası, Zeyd e de Muhammedʼin oğlu nitelemesi yapılırdı. Fakat Kurʼanʼı Kerim bu örfü kabul etmedi. Reddetti, hayır o Muhammedʼin oğlu değil, bu sizin ağzınızla yaptığınız bir gevelemedir dedi. Diğer bir çok olayda olduğu gibi madem ki sizin örfünüzde böyle bir şey var, tamam biz de onu onaylıyoruz demedi. Tam tersine o Muhammedʼin oğlu değildir, Muhammedʼin hiçbir erişkin oğlu yoktur dedi ve bunu reddetti. ikincisi Arap örfüne göre evlatlık edinilen bir kişinin eski karısıyla evlenmek son derece büyük bir ayıptı. Ama Kurʼan böyle bir bağı kabul etmiyor. Çünkü o onun gerçek oğlu değil diyor. Biyolojik bir sıhriyet yok. Dolayısıyla sırf bu Arap örfünü yıkmak için Zeydʼin boşadığı eski karısıyla nebimizin evlenmesi emredilmiştir. Allah sadece bir ayet göndermekle kalmamış fiilen nebimize emrederek tatbik etmiştir. ilgili ayetlerle bu durum Allah ın bir emridir. Allahʼın emri olduğu için senin bunu yapmanda bir zorluk yoktur denmiştir. Dolayısıyla Zeyd evliliği bu bağlamda değerlendirilmelidir.
Zeydin eşi zeydin köle oluşuyla dalga geçiyordur.

Zeyd ile karisini evlendiren hz. Muhammed'dir. Aralarında şiddetli geçimsizlik ve statusel farklar vardır. Kadın zeydi beğenmez kisacası.

Evet hz. Muhammed'e hayranlık duymaktadır. Zaten yürümeyecek bir evliliktir onların evliliği. Hz. Muhammed'de zeydin hanımına gönül verir.

Fakat böyle bir evlilik tasvip edilemez elbette. Bence de hatalidır.

Not: deist gibi bir şeyim.
zeyd'in torunlari bugun eslerini badeletiyor seyhlere. yillar geciyor ama insanlar hep ayni.
Ulan yapıyorsun böyle bir ....., Bari yaratıcının adını ortak etme bu iğrençliğe.