bugün

sümerler zamanında yaşamış urfa doğumlu türk peygamber. hacer'den doğma ismail arapların; sare'den doğma ishak ise yahudilerin atasıdır. büyük adamdır, yolundayım.
Kabeyi
yeniden inşa edişiyle, Hz
Süleyman (as)'a ve Mimar
Sinan'a önderlik etmiştir.
bir brahman müridi. hintli. tasavvufun babası.
hindistan'dan gelip tüm mezopotamyaya peygamgerliği öğretmiştir.
ayrıca oğlunu kesmeye kalkmamıştır. kesmeye çalıştığı nefsidir, bir sufistin elinde nefsi evlat gibidir, can gibidir.

(bkz: mezopotamyada peygamberliğin ata sporu olması)
ibrahim'in ateşe atılması;

sıcaklığından ötürü kimse yanaşamadı. Ne kadar çalıştılarsa, onu ateşe atamadılar. Aciz kaldılar. Şeytan, ibrahim'in ateşe atılamadığını görünce, hemen, kendisini önemli bir kimse şekline soktu. Önemli bir insan havasında, Nemrut'un karşısına geçti.

Nemrut ona:
-Sen kimsin, ne kişisin? Diye sordu.

Şeytan:
-işittim ki, şu büyücü kimseyi, ateşe atmak istemiş, atamamışsınız. Sana, onu ateşe atmanın yolunu göstermeye geldim, dedi.

Nemrut:
-Yöntemin nedir, söyle bakalım! Dedi.

Şeytan:
-O'nu mancınıklarla atın! Diyerek Nemrut'a mancınığın yapılmasını öğretti.

Mancınık yapılınca, Nemrut emretti, ibrahim'i, zincirlerle bağlı olarak getirdiler. Mancınığa koyup, atmak istediler. Lâkin mancınıkla da atamadılar.

Tekrar aciz kalınca, yine Şeytan işe karıştı ve şöyle dedi:
-Bir erkekle bir kız kardeş, burada çiftleşmeli ki, bunu ateşe atabilesiniz!

Nemrut onun dediği gibi biri kız, biri erkek iki kardeş buldurttu. Açıkta çiftleştirdi.
ibrahim, sonra mancınığın içine konuldu ve ateşe atıldı. ibrahim mancınıktan fırlatılınca, havada ateşe doğru ilerlemeye başladı.

Allah(c.c), Cebrail'e emretti:
-Yetiş! ibrahim havadayken tut!

Ona: "Ben Cebrail'im de! Benim yapabileceğim bir dileğin var mı? Diye sor", dedi.
Cebrail, hemen o anda, ibrahim'e yetişti:
-Ey ibrahim! dedi. Ben Cebrail'im! Allah(c.c.)'nün emriyle sana geldim. Benden ne dilersen dile!

ibrahim:
-Benim dileğim, Allah(c.c.)'na dır, sana değildir. Ben O'nun kölesiyim! Ateşte O'nundur! Nasıl dilerse öyle yapsın! Dedi.

ibrahim, Allah'tan başka kimseden yardım dilemeyerek:
-Ben sadece Allah'tan yardım isterim dediği için Allah(c.c.), ona, "Halilim" (dostum)dedi ve adı "Halilullah"(Allah'ın dostu) oldu.
Allah(c.c.), o zaman ateşe şöyle emretti:
"Biz söyledik: 'Ey ateş, ibrahim'in üzerine soğuk ve selâmet ol!'"
[ENBiYA(21)/69]
Ve ibrahim, ateşin ortasına düşünce, ateş dört yana çekildi. Ateşin ortasında bir yer açıldı. Güzel bir pınar çıktı. Çevresi yeşillendi. O da geldi, pınarın yanına oturdu. Ayağındaki zincir bağları çözüldü.

Nemrut, yüksek bir saray yaptırmıştı. O sarayın üstüne, ağaçtan yüksek bir sedir yapılmasını emretti. O yüksek yere çıkarak, ateşi görmek istedi.

Hem de şöyle dedi: -ibrahim'in ateş içindeki halini göreyim! Acaba yanıp kavruldu mu?

Nemrut, ateşin içine baktı. Ateş ortasında, pınarı ve yeşilliği gördü. ibrahim'de, sağ olarak pınarın yanında oturuyordu. Nemrut, bu hal karşısında şaşırdı, kaldı.

-Ey ibrahim! Diye bağırdı.
ibrahim'de:
- Ey Allanın düşmanı! Ne diyorsun? Diye cevap verdi.

Nemrut: Bu ateşi senin için kim böyle yaptı? Diye sordu.
O da:
-Ateşi Yaratan! Dedi.
Nemrut:
-O Yaratanın hakkı için ateşin içinden dışarı çık. Seni göreyim! Dedi.

ibrahim kalktı. Ateşin içinde yürüdü. Nereye
ayakbastıysa, o yerdeki ateş sönüyor, orası çimenlik oluyordu. Bu suretle ibrahim, dışarı çıktı, durdu.
Nemrut:
-Ey ibrahim! Sana ne söyleyeyim! Senin yüce bir Rabbin varmış. Şimdi dileğim, senin Rabbine konukluk etmektir! Dedi.
ibrahim:
-Benim Rabbimin konukluğa ihtiyacı yoktur. Dedi.
Nemrut:
-Ben onu konuklasam gerek! Dedi. Bin at, bin deve, koyun, sığır ve kuşları; yani sultanları konuklamaya yarar şeyleri getirdiler. Hepsini, ibrahim'in Rabbine karşı kurban ettiler. Ancak Allah(c.c.), hiç birisini kabul etmedi.

Nemrut, kurbanın kabul edilmediğini anlayınca, ibrahim karşısında mahcup oldu. Bu utançla, ibrahim'in yüzüne bakamadı. Üç gün sarayına kapandı. Nemrut, halkın kendisinden yüz çevirmesinden korktuğu için sabırsızlandı. Saraydan dışarı çıktı, hemen adamlarını, dört bir yana mektuplar yazarak yolladı:
-Çabucak ordular gönderin! Tamamen silahlansınlar. Gök Tanrısı ile savaş etsem gerek! Dedi.

Yüz bine yakın talimli asker, Nemrut'un önünde toplandı.
Sonra Melek, Nemrut'un yanına varıp:
-Ey zavallı, senin gibi bir biçareye asker ne gerek! Yüce Allah, yarattığı en küçük bir kuluna emrederse, seni de, askerini de yok eder!" Dedi. Yüzünü göğe yöneltti:
-Yarabbi, Sen, bu tağutun neler söylediğini bilirsin. Bunun helakini, sana havale ediyorum!" Dedi.
Yüce Allah, yaratıklarının en zayıfı olan sivrisinek ordusuna emretti. Akın akın geldiler. Nemrut ordusundaki askerin, yüzlerine, gözlerine üşüştüler. Sivrisineğin çokluğundan, askerler, birbirlerini görmezlerdi. Her adamı ve atını ısırdığında, acısı dayanılmaz olurdu. Bu acıyla, hayvanlar şaha kalkar, canının acısından, askerleri yerlere fırlatırdı. Böylece, bu zalim ordu, perişan oldu.

Nemrut, yapayalnız kaldı. Kaçıp, sarayına girdi. Kapıları sağlamca kapattı. O beladan kurtuldum sandı. Fakat Yüce Allah(c.c.), sineklerin en zayıfına emretti. Öyle ki bir gözü kör, bir ayağı topaldı. Baca deliğinden içeri girmiş, Nemrut'un dizi üstüne konmuştu. O, onu tutup öldürmek istedi. Sinek uçtu, yüzüne kondu. O da onu, yüzünden kovmak istedi. Sinek yine uçtu, onun burnunun içine girdi. Oradan beyninin içine kadar yürüdü. Azar azar beynini kemirmeğe başladı.

Nemrut iki eliyle yüzüne, gözüne vuruyor, acısını bir parça dindirmek istiyordu. Sinek, ona, o kadar işkence ediyordu ki, ne zaman başını sallasa, sineğin kemirişi diniyordu. O da, o zaman rahat ediyordu. Eğer başına, bir şeylerle vurmazlarsa, sineğin beynini yemesi yine devam ediyordu. O zaman, Nemrut'un feryadı göklere çıkıyordu.

Sonunda, başına vuracak bir görevli gerekti. Tokmaklar hazırlandı. Nemrut'un yakınlarından, nöbetle onun başına vuracak kişiler görevlendirildi. Nemrut, hafif vurandan darılır, kuvvetli vurandan memnun olurdu. işte kendisini "tanrılaştıran" ve kendi çağının en büyük krallığının başındaki zalimin akıbeti!

Okuyup Zaman Ayırdıgınız için tşk ler, sayg;

not: çok saygılı yazar arkadaşlar umarız ileri geri yorum yapmazlar. inanmayanlar inananlara saygı göstermelidir.
bir türk kavmi olan sümerlerin dinsiz kralı nemruttan kaçıp bugünki arabistana kaçan ve hz muhammedin dedesi olan peygamberdir.
türk olduğu öne sürülse de değildir.
türk olma ihtimali oldukça yüksektir. trolleme değil lan bi okuyun.

hz.ibrahim anadolu dan orta doğuya gelmiştir, bu bilinen bir gerçek. onun döneminde anadoluda olan ülke hitit devletidir. yani hz.ibrahim hitit devleti vatandaşıdır.

bugün hitit devletinin kurucularının orta asyadan ilk göçü başlatan iskit türklerinin yani sakaların torunları oldukları bilinmektedir.

hz.ibrahim yüksek ihtimalle iskit türklerinin torunlarındandır.

edit : işkembe-i kübradan sallamıyoruz kardeşim, tarihi durumu böyle hz.ibrahimin.
hesabi cehenneme kalmis müslümanların dört gözle ziyaret bekleyeceği peygamber. cehennem ne kotu yerdir!
hindu tanrı brahma ile benzerlikleri tespit edilen, bu nedenle hintli ve çoktanrıcı aryan kültüründe tektanrıcılığı seçen bir rahip olduğu düşünülen tarihi kişi. kimi iddialara göre ise aslında ibrahim/abraham diye biri yaşamamıştır. hint tanrılarına atfedilen efsaneler ile a-brahmların (brahm olmayan tek tanrıcılar) yaşadıkları harmanlanmış ve anlatılagelmiştir.
iki büyük meleği de reddederek allah ile arasına kimseyi sokmak istemeyen, çocuğunu kesebilecek kadar allah'a bağlı, ateşlerde yanacak kadar rab'bine güvenen dost kişisi. hepimizin dostudur selam olsun ona. mancınık hazırlanıp ibrahim'i üzerine yerleştirdiklerinde cebrail yanına iner ve "söyle ne istersin ya ibrahim?" der. "bir şey istemem" der ibrahim; "sen git, allah bilir benim ne istediğimi".
tevhid dininin ilk tebliğcisi.
Mahşerde görmek istediğimiz yüce peygamberdir. Rabbine olan kulluğu ile güzel vasıflara sahip bir insandır.
en büyük filozoflardan birisidir.
ibrahimi yani tek tanrılı dinlerin yaratıcısıdır...
yahudiliğin hristianlığın müslümanığın kökü bu adamın aklına kadar uzanmaktadır.

Cennet inancıyla ilgili ilk yazılı kaynak milattan önce 2000'lere ait Sümer literatürüdür. Çivi yazılı bu kaynaklarda cennet, Dilmun denilen ve güneşin doğduğu yere doğru uzandığına inanılan bir adadır ki "mutlu insanlar ülkesi, ölümsüzler ülkesi, hayat ülkesi" diye nitelendirmiştir. Ölülerin dirileceğine, muhakeme sonunda kötülerin Çinvat Köprüsü'nden geçerken erimiş madenlerin arasına düşeceğine inanan eski iranlılar iyiler için Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının kaynaklarının bulunduğu doğuda bir yerden söz ederler.

ilk tek tanrılı din museviliğin ilk peygamberi hz ibrahim bir sümerlidir.

milattan önce 2000-1500 yıllarında, sumer*’in başkenti ur şehrinde (şimdiki lübnan) ticaretle uğraşan zengin bir adam iken ailesi ve ticaret kolonisiyle israil-filistin taraflarina (kenan ülkesi de derler) göçen ve sumer’den gelen temelle yahudiliği burada başlatan kişi.
çok yönlü bir sumer kültürü ve inancıyla yola çıkan ibrahim çoğu (ya da her) sumerli gibi çok tanrıya inanmakta iken gittiği diyarlarda inançlarında ortaya çıkan değişiklikle (ki nasıl çıktığı konusunda değişik yorumlar mevcut) tek tanrılı inanışa geçmiş, zenginliği ve gücü yardımıyla çevresindeki herkesin bu dine -yahudilik- inancını sağlamıştır. yahudilerin ve daha sonra ortaya çıkan hristiyanların da atası kabul edilen, kuran'da da hz muhammed'in vahiy gelmeden önce iman ettiği söylenen ibrahim belki de üç kutsal kitapta*** görülen sumer etkisinin en temel sebeplerindendir.

ayrıca bir çok peygamberde hz ibrahimin soyundan gelmiştir.

şöyle bir ültimatom olabilir mi çivi yazılarında okuduğu cennet cehennem inancı ile birçok tanrı ve putpereslik yerine tek tanrılı bir inancı üretmiş olan ibrahim ve onun soyundan gelenlerin (peygamberlerin )sürdürdüğü ve geliştirdiği bu gelenek dine dönüştürülmüş olabilir mi ?

bunu bulundukları topluma refah ve adalet sağlamak için yapmış olmaları doğrudur.

ama insanoğlunun gelişimi göz önüne alındığında bir daha peygaber yani dini geliştirip bir sonraki evreye taşıyacak bir bireyin çıkmamasının sebebi insanoğlunun iletişimi kanıtsal gelişimi ve böyle girişimlerin başarısızlıkla sonuçlandığı ve sonuçlanacağı gerçeğinden olabilir mi ?
Selam üzerine olsun. Tarihteki en büyük filozoflardandır.
Kendisine oğlunu kurban etmesi asla emredilmemiştir.

Edit:https://m.youtube.com/watch?v=d0dmmJauSu8
görsel
ensestçi olduğunu iddia edenler, günümüz dünyasında "enseste saygı duymalıyız" diyenlerdir. ikiyüzlülükleriyle "çamur at izi kalsın" mantığına sahip olan bu dümbükleri kaile almayınız. onlar bir şey bilse de doğruyu konuşmazlar.
Peygamberimizin dininden olan ve peygamberimizin onun soyundan geldiği, ateşin onu yakmadığı peygamberdir.
göt lalesi *
Tespitin yanlistir. ibrahim as hem arap hem ibranilerin atasidir. iki oglundan biri ismail araplari diger oglu ishak ibranilerin dedesidir.
Brahman rahibi diyolar.
ateşin yakamadığı aşık.
halilürrahmandır.

müslümanlar, ibrahimi milletlerdir. atamızdır.

akıl ile allah c.c.'nün bulanabilineceğinin somut kanıtıdır. metaya tapanların ahmaklığını yüzlerine tokat gibi vuran nebidir.
(bkz: ibrahim tatlıses)

(bkz: imparator)