bugün

bize dünyanın 4 bir tarafına kan kusturan iran emperyalizmini öğreten ve bununla işbirliği yapan lider.
daha önce emperyalizmin ne olduğunu öğrenmekte fayda olduğu görülüyor kimilerinde. fazla kuramsal yazmak istiyorum ama amparyalizm gibi bir kavramın ne olduğunu da öğrenmek isterim açıkçası.

emperyalizmin başlıca özelliği kapitalizme içkin bir kavram olmasıdır. yani emperyalizm özel olarak kapitalizmin bir uygulanış biçimidir, bir sermaye hareketi ve kapitalizmin özel olarak dünya sistemi haline gelmesidir. belli başlı kapitalist merkezlerle onlara bağlı pazarların hiyerarşik bir sıraya bağlanması, finans kapitalin yüksek oranlı bir biçimde hareket alanı bulmasıdır. finans kapital emperyalist merkezlerden alınmasıdır. bir burjuva iktisatçı olan hobson'a göre emperyalizmin kökeni kapitalizmin kendisi ve bir dünya sistemi haline gelmesidir. aynı hobson kaynak olarak finans kapitali göstermektedir. işin ilginci bir burjuva iktisatçı olan hobson bunun kapitalizme karşı ciddi bir alan açıcı olduğunu görememişti. devamında ise emperyalizmin gerçek kavramının militarize edilmiş bir kapitalist merkezin temel siyaseti olduğunu görüyoruz. yani kendi sermayesini üretirken bir yandan da fazla ürünleri ihraç eden, finans köpüklerini aktaran, gümrükleri düzenleyen bunun yanında ise dünyanın her yerinde bir çıkarı bulunan ve el atan bir sistem anlamına gelir emperyalizm. başat emperyalist güçlerin çıkarları ile diğer çevre kapitalist ülkelerin kendi çıkarları arasındaki çelişkilerin emperyalist sistemin zayıf karnını da oluşturmaktadır.

buna bağlı olarak anti emperyalist bir politikacının ya da emperyalizme karşı bir politika izleyenlerin bu çatlakları iyi değerlendirmesi ve birbirini çözen çevre-merkez paradigmasına tutunması gerekmektedir. elbette bunlardan büyük sonuçlar çıkarılamaz. her iki kutba yedeklenmemek ideolojik önderlikle olacaktır. bu ise şimdilik chavez'de yoktur, ama mücadelenin yönü chavez'i nereye çeker bilmez. ama tek bildiğimiz şey piyasa faşistlerinin diktatör olmakla suçladıkları pek çok ülkenin liderinin emperyalizmde çatlaklar açtığını görüyoruz. onların diktatörlüklerin ne kadar kanlı olduğunu herkes biliyor ama kendi yüzlerine dahi bunu söylemiyorlar.
konu iyice hugo chavez'den sapsa da, emperyalizm karşısında duyduklarıyla korkunç bir yalnızlığa doğru ilerlediklerini görmek açıkçası güldürüyor bizi. konu nerelerden nerelere geldi değil mi? hadi şimdi de sovyet emperyalizmini dilimize dolayalım, çin'in baskılarını anlatalım. ortaya karışık bir salataya benziyor. bir tarafta reel sosyalizmin, diğer tarafta ne idüğü belirsiz bir piyasa canavarı. ama ikisini de sonuçta kp'ler yönettiğine göre ikisi de "kominist bir devletti." tabi buradaki ironiyi anlayamacaklar için açıklamakta fayda var: zamanında ciddi bir entelektüel boşlukta bulunan ülkücü hareket karşılarındaki düşmana kominist diyerek aşağılamaya çalışırlardı. bu genelde entellektüel boşluktan öte gelmekteydi. aynı şekilde günümüzün entellektüel geçinen özgürlükçülerinin içinde yaşadıkları ortamın entelektüel geriliği kabalaştırırsak aynı bu duruma benzemektedir.

emperyalizm olgusunu dahi kendi iktisatçılarından öğrenemeyen ve emperyalizm eşittir yayılmacılık olarak algılayanlara bir not: feodalizmin ardından gelen tüm üretim biçimleri politik, askeri, ekonomik ve ideolojik açıdan yayılmacıdır. asıl sıkıntı yayılmacılığın kimi örneklerinde(emperyalizm buna örnek teşkil eder) kaynak aktaramı ve parazit özellik taşımasıdır.

tarih bilgisinin 2. düzeyinde olmasını bir yere kadar anlarız. ne yazık ki iktisat konusunda ahkam kesenlerin ne iktisattan ne de siyasetten anlamalarıdır. en azından birikim dergisi gibi kimi özgürlükçü çevrelerin teorik bilgilerinden şüphe duymuyorduk geçmişte, ne yazık ki şimdi bu tüm bu çevrelerin dahi nasıl entelektüel boşluk içinde olduğunu görmek bizi şaşırtmıyor. sadece şunu öğreniyoruz: türkiye'deki aydının neden entellektüel seviyesinde kalıp entelijansiya boyutuna geçemediğini yukarıdaki kaba örneklerde ispatlamaktadır. yeni dünya masallarıyla tatlı rüyalar dileriz size sam amca'nın çiftliğinde.
polemiğin o kısırlaştırıcı etkisinin tekrar ortaya çıkması gayet normal bir durum. işte bir kez daha karşı karşıyayız. peki bu durumda ne yapmak lazım? hakaret olduğu iddiasını nasıl yanıtlayacağız? sanırım bunun tek ölçütü kendi vicdanlarımızdır. okuyalım, tartalım ve sonra tekrar dönüp bakalım. hakaretin tanımı nedir onu görelim ondan sonra hakaretin olup olmadığını tartışalım. ama bütün kavramları sıralarken altını iyi doldurmayı, teorik etkileri zayıf ama çamur at izi kalsın mantığıyla hareket edince bunda da aynı pozisyon almaları pek mümkün görünüyor. neyse onlar hakaret olduğunu var sanmaya devam edebilirler, anlatılanlar sadece senin hikayen. hepsi bu, kızmamak gerekiyor bir noktadan sonra. ama "ben teorik derinlikle ilgilenmem" diyorsan ve çamur atmaya devam ediyorsan varsın istediğiniz gibi olsun: chavez bir faşisttir!
zannedildiği gibi anti-semitik değil, siyonist yapılanma karşıtıdır. bolivarcı olduğunu söyler. sosyalist yanlar taşır. kısacası türkiye'deki birçok sosyalist gibidir. yani eneternasyonalizm derdinden çok vatansever yanlar taşır.
kimsenin cesaret edemediklerini yapmıştır aynı zamanda. bir miting sırasında dolar yiyerek amerikaya atfen "sizi de birgün böyle yiyeceğiz." diyerek, kruşçev'in kola içmesinden katbekat sosyaliste yaraşır bir eylemde bulunmuştur.
--alıntı--
Venezuella Başkanı Chavez, özel bankaları devletleştiren ABD'yi ve başkanıyla alay etti

"yoldaş bush bankaları devletleştiriyor"

--alıntı--
ispanyolca bush'a sen bir eşeksin dedikten sonra bir de senin anlayacağın şekilde söyleyeyim bush
you are a donkey demesiyle olayı koparan şahıs helal sana bolivar'ın çocukları ileriiii
iktidarı sırasında gerçekleşenler aşağıdaki rakamlardan takip edilebilir.
* Aşırı yoksulluk: yüzde 20,3'ten, yüzde 9,4'e düştü.

* Genel yoksulluk: yüzde 50,4'ten yüzde 33,07'e düştü.

* Zengin ile yoksul arasındaki fark: yüzde 28,1den yüzde 18'e düştü.

* Çocuk ölüm oranı: Yüzde 21,4'ten yüzde 13,9'a düştü.

* Asgari ücret: 100 bin Bolivardan 614 bin 790 Bolivar'a (154 dolardan 286 dolara) yükseldi. Bu Latin Amerika ülkeleri arasında en yüksek rakamdır. (Ayrıca 2 milyon 58 bin 373 özel ve kamu işçilerine verilen yardım sepeti bilet ve diğer yardımlar).

* Eğitim: Yüzde 3,38'den yüzde 5,43'e yükseldi (GSYIH'ye göre Sosyal yatırım).

* Anaokulu eğitimi: Yüzde 44,7'den yüzde 60,6'ya yükseldi.

* Orta ve çeşitli dallarda eğitim: Yüzde 27'3'ten yüzde 41'e yükseldi.

* Yüksek öğrenim: Yüzde 21,8'den yüzde 30,2'ye yükseldi.

* Okulda beslenen kişi sayısı: 252 bin 284'ten bir milyon 815 bin 977 kişiye çıktı.

* internet ulaşımı: 680 binden 4 milyon 142 bin 68 kişiye ulaştı.

* Sağlık: Yüzde 1.36'dan yüzde 2.25'e yükseldi (GSYIH'den ayrılan pay).

* içilebilir suya erişim: Yüzde 80'den yüzde 92'ye

* Kanalizasyon: Yüzde 62'den yüzde 82'ye

http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=20702
(bkz: hugo sanchez)*
eşine benzerine az rastlanır, amerika'ya kafa tutan, abd eski başkanı bush için içimizden geçenleri birebir ifade eden venezuella lideri. en azından bizim ki gibi bush yalakası değil. bizde iktidara kim gelirse, birden bire abd yalakası oluyor.
ülke içi politikalarını pek beğenmesem de amerika ya karşı duruşunu sonuna kadar desteklediğim devlet adamı.
Venezuela' nın ABD karşıtı ünlü devlet başkanı.
son of a bush teriminin isim babası cengaver lider.
venezuela'yı yaşanılır bir ülke haline getirmiş, bolivar'cı lider.
ülke televizyonunda her pazar hugo chavez show adlı bir program yapan, çözemediğim şahıs.
dün gece ntv'de yayınlanan amerikan yapımı bir belgeselde kötülenen venezuella başkanı. faşizm ile komünizm karışımı bir tarzı var. halkla zirveye gelmiş bir adam. darbe meraklısı olsa da darbe ona karşı yapılmış fakat ertesi gün halkın sokakalara dökülüp darbecileri esir almasıyla amerikanın elinden kurtulmuş başkandır.

bizdeki ulusa terslenişten farklı olarak alo başkan adlı bir program hazırlıyor devlet kanalında. telefonla ona ulaşıyor derdi olan ve o da doğrudan bakana-müsteşara soruyor neden böyle bir durum meydan geldi diye. yolsuzluk olması imkansız bu şekilde.
dün bir anektod hakkaten beni etkiledi. sanırım bir tarım arazisi ekilmemiş chavez de bağırıyor bakana,yerel amirlere "siz nerdesiniz neden böyle bir durum meydana geldi illa bana mı ulaşması lazım halkın , illa ben mi ilgileneceğim" diye.bizde köylerde hekrarlarca arazi parasızlıktan ve gelir azlığı yüzünden ekilmiyor. venezuella daki toprak reformuna göre tarım arazilerini boş bırakmak yasalara göre suç!
evet çok sert, ama halkına değil kabinesine, bürokrasisine karşı sert, onu yalanlarla eleştirenlere karşı sert.
gazetelerdeki kaynak kıçım haberlerine karşı bayağı sert bir tavırla karşı çıkışını basın susuturuluyor diye yansıtmış. bizdeki gazeteci kovdurmaları, basına dava açmaları belgesel yapmaz niyeyse o amerikan kanalı msnbc.
öncelikle, (bkz: chavez in israil buyukelcisini sinir disi etmesi)

taksim elmadağ'da poster satan işportacıların resmini ne zaman basacaklarını merak ettiğim delikanlıdır kendisi.
Gazze harekatını protesto etmek için ülkesindeki israil büyükelçisi ile elçilik personelinin bir kısmını sınır dışı edeceği iddia edilen devlet başkanı.
Bir kısım tatlı su liboşun hiç hazzetmediği devlet başkanı. onlar böyle amerika' ya yalaka olan ne bilim avrupa birliği' ne domalmış devlet adamlarını ve hükümetlerini çok severler. ne diyim, iyi domalmalar!
israil'i protesto etmek için ülkesindeki elçiyi ve elçilik personelini sınır dışı etmiş, müslümanlık gibi bütün dinlerin ne kadar gereksiz olduğunu, aslolanın insanlık ve vicdan olduğunu bize gösteren büyük ve onurlu bir adam.

bizde bundan iç politika malzemesi yaparak gürleyen, hırlayan ağzı salyalı hırsızlar varken, adam yapılması gerekeni yaparak taşı gediğine koydu.

http://www.haberturk.com/...cat=180&dt=2009/01/07
ABD büyükelçisinden sonra, israil büyükelçisini de sınır dışı eden venezuella lideri. Katilleri topraklarında barındırmak istemeyenlerin yapması gerekeni yapan kişidir.
göstermelik te olsa birşeyler yapan, en azından dut yemiş bülbül gibi sus pus oturmayan devlet başkanı.
bir süre cezaevinde kalmış olması, hararetli hitabet yeteneği, cezaevinden çıkıp başkan olması, başkan olduktan sonra ordu ile gerilen ilişkileri ve darbe dedikoduları, sürekli artan oy oranı, gündelik kararları, son dönemlerde halka yönelik yardımları ile ister istemez birilerini çağrıştıran devlet adamı...
(bkz: baba adam)*
israil büyükelçisini sınırdışı ederek nasıl harika bir lider olduğunu tekrar göstermiştir.

odun kömür dağıtıp gemicikler almakla lider olunmadığını biliyorduk zaten. bazı tipler kendisinden ders almalı.

insan olmuştur kendisi.

en azından aynaya bakabildiğini tahmin etmekteyim.