bugün

(bkz: hay layf)
(bkz: su tabancası)
(bkz: amele)
(bkz: böcek)
çıktığı sene* dünyanın en iyi oyunu seçilen hala daha oynanabilen güzel oyun.
single player modu çok güzeldi.
ve sonra valve half-life 2'yi yarattı.
çıktığı sene bitirmek için 1 hafta uğraştığımız ama geçenler izlediğim videoda bazı bebelerin 45 dk da bitirdiğini görünce içimi cız eden oyun..

http://www.youtube.com/watch?v=UFelTUHYhvI
black mesa 2 adıyla hl2 motoruyla tekrar yapılan oyun.
çokoyunculusunda birçok manyaklık yapılabilinen oyun. bu manyaklıklardan birisi-kendi buluşumdur-, intihar saldırısıdır. el bombası alınır hemen pimi çekilir ama bırakılmaz. sonra düşmanın dibine gelince bırakıldığında düşman da siz de ölürsünüz. eğer zırhınız varsa ölmeyebilirsiniz de.
counter strike çıktı half life devri kapandı. grupça saldırmak daha zevkli oluyor bence de.
bazı insanların haylayf şeklinde telaffuz edip bisküvi muamelesi yaptığı oyun.
geleneksel fps anlayışını, ki kendisi hareket eden herşeyi vurma ve anahtar aramak üzerine kuruludur- kökünden değiştiren, eğlendirdiği kadar düşündüren ve monitör başında 3,5 attıran atmosferiyle mükemmel bir oyundur.devam oyunları da kendine yakışan kalitededir.
nostalji amaçlı tekrar yükleyip az önce bitirdiğim oyun. elin oğlu yarım saatte bitiriyormuş, aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum o da bir sanatçı aslında. single player half life oynarken çok garip bir ruh haline bürünüyor insan. oyunun atmosfer konusundaki başarısını bugünlerde bile yakalayabilen çok az oyun olsa gerek.
Daha 10 yaşındayken tanıştığım ve o zamanlar oynarken acayip korkardım hele ki o zombi yok mu altıma ediyordum resmen. Ama çok severim CS'yi de bunun gibi 7 yıldır oynuyorum ancak artık eskisi gibi oynamıyorum.

(bkz: Counter-Strike)
(bkz: nerde o eski günler)
(bkz: Seni çok özledim)
(bkz: gordon freeman)
(bkz: gordon freeman ın iç dünyası)
(bkz: hev suit)

hatta;

(bkz: half life in 60 seconds)
(bkz: efsaneler ölmez şekil değiştirir) ** *
sayısız ödül almış, ardından çıkan modları ile profesyonel oyunculuk kavramının önünü açmış, 1998 yılına kadar karşına gelen pikselleri vurmaktan ibaret fps tarzı oyun anlayışını kökten değiştirmiş efsane oyun.
multi-playeri tadından yenmeyen oyun.zaten o g-man denilen hıyara oldum olası gıcık kapıyorum.
(bkz: g-man)
Ah ah çocukken oynarken altıma ederdim ama yaş itibariyle artık hiç korkmuyorum. Half-life o yaşlarımda korkutucu geldiğinden(grafik sinema gibi geliyodu valla o biçim geliyodu o zamanlarda...) Counter-Strike a geçiş yapmak zorunda kalmıştım.
opposing force isimli bir ek paketi olan oyundur aynı zamanda.opposing force' un multiplayer' ı daha zevkli idi kanımca çünkü mükemmel bir kanas oyuna girmişti.bu paket ile yeni karakterler ve yeni silahlar oyuna girmiştir
Lazer ile sürekli duvarlarından arkadasından ateş etip sağa sola uçtuğum ve oyunu yeni başlayanları bu sayede "Ana nasıl oynuyor la, Hile var quitleyin" dedirttiğim en iyi multi player oyun...
" eğer uslu bir black-mesa çalışanı olursanız g-man'ı görebilirsiniz " sözünü benimsemiş ep3 ü çıkacak olan esfanevi oyun.
zamanında yüzünden internette yer bulamadığımız oyun.Ulan ne oynardık be.eski günlerim aklıma geldi şimdi.

Paramız olmazdı yarım saatliğine arkadaşla beraber beşer adam öldüre öldüre oynardık.

Hey gidi günler hey!
Bir atomun parçalanarak enerji açığa çıkarmasıve kütlesel olarak tam olarak yarıya düşme süresine verilen isimdir. Aynı sebepten dolayı radyo aktif atomlar hiç bitmez.
fps alanında çığır açan oyun. hala oynamayıp f.e.a.r ı en iyi fps sanan insanlar çoktur.
20. yüzyılın en iyisi sayılan oyundur. 10 sene geçmesine ramen, halen oyuncu kitlesi yüksektir.
hayatımın büyük bir bölümüne tecavüz eden oyundur. birde hala online oynanan bir modifikasyonu ve geniş bir kitlesi vardır "adrenaline gamer" diye hitap eder insanlar ona. oynamak ve bilgi almak isteyen arkadaşlar için http://playag.com
çok oynadığında otobüste giderken yan otobüste size bakan hayali bir g man görmenize neden olacak oyun. single player' i harika ama multiplayer oynanacaksa tabi ki counter strike.
ülkemizde herkesin en iyi oynadığı oyundur. tabii aynı zamanda bunların %95'inin sıfıra karşı yenildiği oyundur. neler görmedik ki? bulduğu ilk crossbow'un üstüne çöküp bir daha kalkmayan mı dersiniz, bazukayı aldığı gibi burun buruna sıkan mı dersiniz, kumandalı bombayı atıp saatlerce bekleyen mi dersiniz, yarım saat arkasından levyeyle koştuğumuz halde dönüp bakmayan mı dersiniz, yenilince "şifre" diyen mi dersiniz, her bok vardı. hâlâ da var maalesef. kendini geliştirmekten ziyade bahane bulmaya yöneliyor insanımız nedense, anlamış değilim niye böyle yapıyorlar.