bugün

tuzludur..
sunay akının bir şiiri:

Ödünsüz bir sobanın
yanında titreyen
çocuğu görse yağmur
gözyaşlarını odaya
tavanarasındaki delikten
usulca bırakır
almancasi die träne,
italyancasi la crima,
ingilizcesi tear,
fr. la larme
belki bir küçük tuzlu su damlası belki bedende birikmiş dağlar kadar acının içine sığdığı bir tanecik belki de kendini insan vücuduna sığdıramayan mutluluk patlamasının en anlamlı temsilcisi.

nerden bakılırsa bakılsın değerlidir gözyaşı. hiçbir neden yokken akıtılmış da olsa, acıdan kederden hüngür hüngür bir şekilde süzülmüşse de ya da sevinçten oluşup karşındaki kişiye sarıldığın sırada o kişinin omuzuna bir ıslaklık olarak bırakılmış olsada. hatta timsah gözyaşları diye sıfatlandırılmış bile olsa vardır bir anlamı onların. yanaktan süzülüp dudağın kenarından diline verdiği tuzlu su tadı önemlidir insan için. hele ki bu tadı biri için tadmışsan ne mutludur işte hem ağlayana hem ağlanana.

bazen gözde birikir birikir de bir türlü bırakamaz kendini aşağıya. korkar süzülüp yok olmaktan... o biriktikçe gözlerin içi parlar, bakışlar anlamlaşır ama görünenler bulanır. yanaktan süzülürken verdiği iz bile ayrı güzel gelir karşıdakine. hatta uzanıp onu silmek mutlu eder aynı anda iki insanı.

sözüm ona tutmamak gerekir içinde. içinden salıvermeli göz bebeğinin yanına yoldaş olarak. ama orda da tutulmalı süzülmesine izin verilmeli yanaklardan dudaklara doğru. ondan sonra bir el beklenmeli onu silecek ya da bir omuz. baktın hiçbiri gelmiyor yastığın da mı yok be insan evladı? boşver aksın yattığın yere. zaten öyle yapmıyor muyuz çoğu zaman?
duyguların kalbi sıkıştırmayı bırakmasını sağlayan, hıçkırıklarla döküldüğünde inanılmaz bir ferahlık veren duygu boşalımı.
sozler gıbı yerınde durmayı bılmeyen ve her engel olmaya calıştıgında senı yenmeyı basarıp yanaklardan suzulen duygu yuklu kahbe damlacıklar.
insanın en hüzünlü anında yüzünden akan bir damladır, yüzü okşayan bir ıslaklıktır.
tanrının lutfettiği nurudur ki, asil bir ağlayış ve güçlü durabilmek uğruna ağladığımız şeyden daha değerlidir.
göz kuruluğu olanların akıtamadığı ılık sıvı.

ayrıca alakasız olarak (bkz: tears on my pillow).
duyguların dışarıya akışıdır. insanın hem içini hem de tuzu sayesinde tenini yakar.
çoğunlukla gidenin ardından süzülürler yanaklarımızdan hayamızdan çıkıp gidenlere üzülürler.
bazen çıkamazlar dışarı, belli etmek ve göstermek istemezler kendilerini, bazense başka ellerce silinmek isterler, durdurulmak istercesine akarlar aşağıya.
aslında gözleri temizlemek için olduğu söylenir; ama eğer düşünürsek ki "gözler kalbin aynasıdır" o zaman gözyaşlarımız bir nevi de kalbimizi temizlemektedirler-ki gerçekte de böyle olmaktadır, duygular boşalır, rahatlanır...
"Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
Dudaklarına sızınca fark edersin.
içindeki vurgun aşklar mezarlığında,
Ayrılık, ölümden üste yazılınca,
Gideni durdurmaya yetişmez sesin..." böyle söyler bir şiirinde Yusuf Hayaloğlu
kalbin kan damlasi.
sevincinde,hüznünde ortak sonucu.
Vicdanın,kalbin hassasiyetinin ispatıdır. Akmalıdır, ruhu dinlendirir,göz kanallarını temizler, vicdanı olmayan ağlamaz, ağlayamaz.
herşeye rağmen kabulleniş.umudun terkedişine, el sallamaktır belkıde.
sürekli ağlayınca bile bitmeyen şeymiş. ben bugün bunu gördüm.
sadece kişiden kişiye değil durumdan duruma da değişkenlik gösteren olay. şöyle ki; soğan doğrarken gözden akan yaş ile ağlarken gözden akan yaş arasında moleküler ve yapısal olarak farklılık vardır.
sabahın karanlığında kalkılıp yollara düşülmüş, sıcak yatak hala sırtta hissedilirken otobüslerle boğuluşmuş işe gelinmiş ve daha gözler açılmadan çalışılmaya başlanmışsa kendi haline ağlar gibi bir yandan da esnerken gözlerden süzülendir.
dershaneye geç kaldığımı bile bile geceden kalan üstüne yastıklar basıp susturduğum zırlamaların gözümde bıraktığı şişkinlik için bin türlü şey yaparken, hatta onun uğruna deymeyeceğini bile bile ve hala...
sanırım en büyük özürü gözlerim hak ediyor.
an itibariyle uykusuzluktan dolayı gözden akan damlalardır.
kirpik parmaklıklara hapsolan çapağın görüş günü..
çoğu zarar, azı çok daha zarardır.
insanın ruh halini değiştirebilen, ağızla tadıldığında kendini bi garip hissetmesini sağlayan yaş.
(#2664823) aşk ile akarsa cok daha güzel olur ama nereye döküldügü belli olmaz.
sevgiyle dolu olarak geldiyse verilebilcek en güzel hediyedir. *