bugün

Öfke anında ve kendinizi çıkmazda hissettiğiniz anlarda tüm hayatınızı etkileyecek önemli kararlar almayın. Geri dönüş olmayabilir. Mümkünse bulunduğunuz ortamdan bir süre uzaklaşın, kendinize ve olaylara dışarıdan bakmaya çalışın, gerekirse yardım alın ondan sonra kararınızı verin.

Ailenizin, arkadaşlarınızın veya sevdiğinizin sizi ve olayları anlamasını beklemeyin, ima etmeyin, anlamıyorlar siz kendiniz açık ve net anlatın. Şeffaf olun.

Çalışın, çok çalışın. istediğiniz ne varsa ulaşmak için elinizden geleni yapın.

Umutsuzluğa, mutsuzluğa düşmenize neden olanları farkedip onlardan uzak durmaya çalışın. Fazla iyimser olmayın. Kendinizi kullandırmayın.

Ailenizin ve dostlarınızın kıymetini iyi bilin. Her koşulda bir tek onlar yanınızda oluyor.
-Otuzbiri azaltin.
-Sagliga dikkat edin, cok yemeyin.
-Her onune gelenin tavsiyesine kulak asmayin.
-cok okuyun.
-baska fikirlere, yasam tarzlarina saygi gosterin.
Hangi tarz müzik dinlerseniz dinleyin, haftada bir kez bu toprakların ozanlarından bir türkü dinleyin. Türkü sevmiyorsanız sözlerine odaklanın. Mutlaka çıkaracağımız dersler vardır.

Bu toprakların ozanlarını kimlerdir?

Aşık Veysel, neşet Ertaş, mahzuni Şerif.

Karacaoğlan türkülerini de tavsiye ederim.

Daha fazlası için.

https://tr.m.wikipedia.or...tegori:Türk_halk_ozanları

Neden bunları dinleyin diyorum? Çünkü siz giyim tarzınız, yaşam tarzınız ne olursa olsun bu toprakların çocuklarısınız. Özünüzü hatırlayın. Size iyi gelecektir. Anadolu'nun özü yobazlık veya kültürsüzlük değildir. Anadolu medeniyetler beşiğidir.
görsel
tavsiyeye gerek yok şimdiki gençler zaten çok hızlı.
1980ler kafasıyla dijital dünyanın içinde doğup herşeye anında erişen gençlere tavsiyeler vermek mi, anlıyorum şüphesiz sjsj..
Hayatınız; üç kuruş para kazandınız diye abraham lincoln’e dönüşmeden ve, merkezine aldığınız bir kadının koyduğu (yok efendim yatakta yemek yenmez, yok evde bilmem ne yapılmaz benzeri) kurallarla ve kadınların o sözümona dekorasyon zevkleriyle kirletilmeden önce ve siz, pembe gömlek giyip süslü bir tavuğa dönüşmeden evvel maskülenliğinizin farkına varın; beta beta hareketler yapmayın, akşamdan kalmalığınızın getirdiği baş ağrısını yeniden içerek giderin, haftasonunu perşembe geceden başlatın ve etrafınızdaki “hadi ama, gel ve benimle konuş” gülümsemelerini fark etmeyi öğrenin… en önemlisi de, her çapkının belli bir repertuarı vardır, nerede neyi anlatırsa ne tepki alacağını bilir, ona göre konuşur ve sabit sonuçlar elde eder kuralını öğrenin, tarifini ve yapma biçimini kesin bir biçimde oturttuğunuz 3-4 afilli yemeği öğrenin ve gerisini kadere bırakın.

Aksi halde içinizde bir yerlerde yaşamaya devam eden potansiyel bir gün; orta yaşlı, gözü dışarıda, gözleri fıldır fıldır bir yaratık olarak karşınıza çıkar..

Feleğin çemberinden yeterince geçtiğinizi düşündüğünüzde zaten bazı şeyler yavaşlayacak ve olması gerektiği gibi stil sahibi bir hale evrilecektir.
hayatın bazı dönemlerine kadar her şey lay lay lom halde gider. o bazı noktalarda bazen siz bir şeyleri değiştirirsiniz bazen de hayat sizin değiştirmeniz için zorlar.

şimdi , diyeceği şu. zaman geçtikçe toz pembe bakış açınızı yavaş yavaş kenara bırakın. gerçekliğe geçiş yapmaya başlayın.

kendinize yatırım yapın. okuyun,izleyin öğrenin. ufkunuz otomatik olarak genişleyecektir. bu eş geçildiği için ortalık poser(taklitçi) ve hiç bir siki beğenmeyen insan dolu.

gençlerin en çok hata yaptığı konu bu yatırım konusu. ben bunu niye öğreneyim diye soruyorlar kendilerine. ben de soruyordum. ordan biliyorum. çünkü bilgi yatırımdır.

yatırım dediğimiz şeye bakalım : insanlar altın alıyor kenara atıyor. kar yapıyor ve ileride lazım olunca o kâr'ı bozdurup harcıyor. hemen ertesi gün harcasa kar yapamaz. yatırımın mantığı budur. kenarda yatar,lazım olunca ordan alıp kullanırız.

eğitimi veya bilgiyi de böyle düşünün. hemen karşılığını alamayacaksın. ingilizce öğreniyorsun. akşam eve gidince bir amerikalı ile mi yaşayacaksın? hayır. ileride sosyal veya iş hayatında, hatta kişisel gelişiminde faydası olacak. o yüzden ee ne işime yarayacak kafasından vazgeçin . kendinizi işlevsiz görürseniz ne işime yarayacak dersiniz. kendi degerinizi önce siz koyun. siz değer vermezseniz kimse vermez.

devlet sizi 18, aileniz de para kazanana kadar birey olarak görmüyor. her türlü 18'i geçeceksiniz, her türlü para kazanmak zorunda kalacaksınız. bu gelecekten kacamayacağınıza göre o geleceği şekillendirmek adına bir şeyler yapın. tabi eğlenin, takılın. ama bunu da unutmayın. başarısız olursanız başkalarının çizdiği geleceği, başarılı olursanız kendi geleceğinizi yaşarsınız.

bir diğer önemli konu : zaman yönetimi.

şimdi buna kendine örnek verecek :

üniversiteyi uzatmıştım. son iki yıl aktif takılma hayatıma son verip ufak bir arkadaş çevresi edinip evde takılmaya başladım.

evde teksem ağırlıklı aktivitem bilgisayarda oyun oynamaktı. mezun olduktan sonra bu oyuna harcadığım süreye baktım. 2.900 saat harcamışım.

şimdi birlikte düşünelim. bu sokuk oyun bana ne kattı? refleks, el göz koordinasyonu falan dersek de onları edinmek için bu kadar süre yine çok fazla.

arkadaşımla oturup hesaplamıştık kaç gün kaç hafta yapıyor diye. çok boktan bir tablo çıktı ortaya.

bu kadar sürede kaç kitap okurdum mesela? ya da kaç film daha izlerdim? he, kendimi bildim bileli izlerim, baya iyiyim ama yine de koydu böyle düşününce.

ve düşüncesi en çok koyan şey ise bu sürede kaç dil öğrenebilirdim?

normalde bir dilde, akıcı bir şekilde konuşabilme biz için b1-b2 seviyelerinde olmak yeterli. dile göre değişiyor hangisi olduğu. biz zorlaştırıp b2 diyelim. dillerin seviyeleri altı seviyeye ayrılır ve bu b2 ise dördüncü seviyeye denk geliyor.

şimdi kalkıp bir kursa gitseniz mesela. bu seviye için dört kur almanız gerekir. kur dediğimiz de seviye. a1-a2-b1-b2 diye gidiyor seviyeler. o dili hiç bilmediğiniz varsayıyorum, b2 ye kadar satın almanız gerek. bir kurun süresi de 80-100 saat arası değişiyor kuruma göre. biz yine uzatıp bir kur 100 saat diyelim. yani bir dilde akıcı bir seviyeye ulaşmak için 4 kur,yani 400 saat harcamanız gerekli.

dönelim benim harcadığım 2900 saate. kaç farklı dili, b2 seviyesine kadar öğrenebilirdim ona bakalım.mesela 7x400=2800. yani 7 dili b2 seviyesine kadar öğrenebilirdim. geriye de 100 saat boş kalıyor. zaten iki yabancı dil biliyorum. eğer o boktan oyuna bu kadar vakit harcamak yerine dil öğrenmeye harcasaydım, şu an 9 dil biliyor olurmuş.

normalde vaktini boş geçiren biri değilim. o zaman da değildim. bu oyun hariç. sürekli izleyen bir insanmış. hala da izlerim.

toparlayacak:

eğer vaktinizin çoğunu harcadığınız bir aktiviteniz varsa bir yerden sonra o aktivite size az da olsa bir şeyler katmak zorunda. yoksa bomboş bir vakit kaybı olur.

mesela elektronik cihazlar dünyayı sikip attı. gençlerin bir gün boyunca telefonunda harcadığı süre sizce kaç mesela? ekran sürenizi açın bakın. o bir günde harcadığınız. sonra yediyle çarpın, haftalığı bulacaksınız. yetmedi mi ? otuzla çarpın bir aydaki süreyi bulun. sonra kaç dil öğrenmeyi teptiginizi yukarıda yaptığım basit mantıkla öğrenin.

kapanış olarak da zaman yönetimi, odak sorunu ve içi boş aktivite konularınızı gözden geçirin derim. Onun genel olarak gördüğü büyük sorunlar bunlar.

2020-2021 e götürdü çok özledim.

Aslında 2018-2019-2020-2021 hepsi beni beter etmiş ızdirabıma geçmişti ağlatmıştı.

Küçükken işte zorlandığım şeylerdi.

Keşke şuanki elimdeki teknolojik alet olsaydı ve zavallı hissetmediğim içinden geçebilseydim o yılın.

2022 zaten neyse...ızdırabını s*kicem en sevdiğim hobimin çöktüğü beter olduğu yılın ben ta dıbına koyyim. orrrrospu cocugu 2022. gibtir git gelme bir daha.

2023 aynı oldu gerçe bu yılında 2022 gibi çabuk şey ediyoruz niye ise.
istediğim gibi olmadı aslında ondan değil b*ktan olduğu saçma sapan koordinasyonu ve el atılmamasından dolayı ve 2 ay önceki sanki böyle fiziksel gücümü kaybetmiş gibi hissettirdi bana.
inanarak yapıyordum ama o...
Bu yazarın entry’lerini eşeledikçe altından aklı başında bir adam çıkıyor. Başlarda bizi hatuna boğuyordu ama bakıyorum, içini dökmeye başladı…
Buradaki hiçbir tavsiyeye kulak asmayın.
Ciddi ciddi tavsiye almak adına girdiğim bir başlıktı. Bi derdi olan amcanın "erkeklere" diye alt yazı barındıran tavsiyesi yüzümü buruşturtdu okurken. Yapamadığı haylazlıkları yazmış gibi. Sonra kim olduğunu bilmeden excornist'in tavsiyesini okudum. 2 hafta sonra b1 kursuna başlayacak olmam gülümsetti beni. Kendimi söz dinleyip aferin almış ufak çocuk gibi hissettim * tekrar bir göz atıp hayatıma uyarlayacağım sözler olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ederim..
Dip not: arada girip bakmalık güzel bir başlık olmuş. Sevdim..
Daha dip not: aklı başında olanlardan, aklı başındakilere.
vücut falan çalışmayın kafa çalıştırın.
Ufak da olsa borsada hisse biriktirin.

Hiç satmayın.

Keşke gençliğe dönsem de o zamanlardan başlayabilsem.
ne yapın ne edin avrupa'ya gidin. yok tatil için değil göç edin. vatan millet sakarya diyerek kendinizi yorarsınız. bu hayata bir defa geldiniz kaçın kurtarın abicim.