bugün

"ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum. "
Saat 00.00de bu şiiri buraya yapıştırdığın için hissettiğini zannetirdiğin duyguları samimi bulmuyorum. Olmaz olsun öyle şiirdir.
Bahsini ettiğin eylemlerin hiçbirini benim de yapmadığımı garanti ederim. Eğer istersen tüm entrylerimi incelersin bulursan ben de sözlüğü bırakır giderim. Beylik laflar etmeden önce bi kaç kez düşünmekte fayda var. Ayrıca Kimisi am, göt, meme paylaşarak primini yapıyor. Kimisi böyle şiir, edebiyat falan kasarak. Sen de ikinci gruba giriyorsun. Nickinde olmayabilir ama bu gerçeği değiştirmiyor beyim.
Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan bir günahı, seni beklediğim kadar...
Necip Fazıl KISAKÜREK
benim hep muayyen saatlerde seni yazasım gelir;
ve kalemim gelir, defter gelir, ilham gelir.
kapım hala aralık.
belki yolunu şaşırıp bir de hayalin gelir.
ve gündüz gelir, gece gelir.
ve böyle böyle mevsimler gider, mevsimler gelir.
"Elde Var Hüzün

Söyleşir
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha Kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti
Ayrılık girdi araya
Hicrana düştük bugün

Ah nerde gençliğimiz
Sahilde savruluşları başıboş dalgaların
Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
Elde var hüzün

O şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
Çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
Sırılsıklam âşık incesaz
Kadehlerin mehtaba kaldırılması
Adeta düğün
Hayat zamanda iz bırakmaz
Bir boşluğa düşersin bir boşluktan
Birikip yeniden sıçramak için
Elde var hüzün.
"Memleket Havası

Bu bizim gökler gibisi hiç bir dağda çatılmamıştır
Yıldızlarımızın titremesi yüreğine deprem indirir
Hiç bir yerde bu denize bu acı tuz katılmamıştır
Topraktan sağdığımız pekmez güneşin başını döndürür"Şiirin Merkezi- Siirblog.com
sözlüğün en sevdiğim başlıklarından.
YAĞMUR DUASI
Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden bir şey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler

Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
Biri damla damla alnıma düşer
Diğerinde durup göğe bakarım
Ne şehir ne deniz kokan gemiler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım

Nedense aldanmış bir gece annem
Bir kadın gömleği giydirmiş bana
işte vuramadı gökler bana gem
Dinmedi içimde kopan fırtına
Nedense aldanmış ilk gece annem

Biri çıkmış gibi boş bir mezardan
Ortalıkta ölüm sessizliği var
Bana ne geldiyse geldi yukardan
Bana ne yaptıysa yaptı bulutlar
Biri çıkmış gibi boş bir mezardan

iyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından
insandan insana şükür ki fark var
Birine cennetse birine zindan
iyi ki bilmiyor kalabalıklar

Yağmur duasına çıksaydık dostlar
Bulutlar yarılır gökler açardı
Şimdi ne ihtimal ne imkan var
Göğe hükmetmekten kolay ne vardı
Yağmur duasına çıksaydık dostlar

Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden bir şey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler

Sezai KARAKOÇ.
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
iblisin talim ettiği yola minnet eylemem

Bir acaip derde düştüm herkes gider karına
Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rizkimi veren huda dir kula minnet eylemem

Oy nesimi, can nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem
Geleceğim, bekle dedi, gitti.
Ben beklemedim, o da gelmedi.
Ölüm gibi bir şey oldu
Ama kimse ölmedi.

(bkz: çizik)
(bkz: özdemir asaf)
Seni gördüm yine,
ilginçtin hep olduğun gibi delice,
Birşey yapmadın aslında bence,
Belki de yaptın ama ben göremedim sessizce,
Bakmadım bakamadım sana yine,
Belki de en güzeli böyle,

Ne seni senle yaşamak,
Ne sesini sende duymak,
Ne de kalbimle sana teslim olmak..
boynuna o yeşil fuları sarma çocuk,
gece trenlerine binme kaybolursun,
sokaklarda mızıka çalma çocuk, vurulursun..
Sana yazacak kadar
Henüz kopamadım senden.
"Ne çok yakışmış
Nede güzel durmuş güzellik sende ey güzel
Güzelliğin somut hali gibisin be güzel
Gülüşün de utancından battı güneş
Gözlerin de nede güzel durdu uçurumlar
Hiç sevmemiştim uçurumları bu denli
Gözlerinde kaybolma isteği doluyor yüreğim
Güzelliğin dillere destan mi dilime destan mi bilemedim ey güzel
Gülüsün de aydınlanıyor günüm neyleyim güneşi
Beyazı, siyahı,kırmızıyı her rengi sende sevdim
Bir şairin en güzel şiiri
Bir ressamın en güzel resmi
Mutluluğun resmi gibisin ey güzel
Kışı yaşayan yüreğim senden sonra mevsim ne olursa olsun çiçek acar oldu
iyi ki doğdun iyi ki varsın iyi ki hayatımdasın
Ey güzeller güzeli "

bu senin içindi her ne kadar bilmesen de,
bunu görmesen de,
okumasan da,
artık beni bilmesen de...
ey gece kirpikli kadın,
verdiğimiz sözler vardı,
şimdi neredesin?
umarım, umarım bir gün...
hayır, en iyisi bu aslında.
sadece yazmak, umutlanmak değil be yavrum...
Belli belirsiz
Bir gölge düşecek gözlerine
Fakat ağlamıyacaksın, ağlamıyacaksın
Sen tek gelinim, sen tek kadınım
Sen güzelim, nazlım, bebeğim
Kadersizim sen
Gülerken ağlayanım, ağlarken gülenim
Varlığım, nedenim, alınyazım benim
Elbette ağlamıyacaksın
Çünkü sonsuzluklar
Sonsuz sevenler içindir
Çünkü ölüm
Sevmeyi ve ölmeyi bilenler içindir.

Ümit Yaşar Oğuzcan.
Herkes beni unutmustu,ben kimseyi unutmamistim.
görsel
gün doğmadan başladı filizkıran fırtınası
evler yemen türküsü
sokaklar seferberlik
öyle bir gariplik ki
öyle bir tedirginlik
yaz başında güz sonrası
ayvalar çiçekteydi
güller daha tomurcuk
açıl demişti güneş
açılmıştı kıraçta kış elmaları
çözül demişti güneş
çözülmüştü yılanlar karanlık odalarında
dallarda yuvalar tüy kokuyordu
düğünçiçekleri şenlikli

gün doğmadan başladı filizkıran fırtınası
ne dal kaldı ne tomurcuk
yerden yere çaldı otları ağaçları
insan yüzlü bir korkuluk
üşüdüm dünyalarca
baskın yemiş bir kent gibi üşüdüm
sergen etti filizleri sapsarı bir karanlık
bahardan kışa düştüm

acılı günler gördüm
sığdıramam bir tek günü bir koca yıla
geceler geçirdim yoz kentlerin bulvarlarında
nice baharları kışlara gömdüm
uzak düştüm yelinden yelvesinden acılı yurdun
uzak düştüm umudundan mutundan
yomundan uzak düştüm
bunaltının böylesini görmedim

severim fırtınanın her türlüsünü
ormanlar uğultulu sular dalgalı
severim filizkıran fırtınası'nı
kırıp kanatmıyorsa sevincin türküsünü
nerde benim baharım
dalım yaprağım nerde
gece çökmüş üstüne kerpiçsel yalnızlığın
sanki kaplan pençesinde bir manda böğürtüsü
ne kuş kalmış ne çiçek
ne kırmızı ne yeşil
sapsarı karanlıkta yerler bahar ölüsü
***
o varsa kırılır buzlu camları kışın
anlamı yoğunlaşır anlamsız bir yaşayışın
gerçi farkındayız adı belirsiz bir yanlışın
ben mi çok esmerim acaba, o mu çok sarışın
sensiz ey qönlümün bir dem gerari yoxtu yox
ey sennen özge neylesin bir gem kisari yoxtu yox
ey derdehicir çaresi xeyir çeldi bildim sebrimiş
neyleyim billah bu deryanın kenarı yoxtu yox
leyli leyli söyleyin çoğlar deyir ki aşigem
leyik mecnun tek onun bir olun bir dağıdan
gülleri bülbülleri abi hevası çox gözel
heyif ki bu gülşenin bir gülzarı yohtu yox
heç eybin yox gözellig hamı sende cemidi
sen ne meslersen bu terlanın nebati ruzi şen
men bu dağı çoğ dolandım bir şikarı yogdu yog...
bugün bir arkadaşımla murathan mungan ile ilgili konuşurken ilk aklıma gelen şiiriydi kendisi .. sonra tekrar okudum , şimdi de sizinle paylaşayım :

Bıçak

Yere düşürülen bir bıçak sesi
Kristali tuzla buz olmuş gözlerinin
biliyorum ay kanatıyor
ne zaman sussak geceyi
Kendini benim yerime koy
Oğul öksüzü babalar yerine
Susmayalım. Bıçak uyuyor kelimelerin kalbinde

Kanlı bir şerbet gibi akar dururdu
ipeği ikiye bölen kılıçların ağzı
Bir biz inmedik suya
Kaç mevsimin yağmuru buruştu elimizde
Örtülü çarşılarda ölümü tebdil ettik
uzak durduk kabzasına çağıran intikamdan
Bir biz inmedik suya
Kendini benim yerime koy
Oğul öksüzü babalar yerine
Susuyorum. Ölülerim uyuyor kalbimde

Murathan Mungan
Hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...

Edit: harf.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
konu kilittir bu şiirden sonra.
Ne acı gün kadehlerin boş kalması, şarkıların yarım
Mevsimlerin birbiri ardınca bir anda bitivermesi
Ansızın toprakla dolması gözlerimizin
Kanımıza o çirkin böceklerin girmesi

Kimbilir ölüm bir çilenin sona ermesi
Belki güzeldir, şu sefil dünyaya boş gözlerle bakmak
Ne çare ki sen varsın, o dünyada sen varsın
Benim korkum ölüm değil, seni yalnız bırakmak..

ümit yaşar oğuzcan.
güncel Önemli Başlıklar