bugün

Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar
Kavuşmak nasıl olmaz, madem ki ayrılık var.
ah kavaklar ah kavaklar
bedenim üşür yüreğim sızlar

beni hoyrat bir makasla
ah eski bir fotoğraftan oydular
orda kaldı yanağımın yarısı
kendini boşlukla tamamlar

ah omuzumda bir kesik el ki
hala, hala durmadan kanar

ah kavaklar ah kavaklar
acı düştü peşime

ah kavaklar ah kavaklar
ardımdan ıslık çalar
bu geceye bu yakışır...

Karın yağdığını görünce
Kar tutan toprağı anlayacaksın
Toprakta bir karış karı görünce
Kar içinde yanan karı anlayacaksın.

Allah kar gibi gökten yağınca
Karlar sıcak sıcak saçlarına değince
Başını önüne eğince
Benim bu şiirimi anlayacaksın.

Bu adam o adam gelip gider
Senin ellerinde rüyam gelip gider
Her affın içinde bir intikam gelip gider
Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın.

Ben bu şiiri yazdım aşık çeşidi
Öyle kar yağdı ki elim üşüdü
Ruhum seni düşününce ışıdı
Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın.

Sezai Karakoç.
Göğe Bakma Durağı
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım

falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım

senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım

Açılabilirsem ona bu şiiri okuyacağım. Büyük bir kısmını ezberledim.
Murabba, rubai.

Kim sireni diren irem.
Bil virani silen dirhem,
Yiv tonga yol san,
Sevgili olma korsan.
"Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek
Giryemi kıldı hûn eşkimi füzûn etti felek
Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek "
Y.S.SELiM

(Bilmem ki gözlerime felek nasıl bir büyü yaptı ki
Gözümü kan içinde bıraktı, askımı artırdı
Benim pençemin( gücümün) korkusundan arslanlar(bile) titrerken
Felek beni bir ahu gözlüye esir etti.)
tahammül mülkünü yıktın hülagü han mısın kafir
aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kafir*
elimde yoksa,
gönlümde var
ne çıkar.
Kış gelecekmis gelsin,
kar yagacakmis yağsın,
bizim allahimiz var
kocaman...

(bkz: rüştü onur)
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sessizce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kadar gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
”duyamadım”, derdim, “tekrar et!”
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
”olur öyle” dedi palyaço,
”herkes alçaktır biraz”
”otur ulan!” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
”rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerin dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz.
Koca koca diyorum ariyorum
Hicbiryerde bulamıyorum
Bakmayin suratma bos bos agliyorum
Ben böyle bir kiz değilim

Okurum ederim sanatsal aktiviteye giderim
Kulturumu genisletir laf ortasna girerim
Utanmadan soyliyim azicikta zekiyim
Koca isteyince gerzikali mi oluyorum

Geceleri uyusun yan yastigimda
Yorgan altina osursun sessizce yada zortça
Uyansin desin kalk kahvahti hazirla
Ben böyle bir kız değilim

Siiri unutun gercek istegimi söylüyorum
Asıl istegim yalnız uyumamak diyorum
Simdi sevdiklerime iyi geceler diliyorum
Ama yalan soyledim aslında uyumuyorum

Iyi geceler.
"bu dünya sûkına geldim
kumaş diye palas aldım
ticaretten ziyan ettim
kodum gam üstüne gam hem"

e. rumi.

sûk: pazar yeri
palas: kilim
Çamlı hemşin deresi
Pazar hemşin deresi
Akşamdan doğan aya
Nazli yarim bakarmi... yaşar kurt'tan olursa can yakar.
Yaşarsın ilk gibi
kazanırsın yok gibi
yolun sonuna gelince
gidersin bok gibi.
Uyuyamıyorum, ne yapmak lazim?
Doğacak az sonra gùneş, bu uykusuzluk ne zalım.
Yarin finaller var girecekler göte.
Kaldık amk yine bùtlere.
şair değilim bilmem şiir ruhunu
lakin severim sessiz durgunu
amaçsız yaşama, ilerde üzersin oğlunu
farkındalık yarat, oturma gavurun tohumu.
"şurda bir tren geçiyor ki
trene bakıyorum ki
trenin üzerinde bir yazı yazıyor ki
o da doğu ekspresiymiş ki"

roy roy kasım.
Om
Mani
Padme
Hum.
gozlerim yine seni ararken bu gecede,
ellerimle aradim ismini her hecede.
canim ister her gece seninle el ele,
eger gorursen beni ismimi hecele.
Artık hücuma kalkabilirsin ey rüzgâr
Çünkü tarihinin yaprakları arasından sızan kan boyuyor
içimde yuvalanan şiiri
Ve sen nereme baksan
Oramda bir kalp çarpıyor.

Alaeddin Özdenören-Hüzün Uçurumları.
Kör kurşun şaşkınlığı bu delik deşik yürüyen beden;
Henüz hiç kuş konmadı delilik iskemlesine…
Yırtılır 'elif'ler,nedeni bilinmeden
Savrulur yokluğun yitik efsanesine.
"Maziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni eminim.
Kalbimde kalbine yok bile kinim,
Bence artık sende herkes gibisin."

-Demiş üstad... Çokta iyi demiş.
(bkz: Nazım Hikmet)
Rast gelirsen bir gün ona
Getir aynı meyhaneye
Gizleneceğim bir köşede
Onu biraz görmek için.

fuat saka
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

Nazım hikmet.
"dest busi derdiylen ger ölürsem dostlar
kûze eylen toprağum sunun onunla yare su" fuzuli bağdadi.
Özledim... Yanıklık canıma değdi...
Özledim, yıllarca daha özlerim.
Hasret türkü olsa, ben onu çalsam,
Kırılıp giderdi nice sazlarım...

Yatın ümitlerim, uykuya yatın!
Bitin hasretlerim, tükenip bitin!
Ayrılık ateşi çetinmiş, çetin;
Onunla dikleşir bütün düzlerim.

Yanımda sanrım, bakarım düştür;
Güldüm zannederken gözlerim yaştır.
Umduğum ne varsa hepside boştur;
Yinede bekliyor onu gözlerim.

Sazlar var: Durmadan gurbeti çalar;
Hayal var: Gözümü, gönlümü çeler.
içimde bir bülbül şakıyıp çiler:
Özledim, yıllarca daha özlerim...

Hüseyin Nihal Atsız