bugün

"Cinayet dediğiniz, ille kanlı, bıçaklı olmaz, aşk da bir cinayettir" der kendileri denememeler adlı kitabının önsözünde.
insanları kısa reklam filmleriyle bile guldurebilen tiyatro ve filmleri ise yaran buyuk ustad.
Çok önemli ortaoyunculardandır. Galatasaray Lisesi'nde bir süre okuyup ayrılan oyuncunun inanılmaz bir şekilde cümleleri birbirine benzetme, onları alıp duvardan duvara vurup birbiri içine sokma yeteneği vardır. insanı güldürür ama gülmeden önce çok düşünürsen sonraki birkaç konuyu kaçırmış olabilirsin. Çok başarılıdır kısacası
çevirdiği reklam filmleri için "surat fahişeliği yapıyorum." diyerek takdirimi kazanmış adam.
"tanrı büyük, insanı yaratmış; insan da pek küçük değil, tanrıyı yaratmış" cümlesini kurup "bu nasıl zekadır.. nasıl bir insandır*" şeklinde yorumlar almıştır, hayran etmiştir.

öte kesimden de "dinsiz imansız pezemenk*" yorumu almıştır ki.. olur o kadar.
bilinenin aksine galatasaray lisesi mezunu değildir.. sadece galatasaray lisesinde bir süre takılmış ancak samsunda bir liseden mezun olmuştur..
çarşamba lisesi mezunudur.
(bkz: Bir tiyatroya bedava bilet olmasına rağmen Ferhan Şensoy var diye gitmemek.)
Oyunculuğunu eleştirecek kadar uzman olmasam da iyi oynayamadığını bildiğim yazar.
ferhangi şeylerdeki oyunculuğunu kopyalayıp bütün oyunlarına filmlerine yayan adam. bir kere izlenmesi halinde oyunculuğunun hiç bir esrarı kalmayan tiyatrocu.
ortaoyunu geleneğinin son halkası, kavuğun sahibi, önemli tiyatrocu. aynı zamanda öykücü, oyun yazarı ve şair. pek çok da kitabı vardır: ayna merdiven, denememeler, ingilizce bilmeden hepinize ı love you, düşbükü, oteller kitabı birkaçı.
şans kapıyı kırınca adlı filmde asuman dabak'la basrolü paylaşan tiyatrocudur.
insana önem veren, nitelikli yaşama, hür beyinlere önem veren usta tiyatrocudur.
kanımca türk tiyatrosunun yaşayan en büyük ismidir. büyük oyuncu değildir belki ama çok büyük yazardır. şöyle de bir yaşam serüvenine sahiptir..
26 Şubat 1951 tarihinde samsun'un çarşamba ilçesinde doğdu. yazar, tiyatro oyuncusu ve yönetmeni. 1972'de gittiği fransa'da sahne sanatları yüksekokulunu bitirdikten sonra magic circus'da yönetmen yardımcılığı görevini üstlendi. 1975'te türkiye'ye döndü ve ali poyrazoğlu tiyatrosu, nisa serezli-tolga aşkıner gibi topluluklarda çalıştı. bilimum haneler(1975), idi amin-avanta lavanta (1976), dur konuşma sus söyleme(1977), bizim sınıf (1977) gibi oyunları devekusu kabare, ali poyrazoğlu, tuncay özinel tiyatrolarında sahnelendi. şensoy bu dönemde televizyonlardaki skeçleriyle de geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. 1978-79'da ayfer feray topluluğuyla turnelere çıktıktan sonra 1980'de yapı endüstrisi merkezinde ortaoyuncular topluluğunu kurdu. o yılın sonunda küçük sahneye geçen topluluğuyla, bes yıl süreyle oynanan şahları da vururlar, kahraman bakkal süpermarkete karsı, kiralık oyun, anna'nın yedi ana günahı, içinden tramvay geçen sarkı, ferhangi şeyler, istanbul'u satıyorum, soyut Padişah gibi kendi yazdığı oyunları sahneledi ve oynadı. şubat 1987'de muzır müzikal oyunu, egemen gösteri merkezinde (eskiden şan tiyatrosu'ydu) çıkan kuşkulu bir yangın sonucunda yapı kullanılmaz hale geldi.
keşanlı ali destanı'nı sahneledi. bu arada kel hasan'dan , ismail dümbüllü'ye, ondan da münir özkul'a geçen simgesel kavuğu özkul, şensoy'a devretti. şensoy eski ses tiyatrosunu düzenleyerek, ses 1885 adıyla yeniden gösterilere açtı.şensoy yazdığı ve sahnelediği sıradışı oyunlarda daha çok dil inceliklerine dayanan mizah öğelerini kullanarak güncel konulara eleştiriler getirmiştir. geleneksel türk tiyatrosundan epik tiyatroya kadar çeşitli usluplardan izler tasıyan bu çalışmalarıyla 20. yüzyıl sonlarında türk tiyatrosunda kendine özgü bir yer edinmiştir.
türkçe'yi mükemmel kullanan çok zeki ve çok işlevli adam.tiyatrocu,oyuncu ve yazar..kalemimin sapını gülle donattım ve hacı komünist mükemmeldi.
(bkz: ha ferhan şensoy ha şerhan fensoy)
sislere gömülüp sis olan ses gidip de sus olan
upuzun yolu yüzgünlerce gözledim
ben denizi özledim

gündeste
topluma dimdiklikler şiirinde şu manidar dizelerinin bulunduğu kişidir aynı zamanda:

uyuşup göçmekliğimiz
çökeliriz en alta
üstte kalır herkesler
başka bir evrene giderim ben
sağdan dolaşır kalın izmarit
başka bir evrene göçeriz biz
çekemezler içinde kalanlar, bu kazan diplinin dışına
çıkışımızı
yasaklarlar, kısıtlarlar mutluluğumuzu
sakalımıza takılır, saçımıza takılır, çekerler
çeksinler
gitmiyoruz ki!
üstte kalır herkesler
çökeliriz en alta.
çeke çeke götürmeliyim seni
tutup bileklerinden
duvarlara çarpa çarpa
düşe kalka götürmeliyim
seni
yaşamak...
solma çiçek ben seni giydiririm
bunlar polyester duygular çok cam cila bakışlar
ölme çiçek gerekirse öldürürürüm
evdeki hesaplar bol gelir çarşıya
ölme çiçek bir senin ölmen öldürür beni
boş şişeler bayat gasteler her şey para ediyor
yoksa seni kimseler öldüremez
ufkun kırmızı yangınında
umut rengi bir aydınlık geceye döner güneş
solma çiçek ben seni gezdiririm
sakın ölme çiçekçik ben seni güldürürüm
sesi de en az oyunculuğu kadar iyiymiş, oyunlarında bağlamadan tutun da gitara kadar döktürürmüş, topumuzun piriymiş, elektrikler gitmese daha iyi olunurmuş.
(bkz: derya baykal)
dün akşamki ferhangi şeyler'de gündemde yeterince önemli meseleler olmasından da faydalanarak yine aşmış tiyatrocudur. ayrıca gündeste'yi gecedeste'yle birlikte sene bitmeden çıkaracağını da kendi ağzından duydum, rahatladım.
mükemmel tiyatrocu..
hayran olunası yazar..
kültürlü ve zeki ender komedyenlerden..
zira,o kavuğu da kimselere devretmemelidir kendi dururken.
(bkz: yorgun matador)
5. uluslararası komedi filmleri festivali açılış gecesinde "bir sinemada doğdum ben" anlatısıyla tekrardan ve bıkmadan beni benden almış tiyatro insanı. aynı gece kapsamında ödül alan yılmaz erdoğan da bu gösteriyi izlemiştir. eski ustasını seri halde alkışlar gördüm kendisini. umarız ki kendisi piyasada kavrulma sevdasından tez vazgeçer ve ustası denli tiyatroya adar beynini. zira sinemada çok parlak bir gelecek beklemiyorum kendisinden.