bugün

fenomenolojinin baslica degeri,guncel yasamimizdaki nesne ve olgulari felsefi sayginlik duzeyine yukseltmis olmasindan ileri gelmektedir.geleneksel olarak soyut sistemlerinin icindeki kavramsal ozumlemeleri isleyen felsefi yolculukta,bir devrimi temsil eden "yasanmis" olana gosterdigi dikkatten yola cikarak tanimlamak mumkundur.
nesnelerin bilgisine öznelerden ulaşılır. olaylar bilincin kavradığı kadarıyla vardır diyen felsefi akım.
Çok kabaca; Salt bilimsel bilginin yanı sıra "deneyimlerin" de, toplumsal olgu ve olayların anlaşılmasında yararlı olabileceğini vurgulayan yaklaşımdır.
(bkz: comte)
görüngübilim
(bkz: ruhun fenomenolojisi)
(bkz: husserl)
bu terimi ortaya atıveren hegel e göre fenomenoloji, 'bilincin bilimi' dir. daha önce gizli ve örtülü olan bir şeyin açıkça ortaya çıkması demek olduğunu da söyler hegel.
husserl in fenomen tanımı ise hegelinkine göre biraz daha geniş anlam ifade eder; bir felsefe ya da bilim kuramanın bize verdiği bilgilere karşıt olarak, 'şey' in olduğu gibi ortaya çıkması ve kendini göstermesi demektir.
türkçesi görüngü bilim olan, başı ve sonu olan şeyler bütünü. devlet, yasa, birey, yaşam...
edmund husserl felsefesi için kullanılanılan terim
türkçe çevirisi görüngübilim yani varlığın görünüşünün bilimi olsa da husserl de gerçekte görünenin değil gören bilincin bilimidir
husserl fenomenolojiyi ayrı bir bilim değil bilimsel bir yöntem olarak görmüştür

fenomenolojinin amacı deneycilik usçuluk ikilemini aşmaktır
ona göre biz doğuştan olduğu gibi kavramlara sahip değilizdir ancak deneycilik bize "yaşam dünyası"ndaki kavramları vermekte yetersizdir.işte bu kavramları biz olduğu gibi deneyden elde etmemekteyiz husserle göre bir masanın sert,dört köşeli vb gibi özelliklerini kaldırdığımız zaman ondan geriye kalan bizdeki bu kavramın özüdür.
işte öze ulaşma ise dış dünyanın ayıraç içine alınması ile olur buna fenomenolojik indirgeme adını verir
husserl bu özlerden oluşan bir bilim talep ederek ona özbilim(eidetik)adını vermiştir
yine burda durmayarak devam eden husserl bizim "yaşam dünyası" ile ilişkimizi bu özler aracılığ ile kurduğumuzu ve dünyaya yönelirken asıl yöneldiğimizin bu özler olduğunu ifade eder.yöneldiğimiz nesnede yöneldiğimiz nesnenin kendisi değil nitelendirmelerimizle donattığımız halidir(n.bozkurt sevgili örneğini verir).
sonuçta husserlin özbilimi mevcut ikilemi aşmaya çalışırken aşırı bir platonculuğa saplanır
yöntemini ise saf bir matematik gibi nesnellik ve öznelliğin ötesine geçirmeye çalışsa da projesini tamamlayamamıştır ardılları ise tam olarak onun yolundan gitmemiştir(ör.heidegger)
fenomeni, yani dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayanan bir yöntemdir.
Fenomenolojinin temel ilkesi, bilincin onundeki gnorulenlerden yola cikarak oze ulasmaktir.. Nesnenin ozunun yalniz 'bilincle', bir cesit goruyle kavranabilecegini ileri surer. Ornegin, insanin ozu akildir. Bu ozu ancak bilinc kavrayabilir.
türkçe'ye görüngübilim olarak çevrilen ama doğru çevirisi "öznesne bilimi" olan felsefi akım.
Kökenleri antik yunana kadar dayansa da husserl ile modern felsefedeki yerini almıştır.
ontolojiye yön vermiş olmuş fenomenolojik ontoloji dalını yaratmıştır.
öyle ki heidegger ve sartre başyapıtlarını; "fenomenolojik ontoloji denemesi" olarak adlandırır.
anahtar kelime: "içsel bilinç"
bir düşünce bilimi ve biçimidir. anlamayı, algılamayı ve anlamlandırmayı, incelemeyi anlayabilme durumudur. (belki de değildir, blogum'dan birkaç fenomonoloji denememe ulaşabilirsiniz: heplik.wordpress.com (şu an az bir yazı var fakat her gün bir yenisini eklemeye çabalamaktayım. ayrıca kitap incelemesi de yapacağım. ilk incelemem tutunamayanlar üzerine olacak. takipte kalınız.)
“Fenomenoloji” ifadesi, “görünmek” anlamına gelen Yunanca bir sözcükten gelmektedir. Çağdaş felsefede “fenomenoloji” ifadesi, çoğunlukla bir şeyin nasıl göründüğünü veya bir tecrübenin neye benzediğini tarif etmek için kullanılır.