bugün

Kadının toplumsal yaşamdaki konumunu erkeğinkinden aşağı kalmayacak bir düzeyde algılamak ve ortaya koymak olarak tasarlansa da erkek düşmanlığı ve cinsiyet farkını körüklediği de bir gerçektir. Yaşama ve insanlığa bir açılım getirmemiştir. En büyük feministlerin de erkekler olduğunu söylemek gerek tabi!
Toplumda kadınlara, erkeklerle aynı hakların tanınmasını sağlamaya çalışan fikir akımıdır. 18. yüzyılın başarına kadar kadınların siyasal, toplumsal hakları hemen hemen hiç yoktu. Kadınların yapı bakımından erkeklerden geri olduğuna inanılmıştı. Gerek dini mezhepler, gerekse kanunlar, kadınları birçok haklardan yoksun bırakıyordu. Ayrıca kadınlar kendi başlarına mal sahibi olamıyorlar, hiçbir işe giremiyorlardı.

Mary Wollsonecraft, ilk kez ingiltere'de kadınların toplumsal hakları üzerine bir kitap yayınladı. Böylece feminizmin temelleri atılmış oluyordu. Amerika'da 1920'de kadınlara oy hakkı verildikten sonra diğer konularda da erkeklerle eşit haklar kazanıldı.
ahlaksızlıktır. * * *
diyanet işlerine göre ahlaksızlıkmış.iyi ki ahlaksızım..

buyrun bakın

http://www.haberturk.com/...cat=230&dt=2008/03/12
ateşli bir savunucusu olduğum düşüncedir. aslında düşünce demek de yanlıştır. çünkü feminizm cinsel farklılıkların etkisizleştirilmesini amaçlayan genelgeçer bir doğrudur. zaten feminist olmamak gariptir, hatta kötüdür.
hakkındaki en ciddi yanlış algılamalardan biri sadece kadınların taraftar olabileceği hissidir. bu tabii ki çok yanlış bir algılamadır. nasıl ki bir erkek içten bir feminist olabilirse; bir kadın da seksist, yani erkek ya da kadın egemenliğini savunan biri olabilir.
(bkz: virginia woolf)
(bkz: kendine ait bir oda)
ateşli bir savunucusu olduğum, cinsler arasında her anlamda eşitliği öngören doğru, iyiliksever düşüncedir.
canımdır, ciğerimdir dediğim ideolojimdir. seksizm iğrençtir.
sözlükte karşıtlarının fazla olmasının beni hiç mi hiç şaşırtmadığı iyilik, sevgi, eşitlik düşüncesidir.
hakkında at koşturan pek çok kişinin neyi savunduğunun farkında olmadığı akımdır, bir duruştur.

kimi karşı cinse toptan savaş açmıştır. kendini tanımak, anlamak yerine rakibi olarak gördüğü erkek kitlesine zarar vererek kendisi hakkında özeleştiri yapmayı güya ertelemeye, kendisiyle yüzleşmekten kaçmaya çalışmaktadır.

kimisi, erkek kadın eşittir, ancak şu anki toplumsal algı bu eşitliğin pratiğe dökülmesine engel olmaktadır, dolayısıyla biz bu algıyı değiştirmek için uğraşıyoruz der, mantıklı ve tutarlı bir mücadele verir.

kimisi, erkek kadın eşitliğinin pratikte asla olamayacağına kendisini ikna etmiştir, bu eşitsizliği ağzına pelesenk ederek ek hak talep etme derdindedir. erkek kadın eşitliği üzerine kafa yormaktan ziyadesiyle kaçınır. işi gücü, böyle bir eşitsizlik algısındna payına düşeni kapmaktır.

kimisi, duyarlı erkeği oynamak adına bu akımı bayağılaştırır. hoşlandığı bir kadının bulunduğu ortamda feminist nidalarıyla kaleyi içten fethetmeye çalışır. kapitalizm sonrasında güçlenen kadın, bu basit numaraları pek yemiyor artık.
bir kadının kendine edip edebileceği en büyük hakarettir. hayatları içerisinde erkeklerin yerini unutmamak gerekir bir kaçına olan hınç duygusu bu kadar hastalık seviyesine getirilmemelidir.
tam olarak yaşayının az olduğu bir duruştur. savunduğunu göze batırarak belirten kolpalara inanmayın.
bir seçim değil zorunluluk olmalıdır. zira babaerkil toplumun savunulması üzücü ve yaralayıcıdır. insan haklarına da aykırıdır. yaşasın feminizm!
bir zamanlar sadece erkekler çalışıyordu ve işgücü az olduğu için pahalıydı. Bu durum sermayenin kadını da iş hayatına sokması ile değişti. artık daha çok işgücü vardı ve kadın ın da varlığıyla işgücü ucuzladı. muhtemelen bundan hoşlanan sermaye kadını desteklediği bir felsefe ile iş hayatına bağlamak istedi. kadını erkekle eşit olarak görme algısı işgücünün eşdeğerliği sonucunu yaratarak ancak aynı maaşı haketme sonucundan başka bir sonuca yaramaz. yani sermaye erkek ile aynı işi yapan veya yapmak için kendini zorlayan kadına aynı maaşı vererek dünyadaki işgücü sayısını ikiye katlar. bilimsel olarak kadın erkek farklılığını ise görmezden gelir.
-erkek egemen toplumlarda,kadın haklarını,erkeklerinkiyle eşit düzeye çıkarmayı amaçlayanların genel tavrına verilen isimdir.
-cinsiyet eşitsizliğini anlamaya yönelik araştırmalar yapmayı amaçlar.Toplumsal cinsiyet politikaları ve cinsellik üzerine yoğunlaşır.
(bkz: anarko feminizm)
sanayi devriminden sonra sanayi alanında iş hayatına giren kadınların erkeklerle aynı iş yerlerinde aynı mesaide çalışmasına rağmen aynı ücreti alamamaları üzerine doğmuştur. aslına bakılırsa eşit işe eşit ücret düşüncesi ile çıkmış ama daha sonra kadın erkek eşitliği daha sonrada erkek düşmanlığına kadar varmıştır. aslına bakılırsa sosyal hayatta kadının hak ve özgürlüklerini korumaya çalışmalarından dolayı takdire şayan bir durumdur ancak evrensel bir din olan islamiyetin bu olguyu ta 1400 yıl önce getirmiş olması bu felsefeyi gereksiz kılmıştır. eğer ki kadınlar ve erkekler kadınların haklarını merak ederlerse Allahın Kuran-ı Kerimde kullarının Allah katında birbirinden farkı olmadığını ancak sevap ve günah olarak birbirlerinden üstün yada aşağı tutulduğunu, kadının erkeğe bir emanet olduğunu okuyabilir. bunların uygulaması olarak da peygamberimizin hanımlarına davranışlarını inceleyebilir. şimdi tüm bu anlattıklarımdan sonra bugün kü müslüman ülkelerde kadına yapılan şiddeti örnek gösterip bu ne perhiz bune lahana turşusu diyenler çıkacaktır. onlara ise eğer peygamberimiz yaşasaydı baskı, şiddet ve zulüme maruz kalan kadınların en büyük savunucusu olacağını hatırlatırım. bu fikrede peygamberimizin hayatını anlatan kitaplardan varmışımdır.
Açılımı olmayan toplumsal harekettir. Basit bir erkek karşıtlığına dayanır. Özgürleşmeyi karşı cinsin dayatmalarına isyanın yanında ona düşmanlıkta bulur. *
açılımı olmayan bu toplumsal hareketin kaç dala açıldığını belirteyim dedim;

Farklı tür feminizmlerden bazıları:
Eşitlikçi Formlar:
Eşitlikçi Feminizm - Önde gelen feminist liderleri de içeren çoğunluk bunun feminizmin gerçek bir formu olmadığını öne sürmektedir.
Bireyci Feminizm - (Libertarian Feminizm olarak da bilinir) Yukarıdakiyle aynıdır.
Liberal Feminizm
Kadın Merkezli (Gynocentric) Formlar:
Kültürel Feminizm
Cinsiyet Feminizmi
Pop Feminizm
Radikal Feminizm
Baskının Ataerkillikten Kaynaklandığını Kabul Edenler:
Anarko-Feminizm
Radikal Feminizm
Fransız Feminizm
Seks Radikal Feminizm
Baskının Kapitalizmden Kaynaklandığını Kabul Edenler:
Marksist Feminizm
Sosyalist Feminizm
Ayırımcı (Segregationalist):
Lezbiyen Feminizm (Lezbiyen Ayrıkçılığı/Lesbian separatism) )
Ayrılıkçı Feminizm/Seperatist Feminizm
Afrikan-Amerikan
Siyah Feminizm / Black Feminism
Kadıncılık/Womanism
Batı-Dışı :
Üçüncü Dünya Feminizm
Sömürge Sonrası Feminizm

ALT TÜRLER
Ekofeminizm
Fransız Feminizmi
Radikal Feminizm
Liberal Feminizm
Lezbiyen Feminizm
Marksist Feminizm
Sosyalist Feminizm
Pop Feminizm
islamcı Feminizm
Ruhsal Feminizm
Maddi Feminizm
Postmodern Feminizm
Varoluşçu Feminizm
Pro-seks Feminizm(seksüel açıdan liberal feminizm, seks-pozitif feminizm diye de bilinir)
Post-Kolonyal Feminizm
Amazon Feminizm
Kültürel Feminizm
Anarko-Feminizm
Üçüncü Dalga Feminizm
Kadınizm/Kadıncılık (Womanism) *
(bkz: kadın gibi düşünmek)
sanıldığının aksine, insana düşmanlık içermeyen, insanların cinsiyetleri dolayısıyla mecbur bırakıldıkları rolleri kabul etmemelerinden ortaya çıkan kavram. feminizmin karşıtlığı sistemedir ve sistem kimin işine yarıyorsa feminizme o karşı çıkacaktır. yani, feminizm düşmanlığı vardır, var olan düşmanlık budur. bunu yaratan da sistemin desteklediği erkek hegemonyası oluyor. fizyolojik yapıyla falan alakası yok bunun, daha güçsüz diye yönlendirilmek yada dışlanmak * hayvanlara ait bir hiyerarşi. toplumu güçlü-güçsüz, erkek-kadın diye ayırıp, şekillendiren insanlarla bizim ayrılmamız ve farklı sistemlerde yaşamamız gerekiyor.
erkeklerin light diye nitelenmesi durumunun çıkması sebebidir.

(bkz: çavdar erkeği)
(bkz: efeminemsi erkek)
haklarla alakalı bir sistem, cinsiyet öznesidir. ve ne kadar açıklanırsa açıklansın, açıklanan taraf öküz ise beyhude yere uğraşmaktır. çünkü öküz bir hayvandır ve insanlar gibi sözlü iletişim kuramaz. şaka bir yana anlatması en zor ideolojilerdendir.
feminizm, kadınlardan çok erkeklerin önemsediği bir kavram. onların önemseyip hedef alması normal çünkü, menfaatleriyle çakışan bir ideoloji. ama kadınların umursamaması düşündürücü ve üzücü. çünkü onlar için daha iyi bir yaşamı ideal edinmiş bir kavramı erkeklere yaranmak için yok sayıp, bir de karalıyorlar halihazırda. kadınların bu içler acısı hali anadolunun anaerkil karakterinin erkek egemen hale gelmesiyle başladı sanırım,* dogurgan ve kutsal kadın tanrıcalar yerini erkek tanrılara bıraktı ve kadın kraliçelerin yerini krallar aldı. bunun nedeni inanılan sembollerin değişmesidir. sonuç olarak kadın gitgide daha silik hale gelmeye başladı ve istediğini gizli entrikalar çevirerek elde etti. kadının sinsi olmasının temeli ve süreci bu; erkek egemen bir toplumda bundan başka şansının olmadıgını düşünmesi.
ve tabi ki, kırılgan yani duygusal yapısı geregi onlarla birebir çarpışamamış olması yada çarpışmamayı seçmesi. hiç şüphe yok; kadınların şuan itibariyle toplumdaki durumları onların uzun vadedeki seçimleri dolayısıyla. herhangi bir yapılanmada hangi statüde olursa olsun kadınlar belki de bu bastırılmış iktidar hırsları yüzünden birbirlerini hedef alırlar, ve diğerlerine potansiyel tehlike olarak bakarlar şartlanmış olarak ne acı ki; erkeklerde bu yok çünkü onlar erkekleri ciddiye alıyor daha çok. kadınların çabası ise genelde yine erkek merkezli. bu da açıklıyor tabi ki diğer kadınları neden sevip takdir etmediklerini ve onlara olan bitmez hasetlerini. bunu anlıyoruz ama kabul etmek çok zor. kadınların bu şuursuzca diğer kadınlara olan içgüdüsel kinleri ve saldırışları erkek egemen toplumda var olma çabası ama bir yerden değişmeye başlanmalı. * şu da vardır ki bu yazıdan beslenmek isteyen kan emici yalaka pislikler hiç bir şekilde değerlendirilmez * *