bugün

bir kadının bir erkeğe yapabileceği en büyük kötülük.

bu evliliğe olumlu bakan erkeklerin bir huyu var. evliliğe karşı olanların genelde ergen olduklarını düşünüyorlar. ben bunun bir savunma mekanizması olduğunu düşünüyorum. çünkü dikkat edin, evlilik meraklısı ne kadar erkek varsa alayı mevcut yaşına kadar kız kardeşinin veya annesinin gölgesinde büyümüş, onlar olmadan hiçbir ev işi yapmamış, bir yumurta kırmakta bir süpürge yapmaktan aciz, silik sünepe tipler. evlenen tiplerin çoğu böyle. diğer yarısı da seks için evleniyor zaten. bir bardak süt için bir inek besleme durumu yani.

evlenmeyin, evliliğe teşvik etmeyin.
türk kadınlarının hayattaki tek başarısı. türk erkeklerinin ise kangrenli parmağı.
insan hayatındaki felsefe anlayışını ve yaşam tarzını öldürendir. bu bir kangren değil, varolan bir kanamayı durdurmaya çalışıp daha da kanamasına yol açmaktır... çünkü evlenenler bir kaçış için evlenir kanama duracak sanır.

he bu arada kanamadan kastım abazalık değildir. huzurdur. ama yok. yalnız olmak daha iyi gibi *
Evlilikte kadınlar yeni ailesine hemen adapte olabiliyorken , erkekler uyum sorunu yasar cunku kendileri çoğunlukla kumandayla uzanmaya erinen meyveleri çayları odalarına giden yemekten sonra eline sağlık diince is yaptim sanan beyinlere sahiplerdir. Bir de ustune yeni evdeki olumsuzlukları eski evine kiyaslayan beyincikler vardır .bu beyne sahip erkekler annem oyle yapiodu falan da derler.bu beyinlerinde s.ctiklarimizin hic bir zaman huzurlu bir ailesi olmayacaktir.
ben artık anlam veremiyorum. topluluk evlilikten mi kaçıyor yoksa adım adım herkes evliliğe mi yöneliyor? artık bunu kestirebilmek çok güç. bir tanım yapmak gerekirse, evlilik, kant'ın da dediği gibi ''iki cinsin, cinsel organlarını kullanarak imza attıkları bir sözleşmedir.'' hakikaten de öyle değil mi? mesela evliliğe karşı olan tipleri analiz ettiğimizde nasıl sonuçlar ortaya çıkıyor? birincisi hali vakti yerinde olup, gecelerin yargıcı modunda o hatun senin bu hatun benim gezen erkek. yani cinsel açlığı olmayan. ikincisi ise, kendi hayatını idame ettirebilecek kadar gelire sahip olan, evlilik yerine dost hayatı yaşamayı seven ve toplum tarafından çabuk dışlanan elit kadın tipi. dikkat ederseniz temelde iki şey yatıyor: seks ve para. eğer bu ikisi konusunda insan herhangi bir sıkıntıda değilse, evliliğe yanaşmıyor genel olarak. maalesef ki hayatın gerçekleri diye bir şey var. ve bu gerçekler insanı evliliğe yönlendirmiyor. yani mantıklı bir insanı yönlendirmemesi gerekir. düşüncede, siz ps oynarken size meyveler soyan, geç geldiğinizde söylenmeyen, annenizi çok seven, beraber bauhaus'a ev eşyası bakmaya gidebileceğiniz, gece 12 seansına sinema bileti alabileceğiniz, backpack yolculuk yapabileceğiniz, iş ya da sosyal hayatta bir sıkıntı olduğunda ilk onun fikrini alabileceğiniz, yeri gelince felsefeden gündelik yaşama hatta politikaya kadar konuşabileceğiniz ve tüm bunları yaparken bakımından ödün vermeyen bir kadınla evleneceğimizi sanıyoruz. kadınlar kendilerini böyle tanıtıyorlar evlenene kadar. ama şunu unutuyoruz, bizim kızlarımız yabancılar gibi değil. yabancılar istemese bile birini çok sevdikleri için evliliği tercih ediyorlar. bizde ise evlilik bir amaç ve bu amaç uğrunda en iyi tercih yapılmak zorunda. sevgi ve saygı çok sonraki aşamalarda kalıyor. istisnalar olsa bile bizde bunun ömrü 1 sene olarak kalıyor. her sene açılan 200 bin boşanma davası da bunu kanıtlar nitelikte. evliliğin eninde sonunda gideceği nokta, ''ben senin çocuklarının anasıyım tamam mı''dır. hiç susmayan, evin içinde kireç gibi suratla gezen, hayal dünyası küçülmüş, tatil anlayışı havuz kenarı şezlongdan ibaret olmuş, seksi erkeğe lütuf olarak sunan, erkeğin annesiyle ya da kardeşleriyle anlamsız bir çekişme içinde olan kadınlar bir şekilde evlenen adamların kaderi oluyor burada. erkek bir süre evden uzakta ne kadar vakit geçirirse o kadar mutlu oluyor. ben de evliliği elimden geldiğinde erteliyorum bu yüzden. inşallah hiç yapmayacağım. yine de büyük konuşmayayım. zaten 40 yaşına kadar oldu oldu, sonra imkansız. istisnalar yok mu? tabii ki var. ama istisnalar var diye kendini bilerek ateşe atmak gerçekten genç ruhlu maceraperestlerin yapacağı bir iştir. ya da ne bileyim, gerçekten her gece sikebileceği bir amdır tek dert.
erkeğin verdiği kadının aldığı, en sonunda da erkeğin çöktüğü ve kadının ihya olduğu bir anlaşma.
bir ideoljik düşünce gibidir. planlar her zaman temel sorundan uzakta kalacak şekilde gerçekleşir. kadınlarla geçinmek çok zordur ama en iyi arkadaşta onlardır. asıl sorun kadınların evlenince kişiliklerinin gerçek yüzü ortaya çıkmasından dolayıdır.
kadını üzerine yapmaktır, bir tür tapudur.
Özellikle bayanlara söylüyorum. Genç arkadaşlarım, evde kalmayayım diye bulduğunuz adamla evlenmeyin, kriterleriniz, tercihleriniz olsun lütfen. Artık bıktık önüne gelenle tanımadan bilmeden evlenenlerden.
sanıyorum yaş aldıkça düşünülendir.
Bir türlü başaramadığım.
Doğru insanla yapılınca dünyanın cennetleşmiş halidir.
Allah herkesin karşısına içine sineceği münasip birini çıkarsın.
Ayrıca Dinin yarısı kurtulmuştur.
yapmak için doğru insanı beklediğim.. çok güzel hayallerim var bununla ilgili bakalım hayırlısı *
devletten onaylı sikiş belgesinden başka bir bok değildir.
Cocuk sahibi olup neslinizi devam ettirmek gibi bir dusunceniz yok ise, evliligi aklinizdan bile gecirmeyin. Doganin belirledigi roller vardir. Kadinin gorevi cocuk yapmak ve ona bakmak, erkegin gorevi eve ekmek getirmektir. Simdi feministler ve cagdas insanlar beni suclayacak ama ben boyle dusunuyorum. Sizleri ac gozlu ve bencil varliklar haline getiren vahsi kapitalizm kadina calis diyor, cocuk yapma,keyfine bak, bosver cocugu, neslini devam ettirme diyor. Her ne kadar kapitalist duzen, kadini bir seks objesi olarak gorse de, kadinin dogadaki rolu dogacak cocuklara annelik yapmaktir. Evliligin de mantigi budur, gerisi bostur. Ha su da var saglik sorunlarindan dolayi cocuk olmaz ona da saygim sonsuzdur.
evlilik 2 karşı cinsin birbirinden etkilenip veya görücü usulü bir birleriyle evlnemesi olayıdır.
kimi zaman yabancıların ülkemizde barınabilmesi adına sahte para karşılığı evlilikler yapılmaktadır.
zorla küçük kızların evlendirilmesi durumu vardır.
daha da sıralandırılılabilir bir durumdur.

ama herşeyden önce ömrün birlikte geçirileceği erkek/bayan çok iyi seçilmelidir bu kişinin herhangi biri olmamasına dikkat edilmelidir fikirler aynı olduğu sürece huylar farklılaşabilr.
önemli olan fikir uyuşmasıdır bu olayda.
eğer bunlara dikkat edilmezse evlilik kısa sürede bitebilr bitmyeip kendi içinde çileye dönüşebilir kavgalar şiddet dahası ve de ölümle dahi sonuçlanabilir.
basit bir kelime veya olay gibi görünsede bu isim altında ömrümüz geçmektedir kesinlikle basite indirgenmemelidir.
Anonim şirket. Kimin tarafından yönetildiği pek anlaşılmıyor. Kaynanalar bir yandan, görümceler bir yandan, baldızlar birer analist edasıyla akıl vermeler... daha neler neler.
parasızlık veya çocuk sahibi olmak nedeniyle yapılan eylemdir. evlenirken bu 2 motivasyondan biriyle hareket etmediyseniz boşanacaksınız demektir...
Günümüzde hafife alınandır.
Kadınlar için gerekli bir zırh ve isim aklama kurumu, erkekler için ise gereksiz ve sıkıntılı bir saçmalıktır.

çünkü erkek çocuğuna "gez toz oğlum ayıkla kızları, hadi yavrum ye hepsini götür. al para benden, ev lazımsa al lan anahtarı dayınların öteki eve götürürsün"

kız çocuklarına ise; "hava kararınca evde olacaksın, o kıyafet giyilmez kızım poponun tepesinde etek mi olur, ne yapıyosun sen gece bu saatlere kadar dışarda erkeklerle, mahallede adın orospuya mı çıksın istiyosun"

yaklaşımları toplumu uçuruma sürükler...

ana babaların ikiyüzlülüğü ve toplumun boktan yapısını böyle oluşturursanız; erkekler kızlara, kızlar erkeklere lâkaplar takar ve birbirlerinden nefret ederler.
Bin kere düşünüp sonra tekrar düşünerek yapılması gereken eylemdir.
Ama ne kadar düşünürsen düşün, kumardır.
Not: kuzenim yazmadı, biliyoruz da konuşuyoruz.*
Ekonomik özgürlüğü olan, kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü bir kadın için gereksiz prosedürlerdir. Bir kadın her şeyin üstesinden gelebiliyorsa neden bir başkasının yemeğini, temizliğini yapıp hayatını düzeltmek gibi beyhude çabalara girsin. En fazla çocuk sahibi olmak isteyip bunu legalleştirmek isteyen kadınlar için bu belediye iznini anlarım, onun dışında tamamen kısıtlayıcı maddeler bütünü.

Ayrıca bunu bir toplumsal görev gibi görmeyin..
deneyince pek de menem bir şey olmadığını anlayacağınız "mahalle baskısı".denemesi pek bedava değil lakin, biraz pahalıya mal olabilir.
Saçmalık.
Uzaktan bakıldığında çok güzel gibi gözüken ama içine girenler tarafından pek önerilmeyen durum. Iki insanın dünyaya kapilarini kapatıp kendi dünyalarini kurmalari, birbirlerinin mutluluklarini ve huzunlerini yasamalari, bir aile olmalari... bence bunlar çok güzel seyler başarabilene.