bugün

kalbine mukabil bir kalp bulma ihtiyacını karşılamanın meşru yolu.
mortıc kredisi kullanarak biraz da ondan bundan borçla peşinat ayarlayıp yirmi yıllığına yarınlarını hacze uğratmaktan çekinmeme kararlılığıyla daire sahibi olmaktır.
hayattaki gerçek zorluklarla tanışma anıdır. ileride boşanılsa da, gerçek bekarlığa dönüşü olmayan bir yola sapmaktır. yeni bir aşk ve yeni bir evlilikte; kadın olsun, erkek olsun, bir suç gibi karşısına çıkarılan, eksiklik sayılan yasal birlikteliktir. bekarlık, kocaman bir caddeyse eğer, evlilik daracık sokaklara sapmaktır. evlilik sonlansa da, o caddeye giriş kapanmıştır. bundan sonrası, yan sokaklar ve belki de patikalardır.
insanlar arası bir reaksiyon,(reaksiyona katılan ürünler; bir damat adam, bir gelin kadın, terlik, havlu, diş macunu tüpü, ajanda, çeşitli alışveriş merkezlerinden hediye çeki, bol bol sen beni anlamıyosun ve ilgilenmiyosun formatlı kelime öbekleri) birde ürünü bebek olursa tadından yenmiyor.
her sabah aynı yüzü görmenin vereceği tedirginlik. kavga edince höt diye boşanmamak gerektiğini algılaması gereken bünye, doğru seçimi bir türlü yapamamaktadır maalesef.
zor bir karardır...
ben bu adamla nasıl bir ömür geçireceğim diye evlilik tarihinden bir ay önce ayrılanlar vardır.. evlilik kararı almak karşıdaki kişiye farklı bakmaktır artık, kişinin gerçek yüzünü görmektir, şu soru gereklidir bu durumlarda: son kararım mı?
kadın ve erkeğin birbirlerini değiştirmeyeceklerine ve değiştirmeye çalışmayacaklarına kanaat getirmeleri şartıyla yapmaları gereken yasal aktivite.
mutlu olacağını sanarak mutsuzlukla yaşamayı öğreneceğin sürece girmektir.
kadın 'ben onu degiştirebilirim' diye, erkeksese 'o hiç degişmiyecek' umuduyla evleniyormus.
iki kişiyi birbirine bağlama kaçmasın diye. etrafına bakıp bumu lan evlilik ben evlenmiycem dediğimiz olay.
ihtiyac mi yoksa istek mi sorunsali. (bkz: denemesi bedava)
şu anki kafama göre hiçbir aklı başında bünyenin yapmaması gereken eylem.. görüyorum etrafta, daha tazecik evli-vıcık vıcık sevgi ilişkileri.. midem bulanıyor.. doğru tuvalete!

şu genel kuraldır ki; insanlar hayatlarının adamlarına/kadınlarına aşık olup, eh-idare eder-normal derecede bir adam/kadınla da evlenirler.. istisnalarını gözümle tek tük gördüm ve buram buram tek taraflı aşk kokan ilişkiler oluyor bunlar da..

günümüzde neden evleniyor millet o da anlayamadığım birşey.. küreselin ısınması, dünyanın sonu diye bas bas bağırıyor insanlar.. siz ne diye çoluk çocuğa karışıyorsunuz daha?! -buradan günümüz evliliklerinin çocuk üzerine kurulduğu çıkarılsın bir zahmet-

yaptığım gözlem vesairin neticesi ne oldu dersiniz?
otuzunu geçkin bekar beyfendi sayısı, bekar hanfendi sayısından az.. bir de kadınlara evlenme meraklısı derler! oysa en özgür adam bile belirli bir yaşa gelince, kendince en mantıklı şeyi yapıp, evlenip çoluk çocuğa karışır.. evleneceği kadını seçerken ise kalbine göre değil de mantığına göre davranır.. kendi denginde, sorunsuz, kendisini seven, iyi bir anne olabilecek kapasitede bir kadını tercih eder.. gençliğinde köpekler gibi aşık olduğu kadını değil! ayrıca zamanla sevecektir de işte bu kadını.. en azından alışacaktır.. hem kadın, adamı sevsin yetmez mi? erkek dediğin sevgisini belli eder miymiş canım?!

bu bağlamda kadınlar daha cesur oluyor bekarlık konusunda.. üstelik ülkemizin bazı kesimlerinde otuzunu geçmiş ve bekar kimselere -özellikle bayanlara- başka bir göz ile bakılıyor.. o göz nedir derseniz, acıma duygusuyla karışık bir gözdür..

çünkü bekar insan, ileride herkes torunlarını severken yalnız kalacak olandır.. ileride herkes torunlarının yanıbaşında vefat ederken, köhne ve yalnız bir evde ölecek olandır.. hı, bir de çocuk sahibi olmanın verdiği imtiyazlı duygudan -erdem mi diyorlar ne--- mahrum kalacak olandır.. yazık değil mi şimdi ona?!

eğer ki bana "yok sen yanıldın, biz çok aşığız, ondan evleniyoruz" dersen ayrıca bir gülerim sana..
ne aşkı allah aşkına?!
insan bu.. sözünde durmuyor.. lanet olsun ki gelip yüzüne "senden sıkıldım" bile diyor.. demese bile hareketleriyle gayet güzel ima ediyor..
sonra ilişki tek taraflı bir aşk olup çıkıyor..
tek taraflı aşk.. çok acı tamam..
gel bunu bir de, yirmidört saat beraber olduğun, evlilik müessesinin diğer üyesiyle yaşa..
o daha fena!

bir de bir zamanlarki özgür ruhunuzu -sözde- ruh eşinizinkine ortak edip, resmen kapana kapatıyorsunuz ya..
o daha da fena!

bir imza bir cinayete sebep olur mu?
oluyor işte..
özgür ruhları, toprağa bağımlı hale getiriyor..

hı, eğer derseniz "yok ben özgür değildim.. sadece özgür ruhlara dair yalanlarla beslendim"
o zaman lafım yok size..
evlenip ev sahibi olmak.
yasın ilerledikçe artan sorumluluklarının bir kat daha artması , kısıtlanan özgürlüğünün bir kat daha kısıtlanması demektir .
basliktan pisman olanlar icin;
(bkz: bosanmak)
birbirine yalnızca önce dost ve yoldaş olabilecek iki bireyin 1. ve 2. tekil şahıslardan güçlerini birleştirerek 1. çoğul şahıslığa yükselmeleridir.

hem evlilik 3 kişilikmiş. karşı tarafın 2 seçeneği olup da sizi seçtiğinde tadından yenmiyormş zira...
ne zor bir kararmış, bunu anladım.

fikren ya da bedenen olmayacak evliliğim karar verirsem. zaten 22 senedir dostum olan, 6 senedir aynı evi paylaştığım dostumla kağıt üzerinde evleneceğiz ki ben vatandaşlığa geçip çalışma izni almaktan kurtulayım. hiç bir sorumluluk olmayacak üstümde. nikah dairesine gidip kendi kendimize gülerek bir imza atacağız. sonra ben işimi garantiye alınca da boşanacağız. hayatta en sevdiğim insanlardan biri, sırf benim rahatım için hazır o göstermelik imzaya.

ama ben çıldıracağım. ne değişecek hayatımda? hiç bir şey! yine bile ne denli zor.

ben böylesine boktan bir evlilik için bile karar veremezken insanlar ciddi ciddi evleniyorlar. aşk, bağlılık, sadakat, güven... kimileri bunu tadıyor demek ki, ya da kendilerini süper kandırıyorlar.
yaşanmış bir 20-25-30 yılın ardından "evet, bu o" hissinin ruhu kaplaması, sorumluluk duygusunun onay vermesi ve aşkın karşılıklı gözlerden okunması sonucu, hayat arkadaşı olma durumudur.

artık kişi hayatta tek başına değildir, neredeyse aldığı tüm kararların iki kişiyi etkileyeceğini iyi bellemelidir.
nikolay gogol oyunu.
doğru zamanda, doğru insanla yapıldığı zaman evlenmeyi düşünmeyenlerin aslında ne kadar çok şeyi kaybettiklerini bilmedikleri, muhteşem birliktelik. daha çok er kişilerin zaman kaybı olarak gördükleri ve şu felsefeyle yaklaştıkları hadise:
-evlenip de balayına gideceğime, evlenmem alayına giderim.
bile bile ateşe atlamaktır. *
[bkz:evlenip balayına gideceğime bekar kalır alayına giderim]
daha saçmasapan bir ilişkiyi bile yürütemezken evlilik denen şeyle nasıl başa çıkılır acaba diye sordurmakta sık sık bana. bi de etrafımda o kadar kötü evlilikler var ki. sakınmakta haklı olduğumu düşünüyorum. ne bileyim. hiç olmıcak gibi gelen şey.
duruma göre 1+1, 2+1, 3+1 seçenekleri arasında seçim yapıldıktan sonra kiracılıktan kurtulma durumunun adı.
iki insanın ortak bir kararla geri kalan hayatlarını birlikte yaşamaya karar vermesidir.iyi düşünülerek yapılırsa mutluluk,düşünülmeden aceleye getirtilirse, üzüntüye yol açabilen eylemdir.