bugün

basketbol'un o yıllarda ülkemizde yeni yeni tutulmaya başlamasından dolayı, belki de hayatlarında ilk kez basketbol topuna dokunan aktörlerin absürd absürd hareketler yaptıkları iğrenç sahnelerdir. esas oğlanımız çok ünlü bir basketbolcudur filmde. fakat gerek top sektirişi gerek top sürüşüyle o topa ne kadar yabancı bir bünye olduğu hemen sırıtır. atış yaptıkları sahnelerde, kişi ile potayı neredeyse hiç aynı karede göremedik şimdiye kadar. oğlanımız topu elinden çıkarır hemen bi başka kamera devreye girerek topun çemberden geçtiğini gösterir bizlere. kimbilir kaç kere denettiler de adamcağıza başarısız oldu garibim. ayrıca nedendir bilinmez hep uzun saçlı ve sakallıdır dönemin filmlerindeki basketbol "star"ları.
yandan küçük yırtmaçları olan el kadar şort giyen, türk aktörünün boy ortalaması için hiç de uygun olmayan bu sporla ilgili de yeşilçamın muhteşem filmlerini beğeniyle izlemekteyizdir... gönül isterki dünyayı kurtaran adamın space jamtarzı bir reprodüksiyonu olsun...
"topu görse bomba diye karakola götürecek" olan tiplerin oynadığı sahnelerdir genelde.
bu sahnelerden sonra hemen kamera arkası çekimlerini girseler ne güzel olurdu. bu çekimlerde aktörler koşarak karakola girmektedirler.
(bkz: topu bomba sanıp karakola götürmek)
karizmatik(!) basketçilerin kız arkadaşlarının, vatkalı gönmlekleri kabartılmış kahkülleri, imame boncuğu misali tepeden toplanmış saçlarıyla, maç sonrası bileğin üstünde biten belden iyice sıkılmış daralan paça kotunu ve şal deseni gömleğini giymiş, çantasını sağ eliyle omzundan atmış kendilerine doğru koşacak olan esas oğlanı kenarda beklediği sahnelerdir.
bir yeşilçam harikasında dombili zeki alasya ağzında sigarasıyla basketbol antrenörü olarak görüntülenmektedir ki beni benden alır başka diyarlara götürür...
70 milyondan sadece 3 tane dünya çapında basketbol starı çıkarmamızın sebeplerinin başında gelen sahnelerdir. zehirlediler bütün gençliği.
tarık akan ın sürekli sallanan zinciriyle sıkça turnike attığı sahnelerdir;fakat aklına köyde bıraktığı filiz akın gelirse şap bir surat ifadesine bürünür ve topu kaybeder.
"ortadirek şaban" filminde kemal sunal'ın amerikalı basketçiyi etkisiz hale getirip kendisini kömürle boyayarak antremana çıktığı sahnelerde unutulmamalıdır...

--spoiler--

- şştt coni kam* coni kam gel lan buraya

--spoiler--
basketbolu genç nesle sevdiren sahnelerdir.