bugün

aralarda gelir akla, böyle kendinizle başbaşa kaldığınızda. beraberinde bir şarkıyla birlikte gelir. dinler dinler hatırlarsın. "ne yapıyorum lan ben" demezsin. dinlersin, üzülürsün. "lan gerizekalı" dersin, "bok mu vardı?" sonra ondan daha çok değer verdiğin yeni sevdiceğin telefona sarılır. "nasılsın canım?" der. "siktir et oğlum" dersin. "seni düşünmeyene, senin için üzülmeyene sen niye üzülüyorsun ki?"
Seni ne kadar üzse de ne kadar haksızlık etse de 'başkasıyla görürsem nasıl dayanırım?' şeklindeki en dehşet takıntılardan birini sana yaşatan bir garip varlıktır. Hele seni senin kadar sevemediğini ama yine de özlediğini söyleyen bencil mahlukatlar vardır ki onlara duyduğunuz aşk; popolarına koymanız gereken tekmeyi de geciktireceği için sürünüp durursunuz.
tüm sevgimi nefrete dönüştürmeyi başarmış,zekasını hiç bir zaman küçümsemediğimi bir türlü anlayamayan aptal sevgilim.
Ayrıldıkdan 5 ay , 1 yıl sonra eğer işi düştüyse arayan (sakın ha sazan gibi atlamayın) özlediğini söyleyip işi bittikten sonra sapıyla profil resmi koyan düşüncesiz hayvandır.
üzerimden çıkaramadığım tenim.
yırtsamda zaman zaman, yüreğime ilmek ilmek tutturarak, her ilmekte biraz daha kanayarak, her yanını yamayarak giymeye devam ettiğim.
esaretinden geçip özgürlüğüne savrulduğum bir çıkmaz sokağın mahkum kıyafeti gibi benimle yaşadı, benimle ölecek o.
gördüğünde ağzın yüzün yamulur,karnında kelebekler uçuşur kafanı nereye vuracağını şaşırırsın
hatırladığında bazen yüzünde acı bir gülümseme olur bazen de siktireeet! dersin.
tam 5 yıl geçmişti. küsuratı vardır muhakkak karıştırmayın.
17 yaşında sevdim 23'e kadar deli gibi büyüleyici, kör olmuşçasına. 23'te ilk tökezlemeler. sonra tekrar tekrar dönüp dönüp deliler gibi sevmeler. araya giren şehirler, dağlar, nehirler. yani gurbetlik halleri. yani yeni ve modern haliyle uzak mesafeler. bunlar dahi yetmedi çoğu zaman kadim bir aşkı dipten sarsmaya. her bahar dallara düşen tomurcuklar gibi filizlendi sevda. ölü toprağını atıp tekrar dirildi. uzun ve dahi uzun yıllar sürdü. eğilip bükülmedi bilekler. belki eğdi en güçlü fırtınalar uzun çayılarda güneşe duran başakları ama o başaklar bir şekilde yine dikti başını, yine güneşe durdu yine samanından can verdi kendi kendine. lakin gel zaman git zaman artık sular duruldu. dağlar eğdi sevdalı başları yürekler karşı koyamaz oldu başka sevdalara. ve bitti. ölüm gibi bir sessizlik çöktü bedenlere. önce karanlıktı sokaklar, yollar çamurdan güneş nar gibi değildi kara bir lekeydi, ay lanetli. ne uzandığın yatak ne de ensesinden tuttuğn uyku. her şey boş...

bu yüzyılda çokta uzun sürmüyor biten aşkların acısı. katıksız, derin anlamlar taşıyarak uzun yıllar süren bir aşk en fazla 1 yıl kendi acısının sarnıcında seni dehşet acılara gark eder ve sonra biter. açarsın perdeyi dışarıda masmavi gökyüzü, insanlar, şehirler, doğa ve hayat. tekrar başlarsın. biri girer hayatına. çıkar gider. koymaz artık acısı. zira feleğin çemberinden geçmiş bu babta. öteki gelir o da gider. bir başkası, beriki, öteki, bir sonraki vs. artık hepsi nokta, virgül, ünlemden ibaretti. hiç biri yanyana gelip iki kelime olmaz. bir de bakmışsın yıllar geçmiş.

ne diyorduk tamı tamına 5 yıl. siktirtmeyin küsüratı. (taktım he ben de küsuratlara).
neyse 5 yıl arada sonra -küsürat- (neyse lan) bir mesaj gelir. açarsın bakarsın. kalbin çarpar ve tekrar koşarsın. bu kadar mısın lan bu kadar mı oğlum? olayın bu mu yani? hiç mi direnemezssin? yok abi direnemezssin insan oğlu sever böyle boktan şeyleri. neyse gidersin geride 5 yıl önce bıraktığın (lan) o efsunlu "şeye". bir karartı gelir alacalı bulacalı. yaklaşır. göz göze gelirsin. sarılırsın. çok eski bir koku sanki yüzyıl öncesinde kalmış bir koku yine sarıp sarmalar seni. yürürsün yanında en tanıdığın insala. oturursun çay içersin. derin bir sohbet. sonra sorular. ve anlarsın ki her şey bir hiçten ibaret. yatağa geçersin uzanırsın yanına. ne öpeceğin bir dudak ne tutacağın bir eldir o. o da sadece bir kambur virgüldür artık. bir dönem hayatını kanatmış ve kendinden sonra gelenlere değer yüklemeyi engellemiş acı bir yara.

saatler ilerler. kalkarsın camı açarsın. dışarıda şehir karanlık. karanlığa batık binalar. binalar öksürür? öksürür mü lan binalar? öksürür işte. ağaçlar eğilir yorgun omuzları çöker. ayın aynasında bulutlar geçer. boş ve anlamsız. odaya dönersin. sabah olsa da kaçsam burdan dersin. kaçıp bir nefes alsam. ne tuhaf bir dönem deli gibi sevdiğin, o ilk aşkın, o ilk ustan, ilk dokunuşun ilk büyük kavgandan kaçmak istersin artık. üstelik o uzun ayrı kaldığın yıllarda dahi hiç aklından çıkmayan sevdandan.

eski sevgili.

edit: imla falan ortalığı bok götürüyor idare edin.
merhaba eski sevgilim.
seni çok özlüyorum.
seni deli gibi özlüyorum.
"sen de beni deli gibi özlüyorsun" diyemediğimden, bilemediğimden bütün acım.
şimdi nerde ne yapıyorsun kiminsin kiminlesin bilmek en büyük ihtiyacım.
merhaba eski sevgilim.
elveda dediğim günden beri aklımdasın sevgilim..
ve geceleri daha dayanılmaz oluyor özlemin..
kesinlikle aynı okulda olmaması gereken sevgilidir.
hala sevişiyorsanız varsın eski sevgili olsun.
umrumda olmayan insanlar. kafam girsin.
zamanında onun için her şeyi ama her şeyi feda edebilecekken, hiç yapmayacağın şeyleri yapmışken, her saniye onu düşünür, mutluluğun da aşkın da dibine vururken şimdi sokaktaki kaldırım taşından bir farkının kalmamış olması beni dumurlardan dumura sürükleyen insan çeşididir.
merak edilmez mi?
adından da belli olduğu gibi gereksiz mahlukattır. tam hayatını yoluna koyduğun an ortaya çıkar, kendini hatırlatır paşam. ha bu arada zaten çıtayı yeteri kadar düşürdüğü için üzerinden ego tatmini yapmak çok basittir. can sıkıntısına iyi gelebilir. durması gereken yeri bildikten sonra eğlenilebilir bile. keyifli geçen konuşmanın ardından asıl olaya gelinir. yaptıklarıyla eski olduğunu 1500. kez kanıtlar, hayatının içine eder ve koşarak uzaklaşır.
arayıp sorulmayan sevgili, önceleri mesaj atılsada bir cevabından sonra umurumda olmayan kişi, artık varsın gitsin yoluna. bu saatten sonra dönmez artık.
sokakta görsem tanımam.
attığı kazıktan sonra başkasından kazık yiyip, mutluluğa boğan kişi. daha büyükleri nasip olur inşallah. kazık atanı tebrik etmek lazım.

(bkz: sübhanallah kardeş ibretlik bir kazık)
eski sevgilim. Yani eski sevgilim desemde hala seviyorum ben onu ve hala konuşuyoruz. Ona büyük bir hata yaptım kırdım onu. 2 Gün sonra doğum günü ve ben ne yapıcağımı bilmiyorum. Kutlayıp kutlamıcağı belli değil. o benim doğum günüme gelmişti ve biz çıkmıyoduk. zaten değişik bi anımız var. 1 ay çıktık 6 aydır seviyoruz birbirimiz ( çıktıktan sonra ki 6 ay. ) Ne yapıcağımı bilmiyorum.
Eski sevgilim ünlü olmuş. Az önce Yaban TV'de gördüm
miyadı dolmuş sevgilidir. kokmadan çöpe atmak gerekir.
Kimisine göre referans kimisine göre sabıka kaydıdır. Kimisinin kıssadan hissesi, kimisinin iflas etmiş hissesi...
Ama gariptir, neden eski sevgili demeyiz de eski sevgili/m der aitlik ekinden vazgeçmeyiz?
kötülenmemesi gereken kişidir. çok üstüne gidiyoruz bazen üzülüyorum ya. dszhzdh
uğruna düşüncelerle bolca boş zamanın heba edildiği insandır.

kimi için sikip attıp biladerdir kimi için ondan başkasının eli nasıl tutulur bilmem demektir.
Allah onun ta belasını versin.