bugün

bazi insanlarin hayatini kahreden bir hastalik, evet gercekten hastalik. yakti beni.
(bkz: carpe diem)
(bkz: procrastination)
(bkz: seize the moment)
(bkz: make the most of now)
(bkz: anı yaşa)
(bkz: üşeniyorum öyleyse yarın)
ben bu entry'i sonra yazarım.
(bkz: benim ben)

her zaman her şeyi ertekdikleri gibi,her zaman her yere de geç kalan insan tiplemesidir bunlar.
daha çok sabahları erken kalkmak için ayarlanan cep telefonunun alarmını erteleme sırasında sürekli nükseden hastalıktır. her gün kendini tekrar eder ve ne yazık ki artık kronikleşmiştir.
psikolojik bir rahatsizliktir. hayati kaciran ve yalniz insanlardir. sayet bir iste calisiyorlarsa yakinda onu da kaybedebilecek insandir.
başığı gördüm dikkatimi çekti. Girecek enteresan şeylerim de var da, şimdilik böyle bırakayım, sonra edit eder düzeltirim...
şu anda bile yakamı bırakmayan hastalık. rahat bırak beni pezevenk ders çalışmam lazım.
üşengeçliğin temel kurallarından biridir. bugünün işini yarın da yapabileceksem bugün neden zahmet edeyim fikrine uygun bir davranıştır. hastalığa dönüşür.
vakti zamanında bir eleman varmış, ertelenen evrakları biriktirir sonra odasında yer kalmayınca başka bir odaya taşınırmış...
yumurtanın göt ağzına gelmesiyle son bulan furya.
her işi son anına kadar erteleyen, o son an geldiğinde ise sabahlara kadar uğraşıp kan ter içinde işi bitiren ama çıkardığı iş de pek bir mükemmel olan bir insan olunabilirse tadından yenmeyecek durumdur.
(bkz: bendeniz)
bunu başarabilen insan bir şeyi zamanında yaptığında rahatsız olur, boşa vakit harcadığını düşünür. o vakti başka saçma sapan şeylerle doldurabilecektir halbuseki. sonra son dakikada yetişen işin verdiği gurur bir başka olur. bir de iş bittikten sonraki yayılıp dinlenme süreci yok mu, insan kendinde iki katı dinlenme hakkı bulur böyle zamanlarda. o kadar da kötü birşey değildir yani ertelemek. tek kötü yanı işe girişene dek ertelenmiş saat gibi 10 dakikaya bir kendini hatırlatmasıdır.
yurdum insanına özgü bir hastalık olup babadan oğula gen yoluyla aktarıldığına dair ciddi şüpheler bulunmaktadır.

yoksa, şimdi yatayım sabah erken kalkar çalışırım, ne 2 hafta mı ? daha bi dünya zaman varmış, hele bir yarın olsun da öyle düşünürüz gibi güzide kalıplar edirne'den hakkari'ye kadar tekmil yurdum insanında görülmezdi.

tabi bu arada, bugünün işini yarına bırakma hangi üstün aklın eseri, o meçhul. *
çekmediğimin kalmadığı hastalıktır.

allah'a inanıyorum ama güvenmiyorum, allah ın yaratmış olduğu maddi manevi herşeyi anlarım en azından anlmaya çalışıyorum, ama bu "erteleme hastalığı" olayını anlamıyorum, bu hastalığı neden yaratmış, böyle birşeye neden gerek duymuş yaradan??? bu meret olmasa insanla çok çalışkan olacaklar, çalıştıkça bazı şeyleri anlayacak ve yaradana daha fazla şükredecekler, kötü şeyler daha az olacak, belki de dünya zamanla güllük gülistanlık hale gelecek.

neden tanrı bu hastalık için bir mucize gerçekleştirmez?

edit: belki böyle şeyler yazılmaz ama, bugünlerde yaradan ile aram iyi değil, onun rahatlığı ile yazıyorumi sadece beni ilgilendiriyor, kimse üzerine alınmasın, günahsa da günah ne yapayım.

(bkz: allah a inanmak ama güvenmemek)
allame-i cihan olsan, IQ un 200 olsa işinde sıçmana sebep olan, kariyerinde hep yerinde saymana sebep olan hastalıktır.
yaşamı ertelemekle devam eden tembellikler silsilesi.
zamanı verimli kullanmayı engelleyen, hayattan çalan hastalık.
kesinlikle hastalıktır. sırf bu yüzden ilkokul arkadaşımla 10 aydır görüşme planı yapıyoruz. henüz karşılaşmadık bile...
yarın ola hayrola diyen ataların torunlarından beklenen olay.
her şeyi kader kısmete bağlayan bir toplum olarak yine de iyi gidiyoruz aslında.
yakında nefes almayı bile erteleyebilecek kıvama gelmesi yakın görünen ironik durum.
grubumun adı bile ertelemeyle ilgili benim, benden bi cacık olmaz.
ölüm döşeğinde geçecek ve ardına yalnızca pişmanlık bırakacak hastalıktır.
hastalık boyutuna ulaşmış bir huy.
sonra yaparım diyerek ertelenen çoğu iş yarım kalır veyahut hiç yapılmaz.
vakti zamanında yapılsa ne güzeldir halbuki ancak huylu huyundan geçmez, can çıkmadan huy çıkmaz.