bugün

buna vücudun toleransı konusunda şöyle bişey vardı, doz aşımı ile ilgili; uzun süre aynı ortamda tüketildiğinde, alışılmış olan o ortamda bünyenin maddeye olan tolerasyonu artıyormuş ve doz değişmese bile farklı bir ortamda içmek doz aşımına neden olabiliyormuş; sonra ölüyosun tabii. bilim tekniğin bilim teknik olduğu zamanlarda okumuştum bunu orda.

ibogain'in, bunun bağımlılığını tedavi edebildiğini iddia edenler olduğunu da eklemeliyim. tabii etki oranı nedir, ondan sonra ibogain den ne kurtarıyor? filan bilemiyorum, belgeselde gördüm.

haz ilkesinin ortadan kalkmasının yanısıra yalancı filozofluk kişiliklerine bürünme, bilgi düzeyinin çok üstünde bir entellektüel performans gösterme çabasi, zengin ve geniş düşünülüyor olduğu sanısı bağımlılığının en karakteristik özelliklerindendir diye giden bir tanımına rastlayınca da, tanıdığım bazı kişileri hatırlayıp güldüğümü itiraf edeyim en son.
beyaz ,,
(bkz: diasetilmorfin)
Vucudun nikotin gibi bu maddeye toleransı yüksek olduğundan , sürekli doz aşımı yapılması gereken madde. ot için bok için ama buna yaklaşmayın.

(bkz: bile bile kayıp gitmek)
modası geçmiş uyuşturucu. nike ayakkabı gibi.
uzak durun, uzak durun.
yeryüzünün en lanet, an adi ve en şerefsiz maddesi. satanlar, sattıranlar ve gençleri aileleriyle birlikte yakanların şerefsizlik katsayısını belirtemiyorum.
ilk bulunduğu dönemlerde küçük çocuklara öksürük ilacı olarak kullanılmıştır.
isteyerek degil tesadüfen bulasilan öldürücü.
dünya üzerinden silinmesi gereken kimyasal. bağımlı olduktan sonra ne kadar bırakılmak istense de bırakılamaz kullanıcı yaşamdan kopar onun için tek gerçek ve ulaşılması gereken şey eroin olur. bu sırada kullanıcıyı fiziksel olarak zayıflatır hiçbir şeyle baş edemez duruma getirir ve eroin etkisinde olmayan zamanlar acı içinde geçmeye başlar maddenin keyif verici bir yanı kalmaz sadece acıdan kurtulmak için kullanılır. toplum bu sırada yardımcı olmaktan çok kullanıcıyı dışlayıcı tavır sergiler ve ölüme gönderir. başlanmamalıdır, bir şekilde bağımlı olunduysa, bırakma konusunda kararlılık ile kesinlikle eroinle alakası olmayan insanlardan yardım istenmeli ve devlet hastanelerine başvurulmalıdır. kurtulmak uzun ve zorlu bir yoldur başarmak hayatla yeniden tanışmak ve güzel hayallere doğru yol almaktır.
esrar ile karşılaştırmayacak kadar insan bünyesinde tahribata yol açan uyuşturucu madde.*
bunu kullanmak yerine direkt intihar etmek hem kişinin kendisi hem de çevresi için daha iyidir.
argoda çöp diye tabir edilir. kullananlara da çöpçü denir.
dünyadaki en kötü şeylerden biri..
en kötüü ama, enn..
öldürmeden bırakmaz, dahası önce süründürür, ölümü isteyecek hale getirir, bir süre daha işkence eder ve korkunç bir acıyla yok eder seni..
çevreni, sevgini, saygını, hayatını kaybettirir..
benliğini, yaşamını, mutluluğunu kaybettirir..
hepsini biliyorum.. hatta fazlasını da biliyorum.. lakin bu merete hala nedensiz bir meyilim var, hala korkamıyorum ondan. bir gün oturuken bir arkadaşımla çıkarsa al bas damarına diye.. korkup kaçmayacağımı hatta bir adım öteye gideceğimi tahmin ediyorum.
korkunç bir madde.. bir ömür böyle kendimi ona bu kadar yakın hiseddeceksem işim iş vala..
kokainden daha ucuzdur.
ingilizce hero kelimesinden türemiştir. bayer firmasının 1890dı galiba bir ilaç ürtimi sırasında tesadüfen bulduğu materyel. deneme amaçlı olarak çalışanlardan birine enjekte edilip nasıl hissettiği sorulunca like a herooo diye bağırmış isimde ordan kalmış.
uzun bir süre tüm dünyada üretilmiş ama 1920lerde tüm dünyada yasaklanmış lakin 1935 e kadar türkiyede üretilmeye devam edilmiştir** haliçte eskiden feshane olan binada türkiye uzun bir müddet eroin üretmiş ve satmıştır,bu yüzdendir ki türkiye eskiden dünyadaki bütün büyük suç örgütü mensuplarını ağırlamıştır al capone nin taksimde dolaşmışlığı maxim gazinasounda eğlenmişliği vardır. god father filminde geçmemizin bir sebebi budur.

hatırlamayanalr için:vito corleone joey zazayı öldürmek ister ve türk mafya babasından yardım ister.
--spoiler--
yenildin eroin ! kabul et artık...
acımasız çarmıha germiştin beni.çırılçıplak;kollarımdan,bacaklarımdan,buz gibi kapkara bir tahtaya çivilemiştin.

tutsağındım !
ama kurtuldum ! çekip kurtardım bedenimi çivilerden.
etlerim paramparça...kanlar içinde..
bana güç veren neydi biliyor musun? korkularım !
evet,evet yanlış duymadın korkularım;korkularım kırbaç oldu bana !

umrumda bile değildi ölüm...derdim seninleydi!
bir kez daha yaşayamazdım aynı utancı.
korkuların saplantıya dönüştüğü yer,bıçağın keskin yüzüdür ! biliyor muydun bunu?
o keskin yüzde,eski bölük pörçük ürküntü kırıntılarımı ezip geçen gerçek korkuyu tattım ben..
seninle yeniden yüz yüze gelmek!yeniden aynı batağa saplanmak...kolumda şırıngayla,izbe bir köşede katılıp kalmak...gencecik bedenimi,kurban niyetine önüne sermek...
işte beni,sürüklediğin açmazdan çekip çıkaran gerçek korkularım!

onları çok sevdim,dost oldum onlarla.
korkularımın kırbacında yeniden can buldum.yüzümde şaklayan her darbe,'ben'i bana biraz daha yaklaştırdı.

sancılıydı öze dönüşüm! dayandım...
önce 'ben'le barıştım.yeniden kendimi sevmeyi öğrendim.

başardım!

özgürüm artık...
--spoiler--
bir başalayan bir daha bırakamaz
yandıkça üşür, üşüdükçe ister
beyaz bir kabus bu
insanların gözüne her baktığında, gözlerindeki beyazı her gördüğünde o gelir aklına
belki o gözleri tekrar göremeyeceksin
belki bu akşamki çekişini kaldıramayacak küçük bedenin
seni kimler alıştırdıysa söveceksin onlara
söverek gideceksin son yolculuğna
başın dönerek uçacaksın göklere
bir beyaz uğruna sattın ömrünü
'affedin affedin affedin' diye yalvaracaksın seni sevenlere
kendini tek bir saniye bile düşünmeyeceksin
kimse üzülmesin sana, sana! senin gibi bir leşe acımasınlar isteyeceksin, habersizce gitmek isteyeceksin ama olmayacak
asıl suçlu sensin ama herkes 'o saftı, alıştıranlar utansın' diyecek.
gerçeği, bir beyaz kabus uğruna kül tablasına bastırılmış sigara gibi söndürdüğün kısa hayatını bir tek sen bileceksin...
En başlarda keyif veren sonralarda olmazsa ne yaptığını bilmediğiniz madde.
ntvblm dergisinde yer alan (bristol üniversitesi'nden david nutt'ın yaptığı) bir araştırmada, (haz-bağımlılık konularında 3 üzerinden 3 almıştır.

sırayla kokain (2.39), tütün(2.21), barbitürat(2.01), benzoidazepin (1.83), amfetamin (1.67), esrar (1.51), ekstazi (1.13), lsd (1.21) gelir.

yani eroin 10 numara uyuşturucudur. diğerleri de fena bağımlılık yapar. bulaşmayın, bulaştırmayın..
eroin hakkında kitaplar bitirilmiş, kafalar yorulmuş peh peh peh...
(bkz: düşkünlük)
en ufak bir şakası olmayan hayat karartıcı.
tüm insanlıktan uzak dursun.
insanı yavaş yavaş o bilinen sona götüren, hergeçen gün biraz daha çökerten ve en sonunda da boktan bir tuvalet köşesinde yada olur olmadık biryerde cesedinin bulunmasıyla son bulan hayattır.
zevk maddesi olarak kullanan azdır çünkü zararı hepsinden fazladır kullanan ölümü göze almıştır.
(bkz: kardeşim ot iç ot)
tedaviler, psikoloklar, maddi kayıplar, manevi yıkıntılar.... herşeye rağmen bağımlılığın assla bitmediği, her beyaz birşey gördüğünüzde aklınıza gelen... aslında aklınızdan hiç çıkmayan lanet olası madde... istiyorsun, başın dönüyor, onu arıyorsun, yok! yok! onu bulamayınca gözlerin kararıyor, bu iğrenç duygudan kurtulmak için ya onu bulacaksın ya da hayattan kopacaksın. yeter! bu acıyı çekmek ızdırap.. eline geçirdiğin ilk sivri, kesici maddeyi üzerine saplıyorsun, zaten dirençsiz olan vücut küçücük bir kan kaybından bayılıveriyor! ama senin amacın ölmektir bu nefret maddeden ebediyen kurtulmak, ölmek... yine seni biri bulur, acilen hastahaneye kaldırılırsın yine tedaviler yine yine herşey yeni baştan yaşanır!! 'yapmayın artık kurtarmayın beni. ben sadece bir keşim.. kendimden nefret ediyorum' demek istersin ama diyemezsin çünkü seni sebebsiz yere hak etmediğin halde seven insanlar vardır...