bugün

Sözlükte henüz pek yaygın olmadığı kanısına kapıldığım davranış. Oysaki önemli bir olay.
kimin oyladığını ve iyimi kötümü eh iştemi dediğini bilmedikten sonra pek işe yaramayan eylem
moderasyon tarafından ısrarla bize tavsiye edilen eylem. verdiğimiz oylar bize yol su elektrik olarak dönecekmiş. daha ayrıntılı bilgi için;

(bkz: gelişmeler)
kendi entrylerimiz üzerinde de uygulayabildiğimiz eylem.
caylaklarin dahi oy verebilme haklarina saygi duyan bir eylem *
yazar olmanın baş koşulu fakat bir türlü yaygınlaşamıyor. aslında herkes beğendiğini veya beğenmediğini oylasa müthiş olacak. elektrik gibi bir olay yani. her zaman her yerde.
oy yazarın maaşıdır. sözlük yazarı yazılarının karşılığını onunla alır. oy verilmelidir ki yazarın aşkı şevki kırılmasın, mutlu olsun, messut olsun, girip girip baksın en iyi 10 entrysine, oy verilen entrylerine. "sizleri seviyorum, ben sizlerle varım." diyebilsin.
istatistiklere girince bazen seri eksi oy veren sanılmaktır. * * *
entry girmek kadar keyifli bir eylemdir. mütemadiyen yapmak gerekir.
(bkz: seri halde artı oy veren melek)* *
sözlük yazarlarının iştahla entry girmesinin sebebidir. nasıl mı? yazar düşünür, emek verir gireceği entry için, güzelce düşüncelerini yazar ve tamam butonuna basar. ondan sonrası sözlükteki diğer yazarların taktirine kalır. aslında her yazarın ortak isteği vardır: "okunmak". verilen oylar ise; yazarın okunup okunmadığını anlamasına yardımcı olur. sadece artı oy değil, eksi oylarda bile yazar bir şekilde okunduğunu farkeder. bu doğal istek emek veren yazar için önemlidir. sözlükteki diğer yazarlarınsa yapması gereken; hakeden entryleri oylamaktır, oy butonunu öcü gibi görmemektir.
uludağ sözlüğün kanayan yarasıdır. eksi de olsa artı da olsa, belki de çoğu sözlükten geriyiz bu konuda.
sözlükte herkes yazma çabası içinde olduğu için ve okumaya vakit ayırmadıkları için maalesef kimsenin entry oylamak gibi bir amacıda yok. sürekli yazdıkları ve okumadıkları yetmediği gibi birde sözlükte okumak amacıyla bulunan yazarlara eleştiriler yaparak okuyan yazarlarıda kaçımaktalar .
popüler olmadığınız sürece gerçekleşmeyecek olan eylem. ne yazık ki yazdığınızın da karşılığını alamıyorsunuz. ya da insanlar gerçekten hiç okumuyorlar. sadece yazıyorlar. anlamak mümkün değil.
(bkz: seovi´yi mumla aramak)
artisi kadar eksisininde onem arz ettigi ulu puanlama sistemidir. uc sekilde incelenir; pekiyi pek guzel, eh iste ve iyyyy iğrenc. ulu sozlukte pek bir dertlidir bu puanlama olayindan; her daim oylamaya onem verin, oylayin ey cemaat soylevleri, nutuklari atilsada pek bir derman bulundugu soylenemez bu derde. derdin baslica sebebi bellidir halbuki; kanimca okumaktan cok yazmayi seven yazarlari mevcuddur ulu sozlugun. bu yuzden puanlama sisteminde ne noksanlik ne dikkat cekmemezligi vardir. bu puanlamayi kullanin nutuklari, soylevleri yerine oku da adam ol baban gibi esek olma nasihati her daim yapilmali ve sonuca yani basariya ulasilmalidir.
(bkz: entry oyalamak)
milletimiz ilginç. " haydin! oylayana da karma puanı veriyoruz." desek yandık. artık yazan yazar değil, okumayan oylayan bir grup oluşturmuş oluruz.

bu sefer de "acaba puan alabilmek için mi oylandım; yoksa gerçekerten iyimi/kötümü yazmışım." çelişkisi içine düşülecek.

çözümü var mıdır entry oylamanın? evet vardır: insanların ne için burda olduğunun farkında olması. tamam fikir, görüş, bilgi... herneyse bir şekilde karşılığını da vermeli insan.

okunmayan bir yazar, kitabı alınmayan bir yazar; bir daha kime yazsın, niye yazsın. söylerim sizlere.
entry oylayan kişilerin azalması insanın şevkini de kırmıyor değil . acaba okunmuyor mu diye düşünüyor insan. olumsuz da olsa , eh işte de olsa bir görüş belirtilmelidir .
ulusözlük eksiklerinden biri. belki de tek eksiği. iyi kötü oylamak lazım. tepkisiz kalmamak lazım!
uludağ sözlük'te pek de tıkırında gitmeyen olay. birkaç sebep;

1- herhangi bir futbol takımı veya futbolcuyla ilgili bir yazı yazdığınızda, ne olursa olsun eksileniyor.

örnek 1; "hamit altıntop sol ayağını geliştirememiş."

örnek 2; "ankaraspor takım oyunu oynayamıyor."

2- birçok entry, tam olarak okunmadan, önyargı ile oylanıyor.

3- peşpeşe bir entry beğenildiğinde veya beğenilmediğinde artı veya eksi olarak oylanamıyor. 30 saniye gerçekten çok manasız. eksi vermeyi kafasına koymuş bir insan 30 saniye bekleyip, yine verir eksiyi.

* son olarak kişisel yorum; güldürürken düşündüren entry'ler her zaman günün entry'lerine girmeye adaydır. bu da olumlu ve güzel bir özellik.
uludağ sözlükte olmayan hadise. uludağ sözlükte bir entry girersiniz iyi veya kötü hiçbir tepki alamazsınız. sonuç: entry yazmazsınız ya da başka sözlüklere gidersiniz.
entry okumanın getirdiği bir alışkanlıktır. yani bir yazar refleksidir. entry okuduktan sonra zamanla el otomatik olarak mouse imleçini oy butonları üzerine götürüyor iyi ise iyi kötü ise kötü oy veriyordur.
ten yapıldıgına inanılan eylem. bunu kafasıyla yapan var be güzelim, sen ne diyorsun daha..

(bkz: emme basma tulumba gibi basini sallamak)
çok da komplike olmayan bişeydir. entry okursunuz çok uzağa gitmezsiniz entry'nin hemen altında 3 tane buton vardır gönlünüz ne istiyorsa ona tıklarsınız ama sonuç olarak bişeyi tıklarsınız.
uludağ sözlük yazarlarının yapmadıkları şey. çok zor birşey olmamasına rağmen sözlükteki yazarların birçoğu entry oylamayı es geçip sürekli entry yazmak istemektedirler. tabiki de entry yazacaklardır ancak okuduğu entryleri kötü dahi olsa oylamaları ileride onların da yazdıklarının bir şekilde oylanmasına neden olacaktır. bugün sen oylamazsan hiçbir entryi yarın da senin yazdıkların oylanmaz . o zaman nolur kimse iyi veya kötü tepki alamadığı için entry yazmaz. entry yazılmazsa nolur. sözlük kalmaz ortada.