bugün

bilgiye dayalı siyaset. çoğunlukla medya aracılığı ile gerçekleştirilir.

siyaset ve medya: yurttaşların bağlantısı

demokratik siyaset bağlamında devlet kurumlarına ulaşabilmek, yurttaşların çoğunun oyunu toplayabilme becerisine bağlıdır. günümüz toplumlarında insanlar medya üzerinden, özellikle de televizyon üzerinden bilgilenirler, siyasi görüşlerini oluştururlar. ayrıca en azından abd'de televizyon en güvenilir haber kaynağıdır ve güvenirliliği de zaman içinde artmıştır. dolayısıyla partilerde ve adaylarda vücut bulan çatışan siyasi görüşler, insanların zihinleri, tercihler, üzerinde etkili olabilmek için başlıca iletişim, nüfuz ve ikna aracı olarak medyayı kullanırlar.

yönetmek yeniden seçilmeye ya da daha yüksek bir mevkiye seçilmeye bağlı olduğundan, yönetimin kendisi hükümet kararlarının kamuoyu üzerindeki etkisinin çeşitli yöntemlerler değerlendirilmesine ihtiyaç duyar. en etkili mesajlar en basit olanlar ve insanların değerlendirmesine açık mesajlardır. bu sınıflandırmaya en çok oturan mesajlar görüntülerdir. görsel/işitsel basın, toplumsal meselelerle ilgili olarak insanların zihinlerini besleyen en önemli kaynaktır.

demokratik toplumlarda başlıca medya kuruluşları temelde şirket gruplarıdır. giderek bir araya toplanmakta, küresel olarak da birbirlerine bağlı hale gelmektedirler, ama aynı zamanda büyük bir çeşitlilik gösterirler, farklı kısımlara ayrılmış piyasalara yönelmişlerdir.

izlenme oranı temel önemdedir, çünkü medya girişimlerinde ana gelir kaynağı reklamlardır.

bir televizyon şebekesinin yada gazetenin güvenirliği zedelenirse eğer, rekabet yüzünden izlenme payını da yitirecektir.dolayısıyla bir yanda medyanın siyasete ve hükümete yakın olması, bilgiye erişebilecek, yasal düzenlemelerden yararlanabilecek, hatta birçok ülkede kayda değer mali yardımlar almasını sağlayacak kadar yakın olması gerekir. siyaset medya alanına kapatıldığında, siyasi aktörler de bizzat medya etrafında siyasi eylemler örgütleyerek medya siyasetini kapalı tutarlar. yarış içinde olan siyasi taraflar medyaya bilgi sızdırarak birbirlerini baltalamaya çalışırlar ve bu duruma sahne olan medya savaş meydanı haline gelir.
medyanın siyasetin alanı olduğunu söylemek, televizyonun insanların kararlarına hükmettiği yada tv reklamlarına para akıtmanın yada görüntüleri yönlendirmenin başlı başına belirleyici bir etken olduğunu söylemek anlamına gelmiyor.

asıl kritik mesele, siyasi önerilerin yada adayların, medyada faal bir varlık göstermeksizin geniş kapsamlı bir destek toplama şansının olmamasıdır. medya siyaseti, siyasetin tamamı değildir, ama bütün siyasetin, karar oluşturma süreçlerini etkilemesi için medyadan geçmesi gerekir. ne televizyon ne de başka bir basın yayın organı, siyasi sonuçları tek başına belirleyemez; bunun sebebi tam da medya siyasetinin farklı aktörlerin ve stratejilerin sahne aldığı, farklı becerilerin gösterildiği, farklı sonuçların doğduğu, kimi zaman beklenmeyen gelişmelerin yaşandığı, çatışmalarla dolu bir alan olmasıdır.

medya kuruluşları, adaylarla halk arasındaki ayrıcalıklı aracılar haline geldiler, kongre ve valilik seçimlerinin yanı sıra, başkanlık seçimleri üzerinde de belirleyici bir etkileri oldu. televizyonun giderek daha merkezi bir siyasi rol üstlenmesiyle birlikte televizyona yapılan siyasi harcamalar arttı.

siyasi dönemlerde anket uzmanları ve belirleyici siyasi aktörler haline gelirler. enformasyon teknolojisini, medyolojiyi, siyasi kavrayışı ve sutalığı kaynaştırarak başkanlar, senatörler, kongre üyeleri, valiler yaratabilirler de devirebilirler de. medyanın siyaset hakkındaki yorumları, başlı başına siyasi bir olay haline gelmekte; siyasi yarışın galipleri ve mağlupları her hafta yapılan açıklamalarla duyurulmaktadır. siyasi reklamlar siyasetçinin kendi programını genel anlamda ilerletirken, karşı tarafın önerilerini çürütmeyi amaçlayan olumsuz mesajlara yoğunlaşır. deneyler olumsuz mesajların en akılda kalan ve siyasi görüşü daha fazla etkileyen mesajlar olduğunu göstermektedir.

medya o kadar önemli bir savaş meydanı haline gelmiştir ki kimi zaman medyada yankı bulan kanıtlanmamış iddialar, hedef alınan siyasetçinin intihar etmesi gibi kişisel dramlara neden olabilmektedir. 1993 yılında fransa'da sosyalist maliye bakanı pierre beregovoy'un intihar nedeni mevzubahis durumdur. sonrasında bu bakanın herhangi bir suçu olmadığı ortaya çıkmıştır.

avrupa'daki siyasi sistemler abd sisteminden farklıdır. ulusal kültürler önemlidir ve amerika'da kabul edilen avrupa'da kabul edilmeyi bırakın ters tepebilir. özel hayatta yapılan herhangi bir eylem o siyasi kişiyi suçlamaya yetmeyebilir. çünkü özel hayatın ortaya konulması halkı rahatsız edebilir ve özel hayatı ortaya konulan insana sırf bu nedenle bile destek verebilirler. ancak kişiselleştirme, şöhrete kara çalmanın siyasi bir stratejiye dönüşmesine yol açar; yakın dönemde britanya'da bu tür vakalar yaşanmıştır.

aralık 1993'teki parlemento seçimleriyle birlikte rusya'da da amerikan tarzı, televizyona odaklı siyasi kampanyalar başladı. boris yeltsin komünistleri kötüleyerek ve onların açıklarını kullanarak büyük bir medya atağı ile devlet başkanı oldu. böylece rusya, yeltsin döneminde daha enformasyon toplumu olamadan enformasyonel siyasetle tanışmak zorunda kaldı.

ispanya'da da medya savaşları önemli bir hal almıştı. sosyalistler büyük bir halk desteğiyle iş başına geçtiler ve seçimi kazandılar ama tabi ki medya baş roldeydi. aynı taktikle sosyalistler sonraki iki seçimde yine işbaşı yaptılar. fakat 1993'te sosyalist partinin ayağını kaydıran sonra 1996'da merkez sağ bir hükümetin işbaşı yapmasına sebep olan da, 1990'larda ki medya savaşının kaybedilmesiydi.

bolivya da benzer süreçleri yaşadı. bir radyo programcısı etkili konuşması ve geniş halk kitlelerinin desteği ile uzunca bir süre parlamentoya girdi ve sonra ateşli savunmaları ve arttırdığı saldırgan medya girişimleriyle iktidar oldu.

enformasyonel siyaset eylemde: skandal siyaseti

geçen on yıl içinde dünyanın dört bir yanında peş peşe patlak veren skandallarla siyasi sistemler sarsıldı, siyasi liderler mahvoldu. hatta bazı vakalarda, yaklaşık yarım yüzyıldır iktidara demirlemiş siyasi partiler,kendi çıkarları için şekillendirdikleri siyasi rejimi de kendileriyle birlikte sürükleyerek çöktü. siyasetin kişiselleştirilmesi dikkatleri liderlere, liderlerin karakterlerine çekmiş, böylece bir oy toplama yolu olarak kişilik özelliklerine saldırmanın önü açılmıştır. skandal siyasetinin enformasyonel siyasette mücadele ve rekabete yönelik bir silah olabilir. zaten siyaset genel olarak medyanın içinde yer almıştır.

italya'da berlüsconi başbakan olur olmaz yargı ve medya hep olduğu gibi kol kola berlüsconi'nin mali yolsuzluklarına, rüşvet planlarına topyekün bir saldırıya girişerek, italyan liderin girişimlerini baltaladı, yakın çevresinden bazı isimlerin, hatta berlüsconi'nin yargı önüne çıkmasını sağladı. saldırı italyan liderin imajını o denli sarstı ki, parlamento güven oylamasında hükümeti reddetti.

demokrasinin krizi

her ülkede, o ülkenin tarihine bağlı olarak farklı biçimlerde zuhur eden refah devleti, 1930'lardaki bunalımın ve ikinci dünya savaşının ardından hükümet kurumlarının yeniden inşası sürecinde kritik bir siyasi meşruiyet kaynağıydı. keynesçiliğin reddedilmesi ve işçi hareketlerinin gerilemesi egemen ulus-devletin meşruiyetinin zayıflamasından ileri gelen çöküşünü hızlandırabilir.

medyanın alanına kısılıp kalmış, kişiselleştirilmiş liderliğe indirgenmiş, teknolojik bakımdan yetkin yönlendirmeye bağlı, yasadışı yollardan finansmana sürüklenmiş, skandal siyasetine yönelen ve skandal siyasetiyle yönlendirilen parti sistemi cazibesini ve güvenilirliğini yitirmiştir;
hangi amaçlar söz konusu olursa olsun, kamunun güveninden yoksun bürokratik bir kalıntıdan ibarettir.

halk çoğunlukla siyasiler ve siyaset karşısında şüphe duyar. fakat bu şüpheci tutum ille de insanların oy kullanmayacağı yada demokrasiyi umursamakdıkları anlamına gelmiyor. dünyanın büyük bölümünde demokrasi ancak yakın zamanda onca kan ve gözyaşının ardından büyük çabalarla kazanıldı; bu yüzden insanlar kolyaca umutsuzluğa kapılacakmış gibi durmuyor. hatta uygun bir siyasi eylem fırsatı bulduklarında tereddütsüz harekete geçebiliyorlar.

siyasal sistemler yaşayan sistemlerdir; bir krizle karşı karşıya kaldıklarında, yurttaşlarından gelen baskıları hazmedebilme kapasitelerini artırmak için kendilerini yapılandırırlar.

kısacası, siyaset sahnesindeki başlıca partiler karşısında bir hoşnutsuzluk eğilimi gözleniyor; sistemi yerleşik partilerin kontrolü altında tutmaya yönelik iç mekanizmalara karşın, kurumsal bütünleşme açısından siyasi krizler doğuran bir eğilim bu. sistemin iç kontrol mekanizmaları artık işlemez hale geldiğinde, sistem kendini yeni bileşenlere açar ve siyasi baskıları böylelikle kanalize eder. ama her yeniden yapılanmada, krize sebep olan hoşnutsuzluklar cevaplanmadığında hoşnutsuzluğun büyümesi riski de artar. yurttaşlar hayal kırıklığına uğrayınca yüzlerini siyasetin kurumsal olmayan biçimlerine dönerler.

siyasi özgürlükler, insanlar onlar uğruna mücadele verdiği sürece varolacaktır. ama 18. yy'nin liberal devrimlerinde algılandığı, 20. yy'de tüm dünyaya yayıldığı biçimiyle siyasi demokrasi, içi boş bir ceviz kabuğu haline gelmiştir.

yurttaşlar hala yurttaş da hangi yurdun, kimin yurdunun yurttaşları; bunda kararsızlar.

sembolik siyasetin, "siyasi olmayan" meseleler etrafında, siyasi hareketliliğin elektronik olarak yada başka biçimlerde gelişimi, ağ toplumunda demokrasinin yeniden yapılanması sürecinde gözlenebilen bir eğilimdir. uluslararası af örgütü, sınır tanımayan doktorlar örgütü, greanpeace, oxfam, food first gibi dünyanın dört bir yerinde binlerce yerel ve küresel eylem grubunun, hükümet dışı örgütün desteklediği insani meselede, enformasyonel siyesette insanları harekete geçiren, etkinleştiren en güçlü etkenlerdir. meseleye odaklı, parti dışı siyaset olarak tanımlanabilecek bu siyasi hareketlilik biçimleri, bütün toplumlarda meşruiyet kazanmakta, formel siyasi rekabetin kurallarını ve sonuçlarını etkilemektedir. insanların zihinlerinde ve hayatlarında, kamusal meselelere ilişkin kaygılara yeniden meşruiyet kazandırmaktadırlar. bunu yaparken, yeni siyasi süreçler başlatmakta, yeni siyasi meseleleri gündeme getirmekte, dolayısıyla bir yandan daha keşfedilmemiş enformasyonel demokrasinin ortaya çıkışını teşvik ederken, bir yandan klasik liberal dmokrasinin krizini derinleştirmektedirler.

manuel castells'in kimliğin gücü adlı kitabından faydalanılmıştır.
güncel Önemli Başlıklar