bugün

çingenelerin hayatına karşı özel bir ilgisi olduğunu düşündüğüm,filmlerinde genellikle goran bregovic'in müziklerini kullanan,harika filmlerin büyük yugoslav yönetmeni.bazen yapıtlarında hayvanlarla bir şeyleri sembolize eder.
"When Father Was Away on Business" ve "Do You Remember Dolly Bell?" adli filmleri de vardir. 1985 ve 81 tarihli. bu filmleri de sonraki filmleri kadar hayranlikla izlenebilir. ayrica http://en.wikipedia.org/wiki/Kusturica
ha bir de wikipedia cikti mertlik bozuldu be ha?
la veuve de saint pierre adlı mükemmel filmi yönetmiş ve filmde oynamış olan yetenekli kişi.
Crna macka, beli macor filminin yönetmeni. filmlerinde müzikler şahane olur.
(bkz: por una cabeza)
bosna'dayım. geniş bulvarlara acılan cafe'nin içinde, saatlerdir tercüman arkadaşımla beraber zar zor rendavu alabildiğimiz adamı bekliyoruz. bu arada yan masamızda iki dünyalar güzeli boşnak kızının cafenin genelde sessiz olan havasını bölen, kahkaları yankılanıyor. beklemekten sıkılmış halimizle kızlarla konuşup üzerimizdeki kasveti dağıtmak istiyoruz. turkiye'den geldiğimizi ögrenince şaşıyorlar, ne için orada bulunduğumuzu soruyorlar. sorular üst üste biniyor, bunalıyoruz. oysa konuk olan bizdik, merak içinde olan bizdik. az sonra gelecek konuğumuzu da göz ederek kusturica diyorum. geldiklerinden beri mutlu kahkaları yankılanan kızlar, bu isim karşısında birbirlerini bakarak, adı sabriye olanı sorumuzu cevaplıyor ''onun ismini anmayın burada, vatan satandır diyerek cevaplıyor. geldiğimizden beri tek bir bosnalı da kusturica ismi karşısında, yüzünü somurtmayan,hakkında sert cevaplar vermeyen birini rastgelememiştik.onu siz bu dünyanın dışındakiler baş tacı yapıyorsunuz diyerek, bizimle aralarına mesafe cekiyorlar. bu topraklarında böyle bir yanı var, yanlış bir isim üzerine konuşursanız, dışlanıyorsunuz. yorgunduk ve üsteleyecek durumda değildik. yine kendi kasvetimize bürünerek beklemeye devam ediyoruz. az sonra cafenin acılan kapısından 60 yaşlarında birisi giriyor, tüm masalarda ufak bir hareketlilik. acaba beklediğimiz adam mı? garsonun yon gostermesiyle masamıza oturuyor. az önce konuştuğumuz bosnalı kızlar, yerlerinden kalkarak masamızdaki adamın önüne dikiliyorlar. bu adama karşı saygıları her hallerinden belli . anlayamadığım bir şeyler konuşarak elini öperek tekrar masalarına oturuyorlar. az önceki soğuklukları bu adam karşısında kayboluyor bize karşı. masamıza kahve yollayarak jest yapıyorlar. karşımızda kusturica'nın sjecas li se, dolly bell ve otac na sluzbenom putu filmlerinin senaristi abdullah sidran var. saatlerce onunla bosna savaşı, aydın tavrı, dünya politikası, sanat uzerine soyleşiyoruz. kendini ele verdikçe anlıyoruz ki; bu adamı dünya sineması bilerek eziyor, bilerek görmezden geliyor. çünkü sidran kendi coğrafyasının parcalanmışlığına çözüm arayışında, bosna'nın dramını hissedenlerin yanında. dunya sinemasının el üstüne taşıdığı kusturica gibi kendi topraklarına sırtını dönmüyor. savaşın acımasızlığında sanatının gücünü kullanmaktan mahrum kalmıyor, düşmanın topraklarında acılışlara katılmıyor. kusturica gibi halkını, şöhret şempazenliğine oynayarak satmıyor.
kusturica ise batının şımarttığı, cilaladığı bize dalgaladığı kof bir figure dönüşüyor şöhretin dunyasında..
sırp yöneten. çok başarılı bir şekilde savaş karşıtı filmleri bulunmakla beraber ve bulunduğu bölgenin kültürünü çok iyi yansıtan bir şahıs
sarajevo doğumlu boşnak yönetmen. filmlerinde geneli itibarıyla *çingenelerin renkli ve umursamaz hayatını ele alırken ince ayrıntılara önem verir.
fazla bilinmesede arizona dream'den sonra life is a miracle adlı filmi de insanı alır başka yerlere götürür. Ayrıca filmlerinde en çok önemsediği konulardan biri müziklerdir bu yüzdendir ki bu adamın yönettiği tüm filmlerin soundtrackleri alınıp bir kenara konmalıdır.
boşnak asıllı dünyaca ünlü yönetmen, kendisi aynı zamanda müzisyenlikte yapmaktadır.
güzel filmler çeken yugoslav asıllı yönetmen. filmlerinde imgesellik ön plandadır. bazılarını sıkar, bazıları ise hayran olup izler. bence izlenesidir.
gelin duvağı ile kafayı bozmuş usta yönetmen..
(bkz: zavet)
yeni filmi "bana söz ver" vizyona girmiştir, bur(s)alara da beklemekteyizdir.
bölünmüş devletler yerine eski yugoslavya'sının hayaliyle yaşayan, 'yugoslavım ben' diyen adam.
gaza gelmemek lazım hemen.
Mavi jeans'in son reklamını çekip reklam olayını görsel bir şölene çevirmiş yetmemiş bir de kendisine eşlik eden no smoking orchestra ile kısa film tadındaki reklamı harika bir müzikle süslemiş olan zat.
son mavi jeans reklamının yönetmeni, büyük sinemacı.
goran bregoviç esitileri taşıyan filmler yapan yönetmen.
yakın dönem balkan tarihini masalsı bir dille anlattığı underground adlı filmi görülmeye, duyulmaya değer yönetmen!

(bkz: kara kedi ak kedi)
maradona nin hayatini film yapan adam.
(bkz: Promets Moi - Zavet)
bosna savaşında kendi ulusundan insanlar yokedilirken çıktığı her yerde bosna'da savaş yok abartılıyor diyebilme gafletini kendinde görmüş bir korkaktır/yalancıdır. kendi milletinden insanların kanı dökülürken/kadınlarına tecavüz edilirken/avrupanın göbeğinde katliam yapılırken tüm bunları görmezden gelen bir adamın çektiği lirik/pastoral aşk filmleri olmaz olsun. millete aşılamaya çalıştığı bu pembe hayallerini derdest edip kendisini bir daha hiç göremeyeceğim bir gezegene gönderme arzusu var içimde. keşke bu tip imkanlarım olsa.

keşke kusturica diye bir adam hiç olmasaydı. sinema böyle bir adamı var etmeseydi. neyse izleyin filmlerini kendinizden geçin/romantik hayallere dalın. nasılsa sarajevô'da hiç kan akmadı. mostar'a hiç bomba atılmadı. her şey kusturica filmlerindeki gibi toz pembe bosna'da. gidin ve bazı şeyleri görmezden gelmeye devam edin. merak ediyorum bu illüzyon içinde daha ne kadar boğulmadan yaşayacak bu kusturica ve sevenleri.
(bkz: bogomil)
savaşı çok farklı açılardan gören ve resmen onunla eğlenceli tarzda alay eden, bol çalgılı müzikli genel anlamda savaş dahil milletpereslik dahil herşeye ayrıkı bir adam. sinemanın amin malooufu diye bileceğim biri.
savaşı farklı açılardan görebilmek adlı şahane bir mottoyu bize kazandırmış yönetmen. kendi ulusundan olsun/olmasın ortada tecavüzler/dökülen kanlar/toplu mezarlar varken savaşa aşkın gölgesinden bakmak çalgılı müzikli savaşla eğlenmek bir zaviye meselesi değildir efendiler.savata matematiksel bir denklem hiç olmamıştır. savaş savaştır. kan kandır. çocuk çocuktur. tecavüz tecavüzdür.

ve bir yönetmen olarak aidiyet hissetmemek adına/vicadani sorumluluktan kaçmak adına aykırıyım/dünya vatandaşıyım ayağına yatıp ancak zavallıları kandırabilirsiniz. Radovan Karaciç'ten mloseviçten farkı nedir bu adamın. katliamı görmezden gelmek/yoksaymak katliamı yapanlar kadar suçlu kılar sizi.

sonra hayatında aykırılık nedir bilmeyen iki üç tane zavallının idealarında büyüttükleri aykırı yönetmen oluverirler. zavallılar ancak kendileri kadar zavallı olanları severler. şuurunu kaybetmiş zavallılar için (bkz: mavi kelebeğin izinde) (bkz: saraybosna sevgilim) *