bugün

bir soru. ekonominin iyi olduğunu düşünen arkadaşlar madem ekonomi iyi neden herkesin götünde borç var? herkes aldığı evi arabayı neden birikimle değil krediyle alıyor? neden birikim yapılamıyor?
senin borcunu da devletmi ödeyecek? lüksiyatın, israfatın hakkından devlet mi gelecek? adam alıyor 5-10 binlira yetmiyor. e boşanda semerini ye kardeşim.
borç büyüklüğün simgesidir zaten. süper lige baktığımız zaman en çok borcu olan 3 kulüp 3 büyükler diye geçer borçları milyar tl yi aşar. atıyorum elazığsporun borcu daha az diye ekonomisi daha büyük olmaz. ve malesef borç günümüzde birikimin ender yollarından birisidir.
(bkz: borç yiğidin kamçısıdır)
yerinde bir soru.

çünkü verginin de vergisi onunda ebesinin vergisini ödediğimiz için.

araba, ev gibi kredi borcu olanların şanslı olduğunu düşünüyorum. millet gıda masraflarını bile kredilerle, kredi kartlarıyla karşılıyor.

en pahalı benzin, en pahalı ulaşım, en pahalı elektrik, en pahalı içki, en pahalı elektronik cihaz, en pahalı et, sebze, meyve bizde olduğu için.

memlekette 13 milyon çalışan var 5 milyonu asgari ücret yani 1300TL

Açlık sınırı 1386TL. bundan az alıyorsan açsın!

Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı ki bu da yoksulluk sınırına denk geliyor 4515TL

hala daha israf dı bilmem ne.

hiç bir şey bilmiyorsan, marketlerde kasa sırasındayken insanların ödemelerini nasıl yaptığına bak.

3TL yi bile kredi kartıyla öder olduk.
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD aynı zamanda dünyanın en borçlu ülkesi konumundadır.
ekonomimi iyi ? iyi ekonomi ne arar la türkiyede ?
tüketim odaklı ekonominin sonucu henüz daha kazanmadığı geliri para bolluğu(sıcak para ekonomisi) ve faizlerin düşüşü vb. gibi nedenlerle geçmişte harcayan (yani borçlanan) kitlelerin gene geçmişte bu nedenle ekonomiye hormonlu bir büyüme sağlamasıyla oluşan yüksek borçlu kitlelerden kaynaklanmaktadır. peki bugün sonucu ne olacak; resesyon (durgunluk) ve ardından gelen ekonomik kriz. bugün resesyon durumundaki ekonomi zaten kötü gidişatın ve ekonomik krizin ciddi habercisidir.
Gerçekten hiç ekonomiden anlamiyorsunuz. Bir kere ekonominin yüksek olduğu bir ülkede vatandaş birikim yapamaz. Ekonomiye can veren piyasanın hareketliliğidir. Vatandaşın birikim yapması,yastık altı yapması piyasayı gareketsizleștirir. Vatandaş borçlanacak borç onu kamçılayacak borcunu kapatması için daha canla başla çalışıp hayatla mücadele edecek ekonomi canlanacak aga.
Bilekten dirseğe bilezik takan kürt karılarına kaymakamlık para dağıtabilsin diye mazotu yüzde 300 vergili almaya devam ettiğim sürece benim bireysel ekonomi düzelmez. .
borcun çokluğu değil borç ödeme gücü önemli olan. allah herkese ödeme kolaylığı versin.
ülkenin yüzde kırk dokuzuna istisnasız mavi ekran verdirten sorudur. tartışmaya girdiğimde galip gelmeye başlamış isem öldürücü darbeyi bu soru ile vurup ortamda oluşan south park sessizliğini mutlaka görürüm. gizleyip saklayacak bir şey yok insanları aşağılamakta değil niyetim sadece 15-20 dakika boyunca bana ekonominin ne kadar iyi olduğunu ülkenin ne kadar büyüdüğünü falan anlatan adamlara bankalara olan borçlarını hatırlatmayı bir görev gibi görüyorum. evde çoluğu çocuğu aç bankaya dünya kadar kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borcu var piyasaların durumu yüzünden maaşını zamanında ve toplu şekilde alamıyor ama elalemin adamlarını ölümüne savunuyor..
Borc demek surekli alım oluyor demektir. Alim yapmak icinde ekonomi lazim demek ki neymis ekonomi iyi oldugu icin borc oluyor. Istanbulda bi insan bi ev almasi icin 300.000 tl yi biriktirmesi ne kadar zaman surer ve biz turk insani borc yapmadan genelde mal sahibi olamiyoruz o para harcaniyor. Ekonomiden anlamayanlar konusin lutfen..
akp'nin şimdiye kadar ki ekonomi politikası ne idi efendim? nasıl kaynak yaratmaya çalıştılar? hazır satarak ve harcatarak. iktidara geldiklerinde ilk işleri ne oldu? cumhuriyetin doksan yıllık birikimlerini satmak. ne demişti maliye bakanı dallamakıtan "ne komünist devletmişiz, sat sat bitmiyor". sonunda satacak bir şey kalmayınca bu sefer de devlet arazilerini satmaya başladılar. nasıl bir polika izlediler? suni rant yaratma politikası. çomar milleti iyi kandırdılar. bugün kanal istanbul'un yapıldığı bölgede ki araziler eskiden tarlaydı, şimdi trilyon paraya satılıyor. yoksa kim takar istanbul boğaz trafiğini rahatlatmayı. hem de kapı gibi montrö sözleşmesi varken! bedava geçmek varken hangi gemi parayla geçer oradan? 3. köprü neden yapıldı? 3. köprüyü yapmak cinayettir diyen kendisi değil miydi? gözlerini oradaki orman arazilerine diktiler de ondan. kemal derviş'in maliye politikalarının üzerine yatmaları bunları bir on yıl kadar idare etti. bu kadar hızlı değişen bir dünyada o dönemin şartlarına göre hazırlanmış maliye politikaları da e bir yere kadar tabi. son 3 yıldır o da geçerliliğini kaybetti. tıkandılar şimdi. son üç yıl diyorum dikkat ederseniz, doların bu kadar fırlamadığı dönem. peki son üç yılda dolar neden birden bire bu kadar fırladı? abd artık türkiye'ye sıcak para pompalamayı kesti de ondan. üç yıl öncesine kadar abd on yıl boyunca türkiye'ye 180 milyar $ sıcak para akıttı. akp'de buna doları düşük seviyede tutuyor diye müsade etti. bakın sıcak para diyorum! fiili yatırım olmayan para. yani borsadaki vs. yerlerdeki para. 2001 krizinde türkiye'den bir gecede 5 milyar $ sıcak para çıkışı oldu, dolar 685.000 liradan 900.000'e fırladı. şimdi bu 180 milyar $ çıkarsa ne olur siz tahmin edin. abd'nin devletimizi nasıl kucağına aldığını görün.

gelelim başlığa. 14 yıldır yürüttükleri ekonomi politikalarının bir ayağı da vatandaşa harcatma politikası idi. evet içeride para harcanırsa ekonomide çarklar döner ama nereye kadar harcayacaksın? eğer sanayi toplumu olabildiysen tüketim toplumu olacaksın, değilsen o zaman tasarruf toplumu olacaksın! sanayi toplumu olmadığımız belli. bugün tükenmez kalem ithal ediyoruz, don lastiği ithal ediyoruz! eskiden hiç değilse tarım toplumuyduk akp sayesinde o da bitti. artık saman ithal ediyoruz. televizyonlarda ki reklam ve dizilerle lüks yaşantıya özendirildik. bankalara borçlandırıldık ki para harcansın ekonomi dönsün. bugün asgari ücretlinin elinde 3.000 liralık telefon, 2.000 lira maaşla çalışanın altında 80.000 liralık araba var. e o da bir yere kadar. şu an vatandaşın bankalara 600 milyar tl borcu var. demem o ki eskiden ayağımızı yorganımıza göre uzatıyorduk. tasarruf toplumuyduk, yastık altı kavramımız vardı. şimdi tüketim toplumuyuz. işin en acı tarafı da üretmeden tüketiyoruz. götü akp'ye ipotek etmiş durumdayız.
2.5 lt fanta ile bir paket cipse 6.75 (altı lira yetmişbeş kuruş) ödemem ile sorgulamaya başladığım hede.
Tamam ekonomı halka yansımıyor yanı kotu durumda fakat bunu herkesın borcu var demekle ındırgeyemezsın. Bırcok degıskenden etkılenebılır fakat tek tuk seylere ındırgenemez. Aslında o borcları sılmek hukumet ıcın cocuk oyuncagı fakat yapmazlar. Cunku bu parayı baska sehırlerden alacakları arazılerde kullanabılırler, tatıl amaclı yanı.
Kredi kartını kaldıralım sistem çöker.Bizim olmayan parayı harcıyoz.
geleceğe dönük ülkenin ekonomik beklentileri iyi yöndeyse bu olumlu durum insanları harcamaya iter ve bunun sonucunda borçlar ortaya çıkar yani borcu çok olan ülkelerin ekonomisi kötüdür diyemeyiz buna en güzel örneklerden birisi amerika'dır. borcu bir çok ülkenin milli hasılasından fazla olmasına rağmen ekonomisi en iyi ve sağlam olan ülkelerdendir. basit iktisadi tanım aslında bu söylediklerim.
ticari yaşamın içinde borç kavramı var. aksini düşünmek mümkün mü. arac satın almak istiyorsun. ev sahibi olmak istiyorsun. kredi alarak isteğine sahip oluyorsun. borçlu olmak sorun değil. sorun ödeyebilmekte.