bugün

(bkz: ben yalan söylemem)
müdüre hanımla yapılan iş görüşmesidir. "cumartesi çalışmayacaksınız, sömestr tatil, yaz tatil hem de 3 ay! işinize karışmayacağız." ya bi siktir git.
Seni seviyorumdan öte yalan mı var?
ben sana hiç yalan söylemedim-dir.
+kanka nasılım
-süpersin kanka
(bkz: susması için söylenen en büyük yalan)
en son ne zaman yalan söyledin? - hiç yalan söylemedim. peki şöyle sorayım bunu saymazsak ne zaman yalan attın.hahaha.
kucukken iste ilkokuldayken muzeye gidip ordaki herhangi biseyi anlatma odevimiz vardi. babamin da cok isi vardi haftasonu. ne zaman gidicez baba demistim, haftasonu muzeler kapaliymis pazartesi gunu gideriz demisti. odevi pazartesi goturucektik ben de hocaya hocam kapaliymis bugun gidicez diycektim. sonra gittim okula herkes dun gittik diye anlatiyodu.

en buyuk yalani babamdan duymus olmam da cok uzucu dimi. cok uzucu.
#1: Ben hamileyim. (bir erkekten)
#2: her şey güzel olacak.
yoktur. henüz duyulmamıştır. daha iyilerini bekliyorum. ömrümüz olur da başlık uçurulmazsa, gelir yazarız.
(bkz: 2016 sonbaharında ab ülkeleri ile vizeler kalkacak)
Benim kalbim temiz.
devlet memurlarından secmelerdir. genel olarak söylenen şuan sistem çalışmıyor cümlesidir. kısaca agızlaınara tokat atmak istemek ama el mahkum olmaktır.
biz bir aileyiz.
küçüktüm. elimde bana alınan bir kaç misket, komşu çocuğu cüneytin ara sıra bana dokundurttuğu uçutması, diğer bir komşu çocuğu salimanla yaptığımız muhabbetler. birde ailem vardı işte. herkesinki gibi. arada kavga dövüş. kardeşlerim, annem ve babamla o çocukluk yıllarımı yaşarken hayal ederdim ki biz hep böyle kalacağız. annem bazen ağlayacak ona da tamam, ama kopmayacağız. zannederdim ki aile dedikleri akşam babanın eve gelmesiyle tamamlanan o yuva, hep sıcak kalacak.
ah zaman ne boktan bir şeymiş oysa. büyümek ne acımasızca bir zorunlulukmuş. ilk önce büyük kardeşler uçtu yuvadan, kimi üniversite kimi yeni bir yuva için. ilk gidişlerinle ne kadar ağlamıştım bir bilseniz. öyle sessiz sessiz, yorganı üstüme çekip gecenin karanlığına perçinlemiştim acılarımı. her gece olduğunda hatırlatmıştı tekrardan karanlıklar, gidermiş insanlar.
oysa ne sahiciydi sarılmalarımız. annemin yaptığı, içinde hiç bir şey olmayan ama dünyanın en güzel kekleri ne tatlıydı. giden gidiyordu. durduramıyordum hiçbirini.
en kötüsü ise gidenler ziyaretçi olmuşlardı artık bizim eve. anneme babama ve bana garip gözlerle bakıyorlardı artık. değişmişti dünya artık onlar için.
bizler onların eskide kalan dostlarıydık, öyle sarılırlardı giderken.
buruşmaya başlamıştı annemlerin yüzleri. halbuki genç kalacağına söz veriyordu yüzüme her gülümseyişinde.
gitme diyordum anne, yaşlılar ölüyor anne.
baba, saçlarında niye hiç siyah bir tel yok artık.
niye uzaklara bakar gibi bakıyorsun artık çevrene. sizlerde mi yoksa, ölümden önce gidiyorsunuz hayatımdan.
gittim uzaklara sonra. tek başıma bir evde bir aile kurdum. bir kitaplık, bir masa.
yatak mı dediniz anne, gidenleri gördükçe artık gözlerimden biri açık dalıyorum dünyaya. beni kandırmayın artık.
sizler beni vaadlerinizle kandırdınız, söyleyin. bitecekse bir gün sevişmelerimiz, niye sarıldınız bana sıcacık. hayır duymak istemiyorum.
tesellileri başkasına verin ne olur.
tek biletlik sefere çıkarsam bir gün bende
arkamdan ufacık gözyaşı döksenizde olur.
Sana değer veriyorum.
Ben biliyordum böyle olacağını.
(bkz: yok ondan değil)
Anlıyorum seni.
Allah var.
senden asla vazgeçemem.
önce : türkiye bizim stratejik ortağımızdır. (abd) (pkk terör örgütüdür.)

şimdi : pyd ile ilgili biz farklı düşünüyoruz.
emeğiniz emanetimizdir.
Kandırıldık.
ben hiç yalan söylemem.
Senin için dünyaları yakarım.

Sie
kabataş olayıdır.