haklı isteklerdir. doğuda yetişmiş doktorlar memleketlerinde durmaz batının rahat şehirlerinde görev yapmaya yönelirse, yönelinen yerlerde yetişmiş doktorlarda memleketinde veya yakını bir yerde görev yapma isteğinde haklıdır.
kimisi canını sevdiği için gitmez, kimisi parayı canından çok sevdiği için gider.. ya da parasız olduğu için gider. adam o kadar imkansızlıklar içinde okusun didinsin doktor olsun, sonra istediği yerde makul maddi şartlarda çalışamasın, emeğinin karşılığını alamasın. bu da onun paraya verdiği önemle yaptığı ayıp değil, devletin ayıbıdır doğudan başka bi yerde emeğin karşılığını vermediği için.
hipokrat yeminini çiğnemiş olan doktordur.
(bkz: doktora gitmek istemeyen doktorlar)
doğuda; 06 dr 085, 16 dr 322 gibi plaklara sahip mercedes e200 lere binip gezince alkol kontrolü için bile durdurmuyor polis. o derece. akıllı olun, gelin!
Canını düşünen doktordur.

devletin doğuya gönderdiği, orda ölen yüzlerce doktoru, mühendisi, öğretmeni ve daha nicelerini düşünür. Onun da bir ailesi vardır. Terör örgütünün öldürmek için kendisi gibi kalifiye insanları seçtiğini bilir.

can güvenliğinin olmadığını düşünür. Kendisine tanınmış en temel insan haklarından birine dayanarak hareket eder. kimsenin ucuz milliyetçiliğine alet olmaması gerekir.

ülkesini vatanını sevmek bile bile ölüm riskinin içine atlamakla eşdeğer değildir.

"paşa paşa gideceksin" diye bir şey de yoktur. sadece "gitmiyorum" sözüyle konu kapanmaktadır. Giderse "helal olsun" denilir, gitmezse de kendi kararıdır. açar özel muayenehanesini, hipokrat yeminini çiğnemeden işine devam eder.

zira bir doktor her şekilde sanatını icra edebilir.

insanları yargılamaktan önce durumu iyi analiz etmek gerekir.

kimse devlet emretti diye ölüm tehlikesine atlamak zorunda değildir. bu bir anayasal haktır.

(bkz: sana ne)
(bkz: bana ne)
(bkz: kime ne) **
gitmez ise uzmanlık payesini alamaz devletinden, pratisyen olarak kalır. ne mükemmel bir uygulama; bir sorun mu var, yasakla!
doğuya gitmiş bir arkadaşımın mesajı:

"kardeş geldim gördüm yabancı dil türkçe nufusu bıdıbıdı(hatırlamıyorum) su bazen gelmeye niyetleniyor ama donan borulardan gelemiyor. 4 ün altında çocuk yapanı dövüyorlar sanırım ibne gibi birşey oluyor bizde.tusu kazanmayı bu kadar istememişimdir."
doğuya gitmek istemeyen asker gibidir.
"evet gitmek istemiyorum ama hele bir sor niye istemiyorum" diye düşünen sağlık emekçileri.

not: bu arada aydın insan; büyük alimimiz feyzelof drnirvana beyimiz de bir yorum kondurmuş ki duygulanmamak mümkün değil.
doktoruluğun 'd' si, tıp fakültesinin 't'sinden haberdar olmayanlar tarafından acımasızca eleştirilen kişilerdir bunlar.

bir çokları yatarken saatlerce ders çalışan, günlerce uykusuz kalan, yıllarca okuyan sizsinizdir çünkü!
her sene millet bahar şenliğiydi, konserdi fik fik gezerken finalleri olan, kçını kırıp çalışan sizsinizdir çünkü!
çünkü siz yıllardır en zorlu eğitim sürecinin ortasına düşmüş, insalığınızı unutmuş, dört gözle mezuniyetinizi beklemektesizdir.

zira siz neredeyse 'yaşlı' denebilecek bir yaşta ancak bitirebilsiniz fakülteyi!

herkes oturduğu köşeden doğudaki yaşama ve çalışma şartlarını, doktorların aldığı maaşı bilmeden bol keseden atar tutar! artık ne şerefsizliğiniz kalır, ne vatanınızı sevmediğiniz.

hayır efendim
insanları yargılamak, bilip bilmeden sınıflamak o kadar kolay değildir.
devlet yıllarca öğretmen göndersin, doktor göndersin.. hepsi şerefsizlerin saldırılarında öldürülsün gencecik yaşlarında. aldığın maaş yıllardır verdiğin emeği bir kenara bırak, çalışırken gösterdiğin çabanın karşılığının yanından bile geçmesin, evet senin vatanının toprağı olan ama gittiğin yerde türkçe dahi konuşamayan insanların ortasında kal, her saniye hayati tehliken olsun da sen git bakalım doğuya!

b.k gidersin!
yok öyle uzaktan oturup ahkam kesmek efendi!
önce kırıp kçını össye yeniden gireceksin
6 sene s.ke ske tıp fakültesini okuyacaksın
bir yandan uzmanlık sınavı belasına hazırlanacaksın
sonra 900 kusur maaşla canının bile güvencede olmadığı, adını dahi duymadığın bir yere tayinin çıkacak da

ancak ondan sonra yorum yapma hakkını bulacaksın kendinde!

bu vatan ne senin zimmetinde ne bir başkasının! ben fazlasıyla eminim bu vatanı bir çoklarından kat kart daha fazla, canımı verecek kadar sevdiğime! ama insan haklarına aykırı bu uygulama.. bak, adı üstünde 'zorunlu hizmet'..sen önce doğudaki şartları düzelt, can güveniiğimizi sağla, aldığımız maaş emeğimizin karşılığı olsun, gittiğin yerdeki halk en azından derdini anlatabilecek kadar türkçe konuşsun, ondan sonra gödermeye çalış bizi oraya..

ha bu sorunları da elbet şu an bu konuda yaptığın gibi kçını kırıp oturduğun yerde bıdı bıdı ederek 'orası vatan toprağı değil mi, gidecek şerefsizler' diyerek çözersin! elbet çözersin yahu.. zira en iyisini sen bilirsin..

bunu ancak yaşayan bilir
davulun sesi uzaktan hoş gelir!
dandik dandik derslerle mühendis olabilmiş , * tıp hakkında tüm bildiği bi tutam hemşire kemçirişini geçmeyen ,
o steteskopu boynuna takamamanın o beyaz önlüğü giyememenin (bkz: ne beyaz önlükmüş be) verdiği hırsala yanıp tutuşan * *, nası yapsamda bu kinimi kussam diye pusuda bekleyen arkadaşların görür görmez klavyeye sarıldığı enrty, ha dogu gorevine gitmek istemeyen dr un hiç mi suçu yok ? (bkz: bizi bu hale getirenler utansın)
ettiği yeminin ve yaptığı mesleğin kutsallığına haiz olamamış doktordur.
doktorlugu kuaforlukle karistiran doktorlardir. parfum kokan mis hatunlar ya da cilali erkekler degildir sadece memleketin hastasi.

hasta nerede doktor orada.

evet oyle.

gerekirse sirnak a gerekir se van a

gunler sonra gelen edit;neden hala eksi oy alindigi anlasilmamistir.
doktorluğundan şühpe duyulması ve bu işi para ve kariyer acısından yaılmaması gerektiğini bilmeyen doktorlardır.
mecburi hizmetten kaçan doktordur. hipokrat çarpasıcadır.
hiçbir imkan sağlanmamış, tıbbi malzemeleri olmayan, terörün ya da aşiretlerin hüküm sürdüğü, her an can tehlikesinin yaşandığı, kısaca kaderine terkedilmiş bir yerde insan doğasının gereği sonucu olarak haklı bir şekilde hizmet yapmak istemeyen doktorlardır. doktorluğu neden seçmiştir bu her fırsatta karalanmaya çalışılan, önyargılarla yaklaşılan, bok at izi kalsın mantığıyla türlü türlü hakaretlere uğrayan doktorlar; basit şekliyle insanlara yardım etmek, geleceklerini sağlıklı yaşamalarını sağlamak, yaşam kalitelerini arttırmak için değil mi? hangi düşünebilen mahlukat para manyağı olmak için doktorluk gibi uzun yıllar eğitim görüp bir bok kazanılamayan çok masraflı bir mesleği seçer ki lan mantıklı olun biraz.
peki bu hekimlerin eğitim gördükleri büyük şehirlerde iyileştirmek için canlarını dişlerine taktıkları insanların da büyük bir çogunlugu doğudan bir şekilde bu şehirlere gelen amca teyzeler değil midir? ayrım yapmadan hatta kimi zaman bu amca teyzeleri kendine daha da yakın, sıcak hissedip ekstra özveriyle ilgilenen doktorları hiç mi görmez gözünüz. görmez tabii ki çünkü herkesi kendi gibi görmek ister bu bünye. doktorları da öyle görmek isterler çünkü, sonunda bok atıp ezikliklerini bi nebze giderebilmek amaçlı. büyük şehirlerdeki hasta popülasyonunun çoğu zengin, parfüm kokan mis hatun ya da cilali abiler midir dersiniz? lan türkiye'deki %5 i geçmeyecek bir oranı genele mal edip bok atmaya çalışmak hangi mantığın ürünüdür? bir kısmı şu mantıgın ürünüdür; gerçekten de zamanında götünü yırtsa da yapamadığı kazanamadığı tıp fakültesini kazanan, kendi gerçekleştiremediği hayallerini gerçekleştiren doktorlara içten içe kin duyma, kıskançlık içgüdüsünün ürünüdür.bir kısmı da kıskançlık ya da kin gibi kirli duygular beslememesine rağmen sadece birkaç olay yaşayıp da tespit yapma meraklısı, oturduğu yerde ülke kurtaran tiplerin mantığının ürünüdür. bunlar bırakın hayati tehlikesi olan bir yerde mecburi hizmet yapmayı, mahallesinde bir kavga olsa pencerenin arkasından bakıp çekirdek çıtlatmayı bilir ancak.
uzun lafın kısası; türkiye'nin her karış toprağı gidilmesi hizmet yapılması gereken topraklardır fakat gerekli, yeterli imkanlar sağlandığı sürece. emin olun bu bok atan kraldan çok kralcılardan oluşan tiplerden çok daha fazla seve seve yapacaklardır hizmetlerini. sonuçta kendi adıma konuşayım ben seve seve yaparım arkadaş. sağlıklı ve bilinçli günler dileğiyle...
istemeyen gitmez tabii, calismaz devlet adina. olayi politiklestirmenin, vatan sevgisiyle bagdastirmanin anlami yoktur.
doğuluların kendisi dahi ilk fırsatta batı taraflarına, kalkınmış yerlere kaçabilmenin hayalini kurarken suçlanması çokta doğru olmayan doktorlardır.
can güvenliği olmayan bir yere yollanacağı için gitmek istememekte haklı olan kişi.
canını sokakta bulmadı kimse
gideceği yerde doğru dürüst ekipman, bina, yetişmiş ara eleman olmaması da cabası
kimse aman efendim vatan borcudur diyerek tatlı su vatanseverliği yapmasın
isteyen kasar kendini 10 sene okur sonra gidip doktorluğunu yapar emekli oluncaya kadar doğuda.
işin esas garip tarafı bu insanlık dışı tavrı yalnızca doktor müsveddelerinin göstermesidir. onca öğretmen oralara itirazsızca, paşa paşa gitmektedir . bu memleketin onlarca mühendisi rusya'nın, türki cumhuriyetlerin en berbat köşelerine gidip çalışmaktadır hiiiç ama hiç yüksünmeden.

bu adamlar insan bile olmayan adi, namussuz yaratıklardır. evet aynen öyle..
bunca genç oralara asker olarak gitmekten gocunmazken kendi hayatını kazanması için belirlediği meslek uğruna bir insan nasıl olurda ben oraya gitmem der.
insan seçtiği mesleği uğruna her yere gidebilmeli, heryerde mücadelesini verebilme rezervine sahip olabilmedir.
Diyarkabır ve çevresinde halen çalışmakta olan yaklaşık 20-30 doktor ile görüşme şansım oldu. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki buralara gelip buraları çok sevenler de var, buralardan küfrederek kaçanlar da. Bu tamamen bir kişisel tercih meselesidir. Devletin buralara yatırım yapmadığı zaman zaman doğru bir önerme olsa da buradaki halkın o doktorların kıymetini bilmediği de yine zaman zaman düşünülmektedir.

Bu çift taraflı sorun içerisinde doktor olmuş bir gencin ezilmesi ise gerçekten üzücüdür. Nasıl bir mühendis ya da hukukçu oralarda çalışmak zorunda değilse doktor da çalışmak zorunda değildir. Devlet bu zorunluluğu koymakla kolaya kaçar. imkanlar daha iyi olsa zaten doktorlar da gelirler.
kendi hayatını kazanmak için belirlediği meslek uğruna hayatını kaybetmek istemeyen, uygun koşullarda hayatını kazanıp, hayatlar kazandırmak isteyen doktorlardır.
Gitmek istemeyen doktoru suçlamak yerine ;doğu görevi;diye bir kavramı yaratanları suçlamak lazım. dünya üstünde ülkeler gelişmişlikleri yüzünden ayrılırlar;ama aynı ülke içinde bölgelerin, şehirlerin ayrılması;mantıksızlıktır. elemanı,teçhizatı,vs olmayan yere sırf;hizmet;yolluyorum diye;zorunlu;olarak kendi vatandaşını yollamak daha sonrada tamam kardeşim senini çilen bitti hadi bakalım ödülün batıdır demek vatana karşı millete karşı büyük ayıptır.sen devlet olarak elinden gelenin gerçekten en iyisini yapsaydın eğer ülkenin belli yerlerine ;zorunlu;olarak vatandaşını yollamak zorunda kalmazdın. yani şu durumda ;gitmek istemeyen doktoru; suçlamak yerine şartları iyileştirmeyip;doktoru zorunlu olarak;yollayan devleti, sistemi eleştirip suçlamak lazım!!! şimdi muhtemelen akıllara şöyle bir soru gelecek peki ordaki vatandaşımızın günahı ne?hiç. evet koca bir hiç. günahı yoktur evet ona da yazıktır hemde belki herkesten daha çok yazıktır ama doktorun, öğretmenin,hemşirenin günahı nedir? suçlu kimdir? vatana hizmetten kaçan kimdir? doktordur,öğretmendir muhtemlen(!)
Bunca yıl okuyup didinip sonunda da kör bi kurşunla mefta olmayı göze almak istemeyen şahsiyet olabilir.