bugün

başbakanın söylemiş olduğu bir cümle(imiş). dindar bir gençlik yetiştirilmez. dindar bir gençlik dayatılır ancak. inanç insanın içinde, kafasında olan mantığıyla oluşturduğu bir sistemdir. bugün dersanelerde bile dersin ortasında bir öğrenci namaz kılmaya çağırılıyorsa bu dindar bir toplum eğitmek değildir. başbakan önce başkanı olduğu toplumu eğitmeye baksın. insan namusunu giydiği kıyafetlere indirgeyen insanlarını düzeltmeye çalışsın. günümüzde zaman ne kadar hızlı ilerliyor olsa da insanların düşünceleri de o hızla geriliyor.
dindarlığı neyle ölçüyorlarmış acaba? bugün televizyonlarda bas bas dinin gerekliliklerini açıklayan adamlar kız çocuğunu tacizden ya da seks skandalından tutuklanıyorsa bana kimse bir şey öğretmesin arkadaş. dindar olmak demek kitapta yazan her şeyi yerine getirmek demek değildir. bir bakıma dindar olmak adaletli davranmaktır, bazen aç küçük bir çocuğun karnını doyurmaktır, yalan söylememektir, bağışta bulunmaktır. diz üstü etek giyen kadınları dinsizlikle suçlayan bir toplumun önce temiz bir kafaya ihtiyacı vardır. insanın fikri neyse zikri de odur diye boşuna söylememişler. önce akıllı bir toplum yetiştirilmeli. halk dinsiz de yaşayabilir fakat kültürsüz yaşayamaz.
silinmesi gereken başlık halen sol frame. tamam lan bırakın bana dindar yetiştirecem. full tedrisat, disiplin, osama, filistin askı, çapraz kesme, olmadı memati sıkması.
biz götüz, bu memleketi de göte çeviririz demenin bir başka söylenimidir.
"ırak'ta 1,5 milyon müslümanın katledilmesine neden destek verdin" sorusunun sorulması gereken cümledir.
bu sefer gerçekten bokunu çıkartmış bir rte söylemidir.
düşünmeyen , sorgulamayan bir nesil isteyen çakma solcuları rahatsız eden söz öbeği.
bir ülkenin başbakanın gençlerin dindar olmasını misyon edinmesi sonucunda söylediği büyük bir gaftır. evet büyük bir gaftır çünkü ülkesinde hristiyan, yahudi, müslüman, ateist inançlara sahip insanlar varsa bu söylem yersiz ve saçma olmaktan öteye geçemez. herkesin dini inancı, dini yaşama şekli kendini ilgilendirir. bir kaç ay önce rus arkadaşımla sohbet ederken şöyle demişti: avrupada ya da benim ülkemde insanlara dinini sormak çok ayıptır. bu mahrem bir konudur ve insanlar bu konuda konuşurken çekinirler.
şimdi düşünüyorumda benim ülkemde din, dini konular ağızlara sakız olmuş. siyasete alet olmuş. üstelik sağ-sol fark etmeden tüm tarafların çiğnemekten çürüttükleri bir sakız. artık milletin inançlarından elinizi çekin allah rızası için çekin diye haykırasım geliyor.
Eğitimli, bilgili, kültürlü, sorgulayan, demiyor..

Dindar diyor. Ver ekmeğini suyunu, şükretsin, oy versin..

Senin gemicikleri, senin pırlanta tükanlarını sormasin.

Sana ne milletin dininden imanindan. Adam ister dindar olur ister ateist. Sonunda bu insanı yaratan, eğer isteseydi kendisi herkesi dindar yapardı. O yapmamış da sana kim verdi bu görevi.
bıçağın kemiğe dayandığı noktadır. rte nin iktidara geldiği günden bu yana, misyonlarıyla ilgili olarak ilk kez bu kadar samimi, açık ve net bir açıklamasıdır.

edit: neyi beğenmedin pezevenk? ben durum tespiti yaptım.
bir şey açıklanmasına gerek olmayan cümle.

soran, sorgulayan, düşünen değil de dindar bir gençlik yetiştirilmek istenmesi yeterince herşeyi açıklıyor zaten.
ütopyadır , bunu duyup gülen büyük bir genç kesim var.
(bkz: soran sorgulayan düşünen gençlik)
her ülkenin amaçladığı bir vatandaş profili vardır ve bu profilin türkiye cumhuriyeti iktidarınca ne olduğunun ifade edilmesidir.

dünyada eşi benzeri olmayan türk laik sisteminin yaklaşı 100 yılda vatandaşa ne kazandırdığı ortadadır. laiklik ingiltere'de, fransa'da, italya'da neyse türkiye'de de o olmalıdır, kemalist dinazorların hayallerinde gezinen ahmakane sanrılar değil.
şaşırtmayan rte sözüdür.
(bkz: dindar surprıse by tayyip)
başbakanın üzerine vazife olmadığını düşündüğüm bir konu lakin her insan kendi ailesinde istediği eğitim ve düşünceyi öğretme özgürlüğüne sahiptir.
bir de şu konu varki dindar bir toplum olmanın bi sakıncası yoktur kanaatimce. lakin tüm dinlerin temeline inildiğinde (saptırılmışlar hariç) güzel ahlak yatarki buda kötü bir şey değildir.
saçma beyan. bu adamların yüzünden dinden bütünüyle soğuyacak bir nesil yetişecek. şeriat falan gelmez; ama çok uzakta değil, yakın bir gelecekte dinsiz bir nesil yetişecek.
bu ülkede hala islamiyeti ve dindarlığı zararlı bişey olarak algılayan insanlar var oldukça dgerçekleşmesini daha da canı gönülden istediğim temennidir.

öncelikle çuvaldızı kendime batırayım dindar mıyım? hayır, sanmıyorum. bu sözü eleştirenlerden farkım ben bunu bir eksiklik, bir zaaf olarak görüyorum, keşke daha çok dindar olabilsem. dindarlık yasa dışı bir şey de benim mi haberim yok bilmiyorum ama, nasıl bir insan bahçesinde domates yetiştirmekte hürse bunu da en kalitelisinden üretmek isterse vay efendim sen neden kaliteli domates yetiştiriyosun demek ne kadar abesle iştigalse bu sözü de eleştirmek benim gözümde aynıdır, çünkü başbakanın sözü sadece bir temennidir, gerçeğe dönüşmesi umut edilen.

dindarlıkla; kul hakkı yemeyi, rüşveti, yalanı dolanı bağdaştıran kardeşim eğer bir insan dindar görünüp şerefsizlik yapıyorsa, rant elde edip, çıkar peşinde koşuyorsa inan ben de senin yanındayım fakat islamiyet güzel ahlaktır, fazilettir; kıymetini bilmek lazım.
dinin ve dindarlığın kökenine bakılırsa ne kadar tehlikeli olduğunun farkında bilincinde olmayan bir başbakan beyanı. din güzel bir şey sanıyorlar. yazık.
işi olmayan şeylere el atmış başbakan açıklamasıdır. ancak kendileri gibi dinci bir nesil yetiştirebilirler o ayrı.
dindar olmayanın ateist olduğunu düşünecek zekada bir nesil geleceğinin habercisidir. bu nesil gençliğe hitabeye "ayet mi bu canım" diyebilecek zekada olur. bizlerde onlara "ayet ne ki gençliğe hitabe olsun" deriz sonra silivri'nin yolları taştan.
yozlaşmanın dinle bağının olmadığını düşündüğüm saçma sapan açıklamadır. dindar bi gençliğin kültürel değerlerinden uzaklaşmayacağının yada yozlaşmayacağının garantisini kimse veremez.
adında cumhuriyet olan bir ülkenin başbakanı çıkıp laik düzene aykırı laflar ediyor. dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz herkes badem bıyıklı olmalı diyor. kılıçdaroğlu' nun ateist yetiştirmek istediğini söylüyor. bunların hiç biri sorun değil. ama ;

biz şuradan rte' ye çıkıp 2 laf söylesek mahkemelik oluruz. e hani din hoşgörülüydü? sen istediğini çık söyle biz laf edemeyelim ama.

nese tamam sakinim.
şimdi şu soruyu sormak ister gönül rte'ye :
sen daha iki gün önce fransa'da ifade özgürlüğü olmadığından, fransa'nın kendi aydınlanma felsefesiyle çeliştiğinden bahsetmiyor muydun? hatta fransa kendi insanını özgür düşünmeye sevk etmiyor diyen sen değil miydin? ha şimdi ne oldu? dindar nesil yetiştirmek istedin. kılıçdaroğlu seni din tüccarlığıyla suçlayınca (çokta haksız sayılmaz sömürücülük hakkında)(sadece bu konudan bahsediyoruz yoksa al birini vur ötekine)ağzından baklayı çıkardın. dikkat edersen özgür bir birey demedin. ifade özgürlüğü tanımadın. dindar sıfatını yapıştırdın yeni nesile. ha bir de karşı tez olarak ateist mi yetiştircez falan dedin? ulen bu nasıl bir saçmalıktır? senin vazifen dindar nesil veya ateist nesil yaratmak mıdır? nasıl bir kategorizasyon yanlışıdır bu? yoksa, şu yüzde 99 nokta bilmem kaç dokuz müslüman olan halk sever bu söylemleri diyerek halkı ne de olsa uyuturum diye mi düşünüyorsun? peki suçladık yakın zamanda fransa'yı. aklı olan poposuyla gülmez mi şimdi? ulen mantığa bak. dindar nesil iyidir, hoştur. ateist nesil tukakadır bu bağlamda mutlak surette önerilmez. ne zamandan beri dinsel inançlarla veya inanmamayla insanlar kalıba sokuluyor. ileri demokrasilerde inanç özgürlüğü söz konusu olmuyor mu? mümkünse cevap alalım. ha bir de şey var aklımda kalmasın. orhan pamuk haklı veya haksızdı söyleminde. o ayrı mesele de adama türklüğe hakaretten başlayarak vatan hainliğine kadar rol kestik. peki orhan pamuk'un ifade özgürlüğü nereye gitti? (uçtu gitti) hani fransa'ya karşı söylemi doğruydu fakat köküne kadar da eksikti. anımsatmak istedim. sansürcü, ifade özgürlüğü tanımayan, basın özgürlüğünü hiçe sayan, ötekileştiren, baskıcı hatta bir aralar okunan gazeteye karışan zihniyete ifade özgürlüğü dersi vermek abes kaçar. önce kendi ülkenin içindeki ifade özgürlüğü kıtlığına bakacaksın sonra karşı tezlerin, suçlamaların tutarlı olabilsin.
Demokrat insanların hoşgörüyle karşılaması gereken sözlerdir. Herkes istediğini söyleyebilmelidir. Önemli olan sözlerden öte eyleme geçebilmektir. Bunu yapabiliyor mu sayın başbakan? Yapıyorsa nasıl yapıyor? Bence dindar bir gençlik yetişmiyor ama bilinçli bir nesilin yetiştiğine inanıyorum. Bilinçli bir nesil neyin yanlış neyin doğru olduğunu ayırt edebilecek noktaya gelirse her şey bitmiş olacaktır. Rüyamız, hedefimiz, ufkumuz bilinçli bir nesilin yetişmesidir.