bugün

sık kullanılan bir tamlamadır.

tarih bilgisinin azlığı ile veya bu bilginin tam olmasına rağmen yorumlama ve tahlil yeteneğinin azlığı ile elden gitmesi mümkündür.

misal;

"1821 tercüme odasının kuruluşu ile genç beyinlerden anadil eğitimi yerine yabancı dil ile eğitim şartı getirilmiş, bu diller ile ilgili objektif kaynak azlığı batı medeniyetini hıfzetmek yerine taklit etmeye ve fikirsel tecavüze uğranmasına neden olmuş. bir benzeri için bakınız: türk eğitim sisteminin son 15 yıllık yabancı dil eğitim uygulamaları.

1839- gülhane hatt-ı humayunu ile 1821 yılındaki olay ile birlikte bürokraside yükselmiş kişilerin de bilinçli veya bilinçsiz desteği ile azınlıklara ticaret alanındaki pozitif ayrımcılığın bir benzerinin bürokraside de tanınması olayıdır ki; kişiler maaş aldığı yere hizmet yerine azınlık tebaa olarak yükselen slav milliyetçiliği sayesinde kendilerini bağlı hissettikleri odaklara hizmet etmişlerdir. bakınız: türk milli eğitim sistemindeki ihale vurgunları ve bunlardan nemalanan yabancı müteaahhitler ve ayrıca bakınız: türkiye'de yabancı okullar politikası.

1856 -ıslahat fermanı. azınlıklara tanınan pozitif ayrımcılık yerini kurucu unsurun bürokrasiden reddine doğru yol aldı. yabancıların kendilerine ait denetimden muaf okullar açmalarına, kendi fikri doğrultusunda hocalar ithal etmeleri desteklendi. dönemin eğitmenlerine kendilerine çeki düzen vermeleri salık verilmmesi bir yana bu azınlık sisteminden gördüklerini taklit etmeleri istendi. içi kabak dışı hıyar muallimler osmanlının eğitim siteminin tepesine çöreklendiler. ithal askerler, komutanlardan savaş sanatı öğrendik. edebiyatımız osmanlı edebiyatı değil fransız edebiyatının anadolu şubesi haline geldi. bakınız: türk ismi taşıyan ecnebi edebiyatçılar. bakınız: halkını inkar eden aydınlar. bakınız: nobel ödüllü yazarlarımız.

1870-76 mecelle. bu devşirme ve transfer kanunlar ile halkı cehaletle suçlayan bürokrasi takımı, halkı avrupalı imiş gibi hukuksal düzenlemeler yapmaya kalktılar. bir yandan yoğurdum kara derken öte yandan ayrandan şikayet ettiler. bakınız: avrupa birliği uyum yasaları.

1820-1870 azınlık isyanları. osmanlının vatantaş dediği kesimler kendilerine azınlık tatüsü kazandırmak için faaliyetlere giriştiler. ayrı azınlık mahalleleri ve meskün mahaller oluştu. devlet buna seyirci kaldı. bakınız: türkiyede kurtarılmış bölgeler.

1918 mondros antlaşması.
-azınlıkların hapisteki üyelerine af çıkartılması sağlandı. bakınız: genel af tartışmaları, dağdan inme teraneleri

-limanlar uluslararası kullanıma açıldı. bakınız : liman ihalelerini haraç mezat peşkeş çekilmesi, eti aliminyum fabrikasının 1 milyar dolar değerli arazisinin üzerindeki fabrika ile ve yanındaki baraj ile 285 milyon dolara 10 ödemesiz 20 yıl vade ile satışı.

-haberleşmedeki devlet tekeli kalkacak. bakınız telekomun satışı.

-ordunun silah ve mühimmatı kontrol altına alınacak. bakınız: suriye sınırında ileri geçemeyen türk tapulu alman yapımı tanklar, uydu frekansları bozularak baskın yiyen türk birlikleri.

1920 sevr antlaşması....içeriği malum. şükür edelim ki henüz buraya güncel bir bakınız veremedik. allah verdirtmesin.

işte devletin bekası denilen şey böyle bir olay. eşek düştüğü çukura bir daha düşmez. eşek kadar bari olmak lazım.
apo'nun idamının engellenmesi hususunda devlet bahceli'nin imza atma nedeni olarak gösterilmektedir. bahcelinin yaptıgı acıklamaya bakarsak '' devletin bekası herşeyden önemli oldugu icin imza attım , apo yu kullanarak pkk yı bitirme planları var.'' tarzı kelamlar etmiştir.. devletin bekası mı ? yoksa itibarımı önemli bu husus tartışmaya acıktır. zira bekadan biçare itibar kaybedilmiştir.

sonuç ortada.
müthiş bir icattır. kim bulduysa alnından şapur şupur öpülmelidir.

ne zaman ki bir devlet ADAMI, mantıksız, akla hayale sığmayan bir mallık yapsa hemen imdadına bu icat yetişit. devlein bekası. oratlığın mınakoyup devletin bekası diyerek her türlü pislikten kendinizi arındırabilirsizniz.