bugün

düzgün, kaliteli ve ucuzunu bulması uzun uğraşlar gerektiren baş ağrısına neden olan paralı eğitim yerleri. *
Bir sınav yüzünden annemlerin zorla yazdırdığı bir de bütün öğretmenlerimin bana takması (özellikle matematik öğretmeni nefretle anarım kendisini)Bu nedenlerle kaçmama o da fayda etmeyince turşu üzerine süt içmem ve türlü şeylerle mide mi bozmaya çalışmam ama o da olmayınca annemlerin psikolojimin bozulduğunu söyleyip beni dersaneden alması (bkz: ben deliyim)
hayatınızın baharını çalan eğitim(!) kurumları.
universiteye hazirlik icin calisan dershaneleri ele alalim ornegin.
simdi magrur gururlu devletimiz bize bilmem kac yillik bir zorunlu egitim veriyor ya; *o egitim de bize devlet tarafindan "alin size milli egitim bakanligimizin bilimsel calismalara dayanarak gereksinim duydugunuza inandigimiz egitim/ogretim haplaridir" deniyor ya;

"bu haplari sorgulamadan, dusunmeden, elestirmeden yutup sindireceksiniz" deniyor ya;

sonra bu egitim/ogretim sonrasinda girdigin sinavlardan aldigin notlar yetmiyor ya;

"biz bir de universiteye girebilmeniz icin size ayrica sinav uygulayalim" diyor ya;

o sinavda sorulan sorular ve sinavin icerigine yetecek bilgi dagarcigi ve soru cozme taktikleri devletin kendi eliyle yasal olarak verdigi egitim/ogretim icinde bulunmuyor ya;

bunu firsat bilen girisimciler * kendi ogretim kurumlarini aciyor ya;

bu kurumlar astronomik fiyatlarla ogrencilere sinavi kazanma vaadi veriyor ya;

gercekten de istatiksel olarak bu vaadler bir bakima dogru cikiyor ya;

iste bu kurumlara dershane deniyor.

tanim da boyle igneleyici ne guzel oluyor ya!
Öğrencilerinden bi' dünya** para alıp öğretmenlerini asgari ücretten çalıştıran kurumlara verilen genel ad. Ankara piyasasında*** yüzlerce batak dershane vardır. Bu kurumlar anlaştıkları öğretmenleri eşek misali günde 10-12 saat derse sokarlar, ancak verdikleri paralar öğrencilerin hayal ettiği gibi astronomik rakamlar değildir. Çok çalıştırılan, emeği sömürülen bu zavallı öğretmenler buraları terk edebilmek için kırk takla atmalarına karşın, devlet atama yapmadığı için buralarda düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılırlar. Ne devlet kurumlarındaki yat&maaşını al sistemi buralarda vardır, ne seneye çalışmanızın garantisi, ne de huzur. Bırakın seneye çalışmanın garantisi, dönemin ortasında aldığınız üç kuruş maaşın yarıya indirilmemesinin ya da yıl sonunda maaşınızı alabileceğinizin garantisi vardır.

Bu durumda dershane sektörü* hem öğrencisini, hem öğretmenini sonuna kadar sömüren bir sektördür. Şimdi sorarım size, ay sonunu nasıl getireceğini bilmeyen, "bu ay acaba maaşımı alabilecek miyim" diyen bir insanın öğrenciye ne derece faydası olabilir? Elbette olamaz. Kaldı ki bu kurumlar öğrencilerine öyle bir hava yansıtırlar ki sanırsınız öğretmenler buralarda binlerce lira maaş almaktadır, çok güvenilir kurumlardır falan filan...

Ancak eğitimi özel sektörün eline verirseniz olacağı da pek tabii budur. Maliyetleri düşürüp, karı artırmak amaç olunca, ucuz işçi çalıştırıp çok para kazanmak istemeleri gayet olağandır.

Dershaneye binlerce ytl para ödeyen veliler ve öğrenciler bir kez daha düşünsün, hatta çocuklarının geleceklerini emanet ettikleri bu kurumlarda çalışan insanların hangi paralarla çalıştıklarını sorsun. Sorsun ki "Ulan benim verdiğim para nereye gidiyor?" sorusunun cevabını kendileri bulsun, bu parayla bu kadar çalışan insanlardan ne kadar verim alınabilir ölçsün tartsın, kararını versin.
aslında çoğu zaman para tuzağı gibi görünse de iyi kullanıldığında çok işe yarayan sosyalleşmeyi de sağlayan, sadece öğrenim yerleridir.
kız lisesinde okuyan biri için bir cennettir dersahane.
1 gün gelecek 1 gün kalacak diye sözde insanı sınav için motive eden, yeni sınav sistemi sayesinde birer darphaneye dönüşen öğretim kurumudur.
öğrencileri ve onların ailelerini sömüren eğitim kuruluşları.
not ve devamsızlık korkusu olmadığından ve sivil gidilebildiğinden dolayı okuldan daha iyi olan, çoğu zaman insanı kasan, öğrencilerin sorunlarıyla tek tek ilgilenilen, bol bol test verilen ve denemeler yapılan eğitim yeri.
okullardaki etüt olayını mahveden kurumlar.
doğru seçim yapıldığı zaman, öğrencinin içindeki cevheri çıkaran yerlerdir. okul kadar baskı olmadığı için sadece test ve konulara kafa yorulur. bu yüzden okullara göre avantajlıdır. ama herşey gibi bu durumunda boku çıkmıştır.
para verilip ders çalışılan yer ne garip değil mi?
birçoğu tonlarca vergi kaçıran, çalışanlarına (öğretmen, sekreter, temizlikçi...vs) üç kuruş parayı "maaş" diye vermekte sakınca görmeyen, üstüne üstlük bu üç kuruşu da verene kadar çalışanlarına bin takla attıran "ticari" kurumlardır. aralarında işini hakkıyla yapanlar vardır ama sayıları çok azdır.
egitim sistemindeki bozukluklardan faydalanıp keselerini dolduran ve egitim kurumundan çok ticarethane zihniyetiyle isletilen kurumlardır.iyi egitim almanın yolunun dersaneden gectıgını dusunduren sistemin tam göbegine yerlesen dershanelerden kurtulmak yakın gelecekte pek gorunmemektedir zira biyerlere giris sınavlarını kaldırma iddiasındaki makamlar tam tersine sınav sayısını arttırıp dershanelere olan bagımlılıgı daha da arttırmıstır.
insana devlet okulları ne işe yarıyor diye düşündüren durum .
hüseyin çeliğin sbs sınavını 3 seneye yaymasıyla daha da ululaşmış,6. ve 7. sınıfında teneffüslerde su şisesi kapağıyla ''kalesiz futbol'' maçları oynanan paralı ilim irfan yuvası
bu yıl yeğenimin gitmesi ile keşfettiğim bir dershane türü daha çıktı.
Butik dershaneler 4-5 kişilik sınıflarda neredeyse bire bir özel ders gibi eğitim veriyorlar. Gayet güzel sistem, öğrencide biraz ders çalışma isteği varsa, bu dershaneler ile kazanmama gibi derdi olmaz.

http://www.besiktaspostasi.com/butik-dershane.htm
güyaaa! : sistem gereği,LYs'ye, ygs'ye, sbs'ye, kpss'ye, ve diğer bütün sssss'lere hazırlanmak için, "bağımlı" olunması gereken; bence kumardan, içkiden, sıgaradan daha az para tuzağı ve veli bağımlılığı olmayan, kurumlardır. gençlerin yıllarını zehir eder. bir gram bilgi eldelenmez, fakat bütün başarı dersanenin sayılır-zannedilir.

hiçbir öss 1.si, sınava dersanede hazırlanmamıştır. ben öss 1.si olsam -ki umurumda olsa, olurdum- araba ödülü karşılığı, kendimi x dersanesindenmiş gibi gösterbilirdim. söz konusu 1. arkadaş, x dersanesine gittiği için üniversiteyi kazandı zannedilir. kazanamayanlar tekrar tekrar dersaneye gider. bir dünya para yatırılır dersaneye.fakat veliyi caydıramaz. durum bu kadar vahim.
okuldan sonra gidilen ve okuldaki derslerin tekrar edilmesinde bize yardımcı olan, okulda bazı konuları anlamadığımızda orada öğrenmemizi sağlayan öğrenebilme olasılığımızı arttıran, okuldan sonra ekstra gelen iyi bir öğrenim yeridir.
türk egitim sisteminin yetersizliginden dolayi türemis sacmalik. zannedersem dünyanin hic bir yerinde böyle ticarilesmis okul disi egitim sistemi yoktur.
para manyaklarının kurduğu eğitimin nimetlerin yararlanan darphane. ama sanılanın aksine bir işe yaradığı yok kapasitesi olmayan isterse en iyi dershaneye gitsin kazanamaz sınavı. ben* * *
eski toprak deyimi ile : 'para tuzağı' dır.
(bkz: dershane değil ticarethane)
5. sınıfların mini mini birler konumuna düştüğü ortamların adıdır.

bir etütümden örneğin:
''thebalkanboy konuşma! mini mini beşleri rahat bırak!''
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar