bugün

(bkz: hastanedeki doktorla benim maaşım bir mi) sorusu gibidir. yani haklıdır.

elbetteki dağdaki çobanla senin oyunun bir olmaması lazım. lakin sen üni bitirmiş, siyaseti takip etmiş. kendini geliştirmişsin. dağdaki çoban ise ağası nereye oy vermesini söylerse oraya verir. ağa ise nereden çıkarı varsa oraya oy verdirir.

bir amele çıkıp hastanedeki doktorla benim maaşım neden bir değil diyor mu? demiyor çünkü biliyor ki aynı olamaz. o doktor. eğitmiş kendini. meziyetler katmış kendine.
görsel
Bir değil. Olmamalı.

Dünyadan bir haber yaşayan adamla, dünyadaki gelişmeleri takip eden bir adamın oyu bir olmamalı demek istemişti, haklıydı. Haklı olduğunu sonradan hepimiz gördük.
her ideolojinin içerisi mallar ile dolu olduğundan herkes kendisine ezberlettirilen propagandasını yazıyor. yukarıda solun finolarının yaptığı saçma salak yorumların ak mallardan farkı olmadığını görüyorsunuz. öyle bir konuşuyorlar ki sanki bu ülkede sol hiç iktidar olmadı. bunların ülkeye kazandıracağı hiçbir şey yoktur.
demokrasi belli bir uygarlık seviyesine gelmiş üstün bir kültüre sahip değerli bireyler yetiştirebilen toplumlar için gereklidir. özgürlükçü veya eşitlikçi yaklaşımlar türkiye gibi ülkelerin yavaş yavaş erimesine yol açacaktır. suriyeliler gelmeden önce arap kültürü ile mücadele derneği açsak siyasal isl*mcılardan önce ilk bu solcu finolar karşımıza çıkacaktı. şimdi gelmişler millete salak diyorlar.
bu milleti nasıl eğitmeyi planlıyorsunuz? kemalistler yıllarca istediklerini yaptı ve bugün sonuç olarak her taraf im*m hatip oldu. bu millet ancak güçlü hukuk sistemi, ağır cezalar ve militarist bir rejim ile adam olur. bunların dışında bu yozlaşmışlık en fazla geçici olarak durdurulur ve sonra kaldığı yerden devam eder.
anadoluluların büyük çoğunluğu eğitilemez. buraya yurttan manzaralar fotoğrafları koymaya gerek yok, çıkın dışarı görürsünüz. türkiye'yi bitirdiniz, demokrasiniz bu ise ben almayayım.
yerine göre evet, yerine göre hayır.
eğer ki başkalarının oylarını etkileyebilecek bir konumda isen senin oyun, birden fazla kimsenin oyuna tekabül edebilir.
mesela köyün kanaat önderi olan bir çobanın oyu senin oyundan daha üstün bir oydur.
Bence de olmamalı. Akıl farkı var bir kere. Mesela her sene senin gibi geri zekalıları kırpıyorlar. Kafa yapısı işte..
değildir. Sizin 100 oyunuz 1 çobanın verdiği oy etmez. Çünkü o çoban adamdır siz ise bırakın adamlığı insan bile değilsiniz.
çobanla aynı eğitim seviyesi, zeka düzeyi, hayata bakışa sahiplerinin aynı, hatta hatta çobanınki daha değerli diyeceği versus.
işte bunlar hep burjuva demokrasisi. tepeden dayatma kapitalist burjuva demokrasiyi dayatırsan böyle olur. demokrasinin kavramı herkesin eşit oy hakkına sahip olması değildir. tecavüzcü sübyancı ensest orospu çocuğuna, hırsız katil piçe, okumamış caihl cüheyla adama oy hakkı tanırsan olacağı buydu.

eski yunanistan'da demokrasi aristophanes, ksenophon, platon, aristoteles gibi adamlar tarafından acımasızca eleştirildi. çünkü bu düşünürlere göre devlet yönetimi cahil halk takımına bırakılamayacak kadar önemli bir meseleydi.

adamlar binlerce yıl önce işin bokunun çıkacağını görmüşler. günümüzde bunu açıkça dile getiremezsin. burjuva seni alaşağı eder. çünkü ona ''cahil halk'' lazım ezmek için.
Elbette bir değil.

Sen senden olmayanı senin gibi düşünmeyeni her türlü hakareti aşağılamayı reva görecek kadar şeref yoksunu bir insansın. Dağdaki çoban elbet senden imsan olarak üstün. insan olarak oy kullanma hakkı olduğuna göre dağdaki çobanla senin oyun elbetteki bir değil.
olması mümkün değil. çoban yüzlerce koyunu ya da keçiyi güder. bunu söyleyenlere 3 tane keçi ver akşama kadar onları da kaybeder.
" ne büyük insanmış bunu söyleyen " diyoruz. bizi affet.
Dağdaki çobanın ipleri ele alınca neler yaptığı ortada.
Okumayan, sorgulamayan, dünyadan bihaber dağda koyun otlatan adamla kendimi eşit görmüyorum. Ve bunda sonuna kadar da haklıyım.
Yıllar evvel, çemkirip, haksız ve hadsiz bulduğumuz söylemdi.
Lakin artık, altın değerinde anlamlı bir cümledir.
Öngörü sahibi ! A. Kayacı' dan özür diliyoruz.
Biz ettik, sen etme!!!
Harbi aysun kayacı ya noldu?
Şimdiki duruma bakıp da haklı çıkarmaya çalışmayın şu kadını. Bunu diyebilecek kişi Aysun Kayacı değildir. Demokrasi en ideal sistem midir? Bu tartışılabilir ama yine diyorum bunu diyebilecek kişi Aysun Kayacı değil. Sen kimsin ya? Ne etkin ne bilgin var ki vatandaşı küçümsüyorsun? Senin de dağdaki çobandan çok üstün bir özelliğin yok. Ha daha seksisin evet. iki frikik verince abazaları topluyorsun tvnin başına. Bu sen aydınsın demek değil. Bu ülkenin kanayan bir yarası da bu popüler olmayı aydınlık sanan tiplerin kendini bir bok sanması. dizi sinema oyuncusu, yazar, manken, şarkıcı... Adamlara bakıyorsun her bir sikimi biliyorlar. Kendilerini toplumun aydını görüyorlar. Prim verdirmeyin lan bunlara. Ya da ne Bok yerseniz yiyin banane.
iki. Allah Allah sende insansın oda insan.
demokrasinin tanımıyla örtüşen açıklamadır.

demokrasi herkesin oy vermesi demek değil, demokrasinin temeli eğitim.

platon'un 2400 yıl önce tarif ettiği demokrasiyi sözlükteki bir çok yazar dahil hala anlayabilmiş değiliz.

--spoiler--
Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.
Demokrasi despotluğa dönüşür.
Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
Devlet işleri, devlet içinde idare edenlerle idare edilenlerin yönetime katılmasıyla gerçekleşir.
--spoiler--
Onu bilmem de meclisteki dal...larla bir. Üzüleceksen bu gece buna üzül.
ebesinin amının beyanı.
yanlış bir dille ifade edilmiş olsa da temelde desteklediğim fikir. zamanında aysun kayacı bu sözü söylediğinde de hak vermiştim.

bugünkü demokratik sistem çoğunluğun tiranlığını engelleyebilecek yeterlilikte değil. bana kalırsa ülkede john stuart mill' in demokrasi anlayışına uygun olarak kalkınmacı demokrasi uygulanmalı.
vakti zamanında sevgili Platon'un demokrasiye saçmalık demesinin altında yatan düşünce. başta rahatsız etse de sonradan ne demek istediğini anlıyor insan. ancak ne yazık ki insanoğlu hala iyi bir yöntem geliştirebilmiş değil.
Günümüz türkiyesine bakıldığında söylenmiş en doğru laftır.
civciv yumurtadan çıkmış da kabuğunu begenmemiş. Türklerin yörük (göçebe) olduğunu ne çabuk unutmuş ? özellikle küçükbaş hayvancılık, türkmenlerin, konar-göçer yörüklerin ana geçim kaynağı, çobanlık baş mesleği, kurt vazgeçilmezi. Ha demek ki sayın hanfendi yerleşik düzene geçmiş olmalı öyleyse. aslını inkar ettiğine göre. Fakat şu aralar göremiyoruz kendisini. Amerikaya yerleşmiş diyorlar. Gerçi Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı. Anlaşılan göçebelikten asla kurtulamayacak. o çok --değerli--fikrini kendine saklasın. Bizi bağlamaz. Biz aslımızı inkar edenlerden değiliz. Zira Aslını inkar eden (saklayan) haramzadedir.

Şimdi bir iki kelam da bu ne menem bir şey olduğu asla anlaşılamayan tepemizde demoklesin kılıcı gibi asılı duran demokrasiye ve onun yılmaz savunucularına edelim. öyle ya madem demokrasiden bahsediyoruz herkes fikrini özgürce söyleyebilmeli. Nedir günümüzde demokrasi ? Emperyalizmin En Ölümcül Silahı. Demokrasi Yalanı.

---spoiler---
Kapitalizmi, demokrasi sözcüğüne sığınarak pazarlıyorlar. Adına demokrasi diyorlar. Zenginin zenginleştiği, yoksulun yoksullaştığı, başka canlılarla birlikte insan türünün de yok olmasını bu gidişle kaçınılmaz kılan düzende, seçimleri kazanan da kazanmayan da kaybediyor. Bunu bilmiyor değiliz.

Bildiğimiz halde düzene sarılıyoruz.

Savaşsız dünya özlemimizi, sömürünün olmadığı, rekabet yerine işbirliğine dayalı insanın kendisiyle yarıştığı bir geleceği gerçeklerden uzak buluyoruz.

Oysa asıl taraflaşıp, inatlaşarak, gerçeklerden uzaklaşıyoruz.

Seçtiğimiz partinin kazanması, afyon almışçasına dünyayı toz pembe görmemize, eline elma şekeri verilmiş çocuk gibi bizi mutlu etmesine yetiyor. Kaybettiysek, gelecek sefere. Umudumuz, düzenin şıklarıyla aşılanmış bir kere.

http://m.radikal.com.tr/y...emokrasi_diyorlar-1185125

---spoiler---
bu cümle karşısında istemezükçüler ve belki derya tutuşacılar haricinde "kafa" olarak ne kadar sığ bir seviyede olduğumuz gerçeğini sımsıkı kucaklıyorum.

burası "kafa"da kurumuş dudaklar; burası şeytanın sıcaklarından bunalıp cehenneme temelli taşınmasına vesile olan teksas; burası mecnun'un kaybolduğu çöl; burası ajda pekkan...

bak şimdi bi dakika! geçenlerde bir arkadaşım çay muhabbetinde bu işte belli mesafede senin lokasyonuna düşen insanlarla tanışabildiğin uygulamalardan birini anlatıyor bana. tabii ki(!) hiç tanımadığı kızın biri buna merhaba, tanışalım mı demiş bu uygulamadan. bu da anlatıyor kız şöyle afet böyle bomba...

ve muhabbetin sonunda kerizin dediği lafa bak: "yani resmen uygulamayı satın al diyor! alıcam yani tanışmam lazım o kızla."

işte bu, olayın özetidir. bu adam itü makine görmüş insan ya! mesele ahmaklık veya abazalık da değil. burası kafa konusunda kurak, mat, ayaz, cansız bir ortam.

tam olarak bu tipoloji, kaleciyi de geçtikten sonra altı pas içinden boş kaleye atılamayan gol gibi...

sallabaş evetçiler ve sallabaş hayırcılardan ayrı; aysun da bunlardan biri...

konuya geçecek olursak, kimseden medet ummadan! istikamet bozmadan! ne osmanlı ne turan; ne akp 'nin ne kemalizm 'in düzeni; ne demokrasi ne liberalizm, ne faşizm ne marksizm...

ve burada söz salih mirzabeyoğlu 'un:

demokrasi ve liberalizmden, birleşmiş milletler teşkilâtı ve avrupa ortak pazarı’na kadar; fikir ve kuruluşlar plânında içiçe bir yumak olarak şekillendirilen “yeni dünya düzeni”, amerika birleşik devletleri ve avrupa’nın birbirleriyle rekabet ortamı içinde de olsa bizim gibi ülkelere biçtikleri parya statüsünde müşterek, bir hegemonya sistemidir… elbette “hayır!” diyoruz: ülkemizden başlayarak teklif ettiğimiz “yeni dünya düzeni”miz ile!..

ne put adam ne ham yobaz ne bozkurt
yeni nizam yeni insan yeni yurt!
güncel Önemli Başlıklar