bugün

harry potter and the half blood prince ve harry potter and the order of phoenix filimlerinin de yonetmenligini ustlenen ingiliz yonetmendir kendisi.
yönettiği dört harry potter filminin de tabiri caizse içine sıçmış yönetmendir. daha da lafım yok kendisine.

(bkz: thank you david yates for fucking my childhood dream)
harry potter'ın son 4 filmini çekerken büyük bir hata yapmış yönetmen. hatası da, yönettiği filmlerin harry potter olmadığının farkına varamaması olmuştur.

arkadaş, sen nasıl bir yönetmensin ki harry potter and the half blood prince'in filmini izlerken kavak yelleri'nden esintiler bulmama sebep oluyorsun? sen nasıl bir akılsızsın ki "ben bunu yönetiyorum şimdi de acaba bu kitabın konusu ne?" diye bir düşünüp kitabı okumayı akıl edemiyorsun? (eğer kitabı okuyup da böyle filmler yaptıysan daha beter) sen nasıl bir kendini bilmezsin ki koskoca mürver asa'nın ortadan ikiye ayrılıp uçurumdan atıldığı bir sahne çekmeye cüret ediyorsun? tabii bu diğer sahnelerinin iyi olduğu anlamına gelmiyor, hepsi kötü, bu da en kötülerinden biri.

aslında tek suç bu adamın değil, bu filmler çekilirken "abi iyi hoş da, biz napıyoruz burada? olayımız ne?" demeyen bütün herkeste.
kitaba bi baksaydı iyiydi.
hakkında içimi dökmek için aylar sonra tekrar beni sözlüğe sokturan adamdır. bu amına koduğumun herifi harry potter serisinin 5. filminden sonra serinin mantık ve lağım çukuru sınırlarını zorlamasını sağlamış büyük alkışı hakeden zattır. alfonso cuaron (azkaban tutsağı) dan sonra düşüşe geçen seriyi kurgudan masala çevirmiş, daha fazla dikkat çekip, harika kurgulanmış hikayeden çok dövüş sahnesi seven ergenlerin para verip izlemesi için seriyi mahvetmiştir. burdan kendisine bir slow clap ve sülalesine de selamlar gönderiyorum.
güncel Önemli Başlıklar