bugün

bulutsuzluk özlemi'nin anlamlı şarkılarından biri.

gazetelerde bu sabah
bir fotoğraf var.
cezaevinde bayram görüsmesi.
analar,
babalar,
çocuklar
sarmas dolas.

gülerken ağlayan bir yüz,
bir sevgili
ya da bir es,
elinde bir tutam çiçek tutan
küçük kız,
sarmas dolas.

ne olacak
bütün bunlar?
bütün bunlar
ne olacak?
her bayramda mahkumlara verilen yakınlarıyla bayramlaşma hakkı. televizyondaki görüntüler insanın içini ezmeye sebep olur.
canlı ve fişsiz versiyonu daha bir güzel olan şarkı. akın eldes nasıl da güzel çalmaktadır gitarı.
büyük bir votka ve bolca limonla alınırsa daha bir derinden yaralayan klasik.
yazacak pek bir şey yok gibi. bulutsuzluk özlemi zaten en iyi biçimde anlatmış.
kişinin hayatında ki en korkunç anlardan biridir, sevdiğiniz bir aile büyüğü kader mahkumu olmuştur, cezavindedir. size göre belki de dünyanın en masum adamı bir suçlu olarak içerdedir. o gün bayram günüdür tüm eş dost akraba bir araya gelir toplanılır ama evde bayram havası yoktur çünkü evin reisi, ailenin direği yoktur o dört duvar arasındadır kader mahkumudur, o bayram yüzler gülmez. sonra yola çıkılır kader mahkumu olan koca çınarı dört duvarın arasında ilk defa aramızda çelik engeller olmadan göreceğimiz için içimizi acı bir mutluluk kaplar. cezaevinin kapısında beklemeye konulur sıra vardır uzunca. siz orada beklerken yalnız olmadığınızı fark eder sizinle ve koca çınar ile aynı kaderi paylaşan yüzlerce insanı görürsünüz. sıra size gelir içeri ilk adımı atarsınız ve kolunuza iğrenç bir damga yapıştırırlar "görüştü" işte bu daha da koyar insana, illet mürekkep çıkmaz bilekten damgalanırsınız. sonra avluda beklemeye başlarsınız koca çınarın yolu gözlenir ve kapıda belirir gözü yaşlı dağ gibi bir adam. koşar adım yanına gidersiniz sanki hiç bırakmayacakmışçasına sarılırsınız gözleriniz yaşlı dakikalar sürer bu kuçaklaşma bir aile uzun zamandır ilk defa bu kadar iç içedir boğazlar düğümlenir mahvolursunuz söyleyecek bir kelime bulamazsınız hele bir de evin erkek çocuğu iseniz dimdik durmak zorundasınızdır koca çınarın karşısında, çünkü o size emanet etmiştir ailesini o içerdeyken sizsinizdir ailenin reisi işte bunun için içinizde bir fırtına kopsa da dik durursunuz. hasret giderilir uzun uzun ve o iğrenç uyarı yapılır "ziyaret vakti bitti" ve isyan edersiniz içinizden "ulan ben böyle dünyanın adalet sistemine" ve adaleti temsil eden herşeye dair küfür edersiniz... koca çınarın gözleri dolar ve ağlar, anne de ağlar hele küçük kız kardeşin koca çınara bir sarılışı vardır ki içinizi param parça eder o "baba baba" deyişi...
işte böyle iğrenç birşeydir bu ziyaretler.
bulutsuzluk özlemi söyler de kötü mü söyler? insanın içini burkar.
güncel Önemli Başlıklar