bugün

Damar aktarma.Devre dışı bırakma.
yüksek risk taşıyan operasyon...
kişiye göre değişmekle birlikte ölüm riski oranının %5 olduğu cerrahi operasyondur.
ailesinden birinin by pass olacağını öğrenip endişelenen, araştırmak için internete saldıran arkadaşlar size sesleniyorum korkmayın! Ailesi daha yeni tecrübe yaşamış biri olarak söylüyorum, endişelenmek korkmk kaçınılmaz ama hastanın yaşı çok ileri değilse ve başka bi rahatsızlığı yoksa neredeyse sıfır riskle yapılan ameliyat. Ameliyathane ve yoğun bakım kapısında çok ter döktürüyo ama işin en zor kısmı ameliyat sonrası söyliyim. sabırlı olun, günden güne iyiye gidiyor ama uykusuz gecelere ve hastanızın sizi azarlamasına hazırlıklı olun. yürüyüşler başladıkça, göğüs kemiği iyileştikçe herşey normale dönmeye başlıyor ama en az 6 hafta çok dikkat etmek gerekir kolay gelsin.
kanın geçtiği ikinci yol

(bkz: uyuşmak)
ölüm riskinin %3 olduğu (en kötü ihtimallere göre) bir operasyondur. tabi hastanın yaşına, diğer hastalıklarına göre riski değişebilir. ama günümüz teknolojisinde bu risk iyice azalmıştır. yanlız önemli olan amelliyattan sonrasıdır. çünkü enfeksiyon kaptığı anda yeniden amelliyat olmak zorunda kalabilir ve risk artabilir. bu sebeple kaldığı ortam steriliz edilmiş olmalı, yakınlarının evde maskeyle dolaşmaları ve kaldığı ortama mümkün olduğunca az girilmelidir.

http://www.sendeyolla.com...2&cid=64&id=95044

http://www.youtube-izlese...ass-ameliyati-videos.html
ankara sakaryadaki bardır. balkonu gayet güzeldir. müşteri kalitesi de iyidir. ayrıca tekilası 3,5 liradır, tavsiye edilir.
ilk zamanlarda sevdiğim ancak sonradan bir boka yaramadığını anladığım bardır. fiyatları ucuzdur ama kalitesi iyi değildir. hizmet de bir sike benzemez.
sakarya caddesi bayındır 1 sokakta bulunan, ucuz alkol ve rock-metal müzikten yararlanabileceğiniz bar. genelde gümmf öğrencilerinden mutlaka birileri oluyor, oradan olmasam da tanıyorum artık bu sayede. ankara'daki havacılık kulüplerine de ev sahipliği yapıyor, özellikle cuma akşamları. açık havadan hoşlananlar için bir de balkonumsu kısmı var, içeriden daha iyi.

fiyatlar ve fotoğraflar için:
http://www.bypassbar.com
Daha yeni by pass oldu babam suanda yanimda odaya cikardik yemegini yedi ve ilaclarin etkisi ile uykuya daldi. Tecrubeden bahsetmek gerekirse ameliyata girmeden once islemin nasil yapilacagi konusunda internetten baya bir arastirma yaptim acikcasi ameliyat goruntuleri urkutucuydu ve korkmamiza neden oldu. Ameliyat gunu kan grubunun a rh - olmasindan dolayi doktorlarin ne olur ne olmaza karsi 5 kisinin 4 u ayni kan grubundan olan kisiler kan vermeye gittik. Kan verme esnasinda babami coktan ameliyata almislardi. Daha sonra sadece bir ekrandan ameliyatta oldugunu yazan bilgi ile 4,5 saat bekledik. Sonunda ameliyattan ciktigi ve yigun bakima alindigi bilgisi ekranda goruldu. Hastanenin her yaptigi aktivitesinden memnun kalan biz yogun bakimdan sonra en ufak bir bilgi alamadik. Yogun bakimi aradigimizdada doktor olmadigini ve bilgi veremeyeceklerini bildirdiler. Neyse yogun bakindan ciktik huy degistirme yok babamda ayni canim babam yine. Ayrica yine ameliyatin gerceklestigi hastaneyi tavsiye ederek bashekime sukranlarimizi sunariz. (bkz: mehmet akif ersoy hastanesi)
özellikle doğuda ( hakkari, şırnak, van başta olmak üzere) kaçakçılık yapan kimselerin polis ve asker kontrol noktasına takılmamak için kullandıkları sarp köy yolları.
şekeri 610 larda gezen annemin 15 gün önce olduğu ameliyat.

önceki entrylerde verildiği gibi bilmeyenler için söylemek gerekirse; hipertansiyon ve diyabet hastası olan 43 yaşındaki annem, 4 saatlik başarılı bir operasyonun ardından sağlığına kavuştu. huy değişimleri falan deniliyor ancak, ameliyat sonrası antibiyotiklerin neredeyse tümü halüsinasyon görmek, asabiyet gibi yan etkileri var. bu da mevzu bahis huy değişimini açıklayabilir gibi... Ancak sözkonusu antibiyotikler bittiğinden beri hiç bu türden bir sıkıntı yaşamadık.

ameliyat haberi sinsi şekilde geldi. hiç bir ağrı sızısı olmayan annemi bir gece göğüs ağrısı sebebiyle hastaneye yatırdık. ilk aşama anjiyo oldu ardından pata küte: "durumu çok kötü", "öncelikli operasyon*" haberleri duyuldu.

görsel

bu konuda hiç bir bilgisi olmayan biz ise dışarıda harap olduk. anjiyo sonrası şeker i kontrol altına alma amaçlı 1 gün yoğun bakımda yattı. yine yukarıda belirttiğim gibi bu sürecin ardından 4 saatlik operasyondan yaklaşık 6 - 6.5 saat sonra uyandı ve kendisini görme imkanı bulabildik*. yine 1 gün yoğun bakım müşahadesi ve 3 gün oda bakımı derken eve geldik...

çok bıdı bıdı ettim ama bilmeyen insanların anlattığı gibi kritik, riskli bir ameliyat değildir. hatta bizzat doktorumuzun söylediğini aktarayım; "risk, %1, %2'dir. bu riskte burundan et alma operasyonunda da olabiliyor.". bu moral o an çok önemliydi. ki bu sözcükler akıl sağlığını stabil tutuyor.

ayrıca bursa anadolu hastanesi çalışanı hemşirelerine, bakıcılarına, çalışanlarına ve en önemlisi kalp ve damar cerrahi uzmanı op. dr. mustafa sezen'e teşekkürü borç bilirim.

ve tabiiki son olarak bu dertten muzdarip olan herkese geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum...

edit: görsel.
damar tıkanıklığı rahatsızlığı, operasyon tıkanan damarın sayısına, hastanın yaşına, kilosuna göre uzayabilir. by pass ameliyatı hastanın bacağından alınan damarın kalbe transferiyle gerçekleşir; zannedilenin aksine tıkanan damarlar alınıp yeni damarlarla değişimi söz konusu değildir. ameliyat süresi üç ila yedi saattir hastanın yaşına, mevcut durumuna göre süre uzayıp kısalabilir, risk oranı çok düşüktür lakin ameliyat sonrası çok dikkat edilmeli hastanın enfeksiyon kapmamasına özen gösterilmeli şayet bu dönemde en ufak bir soğuk algınlığı bile hastanın ölümüyle sonuçlanabilir. ameliyat sırasında kalp durdurulur , neşter vasıtası ile göğüs kafesi açılıp gerekli işlem yapılır; hastanın kalp dokusunda herhangi bir proplem yoksa risk çok azdır ameliyat sonrasında hastanın enfeksiyon kapmaması hususuna özen gösterilmesi gerektiğini belirtmiştik hasta ameliyat sonrası nefes darlığı, yutkunma, sırt ağrıları çekebilir; hatta ve hatta davranışlarında ciddi değişimler görübilir. bu noktada hasta yakınlarının durumu metanetli bir şekilde karşılamaları gerekir; zira ani duygu değişimleri dahi hastada yeniden damar tıkanıklığına yol açabildiği gibi ölümle vuku bulan elin bir hadise yaşanabilir. Tüm bunların ışığında ameliyat sonrası son yapılan istatistiklere göre ameliyattan sonra on yıl içinde aynı rahatsızlıktan yaşamını yitiren kişi sayısı yüzde beş oranındadır; lakin bu hemen sizi rahatlatmasın ameliyat sonrası üç dört yıl süre yaşam sürüp hak-ı rahmetine kavuşanların sayısıda azımsanmıcak ölçüdedir.

ameliyattan sonra hastanın gündelik yaşamına dönmesi, kilo proplemi varsa kilo vermesi, protein ağırlıklı beslenmesi hekimler tarafından şiddetle tavsiye edilir birde ameliyattan sonra hastaların aylık kontrolleri vardır ki bu kontroller hastanın hayat karnesi olma özelliğine sahiptir. bu grafiklere dikkat edilmeli ihmali söz konusu dahi olmamalıdır. tüm bunların dışında işin psikolojik boyutu ayrı bir başlıkta değerlendirme yapılcak kadar önemlidir hasta ameliyat sonrası nefes alıp vermede sıkıntı çekebilir hemen paniğe kapılınmaması sorunun büyük ihtimalle (bkz: diyafram) dan kaynaklanmış olması muhtemeldir bu da kontroller sonrası açığa çıkar. sonuç itibarıyla çok zor bir ameliyattır hastayla empati kurabilmek hastayı anlamak ameliyat kadar önemlidir.
anjiyo sonrası kalpteki damar tıkanıklığına çözüm önerisi olarak sunulan zorlu ameliyat.
esas tehlike eğitim by pass ı.
kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/ankara/26739945.asp
şimdi saygıdeğer ulu sözlük götcüleri yazacak özelden bana müezzinmisin birader, ağzını hayıra götünü bayıra ac tarzı söylenmelere ama ben yine bilim ışığında Hipokrat tadında yazmaktan vazgemicem .

şimdi güzel kardeşim ailende bu operasyonu geçirmiş biri varsa baban gibi deden gibi danan gibi bir kere bu saatten sonra onunla iyi geçin çünkü ilerleyen saatlerde artık aramızda olmucak !. niye mi bacaktan alınan damar ne kadar dayanır be gülüm ? topu topu üc sene bilemeden bes sene oda belki ama baytar abinler sana 15 yıl gider diyecekler sen iyisi mi onlara inanma yok öyle bir şey onlar senin başını okusuyor.
bu ameliyattan kaçışta yok kurtuluşta ana baba demezkoyar toprağın altına. bir de söyleyim genetik bir durum istediğin kadar sigara ic içme alkol tüket tüketme ailende varsa sendede olacak bilesin hülagü sende giyeceksin o önden düğmeli gömleği seninde yaracaklar göğsünü kaçısın yok vaktini bekle yani kabaca amına koyulcak dostum ! operasyondan sonra çoğu sey yasak ne yağlı ne tuzlu öyle mal gibi bir yaşam sürceksin cıbılları görüceksin ama artık onlar senin için bacı hacı ! cükün ereksiyonolcak belki ama heyecan kaldırma gibi bir lüksün olmucak sevdiğin takımın maçlarını bile izleyemiceksin öyle illet pis bir ameliyat ve işin da ha vahim yanı bunları yapsanda yakın tarihte göcüeksin ama yine de bir iki sene zamanın var tadını çıkar .
engelleyici bir unsurun etrafından geçmek anlamında kullanılır. Bilgisayar dilinde ise antivirus veya hack shield gibi güvenlik programlarını atlatma anlamında kullanılır.
Türk doktorlar tarafından tarihe gömülecektir. zira neştere gerek kalmadan damar tıkanıklığını ilaçla çözecek çalışmaya imza atmışlar.

http://www.haberturk.com/...ass-ve-stent-tarih-oluyor
Bir öksürükle başladı her şey. ilk başta sigara içmek için dışarı çıktığında soğuğu yeyip içeri girince sıcak ortamı görünce vücudun dengesi bozuldu üşüttük sandık. iğneden korktuğu için de pek üstüne düşmedik. ara sıra kalbi tekliyordu kırmızı oluyordu suratı 5 dakika sabit durunca '' tamam geçti'' diyordu.. bir süre sonra iş nefes darlığına geldi. dedemi akciğer yüzünden kaybettiğimiz için aynı durum genetik olabilir düşüncesi ile soluğu göğüs doktorundan randevu alırken bulduk. Gittik. Ciğerinde sıvı varmış. kontrol amaçlı 1 şırınga sıvı aldılar. Şırınga dediysem atlara vurulan şırınga aklınızda canlansın. rapor çıkana kadar kalp doktorundan da randevu almıştım çoktan. en azından biri olmazsa diğeri çıkacak mantığı ile davrandık. ciğer sonucunda sıvının kalpten kaynaklı olduğu söylendi..

ilk başta anjiyo oldu. 2 ana damar tıkalı çıktı. Hastaneye yatırdılar. 3 gün uzmanlar gözetiminde kaldı.. konseyden çıkan doktorlar gelip ; bu hastaneden alınan rapor yeterli değil gidin şu x hastanesinde de rapor alın dediler. o günün akşamında amcamı arayıp durumu izah ettim arabayla gelip hastanenin aciline götürdük. elimizde önceki hastaneden aldığımız raporları gösterip bizi şu x hastaneden yolladılar sizde kontrol edecekmişsiniz dedik. önce afalladılar ne alakası var ha orası ha burası dediler. bu işlemler size tek celsede anlatıyorum lakin olay 4 ayı kapsıyor. tabi gitmeden önce o hastaneden de randevu almıştım. 6 mart 2017 ye verdiler tarihi. babam daha ne kadar dayanabilir.. resmen sabrımızı ölçmek için tasarlanmıştı her şey.. acilde ki doktora durumu izah edince bana randevusuz hastaları sabah 9 gibi alıyoruz aslında deyip umut ışığı yaktı. amcam sabahın 6sında aldı bizi hastaneye gittik. 3 saat bekledik randevu sisteminin randevusuz kişilere açılması için. doktor nitekim babamı gördü ve hastaneye yatışını onayladı.

hastanede yer olmadığı için akşam 10.30 a kadar acilde bulunun kıçı kırık sedyenin üstünde yatmak zorunda kaldı. orada da gerekli tahliller yapıldı ve bu gün o hastaneden de taburcu oldu. sonuç aynı sonuç. sıkıntıyı yaratan kalp.. yarın ilk işimiz kalp hastanesine gideceğiz.

ameliyat gününü alacağız.

bu hastalığı geçiren insanlara ve çevresine sabır diliyorum. hastalıktan çok sabırla sınanıyoruz.

konu hakkında bilgisi olan tecrübelerini bana aktarırsa çok mutlu olurum. internetten okuduklarım bi yere kadar yetiyor.

edit: ameliyat iyi geçti çok şükür. 3 gündür yoğun bakımda idi babam. yarın çıkacak allahın izniyle. buradan bu ameliyatı olacaklara ve yakınlarına sesleniyorum. korkmayın demeyeceğim size korkun ama umudunuz daima olsun..
bir tür orta yaş ve üzeri erkek sendromu.
ing. geçit, yol mahlasına gelir.
2 gün sonra babamın geçireceği bir ameliyattır. bundan 2 gün öncesine kadar bu ameliyatın sadece adını bilen ben, şuan ameliyatta asistan doktor olarak görev alabilirim. yazılan entylere baktım, ekşi'de de oldukça yazmışlar ordan da biraz bilgi sahibi oldum olan ve olacak herkese geçmiş olsun, zor süreç.
Aralık ayından beridir ortaya çıkan ameliyat sonrası komplikasyonları ile canımızdan bezdiren kalp operasyonudur. Yaşanan tecrübelerden ötürü uzun uzadıya yazacaklarımı, kendisi yada yakını koroner by pass olacak arkadaşlarımın bir göz atmasını öneririm. Öncelikli tavsiyem -şayet doktorunuz acil ameliyat yada by passtan başka yolu yok demedi ise- bir iki doktorun ve by pass geçmişi olanların fikrini alın ve öncelikle stent takılırsa durumunuz nasıl olur onu öğreninin, stent ile idare edebilecek iseniz, bir yılda bir şehirde by pass olmuş binlerce kişi arasından hayatı zehir olan iki üç kişiden biri olmayın.
Geleyim maceramıza; babam 9 yıl önce anjiyo olmuş tıkalı üç damar açılmıştı. Bu yıl anjiyo öncesi yaşadığı sıkıntıları yine hissedince aynı doktora gittik, dört damarın tıkalı, üçünün %90 tıkalı olduğunu ve by pass gerekli dedi. Biz de ikinci bir doktora görülelim dedik ve o gün by pass olan tanıdıklarla görüştük. Biri benim askerlik arkafaşım dı ki babası yakın zamanda by pass olmuş, beynine oksijen gitmediği için felç kalmış, hastane eve göndermiş evde de enfeksiyon kapınca üç ay hastanede yatmış ve üç ay sonunda vefat etmişti, arkadaşım acil değilse başka doktorlara da görünmemizi önerdi. (Buraya dikkat kesilin çünkü enfeksiyon riski en büyük risk) Diğeri ise site komşumuzdu o da kısmen felç kalmıştı ve gerekirse stent taktır, öyle hemen hastaneye yatma, başarılı geçse bile ömür boyu yürüyüş yapacaksın, ilk iki üç hafta yan yatmayacaksın, yardımlı oturup kalkacak iki kolunu kullanacak, ökdürürken bile önce göğsünü düşüneceksen dedi. (Buraya da dikkat kesilin çünkü yan yatmamak ve yürüyüş son derece önemli) Bunun akabinde ertesi gün işinin ehli bir profesöre gittik, o da by pass iyi olur stent 5 yıl idare eder dedi, babam da o halde by olurum dedi ve doktor kalp damar cerrahına yönlendirdi ki gerçekten alanında en iyisi. Cerrah da by pass gerekir, stentte takabilirim, diyabetin var ileride yine tekrarlar, ama önemli olan sen yaşamayı seviyor musun, hayata bağlı mısın yoksa sümsük köşede oturup ölümden bahsedenlerden misin dedi. Babam da kim hayatı sevmez siz by pass yapın kökten çözüm olsun dedi. Doktor da tamam o zaman yatışını yapalım diyerek bizi yolculadı.
Şimdi buından sonra artık herşey başlıyor ama önce bir iki tavsiyede daha bulunacağım. Şayet ameliyat kararı aldıysanız babam gibi hadi beni ameliyat et kökten çözüm olsun demeyin, ameliyat nasıl olacak, sonrasında ve öncesinde ne yapılacak iyice öğrenin. En önemlisi siz yada yakınınız bir psikoloğa görünün, by pass olacağınızı anlatın o sizi hazırlasın çünkü ameliyat sonrası (bkz: oryantasyon bozukluğu) meydana gelebiliyor hem hasta, hem hasta yakını, hem doktor hem de hemşireler büyük problem yaşıyor, şöyle bir örnek vereyim babam by passtan çıkalı 4 gün olmasına kendisi ile aynı gün bypass olan bir başkası taburcu olmasına rağmen, oryantasyon bozukluğundan kaynaklı rahat durmamasından ötürü, hemşireler doktoruna sabaha kadar tam 48 kere telefon etti ve nabzındaki bozukluktan dolayı yarım günlüğüne tekrar yoğun bakıma girdi. Sizde de bu bozukluk olacak diye bir şey yok ama ameliyat öncesi bir psikolog en azından iyi olacaktır.
Babam yatıştan 3 gün sonra ameliyata alındı, dört saatlik ameliyat sonrası 3 damarı değişti. Normalde bir gün belki de daha az yoğun bakımda kalacak iken iki günden fazla kaldı ve servise sonra çıkarıldı, nedeni ise oryantos bozukluğu olduğu söylendi. Hatta doktor şöyle dedi, siz bu adamın deli olduğunu bana niye söylemediniz, önce bir psikoloğa gönderir, ilaç verir öyle ameliyat yapardık, oryantasyon bozukluğu hala devam ediyor gerekirse yine yoğun bakıma alacağız. Ki öyle de oldu, sağa sola küfür ediyor, herkesle kavga ediyor, kalkıp gitmeya çalışıyor, abuk subuk hayaller vs. Haaaa şu var adam deli falan değil, zaten psiklojisi bozuk olsa doktora söylerdik , bu sebeple biz de bir hata yok 40 yıllık babam bilmez miyiz dengesiz olduğunu, aslen benzer sorunlarla karşılaşan doktorun , tecrübesi gereği öncelikle bir psikoloğa göndermesi lazım.
Babam artık 5.gün yine yoğun bakımdan geldi ama bu sefer beni çıkarın buradan eve gideceğim diyor, doktor geliyor şekerini düşürmeden seni bir yere gönderemem iki gün daha buradasın diyor, bu arada babam ilk günden itibaren yürüyüş yapması, yan yatmaması, yardımsız kalkmaması gerekirken asla yürümüyor, yan yatmaması gerekirken yan yatıyor, hemşireler gelip uyarıyor amca yan yatma tellerin atarsa yeniden göğsünü açmak zorunda kalırız diyorlar, küfür ederek bana tayfalar mı emir verecek a.k diyor. Doktora haber veriliyor hemşire gelip uyku ilacı veriyor, dediğine göre bir fili bile uyuturmuş ama yarım saat sonra Bir bakıyorsun ki yataktan fırlıyor, ben sıçacağım tuvalete götürün a.k diyor tuvalete götürüyorsun bir şey yok, 15 20 dakika sonra yine aynı şey, doktoru çağırıyoruz, doktor tuvaletin gelemez hem ameliyattan önce senin içini tamamen boşalttırdım, hem narkoz hem de geçirdiğin operasyon bir süre kabızlık yapar diyor. Tamam o zaman diyor uyuyor uyanıyor bu sefer yine beni çıkarın eve gideceğim diyor, yahut kendini evde sanıyor. Böylece 8. gün sonunda doktor da mecburen eve göndermek zorunda kalıyor, ona acıdığından değil bize acıdığı için çünkü artık refekatçıdan çok nöbetçi konumuna gelen bizleri sinir krizine sokuyor, öyle ki annem gelmiş 60ına ben ve kardeşim 40ına, uyandığı her an yaptığı tartışmalar ve küfürleri ile hepimizi ağlattı, hemşireler bile biz böyle bir şey görmedik, hastane fobnisi mi var acaba dediler. Fakat bizim de bahsettiğimiz üzere öyle bir fobisi yok çünkü hem 14 ay önce safra kesesi alındı, hem de son bir yıldır hastanelerden çıkmıyorduk, nenemin bir lafı var, oturmaktan götü ağrısa bana bir şey oluyor diye doktora gider diye, işte son bir yıldır biz de öyleydik.
8.gün taburcu olduk, çıktık ama dışarı çıkar çıkmaz kendine geldi, sadece ikide bir saati ve günü soruyor, kendini iki aydır hastanede tatıyor sanıyor falan. Doktor da ilaçlarını verdi, bir tane de şizofren ilacı verdi ki ilk gece onun yüzünden hayal görüp yataktan düştü ve ilacı kestik, oryantasyon bozukluğuna dair önceki sorunları yaşamadık, kabızım diyor ve yemek yediremiyorduk o kadar. Doktor şu sıralar yarar değil zarar verir diyerek insülini kesti, diyabet için sadece (bkz: diclomec) verdi ve bol bol et yiyecek, hergün kırk tur yürüyüş yapacak ve yan yatmayacak dedi. Son iki şeyi yine yapmadı tabii ve bir gün sonra yine ,ben sıçamıyorum faslı başladı, makatını parmaklamalar, lağman istemeler falan, bu sefer 3 gün şekeri 90 100 arası gezerken 4. Gün 400 e çıktı ve göğsünden pembe akıntı gelmeye başladı. Hooop hemen aynı hastanenin aciline, acil doktoru şekerden açılmış ve enfeksiyon kapmış dedi ki bu da büyük olasılıkla elini makattan alıp göğsüne sürdüğü içindi. Acilde iken sabah da doktorların mesaisi başladı doktorumuzu bulduk, o da bir adama bakamadınız diyerek bize lafları saydırdı ve ben bakmam devlet hastanesine gidin dedi. Napalım artık acilde pansumanı yapılırken bu sefer doktoru telefon etti ve geleceğim bekleyin dedi, babamla konuşup yeniden iki günlüğüne yatırmaya ikna etti.
Haftasonu sabah 9 gibi hastaneye yeniden yatıldı, pansumanı yapıldı, insülin verildi , kan örneği alındı filmi çekildi (bildik para kazanma dalavereleri) yemeğini yedi uyudu, hemşire de yarım saatte bir gelip akıntıyı temizleyeceğim, pansuman yapacapım dedi gitti. Saat 13 14 oldu gelen giden yok , antibiyotik veteceğiz dediler o da yok, babam da uyandı, yine, beni buradan çıkart demeye başladı, on dakikada bir hadi eve gidelim, anneni çağır vs. sonra yine tuvalete gitmeye başladı ama öyle bir şey ki, akıntıdan pansuman çözülmüş, yere pembe sıvılar damlıyor. Telefonla doktoru aradık , iki gün bana müsade et akıntını kesim yaranı kapatayım gidersin diyor, bize de şimndi çıkarsa yaşamaz sakın bırakmayın diye uyarıyor, babam da tamam o zaman iki gün yatarım dedi. Saat oldu 16 hala gelen giden yok, sabahki pansuman üzerinde, ilaç yok, defalarca hemşirelere gidip söylüyorum tamam diyor ama gelmiyorlar ve babam da tekrar eve gidelim demeye başlamış, ben de dayanamayıp herkesi çağırdım, yoruldun diyerek eve gönderdiler. Saat 18 gibi çok şükür pansuman yapılmış ama ilaç , antibiyotik yok.
Evde iken uyumuşum, saat 1 gibi annem aradı, babam çıkmak istiyormuş, annem de hemşire ile konuşmuş gerekli işlemler yapılmış, gittim 2 buçuk gibi mecburen çıkarttım bir de 530 lira para ödedim ki tedavisi falan yapılmadığını hatırlatayım.
Sabahleyin doktor beni aradı, çıkarttınız madem yarayı temizleyip (bkz: rif) uygulayın , kapatın ve günde iki kere (bkz: augmentin) kullanın, beni her gün bilgilendirin dedi. Böylece benim de artık pansuman konusunda uzmanlaşacağım günler de başlamış oldu, açıklık öyleydi ki içerisi görünüyor, hava geliyor yaraya döktüğümüz rif öksürme sırasında içeriden çıkıp suratımıza geliyordu.
Akıntı üç hafta sürdü, pembeden turuncuya ardından sarıya dönerek azaldı ve by pass kesiği aşağıdan yukarıya birleşerek azar azar kapandı, sonunda üç kutu augmentin ve kutu rif bitti ve göğsün üst kısmında kapanmayan küçük bir delik kaldı. Sonunda o sarı akıntı kesildi, ben traffik kazası geçirdikten sonra öğrendiğim, (bkz: serum fizyolojik) ile temizlik ve (bkz: fito) ve (bkz: thiocilline) karışımına döndük ki artık rif in alerji yapıp hatır hatır kaşınmaya neden olmasına buna sebep oldu. Akıntı geçti yara kapandı derken 1 hafta sonra göğsün üst kısmından solucan deliği gibi bir delik açıldı, sümüğümsü akıntı gelmeye başladı. Doktoru ameliyattan 40 gün sonra böyle bir şeyin normal olamaycağını,yanına gelmemizi söyledi. Muayenesinde ciğerlerinin iyi olduğunu, göğüs kafesinin oynadığını ve sorunun artık enfeksiyon doktorunun alanına girdiğini söyledi ve kendisini arayarak bizi uzmana yönlendirdi. Ama 4 5 gün yatarsak iyi olacağını bunun da 4500 5000 lira tutacağını söyledi. Enfeksiyon uzmanı kültür aldı üç gün ilaç vermeden bekletti ve üç gün sonunda sonuç için gittiğimizde sonucun iyi çıktığını, üreme görülmediğini serum ile antibiyotik desteği (bkz: stafine) ve (bkz: novosef) başlayacağını ma 4 gün yatarsa iyi olur dedi ki malum olduğu üzere babam istemedi. Böylece serum için bir sağlık kabinini aradık ve sabah akşam hemşire eve serum ve pansuman için geldi. Ve bundan sonra hemşire ile 3 ay sürecek bir tabiri caizse işçi iş veren ilişkisi başladı.
Bu üç ayda antibiyotik üç kere enfeksiyon uzmanına gidildi, 4 kere kan ve kültür tahlili yapıldı. Antibiyotik alındıktan sonra akıntı duruyor delik kapanıyor ama 10 15 gün sonra yeniden bir delik açılıp akıntı geliyor. Yara üzerindeki delik ve gelen sümüksü akıntı benzer şekilde hat boyunca farklı yerlerde ortaya çıktı. Toplam 28 kutu antibiyotik kullanıldı, ki bu iki ay gibi bir sürede. Enfeksiyon uzmanını artık bıraktık, zaten her kültür sonucu temiz çıkıyordu, doktora -hocam bence bu enfeksiyon değil, enfeksiyon olsa koku olur, ateş yapar vb . belirtileri söylememe rağmen pek sallamadı ki dediğim de doğruydu ilk günden beri ne ateş ne koku vardı sadece delik ve akıntı. Adamcağızın akıntısı haricinde sorunu yok, gidiyor geziyor, dışarıda yemek yiyor falan, oryantasyon bozukluğu da kalmamış. Belli ki bu iltihab değil vücut sıvısıydı, göğüs kafesini tutan tel dikişler atmış ve dışarı çıkartmaya çalışıyordu. Hemşirenin ikinci ayının sonunda göğsün üstünde ve ortasında iki delik açıldı, en altta ise baş parmak genişliğinde su toplaması gibi bir şişlik oluştu, buradaki sıvıyı enjektör ile çektiğimizde vücut sıvısı olduğunu gördük, o ince deri sıvıyı çektikten sonra bir kaç gün sonra açıldı ve baş parmak genişliğinde bir yarık oluştu. Bir de bacağım ağrıyor deyince bacağından damar alınan yere baktık ki en alt kısım kalın bir kabuk bağlamış ve çekmekle gelmiyor, (bkz: silverdin) ile iki gün kapattık ve iki gün sonra kabuk soyulduğunda ayakta da bir baş parmak kalınlığında yarık gördük, bunun tedavisi ise hazirana kadar sürecekti. Artık akıntıya dahil olan iki de yaramız vardı. Bu iki yarayı kapatmak için önce 7 günlük silverdin kullanımı ile ölü derileri yok ettik, arından oksijenli su, (bkz: borik asit) ve (bkz: teramisin) ile bir hafta pansuman yaptıktan sonra, oksijenli su, (bkz: borik asit) ve (bkz: fito) ile (bkz: thiocilline) ile pansumana geçtik. 12 tane (bkz: Forsef) ile de destekledik. Sonunda akıntı durdu göğüs altında ki yarık birleşmeye başladı ama bacakta fazla bir ilerleme yoktu. Hemşire akıntı yok, yaralar kapanıyor derken iki hafta sonra göğsün ortasında yine bir delik açıldı ve akıntı geldi, böylece hemşire de artık benim yapacağım bir şey yok diyerek bana bıraktı.
Doktoru ile tekrar iletişime geçtim, hat boyunca problem olduğunu, plastik cerraha götürmemi ve onların negatif vakum yöntemi ile bölgeyi tedavi ettklerinden bahsetti. Bu kez plastik cerrahına gittik yöntemden ve bunu devlet hastanelerinin uyguladığından bahsetti, yarayı temizleyip bana pansumanda kullanmam için (bkz: octenisept) verdi ve (bkz: hiperbarik oksijen tedavisi) merkezine yönlendirdi. Burada uzun süreli antibiyiotik kullanımı ile oksijen almaya başladı, oradaki doktor devlet hastanesindeki enfeksiyon uzmanı arkadaşına acilen gönderip yatışı yapılsa da babam 4 saat kalıp çıktı, ardından yüksek basınç yüzünden üç gün sonunda kulağı ve burnundan kan geldi, KBB uzmanına gittik ve hiperbarikten ötürü dış kulakta ödem oluştuğunu iç kulağa gitmemesi için tüp takılması gerektiğini söyledi. Yarım güblüğüne hastaneye yatıp ameliyat oldu ve kulağına tüptakıldı, hiperbarik ise başlamadan bitti. Buradaki uzman doktora göre devam etmesi gerekiyor, şayet bu kemik enfeksyonu ise hastaneye yatması durumunda tedavisi iki ayı bulacak, çünkü göğüs açılıyor kemik kazınıyor ve vakumlama yapılıyor, bu yüzden bu kadar uzun süreli yatan hastayı özel hastane kabul etmiyor, devlet hastanesi ise bir kaç ay sonrasına randevu veriyor. Tabi bunun yanında babamın hastanede durmama durumu var.
Denenen bunca yöntemden sonra pansuman yine bana kaldı, octenisept pahalı ama güzel bir ürün, beraberinde fito ve borikasit kullanarak 2 haftada ayağı tamamen kapandı. Devlet hastnesinde çalışan bir pansumancı bulup fikrini aldık, işi bu enfeksiyon hastalıkları ve yaralar üzerine olunca bir çok doktordan daha tecrübeli, onunda dediğine göre bu enfeksiyon değil cücut sıvısı idi, sürekli yan yattığı için tel dikişler atmıştı ve vücut bunu dışarı atmaya çalışıyodu. Bu artık böyle gidecek dedi ve öyle de oldu, bugün tam 9 ay oldu, eskisine nazaran daha seyrek delik açılıyor ve akıntı oluyor, iki hafta akıp kapanıyorsa 3 4 hafta kapalı kalıyor. Delik açılacaksa kalınlaşan deride tabiri caizse meme oluşuyor, bir kaç günde daha da büyüyüp içi su dolu kese halene geliyor, kendiliğinden patlıyor yada göğüste ağrı yapıyorsa biz delerek boşaltıyoruz, bir haftalık (bkz: stafine) ve (bkz: cipro) desteği ile üç günde akıntı kesilip delik 1 hafta da kapanmaya başlıyor yeniden meme yapacağı güne kadar herkes normal yaşantısına dönüyor, babam havuza falan giriyor. Bu hafta başında yeniden akıntı gelmeye başladı ve yaklaşık 5 kuruş genişliğinde bir alan delik. Artık antibiyotik istemediği için öncekilere nazaran akıntı kesilmedi. Değişiklikleri bu entry altında güncelleyerek eklerim.
işin özü, her ameliyatın öncesini ve sonrasını araştırarak olun, doktorlara soru sorun, o tecrübeyi yaşamış olanlara soru sorun, alternatifi var mı öğrenin. Doktorlarımız bilgisiz, yenilikleri takip etmiyor ve her kafadan bir ses çıkıyor, açık yara konusunda uzman bulamıyorsunuz ve bir sağlık personeli bu konuda daha uzman ve tecrübeli olabiliyor. Bu konuda danışa bileceğiniz sadece estetik cerrahi varken onlar da daha ziyade hanımların çirkinliğine ve erkeklerlerin kıl problemlerine odaklanmış durumda. Devlet hastaneleri ilgisiz ve sorumsuz, yoğun bakımlık durumda değileniz size aylar sonrasına yatış verebiliyor. Zaten sorunlu bir hasta ile muayeneye gidiyorsunuz, 3 gün önceden sabah 8 e randevu alınmış ama saat 11 45 de muayene olabiliyorsunuz, hanımın doktor arkadaşı ziyarete gelmiş 40 dakika kahve içiyorlar dışarıda hastalar bekliyor takan yok, kültür ve kan tahlili sonucunun çıkıp çıkmadığını hastanenin öteki ucuna sizi gönderiyorlar, tahlil çıkmış mı çıkmamış mı kimsenin haberi yok. Özel hastaneler ise paragöz., işine geliyorsa tedavi ediyor gelmiyorsa açık açık siktiri çekiyor.
14 Temmuz’da babamın geçirdiği ameliyat.Ayrıca kalp kapakçığı da değiştirildi.Şeker hastası olduğu için biraz tedirgindik.Yürürken sırtında ağrı hissettiği için özel bir hastaneye götürdük.Anjiyo yaptılar ve ameliyat olmazsan ölürsün dediler.Babam ikna olmadı.Devlet hastanesine gittik.Bir haftalık tetkikler sonucu doktoru mecbur olacaksın yoksa felç geçirirsin dedi.Ameliyat üç saat sürdü.Onun yoğun bakımda ‘Ben öleceğim,bensiz yola devam edin.’ dediğinde psikolojimiz mahvoldu.Orada kablolar,hastane psikolojisi onu yormuştu.Sonrasında servise geçtiğinde bir süre ben öleceğim deyip durdu.Hatta doktorlardan rica ettik.Her şeyin yolunda olduğunu defalarca söylediler.Hastanede klimadan grip oldum hatta covid olduğumu düşünüp test yaptırdım.Anneniz,babanız ya da kendiniz bu tarz durumlarda karşılaşırsanız hemen tedavi olmanız gerekli.Lütfen aksatmayın.Sigaraya,şekere farklı nedenlere bağlı olarak ameliyat olanlar var.Ancak bir yakınımda aort yetmezliği var.Rahat on doktoru gezmiştir.Bir doktor da babanın oğlu olsa kendini biçtirme demiş.O yüzden şifa bulmak için iyi bir doktora denk gelmek lazım.Herkese sağlıklı bir ömür diliyorum.